BALIKESİR MUHASEBECİSİ
Esra Tuncer
26 Ekim 2009
“Namusun çeyrek porsiyonu, yarım porsiyonu olmaz. O ya vardır, ya yoktur”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu’nda hemen her sene bir oyunu sahnelenen Reşat Nuri Güntekin’in kaleme aldığı Balıkesir Muhasebecisi adlı oyun geçtiğimiz sezondan beri seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Yazarın ahlak anlayışını açık ve yalın bir dille anlatan eserin yönetmenliğini ise Nedret Denizhan üstlenmiş. Şehir Tiyatrolarındaki görevine oyuncu ve reji asistanı olarak başlayan yönetmen, daha önce yine bir Reşat Nuri oyunu olan Yaprak Dökümü’nün de yönetmenliğini yapmış.
Dürüstlüğü ile tanınan Tahir Bey kendi halinde bir muhasebe memurudur. Bir gün yolları çok büyük bir şirketin sahibi olan Ramiz Bey ile kesişir. Tahir Bey’in namuslu imajı Ramiz Bey için bulunmaz nimettir ve onu ikna ederek İstanbul’a getirir, kendi şirketine ortak yapar. Kendilerini alıştıkları ortamdan çok farklı bir hayatın içinde bulan Tahir Bey ve ailesi eski yaşamlarıyla şimdiki yaşamları arasında gelgitler yaşarlar. Karısı Huriye Hanım yeni hayatına adapte olabilmek için görgü kuralları, sofra adabı gibi dersler almış, kılık kıyafetini değiştirmiş ama özünde değişememiştir. Hala Balıkesir’deki mütevazi yaşamını özlemektedir. Kızı Leyla ise parası olmasa suratına bile bakmayacağı bir adamla nişanlanmış evleneceği günü beklemektedir. Oğlu Necdet ise baba parası yiyen, eğlence düşkünü bir miras yedi gibi davranmaktadır. Ailenin tüm bireyleri zaman zaman bulundukları ortamdan şikâyetçi olsalar da bu durumdan kurtulmak için çaba da harcamamaktadır. Oyun bu yönüyle Anton Çehov’un oyunlarıyla paralellikler gösterir. Yapacak hiçbir iş bulamayan burjuva bir aile ve onların iç çekişmeleri bu oyunda da daha çok Necdet karakteri üstünden verilmiş. Necdet kimi zaman hiçbir işe yaramanın sıkıntısını çekse de, içinde bulunduğu durumu düzeltecek gücü kendinde bulamaz.
Olaylar bu şekilde gelişirken bir gün Tahir Bey’in yaptığı dalavereler ortaya çıkar ve hapse düşer. Babalarının hapse düşmesiyle çocukları ve karısı ondan utanmaya başlar ve tekrar namuslu hayatlarına dönmek isterler. Ailesinin kendisini eleştiren bu sözlerine kulak misafiri olan Tahir Bey, artık bu namussuz işi bırakacağını, Balıkesir'de emekli maaşıyla geçinebileceği daha mütevazi bir hayata başlayacağını söyler. Bu duruma başta Huriye Hanım’ın kardeşi Şerif Ali Dayı olmak üzere herkes itiraz eder. Gerçekler ortaya çıkınca ne karısı emekli maaşıyla Balıkesir’de yaşamak ister, ne kızı, ne de oğlu tayyarelerinden, arabalarından vazgeçmek ister. Oyunun sonunda tekrar ortaya çıkan Ramiz Bey’in ve kızının kayınpederi Bedri Bey’in de yardımıyla Tahir Bey ikna edilir, aile tekrar eski burjuva hayatlarına geri döner.
Yönetmenin genel anlamda yazarın iletisini bozmadan klasik anlayışla sahneleme biçimini tercih ettiği oyunun Koreografisi Handan Ergiydiren, Müzikleri Bora Ayanoğlu’na ait. İlk perde ikinciye oranla daha ağır bir tempoda ilerliyor. Şerif Ali Dayı’nın, Tahir Bey’in evine geldiğinde karşılaştığı parti sahnesinde çalınan müzikler ve şarkılar oyunun bu ağır havasını hareketlendirmeye yetmemiş.
Oyunculuklara gelince; Oyun boyunca karakteri en tutarlı kişi Şerif Ali Dayı rolündeki Naci Taşdöğen’di. Fırsatları değerlendirmesini iyi bilen, uyanık kardeş rolünde çok başarılıydı. Huriye karakteriyle Berrin Koper de oyunun başından sonuna kadar kendi içinde tutarlı bir karakter ortaya çıkarmış. Tahir rolündeki yılların oyuncusu Mazlum Kiper ise genel anlamda oldukça iyiydi. Ancak oyunun başından sonuna kadar geçen süreç içinde Tahir karakterinin geçirdiği değişim, yani oyunun başındaki Tahir ile karakterin dönüşüm yaşadığı ikinci perdedeki Tahir karakteri arasındaki dönüşüm çok keskin bir şekilde çizilirken bu durum karakterin inandırıcılığına gölge düşürüyor. Son sahnede Tahir Bey “Ben artık bu hayatı istemiyorum, emekli maaşımla Balıkesir’deki hayatıma geri döneceğim” derken sanki karakter gerçekten bunu istemiyor da ailesini denemek için böyle konuşuyormuş gibi bir anlam ortaya çıkıyor. Aynı durum Necdet karakterinde ki Tarık Şerbetçioğlu için de geçerli. Artık zenginlikten sıkıldığını ve Anadolu'ya gitmek istediğini söyleyen ve idealist davranmaya çalışan ama tüm bunlara rağmen hayatını değiştirmeyip zenginlik içinde yüzmeye devam eden Necdet karakteri kimi yerlerde inandırıcılığını kaybediyor. Birde yaş itibari ile bu rol için sanki biraz fazla olgun durmuş.
Balıkesir muhasebecisi yazıldıktan bu yana aradan uzun yıllar geçse bile anlattıkları itibari ile geçerliliğini korumuş ve korumaya da devam edecek, insan doğasının günümüz paralelinde bile değişmediğini gösteren, nefsin sonucu olan hırsın nasıl da namusun düşmanı olabileceğini anlatan güzel bir eser.
Keyifli Seyirler…
Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'a ait bu site, sosyalist kültürün oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla yayınlanıyor.
26 Ekim 2009 Pazartesi
18 Ekim 2009 Pazar
16 Ekim 2009 Cuma
15 Ekim 2009 Perşembe
13 Ekim 2009 Salı
ÇÖP ADAM DEMİRKANLI'NIN ÇÖP KUTUSU / 13
Tiyatro Yayıncıları’na Sistematik Saldırı
Birilerinin tiyatro yayıncıları ilgisini çekmiş veya tiyatro yayıncıları birilerinin canını çok fazla sıkmış.
www.tiyatrodergisi.com.tr çok ciddi bir saldırısı yaşadı, temizlenmesi, dataların kurtarılması çok zaman aldı, hemen hemen aynı zamanda www.tiyatrodunyasi.com da benzer bir saldırı yaşadı, temizlik çalışmaları hâlâ sürüyor, tuhaftır ki www.tiyatronline.com da benzer bir saldırıyla karşı karşıya kalmış, zamanında müdahale ile yara almadan kurtulmuş.
Sezon açılışına denk gelen bu saldırıları gerçekleştirenler, mutlu olmuş, bahtiyar olmuştur…
Yayınımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Haber Giriş Tarihi: 08 Ekim 2009
(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)
Birilerinin tiyatro yayıncıları ilgisini çekmiş veya tiyatro yayıncıları birilerinin canını çok fazla sıkmış.
www.tiyatrodergisi.com.tr çok ciddi bir saldırısı yaşadı, temizlenmesi, dataların kurtarılması çok zaman aldı, hemen hemen aynı zamanda www.tiyatrodunyasi.com da benzer bir saldırı yaşadı, temizlik çalışmaları hâlâ sürüyor, tuhaftır ki www.tiyatronline.com da benzer bir saldırıyla karşı karşıya kalmış, zamanında müdahale ile yara almadan kurtulmuş.
Sezon açılışına denk gelen bu saldırıları gerçekleştirenler, mutlu olmuş, bahtiyar olmuştur…
Yayınımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Haber Giriş Tarihi: 08 Ekim 2009
(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)
12 Ekim 2009 Pazartesi
10 Ekim 2009 Cumartesi
YENİDEN !
ÇOK YAKINDA...
EDİTORYAL
Ertuğrul Timur, Ömer F. Kurhan,
YAZARLAR
Adnan Tönel , Ali Nihat Yavşan , Altan Karındaş , Aydan bol , Azade Kucukaycan , Bülent Sezgin , Ebru Saçar , Eda Atalay , Ertuğrul Timur , Fırat Güllü , Gülay Çıtak , Gülüm Pekcan , Hakan Urcu , Hakan Yozcu , Haluk Işık , Hasan Hüseyin Karabağ , Hülya Karakaş , Handan Ekici Çapanoğlu , Kaan Erkam , Kemal Oruç , Mahmut H. Kısakürek , Mehmet Nurkut Ilhan , Mehmet Tekkanat , Nedim Saban , Orçun Masatçı , Orhan Aydın , Ömer F. Kurhan , R.Onur Duru , Suat Başkır , Tülay Çellek , Uğur İpek , Üstün Akmen , Volkan Çağlayan , Zafer Gecegörür
BÖLGE İL SORUMLULARI
ANKARA : Mehmet Nurkut İlhan R.Onur Duru Ebru Saçar Güneş Çakmakoğlu İZMİR : Orçun Masatçı Uğur İpek Ahmet Akdeniz Orkun Kocabıyıkoğlu Adnan Şahin Gözde Güldiken İzmit : İsa Karslı Ersin çakmak Diyarbakır : Handan Ekici Çanakkale : Aslı Burcu Ok Trabzon : Hakan Urcu Mersin : Mehmet Tekkanat
GENÇLİK KADROSU
Ayça Yaşıt Beste Yücel Elif Çetinkaya Deren Soykan Duygu Gülçiçeği Duygu Usanmaz Merve Kalınbacak Merve Kocakuşaklı Sabiha Topallar Sıla İlyasoğulları Zülâl Arslan
LİSE TİYATROLARI : Merve Kocakuşaklı İstanbul (Genel) Beste Yücel İzmir (Genel)
ÜNİVERSİTE SORUMLULARI : Mustafa Sırkıntı, Ege Üniveristesi Hasan Basri Özcan / Dokuzeylül Üniversitesi Ahmet Akdeniz / Dokuzeylül Üniversitesi Ezgi çetin, Ege Üniversitesi Temsilcisi Özgün Kaplama, Beykent Üniversitesi Tamer Serkan Subaşı, Maltepe Üniversitesi Samet Caliskan, Uludağ Üniversitesi Sorumlusu Fatih Pazvantoglu, Eskişehir Üniversiteler Sorumlusu Elif Çetinkaya, Bahçeşehir Üniversitesi Cengiz Eşiyok, Kocaeli Güzel Sanatlar Duygu Usanmaz, Deren Soykan, GS Üniversitesi Temsilcisi Isa Karsli, Tiyatro Eğitim Araştırmaları
DİĞER ALANLAR
SİTE TASARIMI : İsmail Can Törtop
FOTOĞRAF : Tuna GüngörİLLÜSTRASYON : Emrah ÇıldırMİZAH : Ömür Kurum, Mizah Sayfaları
TİYATROM GÖNÜLLÜ YAYIN KADROSU
Alfabetik sıralıdır. Eksikler geldikçe tamamlanacaktır. Tiyatrom yeni katılımlara her zaman açıktır. Yazışma : e-mail: aetimur@gmail.com face grup
ADNAN TÖNEL
1965 İstanbul doğumlu tiyatro oyuncusu, akademisyen ve tiyatro yönetmeni. İstanbul'da pek çok oyun sahneye koydu. sinema filmlerinde oynadı. Son olarak (1997-1998) Akbank kültür sanat merkezi'nde hamlet 'solo' adlı oyunu sahneye koydu ve tek başına oynadı. oyun daha sonra Ankara ve Berlin'de sahnelendi. İTÜ, Kadir Has, Haliç ve Arel Üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak görevlerde bulundu. Halen Birgün Gazetesi Kültür-Sanat yazarlarından. "Uzaktan Kumandalı Çocuklar" isimli bir kitabı bulunuyor.
AHMET ERTUĞRUL TİMUR
Doğan Kardeş, Milliyet Çocuk Dergileriyle başlayan yazma serüveni profesyonel olarak Güneş Gazetesi, Güneş Gençlik eki, Çıtır Mizah Dergisi ile sürdü. Gırgır ve Fırt Dergilerinde mizah yazarlığı ve yayın kurulu üyeliği yaptı. Beş yıl süreyle Hürriyet Gazetesinde Haftalık Virüs Mizah sayfası editör ve yazarlığını üstlendi, Hürriyet gazetesinin diğer ilavelerinde yazdı. Radyo Tempo, Radyo Kulüp, Radyo D için mizah yazarlığı, Fenerbahçe FM'de Program müdürlüğünde bulundu. Kuruluş
aşamasında kısa süre Flaş TV Mizah ve Çocuk programları sorumlusu görevini üstlendi. BRT, TRT2, Kanal D, Kanal 6, TGRT, ATV, Show TV de yayımlanan programlar için zaman zaman mizah , parodi, senaryo, program metin yazarlıkları yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası İşyeri Temsilciliği ve İstanbul Şube Yönetim Kurulu yedek üyeliğinde bulundu. Eğitim-Sen Kampüs temsilciliği yaptı. 8yıl boyunca önce Genç Tiyatro adıyla ardından tiyatrom adıyla tiyatro yayıncılığı yaptı. Tiyatro Dergisi Yayın Kurulunda yer aldı, aynı derginin Gençlik tiyatroları Editörlüğünü üstlendi. Tiyatrom'un bir ekip ürünü olarak yeniden açıldığı bu süreçte kalıcı bir teknik ve yayın kadrosu oluşana dek yayıncılık görevine devam edecek ve kalıcı yayın ekibi seçildikten sonra bu görevi bu yayın ekibine devredecek.
ALİ NİHAT YAVŞAN
Ali Nihat Yavşan 1963 doğumlu. Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü mezunu. 1984’den beri Çocuk Tiyatrosu'na emek veriyor. Pembe Kurbağa Gösteri Etkinlikleri’nin kurucusu. UNIMA Türkiye Yönetim Kurulu üyesi. ASSITEJ (Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrolar Birliği) Türkiye Merkezi üyesi. Tiyatro Pembe Kurbağa’nın sergilediği oyunlarda yazar, yönetmen, oyuncu gibi birçok alanda çalışmalarını sürdürmekte. Oyunlarda yönetmen, oyuncu olarak yer aldı. Bu oyunlardan bazılarının da aynı zamanda yazarı.
Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun en güzel örneklerinden olan Gölge Oyunu'nu da Tiyatro Pembe oyunları günümüz koşullarına uyarlayarak küçük seyircilerle buluşturmuştur.TRT’ de yapılan çocuk programlarında da 1984’den beri aralıklarla çalışmaları vardır. Trampet, Merhaba Çocuklar, Sihirli Oda, Oyun Bahçesi, Uçtu Uçtu, Cumartesi Neşesi, Esinti, Yarışalım- Eğlenelim, Tavanarası, Oyunevi, Cumartesi Sabahı, Oyun Oyun İçinde bunlardan bazıları. İlk eğitimli Palyaço (Çıtır Pıtır) olarak markalaşan Ali Nihat Yavşan, ülkemizin birçok yerinde Palyaço ve Palyaço İllüzyon Gösterileriyle seyircileriyle buluşmaktadır. Çeşitli seminerlerde, açık oturumlarda konuşmacı olarak deneyimlerini aktaran Yavşan’ın , çocuk tiyatrosu hakkında bilimsel bildirileri yayınlanmıştır. Oluşum Drama Enstitüsünde Çocuk Tiyatrosu konusunda dersler vermektedir. Çeşitli okul tiyatrolarında da yönetmen olarak çalışan Ali Nihat Yavşan’ın bu alanda ödülleri de bulunmakta.
ALTAN KARINDAŞ
1928 yılında sanatçı bir babanın kızı olarak İstanbul'da doğdu. 1951-52 sezonunda Küçük Sahne'de Muhsin Ertuğrul ile sanat yaşamı başladı. İlk oyunu "Kanlı Düğün" oldu. Daha sonra "Arpa Ambarı", "Örümcek", "Karakolda" adlı oyunlarda oynadı. Şehir Tiyatroları'na geçtikten sonra "Bu Akşam Semerkant'ta Sokakta", "Figaronun Düğünü", "Bir Yaz Gecesi Rüyası", "Şurdan Şuraya Gitmem" gibi birçok oyunda başrol oynadı. Ayrıca diğer tiyatrolarda da "Gönül Avcısı", "Bitmeyen Aşk", "Kanlı
Nigar", " Çay ve Sempati", "Kargalar Okulu", "Bir Küçük Aslancık Varmış", "Banko", "Sasafra Dallarında Esen Rüzgar" gibi 70'i aşan oyunda rol aldı
AYÇA YAŞIT
2005 Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tiyatro kulübü oyun yazarlığı ve yönetmenliği. 2007 – 2008 tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Pandomim Kulübünde konuk sanatçı. Yıl sonu Oditoryum’da sergilenen oyunda da yer almıştır. 2007 Mart tarihinden itibaren, Taksim İstiklal caddesi ve Kadıköy Moda dolaylarında Pantomime ve Mask Tiyatrosu yapmaktadır. 6. Tünel Sokak Festivalinde, Pantomim alanında sokak sanatçısı. “Ne Varsa Sokakta Var” adlı performans f
estivalinde Pantomime sanatçısı. Yeditepe üniversitesi Beden Dili ve Ritim seminerlerinde Pantomim ve Mask Tiyatrosu alanında, konuk sanatçı olarak bulunmuştur. TRT2’nin “Sokağın Sesleri” belgesel filminde sokak sanatçısı. 2008 “İzmir Sokak Sanatları Atölyesi”nin kurulumda yardımcı olmuş ve Pantomim eğitimi vermiştir. Baku – Tiflis – Ceyhan Boru hattı çalışmalarında bulunan arkeolojik kalıntıların tanıtımı için yapılan 2D ve 3D çizgi film, animasyon projesinde Jest modelliği. İstanbul Üniversitesi Pantomim Sanat Dalı’nda okumaktadır.
AYDAN BOL
1967’de İstanbul’da doğdu. İlkokul,Ortaokul ve Liseyi; Erzurum,Ankara ve Ordu gibi çeşitli kentlerde okudu. 1983’te “Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu” na katılarak 1989 yılına kadar bir çok tiyatro oyununda sahneye çıktı. 1985-1989 yılları arasında çeşitli sivil toplum örgütlerinde aktif olarak görev aldı. 1980 döneminde kapatılan Ordu Halkevi Şubesinin açılmasında kurucu ve yönetici olarak emeği geçti. 1989’da Kleantes Sguru(MİMİ) ve Metin Akçeşme ile “Düşün Sanat Tiyatrosu” nu kurdu. İstanbul
da birçok özel tiyatroda profesyonel olarak çalıştı. Tiyatro ile birlikte edebiyatla ilgilendi. Yazdığı öykü ve şiirleri birçok dergide ve yine kendi çıkardığı Güncel Sanat Dergisi”nde yayınlandı. 2003’te Ankara’ya geçti. “Hodrimeydan Gazetesi” yayın yönetmenliğini yaptı. 1994’te “Ankara Şehir Tiyatrosu” nu açarak yeniden faaliyete geçirdi. Halen “Ankara Şehir Tiyatrosu” genel sanat yönetmenliğini sürdüren Aydan Bol’un, tiyatro ve edebiyat dışında sinema çalışmalarıda vardır.
AZADE KÜÇÜKAYCAN
İlk ve orta öğrenimimi Denizli'de tamamladıktan sonra Bilkent Üni. MSSF Tiyatro oyunculuk bölümünü bitirdi. 1993 yılından bu yana Devlet Tiyatrosunda oyuncu olarak çalışıyor. Bazı yazı çalışmaları var.
......BÜLENT SEZGİN
1976 yılında İzmir'de doğdu. İzmir Atatürk Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü ve İstanbul Kültür Üniversitesi Rejisörlük Yüksek Lisans Programını bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'nda (BÜO) başladığı kültür-sanat faaliyetlerini, halen Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nda sürdürmektedir. Oyunculuk, reji, çeviri-araştırma ve organizasyon gibi alanlarda faaliyet göstermektedir.. 1995 yıldan beri birçok tiyatro oyununda oynamış, reji sorumluluğu almış, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'na reji danışmanlığı yapmıştır. BGST'de yaptığı tiyatro faaliyetlerinin yanı sıra
çocuk ve gençlik tiyatrosu alanında eğitmenlik faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugüne kadar Hisar Eğitim Vakfı Kemerköy Okulları, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Kids Club, Şair Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Okulu, Yeşilköşk Çocuk Evi, Ticaret Odası İlköğretim Okulu, Atölye Drama gibi kurumlarda drama ve tiyatro eğitmeni olarak görev almıştır. 2006 yılından beri Doğa Koleji'nde Drama ve Tiyatro Etkinlikleri Koordinatörlüğü sorumluluğunu sürdürmekte ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümünde doktora öğrencisi olarak eğitim almaktadır.
CENGİZ EŞİYOK
21.12.1985’te İstanbul’da doğdu. İlköğretim ve liseyi İstanbul’da okudu. 2003 yılında Fatih Belediye Tiyatrosu’yla çalışmaya başladı ve 2007 yılına kadar birçok oyun ve etkinlikte rol aldı. 2005 ve 2006’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ‘Uluslararası İstanbul Mekan Tiyatro Festivali’ açılış-kapanış gösteri ekibinde yer aldı. 2009’da Tiyatro Z ve Donkişot Tiyatro’yla çalıştı. Halen Kocaeli Üniversitesi GSF Sahne Sanatları Bölümü Oyunculuk ASD’nda öğrenciliğine devam etmektedir.
DEREN SOYKAN
25 Haziran 1988'de Kocaeli'de doğdum, ilköğretimi orada bitirdikten sonra özel okullar sınavıyla Saint Joseph Fransız Lisesi'ni kazandım, Saint Joseph'te okurken tiyatro grubunda aktif görev aldım. Daha sonra Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü kazandım, halen ikinci sınıfta öğrenimimi sürdürüyorum. İleri seviyede ingilizce ve fransızca biliyorum. Tiyatroya gitmeyi, film izlemeyi ve yazı yazmayı çok seviyorum, bunları birleştirebildiğim bir yerde, tiyatrom.com'da yazmaktan dolayı çok mutluyum.
DUYGU USANMAZ
2 Ağustos 1988’de İstanbul’da doğdum. 2002 yılında Saint Joseph Lisesi’ni kazandım, burayı bitirdikten sonra da Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü kazandım ve şu an 2.sınıfta okumaktayım. İleri seviyede Fransızca ve İngilizce biliyorum. Tiyatro ve sinemaya gitmeyi çok seviyorum ve tiyatrom.com sayesinde hobilerim hakkında yazabiliyor olmak beni çok heyecanlandırıyor.
EDA ATALAY
16 Mayıs 1985 yılında Trabzon'da doğdu. Üniversite eğitimini Yeditepe Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümünde tamamladı. Üniversitede bulunduğu 5 yıl boyunca üniversitenin Tiyatro Kulübü'nde aktif görev aldı. İlk köşe yazılarını Trabzon Günebakış Gazetesi Kültür-Sanat sayfasında yazdı. Milliyet Gazetesi, Milliyet Sanat Dergisi ve Kanald'de staj yaptı. Tiyatrom.com ve Tiyatro Tiyatro Dergisi için çalıştı. Gençlik Tiyatroları Olusumu kurucu üyeleri arasındaydı ve Oluşum'un başkanlığını üstlendi. Son olarak www.gazeteport.com Kültür-Sanat sayfasında muhabirlik yaptı. Şuanda San Francisco'da dil eğitimine devam ediyor.
EMRAH ÇILDIR
84 doğumlu çizer gözünü doğumhanede açtı ve hemşireyi görür görmez burası cennet mi bebek? nidalarıyla ölüm ve yaşamın birbirine ne kadar yakın olabileceğini saptadı. Kesinlikle bir Aristoteles olamayacaktı ama sıradan dediğimiz insanlar arasından da sıyrılacaktı. Ve ilk sıçrayışını debelenmeleri sayesinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi GSF İçmimarlık bölümünü kazanarak gerçekleştirdi. Bununla yetinmeyen çıkıntı insan sıçrayışını Zahiri Fanzin, Gölge e-dergi, Gerekli
Şeyler ve Level dergilerinde çizimler yaparak sürdürdü. Onun haricinde kısa süre Arkeoloji bölümünde okuyan çizer Türkiye’de kırbaçlı adam olamayacağını anladığı andan itibaren tey tey de tey tey diyerek Edebiyat Fakültesinden son sürat uzaklaştı. Hala okumakta ve çizmekte olan kişilik kendisini küçük Emrah olarak adlandıran arkadaşlarına inat ben büyük adam olucam diyebilmekte ve çalışmalarına son sürat devam etmektedir.
EZGİ ÇETİN
18.03.1989 İzmir doğumluyum.Ege üniversitesi biyoloji bölümü 2. sınıf öğrencisiyim.2 senedir amatör olarak tiyatroyla uğraşıyorum.ege üniversitesindeki topluluklarla başladım.Daha sonra V.A.T.T atölyesine katıldım . Uğur ipek hocamla birlikte çalışmalarıma devam etmekteyim...
EBRU SAÇAR
1977 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamladı. 1995 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Oyunculuk Ana Sanat Dalı’ndan 1999 yılında mezun oldu. Çok sayıda oyunda rol aldı. Yönetmenlik yaptı, çeşitli ödüller aldı. "Mavi Radyo" adlı radyo kanalında 2005-2006 yıllarında program yapımcılığı ve sunuculuğu yaptı. 1993-1998 yılları arasında Bursa "Radyo S" ve "Olay FM" adlı radyolarda program yapımcısı, program sunucusu ve radyo tiyatrosu
sanatçısı olarak görev yaptı. 1995-2002 yılları arasında Modern Dans ve Salon Dansları üzerine dersler aldı ve özel stüdyolarda dansçı olarak çalıştı. 1996-2005 yılları arasında UMAG’ın gerçekleştirdiği, Yücel Erten, Ahmet Mümtaz Taylan ve Rüştü Asyalı’nın yönettiği Uğur Mumcu Anma gecelerine oyuncu ve dansçı olarak katıldı.TRT ve özel seslendirme stüdyolarında halen seslendirme sanatçısı olarak görev yapmaktadır
ERSİN ÇAKMAK
1980 yılında İzmit’te doğdu. Tiyatroya 1997 yılında İzmit Halk Eğitimi Merkezi’nde başladı. Resimli Osmanlı Tarihi, Macbeth, Fayton Soruşturması gibi oyunlarda oynadı. Aynı zamanda lise ve üniversitelerde birçok oyun sahneledi. Şizofrenili hastalarla tiyatro çalışmaları yaptı. 2006 da Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı’na girdi. Yazdığı oyunlar değişik yerlerde okundu ve sahnelendi. 2008 yılından itibaren “Yeni Tiyatro Dergisi” nde oyun eleştirileri ve tiyatro yazıları yayımlanmaya başladı.
FIRAT GÜLLÜ
Fırat Güllü, 1972 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Üsküdar’da tamamladıktan sonra 1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’ne girdi. Tiyatroya Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nda başladı. BÜO dâhilinde oyunculuk, eğitmenlik ve reji sorumlulukları aldı. Çeşitli çeviri ve yazıları Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi’nde yayınlandı. Mezuniyet sonrasında 1996 yılında Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’na katıldı ve Tiyatro Boğaziçi'nde çeşitli prodüksiyonlarda oyunculuk ve reji sorumluluğu aldı.
Şu anda Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi'nin yayın kurulu üyesidir. Son yıllarda tiyatro tarihi üzerine çalışmalar yürütmektedir ve 2008 yılında BGST Yayınları'ndan Vartovyan Kumpanyası ve Yeni Osmanlılar adlı bir çalışması yayınlanmıştır. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yayınlanan Bir Rol Yaratmak (K. Stanislavski) ve Arzu Gökkuşağı (A. Boal) adlı kitapların çevirmenlerindendir.
GÜLAY ÇITAK
1979 doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat mezunudur. Tiyatroyla lise yılarında tanıştı. Ardından 4 yıl (1997-2001) İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Tiyatro Kulubü (İstanbul İktisat Sahnesi)’nde çeşitli oyunlarda oyuncu ve yönetmen olarak görev aldı. Aynı yıllarda Akatlar Kültür Merkezi Görüntü Sanatları Topluluğu’nun ‘yaratıcı drama’derslerine, Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı kurs programına ve Şehir Tiyatroları Tiyatro Araştırmaları Laboratuvarı'nda çeşitli workshoplara katıldı. Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı özel bir kurumda 7-12 yaş arası çocuk grubuna
yaratıcı drama eğitimi verdi. Aynı yıllarda diğer özel tiyatrolarda çeşitli oyunlarda görev aldı. 2000 yılında yolu Sarıyer Halk Eğitim Merkezi’yle kesişti ve 2004 yılına kadar Sarıyer Sanat Tiyatrosu’nun çeşitli oyunlarında oyuncu olarak yer aldı. 2001-2004 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Sahnesi mezunlarıyla beraber, kuruculuğunu üstlendiği Katit adlı tiyatro topluluğu ile tiyatro çalışmalarına ve oyunculuğa devam etti. 2005-2006 yılları arasında tiyatrom.com adlı sitede seçtiği 'oyuncularla' söyleşi yaptı. 2007 yılında Yaşam Radyo'da Oyunumuz Başlıyor adlı bir program sundu. Halen çeşitli kurum dergilerinde yazıları ve tiyatrom.com adlı sitede söyleşileri yayınlanmaktadır.
GÜLÜM PEKCAN
Royal Academy of Dancing School Teaching Diploma (1998) Polonya-Grotowsky Studio Pandomim (1995) A.Ü.D.T.C Fakültesi Tiyatro Bölümü (1991) T.C.M.E.B Özel Ulusoy Bale Okulu (1988)1988 den beri dans tiyatrosuyla ilgili çalışıyor. Ülkemizde İlk olarak düzenli dans tiyatrosu yapan kişidir. Bale ve Dans kursu kurdu. Bale, dans, tiyatro ve diksiyon alanlarında eğitime yer verilen bir sanat okulu. 2005 yılında gazete Ankara yılın sanatçısı ödülü 1998 yılında IV.Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Turistik Film Festivali Büyük Kültür Ödülü 1997 yılında Türkiye’de Kültürel Alanda Yılın En Başarılı Genci Ödülü veren kuruluş: Hürriyet Gazetesi ve Junior Chamber Türkiye 1997 yılında Genç Girişimci Ödülü Ödülü veren kuruluş: Boğaziçi Mezunlar Derneği ve NTV Ayrıca sanatçının yaklaşık yüz adet
başarı belgesi bulunmaktadır.Gülüm Pekcan 2005 yılında UNESCO tarafaından (CID) Uluslararası Dünya Dans Konseyine seçilmiştir. Gülüm Pekcan Dans Tiyatrosu 16 yıldır, Ankara’da, ülkemizin çeşitli yerlerinde ve yurtdışında faaliyet göstermektedir. Topluluk her sezon bir eser sergilemekte, yaklaşık 40 oyunla 19000 seyirciye ulaşmaktadır. Yaptığı programlar ve organizasyonlarla senede yaklaşık 30000 kişiye ulaşan topluluk aldığı ödüllerle başarılarını kanıtlamıştır. Aynı zamanda sanatçı Türkiye'nin ilk engelli dans topluluğu olan Ankara Çankaya Belediyesi Devinimler Ve Yaşama Sevinci Dans Topluluğunun kareografi ve genel sanat yönetmenliğini yapmakta ve topluluğun sponsorları arasındadır.
HAKAN URCU
1981 Ankara-Yenimahalle doğdu. İlk ve Ortaokulunun bir kısmını Ankarada. Liseyi ise Memleketinde ,Trabzon Lisesin'de tamamladı. Lise sonrası, Trabzon Devlet Tiyatrosundan Durukan Ordunun ,ilk kez çıkmayı çok arzu ettiği sahneye sadece 10 dakika çıkarması ve verdiği bir kaç naif ve özgüven verici tekmil sonrası , TDT'da bir kaç profesyonel sanatçıyla özel olarak, oyunculuk eğitimlerinde yer aldı.. 2006 - 2007 sezonunda Trabzon Şehir Tiyatrosunda TDT oyuncularından Mesut Yüce'nin davetiyle Yardımcı Yönetmenlik yaptığı , 7.Lions Tiyatro Ödülleri'nde En İyi Yönetmen Ödülü
kazanan Dejan Dukovskinin yazdığı Barut Fıçısı adlı oyunla ilk Ödüllü Amatör çalışmasının rejisinde yer aldı. Bu dönemde Şehir Tiyatrosu bünyesinde ; Diksiyon, Tiyatro Tarihi ve Teorisi, Sahne Bilgisi eğitmenliği görevinde bulundu. Trabzon CHP , Volkan Canalioğlu döneminde ,4 adet başta ve Kadir İnanır olmak üzere Belediye Kültür Müdürlüğünün hazırlattığı belgesellerde seslendirme görevini üstlendi.Son 3 yıldır aktif olarak internet ve dergi ortamlarında, oyun eleştirmenliği, sahne araştırmaları ve tiyatro konusunda kendi görüşlerine yer verdiği yazılar yayınladı. 2009 yılında Tiyatro Katharsis isimli Trabzon ve bölge illerde faliyet gösterecek Sahne Grubunu oluşturdu.
HAKAN YOZCU
1964 Osmaniye Kadirli'de doğmuşum. 1976 yılında ailemle birlikte KKTC'ye göçmen olarak geldim.İlkokul ve orta tahsilimi burada yaptım. Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyati Bölümü'nden 1988 yılında mezun oldum. 1990-2009 Yılları arası çeşitli okullarda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalıştım. Çeşitli spor Kulüpleride başkanlık ve yöneticilik yaptım. Uzun süre KKTC'de yayın yapan Güneş ve Yenivolkan gazetelerinde köşeyazarlığı ve muhabirlik
yaptım. Kendime ait yayınlanmış "Güzel Bir Dünya" ile "Mesela Başka" adlı iki öykü kitabım var.Öykü alanında Mapolar Öykü yarışmasında üçüncülük, TMT'nin 50. kuruluş nedeniyle düzenlenen yarışmada ikincilik ödülüm var. Yayınlanmamış fakat KKTC'de defalarca saynelenmiş 7 tane tiyatro eserim var. Halen KKTC Devlet Tiyatroları Genel Müdürülüğü görevini sürdürüyorum.
HALUK IŞIK
Haluk Işık, Türk tiyatrosu oyun yazarı. 27 Mart 1960 Edremit'te doğumlu Gökçeada Öğretmen Okulu mezunu. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Ve Görüntü Sanatları,Tiyatro/Dramatik Yazarlık Bölümü'ne girdi. Aynı okulun Güzel Sanatlar Enstitüsünde doktora eğitimi gördü. 1984 te Devlet Tiyatroları'na girdi. İzmir Büyük Şehir Belediyesi Başkanlık Kültür Ve Sanat Danışmanlığı yapmaktadır. Yurt içi ve yurt dışında 52 oyunu yayımlanmıştır.
Yayımlanmış 300 bölüm televizyon senaryosu, 20 ye yakın Radyo Oyunu vardır. Kitlesel etkinlikler için 20 ye yakın dramatik nitelikli senaryosu ve akademik düzeyde 2 bilimsel tezi vardır. Değişik Dergi ve Gazetelerde yayımlanan pek çok Şiir, Deneme bilimsel yazı yazmıştır. İBB tarafından yayımlanan " Meles'in Oğlu Homeros" Adlı bir kitap yazmıştır. İBB tarafından özel günler için hazırlanan Dergi ve Broşürlere yazılar yazmıştır.Değişik yazarların kitapları için sunuş ve değerlendirme yazıları sahibidir. Yönetmen olarak,30'a yakın oyun sahnelemiş, birçok kitlesel etkinliğe sanat yönetmenliği yapmıştır. Aydın Belediyesi Şehir tiyatrosu Genel Sanat Yönetmenliği ve Başkanlık Sanat Danışmanlığı. Bademler KöyüTiyatrosu Sanat Yönetmenliği Konak Belediyesi Tiyatro Yönetmenliği İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Oyun Değerlendirme Komisyonu Üyeliği. Karaburun Yerel Gündem 21 Eğitmenliği. Hürriyet Gazetesi Konak Belediyesi gibi kurum ve kuruluşların düzenlediği kurslarda eğitmelik ve danışmanlık. Kültürel ve sanat yarışmalarda seçici kurul üyeliği. Ünlem gibi dergilerde kurucu yayın kurulu üyeliği. İBB Kent Kültürü Kitaplıgı Ve Dergisi Yayın Kurulu Üyeliği TOBAV İzmir Başkan Yardımcılığı. İZÇEKSED Kurucu Üyeliği. İzmir 78 liler Girişimi Kurucu Üyeliği. Oyun Yazarları Derneği, Dil Derneği, Kültür-senMesleki Ve Demokratik Kitle Örgütleri Üyeliği. İzmir/ Aydınlılar Derneği, Roma Kültür Ve Dayanışma Derneği, İstanbul Sokak Çocuklarını Koruma Derneği gibi Yapılanmaların Fahri Üyeliği.
HASAN HÜSEYİN KARABAĞ
1967 Üsküdar İstanbul doğumludur. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo TV YL ile Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama Yönetmenlik YL yapmıştır. 1993 yılında girdiği İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu ve yönetmen olarak çalışmıştır. 1997’den bu yana Karagöz tasviri yapmakta ve oynamaktadır. Farklı ustalarla çalışıp kendi tarzını oluşturmuştur. Kısa sürede ün kazanan Karabağ yurt içinde çeşitli festivallere katılmıştır.
Yurt dışında İsrail, Almanya, Hollanda, Fas, İtalya, Kosova, Fransa ve Mısır gibi ülkelerde festivallere katılmış ve atölye çalışmaları yönetmiştir. Gölcük ve Sakarya’da deprem bölgesinde çalışıp sosyal sorumluluk projelerinde görev almıştır. Bu çalışmalarını Sultanahmet Rotary Kulübü’nde sürdürmektedir. Sakarya Şehir Tiyatrosu’nda Eğitmen, Oyuncu ve Yönetmen olarak çalışmaya devam etmektedir.
HÜLYA KARAKAŞ
1963 doğumlu. Tiyatro ve sinema sanatçısı, yönetmen.İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi Yüksek bölümü mezunu olan sanatçı, aynı zamanda Norveç - Oslo Üniversitesi'nin oyunculuk ve yönetmenlik bölümünü bitirmiştir. Sinema ve tiyatroda oyunculuk ve yönetmenlik yapmakta olan Karakaş, İstanbul Şehir Tiyatroları kadrosundadır.Rol aldığı bazı oyunlar : Bu Da Benim Ailem , Geçmişten Gelen Kadın , Yağmur Sıkıntısı , Çın Sabahta , Şen Makas , Yönettiği oyunlar : Kozalar , Vasati Dört Kişi Sanat yönetmenliği yaptığı filmler Halk Düşmanı -
2004 , Ölümsüz Aşk - 2003 Filmografisi Yara , Tiyatro Belgeseli - 2000 , Yara - 1998 , Ağır Roman - 1997 , Mum Kokulu Kadınlar - 1996 , Türk Tutkusu - 1994 , Babam Askerde - 1994 , Çıplak - 1992 , Zeynep Öğretmen-2000 , Şehnaz Tango-1996 , Baharın Bittiği Yer- 1989 , Bir Tren Yolculuğu
HANDAN EKİCİ ÇAPANOĞLU
13.03.1969 Diyarbakır doğumlu Halen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu sanatçısı, oyuncu,yönetmen.Tiyatro Anadolu, Diyarbakır Şehir Tiyatrosu, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu gibi kurumlarda çalıştı. Çok sayıda oyunda rol aldı, yönetmenlik yaptı. Yine çok sayıda sinema filmi, dizi çalışmaları oldu. TRT dramaları ve seslendirmelerde görev aldı
KAAN ERKAM
1965 Ankara’da doğumlu. İlkokul son sınıfta Donizetti AŞK İKSİRİNİ izledi. Sopranoya aşık oldu ve operacı olmaya karar verdi. Oldu. İlk karısı yazacağı oyunların konularını not aldığını ve bu notların aslında hoş hikayeler olduğunu fark edince ilk kitabı çıktı. Ardından diğer kitaplar (16 adet) devreye girdi. 1980 yılında daha öğrenciyken ALO TİYATRO yu kurdu.
Sahne bulamayıp mağazalarda oyun oynarken Vakko kültür matinelerinde oynadığı MİNİ TİYATRO çok sevildi. PARİS AMATÖR TİYATROLAR FESTİVALİ'nde "HEKİM UÇTU" adlı Moliere uyarlamasıyla ödül aldı. Okul bitince tiyatro da yön değiştirerek önce OPERET TİYATROSU sonra da ODA TİYATROSU OYUNCULARI oldu. Türk Operasına küsüp üç yıl yurt dışında kaldı. Ne yazık ki Malta'yı temsilen bir çok ülkeyi gezdi. Yapı Kredi Gençlik Festivali'ne de MALTA adına katıldı.
KEMAL ORUÇ
Gerçekleştirdiği ‘Toplumsal Destek Projeleri’yle adını duyurmuş olan Gibi Yapanlar Tiyatrosu’nun ve Drama Kumpanya’nın kurucusudur. Adana Şehir Tiyatrosu’nda aldığı tiyatro eğitiminin ardından Marmara Üniversitesi’nde pedagojik formasyon ve Oluşum Drama Enstitüsü’nde Drama Liderliği eğitimi almıştır. On iki yıl içinde görev aldığı yaklaşık kırk beş oyunun yirmisinde yönetmenlik yapmıştır. Halen kendi tiyatrosunda oyuncu adaylarına, Marmara Üniversitesi’nde öğretmen adaylarına ve Maltepe Üniversitesi
PDR Bölümü öğrencilerine(Psikoloji Temelli Drama) drama/ tiyatro eğitimi vermekte ve oyun yönetmektedir. Yazdığı kısa oyunlar Türkiye, Almanya, Hollanda ve Kıbrıs’ta yaklaşık doksan topluluk tarafından sahnelenmiştir.EĞİTİM Marmara Üniversitesi Tekstil Öğretmenliği (Pedagojik Formasyon) Lisans Tezi: Nitelikli Öğrenme İçin Drama ve Okul Tiyatrosu Oluşum Drama Enstitüsü Drama Liderliği (Tez aşaması)Tez: Oyunculuk Eğitiminde Drama Tiyatro Eğitimi Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Oyunculuk Eğitimi ( 3 yıl ) Şişli Belediyesi Tiyatro Eğitimi ( 1 yıl ) Marmara Üniversitesi Dans Tiyatrosu Eğitimi ( 2 yıl ) Marmara Üniversitesi Diksiyon Eğitimi ( 1 yıl )
MAHMUT H. KISAKÜREK
1954 Adana doğumlu, beş çocuk babası, Lise mezunu olan sanatçı 1969 yılında Adana Dost Oyuncular topluluğunda Tiyatroya başladı. Çukurova Bölge Tiyatrosu, Ziyapaşa Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu (Çocuk Tiyatrosu),Yeni Ankara Tiyatrosu, Ankara Birlik Tiyatrosu, Adana Belediye Şehir Tiyatrosu, Gösteri Sanatları Merkezi Çalıştığı Tiyatro Topluluklardan bazıları. Bu Topluluklarda Keloğlan,Alo Orası Tımarhane mi?,Keşanlı Ali Destanı,Borusunu Öttüren, Teneke,Yaşar Ne Yaşar Ne
Yaşamaz,Hamdi ve Hamdi,Toros Canavarı, Peşinatsız Taksitle, Nasreddin Hoca, Ayı mı Dayı mı? Nalınlar, Deli, Deli Tepeli, Üç Derste Aşk, Resimli Osmanlı Tarihi, Düğün Ya da Davul Yeşil Papağan Limited, Kanlı Nigar, Sevgili Doktor, Rumuz Goncagül, Bit Yeniği isimli oyunlarda ve bir kaç Sinema Filmi’nde rol almıştır. Adana Tiyatro Derneği ve UNIMA üyesi olan sanatçı, kendi kurduğu Geleneksel Gösteri Sanatları Topluluğu’nun Genel sanat yönetmenliğinin yanı sıra Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ve Özel bir okulda tiyatro ve kukla üzerine ders vermektedir
MEHMET NURKUT İLHAN
Ankara'da 1956 yılında doğan M.Nurkut İlhan; yirmi yaşında amatör olarak başladığı tiyatro yaşamını 30 yıldır sürdürüyor. Çağdaş Sahne'de başlayan tiyatro yaşamını Ankara Sanat Tiyatrosu (AST)'nda sürdürdü. 1984 yılında beş arkadaşı ile birlikte Çan Tiyatrosu'nu kuran İlhan, tiyatro çalışmalarını; yazar, yönetmen, oyuncu olarak sürdürdü. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Türkiye
Merkezi'nin genel sekreteri, Sanat Kurumu yönetim kurulu üyesi ve dış ilişkiler kolu başkanı, Çağdaş Drama Derneği kurucu üyesi İlhan, bugüne kadar elli çocuk oyunu yazdı ve çeşitli kurumlarda drama eğitmenliği yaptı. 17 Ağustos Depremi'nde, Düzce'de çocukları Çadırkent Tiyatrosu'nda tiyatro ile buluşturan Nurkut İlhan, yönetmen ve oyuncu olarak iki bine yakın oyunda, oyuncu olarak sahnede yer aldı ve çeşitli televizyon kanallarına çocuk programları hazırladı
MEHMET TEKKANAT
Altan Erkekli Sahnesi Genel Sanat Yönetmeni. Tiyatro sahnesine ilk kez 1984 yılında adım atan Mehmet Tekkanat, ömrünün neredeyse yarısını tiyatro sahnesinde geçiren, bugüne kadar tiyatro sanatına binlerce insan kazandırmış, bunun yanında 30’a yakın gencin de konservatuara girmesine ön ayak olmuş bir sanatçı.
MERVE KALINBACAK
1990 Bursa doğumluyum. ,İlköğrenimimi Bursa'da tamamladıktan sonra İstanbul Sosyal Bilimler Lisesi'nde orta öğrenimimi tamamladım. İlk okulan beri tiyatroyla ilgilenir ve çeşitli toplulukların kurslarına katılırken, lise için İstanbula geldiğim dönemde Ertuğrul Timur aracılığıyla Gençlik tiyatroları oluşumunun üyesi oldum ve atölye çalışmalarına katıldım. Amatörce de olsa bi kaç oyunda yer aldım. okulumuzdaki ekip arkadaşlarımızla birlikte yine gençlik tiyatroları oluşumu çatısı
altında tiyatro adına çeşitli organizasyonlar yaptık. Şimdi de Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisiyim. Tiyatrom.com yeniden, çok mutlu etti bizi yeniden ! Tüm faaliyetlerimizi Ankarada'da sürdürebilmek umuduyla, selamlar...
MUSTAFA SIRKINTI
81’de İstanbul’da doğdum.Daha sonra Antalya’ya taşındık ve üniversiteye kadar burada yaşadım.Tiyatroyla da Antalya Devlet Tiyatrosu’nun önce seyircisi sonra da oyuncusu olarak tanıştım.Ege Üniversitesi’ni kazandım ve fizik okudum.10 yıl Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (EÜTT)’nda tiyatro yaptım.Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki EÜTT benim tiyatro okulum olmuştur.Bir
mezun yapılanması olan EÜMED Ege Sanat Atölyesi’nin kurucularından oldum.Şuanda bağımsız bir yapılanma olan SiyahSahne’de çalışmalarımı sürdürmekteyim.
NEDİM SABAN
Nedim Saban 1967 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1979 yılında çocuk hakları üzerine yazdığı bir oyun Unicef’in bir yarışmasında dereceye girmiştir. 1982 yılında "Beş Kafadarlar Çocuk Tiyatrosu"’nu kuran Nedim, bu tiyatroda dört yıl boyunca altı oyun sahneye koymuş ve bu oyunlarda rol almıştır. Türkiye'de ilk kez çocuk parklarında tiyatro uygulamasını da başlatan "Beş Kafadarlar Tiyatrosu", tiyatroya gidemeyen çocuklara tiyatro götürmeyi ilke edinmiştir.1986 yılında Robert Kolej'den mezun olduktan sonra, aldığı bir bursla ABD’ye giden Nedim, bu ülkede
yedi yıl boyunca tiyatro, sinema ve televizyon eğitimi görmüş ve New York Üniversitesi’ni yüksek dereceyle bitirmiştir.Bitirme tezi olarak sahneye koyduğu "Hizmetçiler ve Hortlaklar" adlı oyunla 1000 yönetmen arasından 3 kişiye verilen bir bursa layık görülen ve bir yıl boyunca Amerika’nın en önemli tiyatrolarında (Berkshire Theatre Festival, Guthrie ve New York Theatre Workshop) staj yapan Nedim Saban, 1992 yılında Türkiye’ye dönmüştür.Türkiye’ye döner dönmez Tiyatrokare’yi kurup, bu tiyatroda "Müziksiz Evin Konukları", "Bahara Uyanış" oyunlarının yapımcı ve yönetmenliğini, "Oleanna", "Cadılar Zamanı", "Kendine Ait Bir Oda", "Soytarı", Bir Kadın", "İki Perde İki Oyun" adlı oyunlarının yapımcılığını üstlenen Nedim Saban, ayrıca "Salaklar Sofrası", "Üç Kadın Bir Çapkın", "Oscar" ve "Profesör Enişte" adlı oyunlarda rol almıştır. Yeni oyun yazarları kazanmak amacıyla ortak üretim laboratuvarını başlatan Tiyatrokare ile tüm Anadolu’yu dolaşmıştır. Show TV’de "Saklambaç" ve "Süper Aile" programlarının metin yazarlığını, ATV’de "Randevu", Kanal D’de "Tartışma Büyüyor" adlı programların sunuculuğunu üstlenen Nedim Saban, 1992 yılında Energy Fm’de Türkiye’nin ilk telefonlu ve canlı talk showunu sunmaya başlamıştır. Radyoda ilgiyle dinlendikten sonra, televizyona transfer olan "Dr.Stress", sekiz yıldır halkın dertlerine derman aramaktadır.
ORÇUN MASATÇI
Balçova Belediye Tiyatrosu genel sanat yönetmeni, Türkiye Tiyatrolar Birliği 2008 dönem sözcüsü, Yenikapı Tiyatrosu emekçisi
ORHAN AYDIN
ÖMER FARUK KURHAN
1963 Kasım ayında Gaziantep'te doğan Ömer Faruk Kurhan, 1968 yılında ailesiyle İstanbul'a yerleşti.İlköğrenimini Yeşilköy'de Hamdullah Suphi Tanrıöver İlkokulu'nda, ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Tiyatro-Dramaturji Bölümü'nde yüksek lisans tezini verdi.Tiyatroya 1984 yılında Boğaziçi Ünivesitesi Oyuncuları'nda başladı. 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi mezunlarınca kurulan Boğaziçi Gösteri
Sanatları Topluluğu'nun genel sanat yönetmenliğini yaptı. 2001-2005 döneminde yayıncılık yaparken İstanbul Eğitim-Sen'de sendika tiyatrosu alanında eğitimci olarak faaliyet gösterdi. Halihazırda atölye yönetmenliği, dram kuramı, reji ve oyun yazarlığı alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir. Tiyatrom'un yeniden açıldığı bu süreçte kendi tercihi ve kullandığı deyimle işin hamaliyesini paylaşarak yeniden yayına geçişi sağlayacak, editör katkısı sunacak ve zaman zaman yazılarıyla katkıda bulunacak.
ÖMÜR KURUM
1971 İzmir doğumlu. 1991 yılında İzmir Devlet Tiyatrosu'nda Metin Oyman, Bülent Yağcılar,Ümit Bakış ve gibi hocalardan ders alırken aynı zamanda sahneye çıktı. Amasya Eğitim Fakültesini bitirdi. Amasya Radyo Televizyonu, Damla Fm ve Dost Fm'de programlar hazırlayıp sunuculuk yaptı.10 Ağustos 1990 yılında GIRGIR'da çıkan ilk yazısının ardından Avni, Gırgır, Fırt, Mustafa, Leman, Fesat ,Ustra dergilerinde çeşitli işleri yayınlandı. Yorgan mizah dergisinde ise"YORGANALTI YORDAMLARI" adıyla sürekli köşesi oldu. Kelebek Eki VİRÜS Sayfası'nda "KURDEŞEN DÖKÜNTÜLER" ve "ÖMÜR TÖRPÜLERİ" isimli sürekli yayınlanan köşeleri oldu. 1993 MAYDONOZ Sayfasına transfer
olup "SİZLERE ÖMÜR MUHABBETLER" isimli köşeyi günlük olarak yazmaya başladı. 1994'te Amasya'da Objektif Gazetesi'ne haber-röportaj ve köşelerle katkıları oldu."KONUŞAN KEDİ" "MEGA-FON" "PROJEKSİYON" isimli köşeleri yazdı.1995'te Evrensel Gazetesin'de KAKTÜS Sayfası'nda "SİZLERE ÖMÜR MUHABBETLER" e devam etti.1997-1998 yıllarında Cumhuriyet Gazetesi'nde Deniz Som'un VAZİYET' inde "ÖMÜR'İLİK"isimli köşesi yayınlandı.1998 yılında İzmir Yeni Asır Gazetesi'nde özel seçilen bir grubun içinde, ar-ge'den basın hukukuna,fotoğraf çekiminden yazı dizisi hazırlamaya kadar çok çeşitli konularda eğitim alıp kent muhabirliği yaptı. Anneciğinin isteği olan sınıf öğretmenliğini yaparak öğrencileriyle birçok oyun ve gösteriyi sahneye koydu.Yayınlanmayı bekleyen şiir,deneme,öykü kitap çalışmaları olduğu gibi,dizi ve tiyatro oyunu çalışmalarımda bulunmakta. Ayrıca karikatür çizmekte.Şu sıralar ise yardımcı ders kitapları yazmakta.
ÖNEY OLCAYTU
24.03.1981 İstanbul doğumlu, üniversite mezunu. 1998 Erkan Yücel Halk profesyonel oldu. 1999 Erkan Yücel Halk Tiyatrosu’nda Burçay ANGER’in yazıp yönettiği “Menemen Olayı” adlı oyunda rol aldı. 2000 Nejat Koper’in genel yönetiminde; 78 kişilik bir ekip ile hazırlanan; “Avrasya Gösterisi” adlı kapsamlı bir temsilde rol aldı.2001 Erkan Yücel Halk Tiyatrosu ile Nejat Koper’in “MİM MİM - Milli Mücadele Grubu” (Selahattin Salışık) adlı eserden uyarladığı “MİM MİM” oyununda rol aldı. 2002 Tevfik Gelenbe Tiyatrosuna girdi. “Bir Bakın Gelene”, “Kırkından Sonra” ve “Nasrettin Hoca’nın Eşeği” adlı oyunlarda görev aldı. ,2003 Erkan Yücel Halk Tiyatrosu’na döndü. Yılmaz Gruda’nın
yürüttüğü tiyatro çalışmalarına katıldı. Yılmaz Gruda’nın yazıp yönettiği “Tarzan The Taşeron” adlı oyunda rol aldı. 2004 Kadıköy Belediyesi’nin hazırladığı 30 Ağustos etkinlikleri çerçevesinde, KASDAV İçerenköy Gönüllüleri tarafından organize edilen “Zafer Şöleni” adlı gösteriyi hazırladı ve yönetti. Bir Güzel Çirkin Tiyatro’ya girdi. “Papatya kızın Düşleri”, “Yalanın Çirkin Yüzü” ve “Bir Güzel Karagöz” adlı çocuk oyunlarında rol aldı. 2005 Bir Güzel Çirkin Tiyatro ile “Meddahtan Masallar”, “Ali Baba ve Kırk Haramiler”, “Kikirik Memiş ve Rezil Vezir” oyunları ile tiyatro çalışmalarına devam etti. 2006 Tiyatronline adlı internet sitesinde düzenli olarak yazıları yayınlanmaya başladı. 2007 Attila İlhan Kültür Merkezi’nin kuruluşunda yer aldı. Etkinlik Sorumlusu olarak göreve getirildi. İstanbul Hayal Perdesi ile “Cinli Yazıhane” (Kukla Oyunu), “Salıncak” (Gölge Oyunu), “Oğlum Artist Oluyor” (Orta Oyunu) adlı oyunlarda misafir oyuncu olarak görev aldı. 2008 “Tiyatro Başlıyor” adlı topluluğu kurdu. “Karagöz’ün aldım verdim Oyunu” isimli bir oyun çıkarttı. Erkan Yücel Halk Tiyatrosu ile Haşmet Zeybek’in yazıp yönettiği “Meddahlık Sınavı” adlı oyunda rol aldı. 2009 Ahmet Öztürk ile beraber Attila İlhan Kültür Merkezi bünyesinde Öncü Sanat Tiyatrosu’nu kurdu. Topluluğun idari işlerini üstlendi. Ahmet Öztürk tarafından sahnelenen Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” adlı oyununda rol aldı. Oyun 25.Genç Günler Tiyatro festivaline katıldı. Öney Olcaytu, halen Attila İlhan Kültür Merkezi’ndeki görevine devam etmekte, Öncü Sanat Tiyatrosu’nun yeni dönem için hazırladığı “Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz” adlı oyunda görev almaktadır. Ayrıca haftalık bir haber yorum dergisinde karikatür çizmekte, oyunculuk haricinde kukla, dekor ve aksesuar çalışmaları da yapmaktadır. TODER Üyesidir.
ÖZGÜN KAPLAMA
08.07.1988 İstanbul doğumlu, çocuk yaşta tiyatroyla tanıştı. Çeşitli kurumlardan eğitim aldı ve amatör gruplarla önemli oyunlarda sahneye çıktı. Bazı STK'lar bünyesinde çocuklar için verilen ücretsiz tiyatro eğitimlerinde görev aldı. Kadir Has Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra Beykent Üniversitesi
Oyunculuk bölümünü kazandı. Hala bu okulun öğrencisi olan Kaplama aynı zamanda Anadolu Üniversitesi (AÖF) Sosyoloji bölümünde de okumaktadır.
R.ONUR DURU
1979 yılında Kırşehir’de doğdu. 2004 yılında Selçuk Üniversitesi K.İ.İ.B. Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. Üniversite yıllarında, bir amatör tiyatro gurubuyla beraber çalıştıktan sonra, üniversite bünyesinde yeni bir tiyatro topluluğu oluşturdu ve yöneticiliğini yaptı. Aynı dönemde, İnternette ve çeşitli yerel dergilerde hikayeleri ve tiyatro üzerine köşe yazıları yayımlandı. 2003-2004 Sezonunda Ankara Sanat Tiyatrosu Geleneksel Amatör Tiyatro Kursuna katıldı. AST 'de oyuncu, Yazar, yönetmen ve reji asistanı olarak çok sayıda çalışmaya imza attı. 2008 - 2009 sezonunda "Her Yönüyle ATATÜRK"
adlı oyunu derleyenlerdendir. Halen AST'da sahnelenmekte olan "Devir Taş Devri" ve "Her Yönüyle ATATÜRK" adlı oyunlarda yönetmen yardımcısı ve oyuncu olarak görev yapmaktadır
SAMET ÇALIŞKAN
30.10.1987'de İstanbul'da doğdum. Liseyi Bağcılar Akşemsettin (Y.D.A.) Lisesi'nde okudum. Uludağ Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği bölümünde okumaktayım. Aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Oyuncuları'nın da üyesiyim.
SILA İLYASOĞULLARI
Sanatçı, 1989 yılında Ankara'da doğdu. Piyano çalışmalarına Polonyalı piyanist Halina Andrewska'dan dersler alarak başladı. 11 yaşındayken Bilkent Üniversitesi Müzik Fakültesi'nin açtığı sınavı burslu olarak kazanarak öğrenimine devam etti. .2008 yılında Makedonya'da düzenlenen Uluslararası Üsküp Yaz Festivali'nde çalmıştır. İsviçre, Polonya, Avusturya Büyükelçiliklerinde, ODTÜ Vişnelik konser salonunda, TOBB ETÜ'de Ankara Sanat Kurumu'nda, Türkiye Eğitim Vakfı'nda, Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde ve Bilkent Üniversitesi'nde, Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılarından oluşan "Napoliten ve Nostaljik
Şarkılar" grubu ile yine Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılarından ünlü tenor Şakir İlyasoğulları'yla, beraber konserler vermiştir. Halen Bilkent Üniversitesi Müzik Fakültesi piyano anasanat dalında Lisans 3 öğrencisidir. Ünlü piyanist Emre Şen'le çalışmalarına devam etmektedir.
SUAT BAŞKIR
1978 doğumlu edebiyatçı. karakalem tayfasındandır. istanbul doğumlu, trakya üniversitesi tesisat teknolojisini bitirdi, ardından 2 yıl süreyle gösteri sanatları merkezi’nde dramaturji derslerini takip etti. 2005 yılında british council ve royal academy tarafından organize edilen, “oyun yaz" projesine 3 dönem devam etti. 2000 yılında kocamustafapaşa kültür merkezinde bıyıklı gelin isimli ortaoyunu oynandı. 2002 yılında tiyatrom.com portalında eleştiri, söyleşi ve araştırma/tiyatro tarihi makaleleri 2008 yılında site
kapanana kadar yayımlandı. 2005 yılından bu yana tiyatro..tiyatro dergisinde söyleşileri yayımlanmaya devam etmektedir. 2007 yılından itibaren karakalem dergisinde felsefe denemeleri ve portre-inceleme yazıları yayımlanmaktadır. ak nutuk–kara nutuk denemelerindeki metinlerden yola çıkarak hazırladığı ve kurgusal okuma adını verdiği kısa filmler kurgulamaktadır
TAMER SERKAN SUBAŞI
16.01.1988 İstanbul doğumluyum. Maltepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü burslu öğrencisiyim. İlkokul 1.sınıftan beri tiyatro ile iç içeyim. Elimden geldiği kadar tiyatrom.com aracılığı ile hizmet etmekten kıvanç duyacağım.
TUNA GÜNGÖR
13.04.1989 Viyana doğumlu.İzmirde büyüdü.Liseyi Ümran Baradan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünde okudu.8 yıl İzmir'de Bilimsel Tiyatro Atölyesi'yle çalıştı.Fotoğrafa ilgisi lise yıllarında başladı.Şuanda Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim öğretmenliği Fotoğraf Anasanat dalında okuyor.
TÜLAY ÇELLEK
1955 Sinop’ un Gerze kazasında doğdu.1964-65 Gerze İnkılap İlkokulu,1967-68 Gerze Ortaokulu,1971-72 Samsun Kız İlk Öğretmen Okulu, 1974-75 Samsun Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü ( Grafik ASD )1986-87 MÜ Atatürk Eğitim Fak. Resim-İş Eğt. Bl. Lisans Tamamlama1990-91 İTÜ Sosyal Bil. Ens. Güzel Sanatlar Bl. Görsel ve Çevresel ASD Yüksek Lisans – Bitirme derecesi: Pekiyi1975 Çanakkale – Ezine Lisesi Resim-İş Öğretmeni,1978 İstanbul-Eyüp Ebussuut OO. Resim-İş Öğretmeni,1987 İstanbul-Şehremini Lisesi Resim Öğretmeni, 1989 İstanbul
Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü Md. Yrd. ve Resim Öğretmeni 1997 Yıldız Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü-Okutman / MYO Fotoğraf Programı,1998 - 2008 YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi.2009 BAHAR YTÜ Eğitim Fakültesi-Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü-BÖTE(Yarı zamanlı)“ Orta Öğretimde Görsel Sanat Eğitimi Konusunda Yapılan Çalışmaların Analiz ve Yorumu ” konulu yüksek lisans tezi hazırladı.“ İlköğretim Okullarında Görsel Sanat Eğitimi “,“Temel Sanat Eğitimi- Temel Tasarım”,“Cam” konulu kitaplar hazırladı (Basılacak ) “İçimdeki Mavi”,”Dışımdaki Eflatun” , “Susmanın Sonsuzluğunda”, “Hüznümü Sevgiye Sardım” ,”Çizdiğim Sevgidir” şiir dosyaları AGSL; Temel Sanat Eğitimi, Desen, Resim Atölye, Grafik Atölye, Heykel Atölye derslerinin öneri müfredat programlarını ve öneri AGSL yönetmeliği hazırladı Kişisel sergiler açtı. Çeşitli karma ve uluslararası sergilere katıldı.* Çalıştığı öğretim kurumlarında çok sayıda taktir ve teşekkür aldı. Çeşitli sanat etkinliklerinde jüri üyeliği yaptı - yapıyor. Sanat Eğitimiyle ilgili yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanıyor “Yaratıcılık” konusunda uygulamalı seminerler vermeye devam ediyor. İ. A. Güzel Sanatlar Lisesinde ve Eyüp Ebussuut Ortaokulunda, Fotoğraf karanlık odası kurdu ve Fotoğraf derslerini başlattı. “Temel Tasarım ve Yaratıcılık” ile “Görsel İletişim” konusunda çeşitli kurumlarda seminer vermektedir. "Temel Tasarım ve Yaratıcılık" konulu kitap hazırlığı yapıyor.
UĞUR İPEK
1978 İzmir doğumlu olan Uğur İPEK 1993 senesinden beri çeşitli tiyatro topluluklarında yazarlık, oyunculuk, sahne tasarımcısı, sahne amiri, yöneticilik, rejisör yardımcılığı, rejisörlük görevlerinde bulundu. 2008 yılının Ocak ayında Atatürkçü düşünce derneği Bornova şubesinde BADD Tiyatro Topluluğunu kurdu. İnceleme, kısa öykü Tiyatro oyunu, Film senaryosu gibi çeşitli yazın ile Fotoğraf, kısa film, animasyon film, serigrafi gibi farklı disiplinlerdede çaalışmaları bulunan Uğur İPEK, BADD Tiyatro topluluğunda Genel sanat yönetmeni olarak çalışmalarını sürdürmektedir
ÜSTÜN AKMEN
1943 yılında İstanbul’da doğdu. Şişli 19 Mayıs İlkokulu’nu, İtalyan Lisesi ve Ticaret Okulu’nu, İstanbul İktisat Fakültesi’ni bitirdi. 1969 -1970 yıllarında Koç Grubu şirketlerinden Koçtaş Ticaret A.Ş.’de çalıştı. 1971 yılında aynı grubun o yıl yeni kurulan Ram Dış Ticaret A.Ş.’ne Mali ve İdari İşler Müdürü olarak atandı. 1984 yılında Tekfen Dış Ticaret A.Ş.’ne Genel Müdür Yardımcısı olarak geçti. 1995 yılında Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde kurulan Medya Tanıtım, Dağıtım, Geliştirme A.Ş.’nin paydaşı, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü oldu. Yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi Yönetim
Kurulu üyeliğini de yaptı. 1997’de Cumhuriyet Gazetesi Genel Müdürlüğünü ve Cumhuriyet Kitap Kulübü’nün Başkanlığını, bu arada da “Cumhuriyet Kitapları”nın Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. 2001 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrıldı, bir yılı aşkın bir süre İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Medya ve İzleyici Koordinatörü, Genel Yayınlar Yönetmeni olarak çalışma yaşamını sürdürdü. Bir süre de Can Yayınları’nın Genel Müdürlüğünü yaptı. Üstün Akmen, 1963 yılından bu yana yazmakta. Önce “Evrim”, “Dönem”, “Yeni Ufuklar”, “Yeni İnsan”, “Yeni Dergi”, “A” gibi dergilerde öykü, poeme-prose, ve denemeleri yayımlandı. Sonra “Soyut”ta göründü. Biçimde serbestlik, düş gücü ve özgür bir anlayışı benimsedi. 1970’li ve 1980’li yıllarda, ekonomi dergilerinde, “Milliyet”, “Güneş” gazetelerinde yayımlanan Türk ekonomisi, dış ticaret, vergicilik konularındaki inceleme yazılarına kendi deyimiyle “edebiyat bulaştırdı”. Üstün Akmen’in tiyatro eleştirileri halen “Tiyatro Tiyatro” dergisinde ve çeşitli internet sitelerinde, müzik yazıları ise “Andante” dergisinde düzenli olarak kullanılıyor. Edebiyatla ilgili yazılarına da zaman zaman çeşitli dergi ve gazetelerde rastlanılmakta. Yaşar Kemal, Şükran Kurdakul ve Alpay Kabacalı’dan sonra 2001–2005 yılları arasında dört buçuk yılı aşkın bir süre dünyanın en büyük yazar örgütü Uluslararası P.E.N Kulüpleri Federasyonu Türkiye Merkezi’nin Genel Başkanlığını üstlenmiş olması ve bu kurumdaki uluslararası başarılarıyla da tanınıyor. Halen Evrensel gazetesinde köşe yazısı yazıyor ve Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi Genel Başkanı.
VOLKAN ÇAĞLAYAN
ZAFER GECEGÖRÜR
1964 Ankara (1982 - 1988 Ankara, 1988 - 1993 Bolu, 1993 - 2009 Bartın) 53 Büyük Oyun (Oyuncu – Yönetmen) 6 Gençlik Oyunu ve 8 Çocuk Oyunu (Yönetmen) 11 Yıldır Drama ve Tiyatro Atölye Çalışmaları (Lider) 35 Sokak Oyunu (Lider) Bartın Belediyesi Liselerarası Tiyatro Festivali Genel Koordinatörlüğü (2000-2007) 8. Bartın Tiyatro Festivali 20.Sanat Yılı Onur Ödülü 14. Giresun Belediyesi Tiyatro Festivali Onur Ödülü (2008) •Bartın Kültür ve Sanat Derneği (Başkan) Türkiye
Çağdaş Drama Derneği (Üye) Oluşum Drama Enstitüsü (Koordinatör Lider) Bartın Bölge Tiyatrosu (Genel Sanat Yönetmeni) Bartın Sanat Tiyatrosu (Genel Sanat Yönetmeni) Sanat Yapım (Sanat Eğitimi) Drama-Tiyatro Atölyeleri (Drama Lideri) ASSITEJ –Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği- (Üye) Türkiye Tiyatrolar Birliği (Dönem Sözcüsü)
ZÜLAL ARSLAN
1990, İstanbul doğumlu. İlkokul dördüncü sınıfta “heykeltıraş” rolüyle tiyatroyu bildi,sevdi. İstanbul Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’ni kazanınca bütün imkanları ve sahneyi beş sene boyunca sömürdü,lise tiyatrosunda aktif rol aldı,zaman zaman oyunlar yönetti. Oyuncu Tayfası’ndan eğitim aldı,öğrendi,oynadı. Gençlik Oluşumu’na katıldı,onlarla birlikte yürüdü,koştu
bazen. Makaleler yazmaya çalışıyor, oyunlar okuyor,iç ediyor daima. Şimdi Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. Tiyatro zaten edebiyattır, edebiyat da bizim işimizdir diyor. Özgeçmişini üçüncü ağızdan yazıyor.
TİYATROM YENİDEN!
ÇOK YAKINDA...
(Kaynak: www.tiyatrom.com)
5 Ekim 2009 Pazartesi
2 Ekim 2009 Cuma
HALUK IŞIK'IN ÇÖP KUTUSU / 1
Bir “Kitap Okutmama” Kampanyasına Dair
Haluk Işık (11.09.2009)
Oyun Tiyatro Dergisinde, “Linççi Haluk Işık’ın kitaplarını asla okumuyoruz” adlı bir kampanya düzenlendiğini öğrendim ve ilgili sayfaya baktım. Doğruymuş.
“Külrengi Sabahlar” adlı oyunumun ve “Kediler ve Fareler Mutfağı” adlı çocuk masalı kitabımın kapak resimleriyle, kampanya dikkate sunuluyor.
Şimdi, bu toplara çıkmak ve nerelerine denk gelirse çakmak mümkün; kampanya sahiplerini “sado-mazo” hazlara ulaştıracak yazılar yazmak mümkün; “Külrengi Sabahlar”ı bir zamanlar yasaklayan 12 Eylül’cülerle bu kardeşleri aynı cezvede fokur fokur kaynatmak da mümkün; velhasıl herşey mümkün. Ancak;
A. Bunlara layık oldukları lafları yetiştirecek ve yapıştıracak kadar bir “kültür” geçmişine sahip olsam da, 50 yıldır sürdürdüğüm başka bir yaşam biçimim ve “kültür” seçimim var,
B. Bir “tiyatrocu” olarak, bunlara ayıracak zaman bulamayacağım kadar bir üretim yoğunluğum var,
C. Bir de kardeşim, sahaları çok “çamurmuş” yahu! Değer mi kirlenmeye?
Ama kampanya sahiplerini kutluyorum.
İmza kampanyasını destekleme gerekçemi anlattığım yarım sayfalık yazıyı algılayamayan, nereden anlasın 50–60 sayfalık ürünleri, değil mi?
En azından, bunu bildiklerini kanıtladılar!
Son sözüm de Sayın Coşkun Büktel’e.
Sayın Büktel,
Sizinle bir aralar, umut verici bir yakınlığımız vardı. Ben bunu “arkadaşlık” olarak tanımlıyordum. Birlikte katıldığımız televizyon programlarını, yeri geldiğinde hep sevinçli anılar olarak anımsar ve anlatırdım. Şu “Türkiye’de ve Türk Dilinde yazılmış en iyi oyun”unuzu, herşeyden vıdı vıdı sızlanma- herşeyi bıdı bıdı anlatma alışkanlığım olmadığı için, nerelerde nasıl savunduğumu da bilemezdiniz. Bana “Türkiye’nin en iyi oyun yazarı” olduğunuza dair söylevler çekerken, bir oyun yazarıyla konuştuğunuzu, inceliğin yalnızca size değil, yazan herkese karşı olması gerektiğini anımsatmaya bile hiç gerek duymadım. Çünkü acınız acımdı, sıkıntınız bu ülkenin vahim gerçeklerinden biri olarak, sıkıntımdı. Birgün bu kabalığınızı anımsayacağınızı ve kendinize çeki düzen vereceğinizi bekledim. Bütün bunları paylaştığımız dönemlerde, ben bu ülkenin “KÜLRENGİ SABAHLAR” ve “MEMLEKET HİKAYELERİ” adlı oyunlarıyla “en çok yasaklanan” oyun yazarıydım. Ağzınızdan ve kaleminizden, bu derdime dair bir tek söz çıkmadığını da, size hiçbir zaman söylemedim, anımsatmadım. Dahası, size “Kültür Bakanlığı Ödülü” ve o zamanın parasıyla (Pek takmıştınız, hala takarsınız. Şimdi artık bildiğim kabalığınızla, bunu yüzüme karşı bile söylemiş; torpille ödül verildiğini iddia etmiştiniz. Bu arada, insanın yüzüne karşı konuşmakla “hödüklük” diyemeyeceğim bir kabalık arasında, internet heveslisi ve sizi alkışlamakla bir şey olduğunu zanneden çocukların anlayamayacağı bir ayrım vardır, anımsatayım) 50 milyon Tl almış, bugüne dek asla istediğim gibi sahnelenmemiş –“yenisi bir daha yazılamayacak” diyeyim mi?- “HOŞGELDİN AMERİKA”yı okutmuş, eleştirilerinizi onurla kabullenmiştim. Yani Sayın Büktel, demek istediğim şudur;
Vefasızlığın, tanışıklığa saygısızlığın, hiçlemenin, “şimdi bana ne gerekiyorsa o”nun, kimin neden ve nasıl muhatap alındığı konusunda hiçbir fikir sahibi olmamaklığın harika bir örneğini verdiniz.
Çünkü tanımadığım bilmediğim, ama birlikte davrandığınızı bildiğim bir “Bulunmaz” şahsiyet, sizden habersiz böyle bir kampanya başlatamazdı. Siz kimlerle, hangi denizlerde rüzgar arıyorsunuz, Sayın Büktel?
Ben bunları yer miyim? Ben o zavallı teknelere biner miyim?
Sizi kınamıyorum. Kınamak bir yakınlık göstergesidir.
Benimse, size verecek bir selamım bile kalmamıştır.
Hayatta ve sanatta size başarılar diler, oyunlarınızı ve kitaplarınızı herkesin okumasını şiddetle ve ısrarla dilerim.
Çünkü “okumamayı” önermek ve kampanya düzenlemek, faşizmin ta kendisidir. Sizi ve “Bulunmaz” arkadaşınızı, ihbar etmekten, kitaplarımı yakmaktan ve beni katletmekten alakoyan nedir? Adresim İzmir/Bademler Köyü, buyurun.
Bu suç ortaklığınızı asla bağışlamayacağım. Harika bir yol tutturdunuz diye de, elbette size iyi yolculuklar demeyeceğim!
Hayatımdan bir safra daha gitti, şimdi sevinmeliyim...
Haluk Işık (11.09.2009)
Oyun Tiyatro Dergisinde, “Linççi Haluk Işık’ın kitaplarını asla okumuyoruz” adlı bir kampanya düzenlendiğini öğrendim ve ilgili sayfaya baktım. Doğruymuş.
“Külrengi Sabahlar” adlı oyunumun ve “Kediler ve Fareler Mutfağı” adlı çocuk masalı kitabımın kapak resimleriyle, kampanya dikkate sunuluyor.
Şimdi, bu toplara çıkmak ve nerelerine denk gelirse çakmak mümkün; kampanya sahiplerini “sado-mazo” hazlara ulaştıracak yazılar yazmak mümkün; “Külrengi Sabahlar”ı bir zamanlar yasaklayan 12 Eylül’cülerle bu kardeşleri aynı cezvede fokur fokur kaynatmak da mümkün; velhasıl herşey mümkün. Ancak;
A. Bunlara layık oldukları lafları yetiştirecek ve yapıştıracak kadar bir “kültür” geçmişine sahip olsam da, 50 yıldır sürdürdüğüm başka bir yaşam biçimim ve “kültür” seçimim var,
B. Bir “tiyatrocu” olarak, bunlara ayıracak zaman bulamayacağım kadar bir üretim yoğunluğum var,
C. Bir de kardeşim, sahaları çok “çamurmuş” yahu! Değer mi kirlenmeye?
Ama kampanya sahiplerini kutluyorum.
İmza kampanyasını destekleme gerekçemi anlattığım yarım sayfalık yazıyı algılayamayan, nereden anlasın 50–60 sayfalık ürünleri, değil mi?
En azından, bunu bildiklerini kanıtladılar!
Son sözüm de Sayın Coşkun Büktel’e.
Sayın Büktel,
Sizinle bir aralar, umut verici bir yakınlığımız vardı. Ben bunu “arkadaşlık” olarak tanımlıyordum. Birlikte katıldığımız televizyon programlarını, yeri geldiğinde hep sevinçli anılar olarak anımsar ve anlatırdım. Şu “Türkiye’de ve Türk Dilinde yazılmış en iyi oyun”unuzu, herşeyden vıdı vıdı sızlanma- herşeyi bıdı bıdı anlatma alışkanlığım olmadığı için, nerelerde nasıl savunduğumu da bilemezdiniz. Bana “Türkiye’nin en iyi oyun yazarı” olduğunuza dair söylevler çekerken, bir oyun yazarıyla konuştuğunuzu, inceliğin yalnızca size değil, yazan herkese karşı olması gerektiğini anımsatmaya bile hiç gerek duymadım. Çünkü acınız acımdı, sıkıntınız bu ülkenin vahim gerçeklerinden biri olarak, sıkıntımdı. Birgün bu kabalığınızı anımsayacağınızı ve kendinize çeki düzen vereceğinizi bekledim. Bütün bunları paylaştığımız dönemlerde, ben bu ülkenin “KÜLRENGİ SABAHLAR” ve “MEMLEKET HİKAYELERİ” adlı oyunlarıyla “en çok yasaklanan” oyun yazarıydım. Ağzınızdan ve kaleminizden, bu derdime dair bir tek söz çıkmadığını da, size hiçbir zaman söylemedim, anımsatmadım. Dahası, size “Kültür Bakanlığı Ödülü” ve o zamanın parasıyla (Pek takmıştınız, hala takarsınız. Şimdi artık bildiğim kabalığınızla, bunu yüzüme karşı bile söylemiş; torpille ödül verildiğini iddia etmiştiniz. Bu arada, insanın yüzüne karşı konuşmakla “hödüklük” diyemeyeceğim bir kabalık arasında, internet heveslisi ve sizi alkışlamakla bir şey olduğunu zanneden çocukların anlayamayacağı bir ayrım vardır, anımsatayım) 50 milyon Tl almış, bugüne dek asla istediğim gibi sahnelenmemiş –“yenisi bir daha yazılamayacak” diyeyim mi?- “HOŞGELDİN AMERİKA”yı okutmuş, eleştirilerinizi onurla kabullenmiştim. Yani Sayın Büktel, demek istediğim şudur;
Vefasızlığın, tanışıklığa saygısızlığın, hiçlemenin, “şimdi bana ne gerekiyorsa o”nun, kimin neden ve nasıl muhatap alındığı konusunda hiçbir fikir sahibi olmamaklığın harika bir örneğini verdiniz.
Çünkü tanımadığım bilmediğim, ama birlikte davrandığınızı bildiğim bir “Bulunmaz” şahsiyet, sizden habersiz böyle bir kampanya başlatamazdı. Siz kimlerle, hangi denizlerde rüzgar arıyorsunuz, Sayın Büktel?
Ben bunları yer miyim? Ben o zavallı teknelere biner miyim?
Sizi kınamıyorum. Kınamak bir yakınlık göstergesidir.
Benimse, size verecek bir selamım bile kalmamıştır.
Hayatta ve sanatta size başarılar diler, oyunlarınızı ve kitaplarınızı herkesin okumasını şiddetle ve ısrarla dilerim.
Çünkü “okumamayı” önermek ve kampanya düzenlemek, faşizmin ta kendisidir. Sizi ve “Bulunmaz” arkadaşınızı, ihbar etmekten, kitaplarımı yakmaktan ve beni katletmekten alakoyan nedir? Adresim İzmir/Bademler Köyü, buyurun.
Bu suç ortaklığınızı asla bağışlamayacağım. Harika bir yol tutturdunuz diye de, elbette size iyi yolculuklar demeyeceğim!
Hayatımdan bir safra daha gitti, şimdi sevinmeliyim...
.
Büktel ile Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için Mustafa Demirkanlı'nın başlattığı LİNÇ KAMPANYASIna omuz verenlerin de bulunduğu...
"Türkiye Tiyatro Kurultayı"nı irdelemeye yeltenmek!
Aşağıdaki video, bir kıraathane ortamında çekildiği için, her ne denli "samimi" bir görünümde olsa da, düşünsel anlamda pek işlevsel olamadı. Ancak, Orhan Kazbek'in söyledikleri, son derecede önemli düşünsel ipuçları içeriyor. "Türkiye Tiyatro Kurultayı"na katılıp bir de konuşma yapan Orhan Kazbek, bakınız bu "Kurultay" için ne diyor:
"Abi ben, ben kısa ve öz konuşuyorum; Ondan sonra herkes bana saldırıyor. (...) Orada ("Kurultay"da / HB) hepimizin salonu terk etmemiz gerekiyordu. Açık ve net bir şekilde. Adam (Ömer F. Kurhan / HB) kendi dükalığını kurmak için şatosunu kurmuş, muhafız arıyor! (...) Onlar bir derece değil, bir çukur! Yani sıfır noktası değil, sıfır noktası bir derecedir. Onlar bir çukur; bana göre! (...) Böyle olduklarını bilsem, bir daha da gitmem zâten!"
Aşağıdaki video, bir kıraathane ortamında çekildiği için, her ne denli "samimi" bir görünümde olsa da, düşünsel anlamda pek işlevsel olamadı. Ancak, Orhan Kazbek'in söyledikleri, son derecede önemli düşünsel ipuçları içeriyor. "Türkiye Tiyatro Kurultayı"na katılıp bir de konuşma yapan Orhan Kazbek, bakınız bu "Kurultay" için ne diyor:
"Abi ben, ben kısa ve öz konuşuyorum; Ondan sonra herkes bana saldırıyor. (...) Orada ("Kurultay"da / HB) hepimizin salonu terk etmemiz gerekiyordu. Açık ve net bir şekilde. Adam (Ömer F. Kurhan / HB) kendi dükalığını kurmak için şatosunu kurmuş, muhafız arıyor! (...) Onlar bir derece değil, bir çukur! Yani sıfır noktası değil, sıfır noktası bir derecedir. Onlar bir çukur; bana göre! (...) Böyle olduklarını bilsem, bir daha da gitmem zâten!"
Hilmi Bulunmaz; Özgür Başkaya, Dündar İncesu ve Orhan Kazbek'le Şişli'deki bir kıraathanede! from BTV on Vimeo.
ÇÖP ADAM KURHAN'IN ÇÖP KUTUSU / 8
“Şişli’de bir kıraathanede…”
Ömer F. Kurhan (02.10.2009)
Tiyatromuzun genel olarak örgütlü bir yapıya kavuşmasını ve kamusal alanda etkinliğini arttırmayı hedefleyen çatı örgütlenmesi sürecinin dönüm noktalarını çeşitli buluşmalar temsil ediyor. 12 Eylül’de, kritik bir dönemeç olan İstanbul Buluşması hayata geçirildi ve Kasım ayında Ankara’da bir buluşmanın organize edilmesine karar verildi.
Bu süreçte, tiyatro camiasının kabaca üç tepki ürettiğini söylemek mümkün. Birincisi süreci destekleme, hatta bunun da ötesinde katılım gösterme yönündeydi. İkincisi, katılım göstermek bir yana, destek vermekten kaçınma ya da görmezden gelme yönündeydi. Üçüncüsü ise, çatı örgütlenmesi sürecini “belki desteklerim, ama…” şeklinde özetlenebilecek bir kaypaklık yönündeydi.
Tabii ki asıl gerilim birinci ve ikinci tepkiler arasında yaşandı. Üçüncü tepki, çatı örgütü inşa etme sürecini bulandırma, manipüle etme ve mümkünse oradan kendisine bir şeyler devşirme gayreti içindeydi.
Özgür Tiyatro adına Özgür Başkaya’nın çatı örgütlenmesi sürecine dönük “belki desteklerim, ama…” ile başlayan, sonrasında “benimle uğraşmayın, yoksa…” biçimi alan ve “ben size göstermezsem” ile nihayete eren tavrının üçüncü tepkiye bir örnek oluşturduğuna şüphe yok. Sonuç olarak İstanbul Buluşması’nın üzerinden 24 saat bile geçmeden sürecin dışına savrulmayı başardı. Bu savrulma, “Şişli’de bir kıraathanede”, Hilmi Bulunmaz tarafından organize edilen ve Oyun sitesinde yayınlanan bir video söyleşiyle (bkz. http://vimeo.com/6563472) belgelendi.
Bu noktada, yayıncılık çizgisini hiçbir şekilde onaylamadığım halde Hilmi Bulunmaz’a bir teşekkür borçlu olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Çünkü Özgür Başkaya ve yakın dost çevresinin suyu bulandırma ve manipülasyon girişimlerinin ne kadar bayağı ve karşı biçimler alabileceğini açıkça gösterdi. Böylece, bizleri de yan bir uğraş olarak Özgür Başkaya absürdizminin ayrıntılarıyla uğraşıp durmaktan kurtardı.
Özgür Başkaya da bunun farkına varmış olacak ki, hâlâ kendisini gündemde tutmak için Koordinasyon Komitesi ve özelde benimle yapmış olduğu mektuplaşmaları oraya buraya gönderiyor, ama her nedense bunlara ek olarak İstanbul Buluşması sonrası “Şişli’de bir kıraathanede” dostlarıyla birlikte ürettiği bayağılığa referans vermekten kaçınıyor.
Özgür Başkaya Türkiye Tiyatro Kurultayı - İstanbul Buluşması hakkında şu sözleri sarf etmiş:
“Bugün ülkemin kara günlerimden bir tanesi. Bu kara günlerin bir tanesinde ‘Türkiye Tiyatro Kurultayı’ adında bir toplantıya katıldım. Ülkemin kara günlerinin devam ettiğini gördüm. Bu anlamda mitinge gitmediğim için üzgünüm. Ama … (gülüşmeler) Türkiye işçi sınıfı, emekçi kesimler, devrimciler beni bağışlasın.“
Bu “demecinde” Özgür Başkaya’nın ciddi olduğu sanılmasın. Bu konuda fikir sahibi olmak için, Özgür Başkaya’nın örneğin şu sözlerine dikkat etmekte fayda var:
“Bugün tiyatral anlamda da belirli gerginlikler ve kavgalar yaşadık. Şu anda Hilmi Bulunmaz’ın estetik çekimleriyle karşı karşıyayız (HB Özgür Başkaya’nın iki elindeki iki fındığa zum yapmıştır). Bu, var olan bu fındıkla diğer fındık arasındaki ilişki aşağıdakilerin hangisiyle acaba bu kurultay arasında vardır diye bir konuşma yapmamı beklese de bunu yapmıyorum, teşekkürlerimi borç bilirim, hoşça kalın. (Gülüşmeler.)”
Şişli’de bir kıraathanede organize edilen fındık, fıstık, çay partisinde, aslında Buluşma salonunu terk etmek gerektiğini ve bir daha böyle toplantılara gitmeyeceğini söyleyen Orhan Kazbek ise şu sözleri sarf etmiş:
“Onlar bir derece değil, bir çukur. Yani sıfır noktası değil, sıfır noktası bir derecedir. Onlar bir çukur, bana göre.”
Bu video söyleşinin sonradan “Biz ne yaptık?!” diyerek ört bas edilmemesi ve Hilmi Bulunmaz tarafından yayınlanması, hiç kuşkusuz provokasyon amaçlı olduğunu gösterir. İstanbul Buluşması’na hazırlanırken Hilmi Bulunmaz bu tip jestleri hep yaptı. Fakat bu tip jestleri artık tiyatro camiası adına bir ilginçlik üretemiyor ve bu nedenle dikkate alınmıyor.
Öte yandan, temiz tiyatro yayıncılığı kampanyasına aktif destek verenler arasında olsam da, bir konuda biraz farklı düşünmekteyim: Küfür yayıncılığını meşrulaştıranların hiçbir şekilde faydalı ve doğru haber üretmeyecekleri gibi bir önyargım yok. Bunu yaptıklarında, dikkate alınmaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Feridun Çetinkaya’nın haklı bir biçimde “Sabahattin Eyüboğlu’nun Hakkı Sabahattin Eyüboğlu’na” dediğini fark ettiğimde, bu tavrın doğru olduğunu ve benimsenmesi gerektiğini söylüyorum. Ama bu tip doğru çıkışları kamuya mal edemeyeceklerini ve hızla magazin altı bir çerçeveye sokmalarının kaçınılmaz olduğunu da görüyorum.
Benzer bir şekilde Hilmi Bulunmaz tarafından organize edilen “Şişli’de bir kıraathanede” video söyleşisine haber değeri veriyorum. Haberde bir iki önemsiz detay hariç hiçbir manipülasyon girişimi yok. Söz konusu olan gizli bir çekim de değil; video söyleşinin yayınlanacağı muhataplarına söyleniyor. Magazin altı seviyesizlik de örneğin çekim sırasında düzenli ve hızlı bir şekilde fındık fıstık tüketme hırsına kapılan konuşmacıların oburluğundan ve bunun yarattığı serbest çağrışımların “politik” söylemlerine sızıp gayrı ciddileşmelerinden kaynaklanıyor.
Sonuçta amaçlanana oldukça ters sonuçlar üreten bir haber üretilmiş. Özgür Başkaya bunun farkına oldukça geç varmış görünüyor. Bulduğu çözüm şu: Sahibi olduğu Tiyatro Oyun derginin son sayısını toptan sansürleyip dağıtımını engelleyen Hilmi Bulunmaz’a nazire yaparcasına, kendi kendisini sansürlemek ve oraya buraya yolladığı İstanbul Buluşması ile ilgili yazışmalara ve açıklamalarına video söyleşide üretilen bayağılığı eklemekten kaçınmak. Yani bir yandan iznimi almaksızın benim mektuplarımı kendine göre faş ederek edepsizliğini sürdürürken, diğer yandan Hilmi Bulunmaz’ın çoktan yayınlamış olduğu video söyleşi yokmuş gibi davranıyor.
Kendi adıma Özgür Başkaya’nın en başta sergilediği “belki desteklerim, ama…” tavrının yapıcı bir evrim geçirebileceğine pek ihtimal vermemiştim. Benim bu şüpheciliğime karşın, Koordinasyon Komitesi üyeleri arasında iyimser yaklaşımın ağır bastığı söylenebilir. Özgür Tiyatro’nun çağrısıyla düzenlenen ve kutlama mesajı da yolladığım Ankara Buluşması’nın içeriğini öğrendiğimde ise, temel derdinin çatı örgütü sürecini manipüle etmek olduğu sonucunu çıkardım. Muhtemelen derdi, uzun süredir var mı yok mu olduğu belli olmayan, ama geçmişte sık sık sözcülüğünü yaptığı Amatör Tiyatrolar Birliği’ni manipülasyon ve sonrasında “Şişli’de bir kıraathanede” video söyleşisinin göstereceği gibi karşı söylem temelinde canlandırmaya çalışmaktı. Sonuçta, elden geldiğince eşit söz dağılımı kararına uygun olarak Özgür’ce konuşmasını yaptı ve Buluşma sona ererken Orhan Aydın’ın yapıcı ve birleştirici uyarılarına da sırtını çevirerek “Şişli’de Bir kıraathanede” üretilen bayağılığa imzasını attı.
Bazılarının kendine gelebilmesi için tamamen dibe vurması gerekebilir. Özgür Başkaya’nın önünde tek seçenek var: Şişli'de bir kıraathanede topluca içine düştükleri çukurun ne götürüp getirdiğini iyi değerlendirmesi ve samimi bir özeleştiri pratiği geliştirmesi. Yok eğer çukurun da çukuru var demeye devam edecekse – ki etmektedir – bu kendi bileceği bir iştir. Kendi adıma bu yolun yol olmadığını göstermeye çalıştığımı, gereken eleştiri ve uyarıları iç yazışmalar ya da okur kamuoyuna dönük bir makalemle yaptığımı düşünüyorum. Bu yazının amacı ne eleştirmek ne de uyarmaktır; çünkü bayağılıkla tartışılmaz, ancak teşhir edilir.
(Kaynak: istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim)
Ömer F. Kurhan (02.10.2009)
Tiyatromuzun genel olarak örgütlü bir yapıya kavuşmasını ve kamusal alanda etkinliğini arttırmayı hedefleyen çatı örgütlenmesi sürecinin dönüm noktalarını çeşitli buluşmalar temsil ediyor. 12 Eylül’de, kritik bir dönemeç olan İstanbul Buluşması hayata geçirildi ve Kasım ayında Ankara’da bir buluşmanın organize edilmesine karar verildi.
Bu süreçte, tiyatro camiasının kabaca üç tepki ürettiğini söylemek mümkün. Birincisi süreci destekleme, hatta bunun da ötesinde katılım gösterme yönündeydi. İkincisi, katılım göstermek bir yana, destek vermekten kaçınma ya da görmezden gelme yönündeydi. Üçüncüsü ise, çatı örgütlenmesi sürecini “belki desteklerim, ama…” şeklinde özetlenebilecek bir kaypaklık yönündeydi.
Tabii ki asıl gerilim birinci ve ikinci tepkiler arasında yaşandı. Üçüncü tepki, çatı örgütü inşa etme sürecini bulandırma, manipüle etme ve mümkünse oradan kendisine bir şeyler devşirme gayreti içindeydi.
Özgür Tiyatro adına Özgür Başkaya’nın çatı örgütlenmesi sürecine dönük “belki desteklerim, ama…” ile başlayan, sonrasında “benimle uğraşmayın, yoksa…” biçimi alan ve “ben size göstermezsem” ile nihayete eren tavrının üçüncü tepkiye bir örnek oluşturduğuna şüphe yok. Sonuç olarak İstanbul Buluşması’nın üzerinden 24 saat bile geçmeden sürecin dışına savrulmayı başardı. Bu savrulma, “Şişli’de bir kıraathanede”, Hilmi Bulunmaz tarafından organize edilen ve Oyun sitesinde yayınlanan bir video söyleşiyle (bkz. http://vimeo.com/6563472) belgelendi.
Bu noktada, yayıncılık çizgisini hiçbir şekilde onaylamadığım halde Hilmi Bulunmaz’a bir teşekkür borçlu olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Çünkü Özgür Başkaya ve yakın dost çevresinin suyu bulandırma ve manipülasyon girişimlerinin ne kadar bayağı ve karşı biçimler alabileceğini açıkça gösterdi. Böylece, bizleri de yan bir uğraş olarak Özgür Başkaya absürdizminin ayrıntılarıyla uğraşıp durmaktan kurtardı.
Özgür Başkaya da bunun farkına varmış olacak ki, hâlâ kendisini gündemde tutmak için Koordinasyon Komitesi ve özelde benimle yapmış olduğu mektuplaşmaları oraya buraya gönderiyor, ama her nedense bunlara ek olarak İstanbul Buluşması sonrası “Şişli’de bir kıraathanede” dostlarıyla birlikte ürettiği bayağılığa referans vermekten kaçınıyor.
Özgür Başkaya Türkiye Tiyatro Kurultayı - İstanbul Buluşması hakkında şu sözleri sarf etmiş:
“Bugün ülkemin kara günlerimden bir tanesi. Bu kara günlerin bir tanesinde ‘Türkiye Tiyatro Kurultayı’ adında bir toplantıya katıldım. Ülkemin kara günlerinin devam ettiğini gördüm. Bu anlamda mitinge gitmediğim için üzgünüm. Ama … (gülüşmeler) Türkiye işçi sınıfı, emekçi kesimler, devrimciler beni bağışlasın.“
Bu “demecinde” Özgür Başkaya’nın ciddi olduğu sanılmasın. Bu konuda fikir sahibi olmak için, Özgür Başkaya’nın örneğin şu sözlerine dikkat etmekte fayda var:
“Bugün tiyatral anlamda da belirli gerginlikler ve kavgalar yaşadık. Şu anda Hilmi Bulunmaz’ın estetik çekimleriyle karşı karşıyayız (HB Özgür Başkaya’nın iki elindeki iki fındığa zum yapmıştır). Bu, var olan bu fındıkla diğer fındık arasındaki ilişki aşağıdakilerin hangisiyle acaba bu kurultay arasında vardır diye bir konuşma yapmamı beklese de bunu yapmıyorum, teşekkürlerimi borç bilirim, hoşça kalın. (Gülüşmeler.)”
Şişli’de bir kıraathanede organize edilen fındık, fıstık, çay partisinde, aslında Buluşma salonunu terk etmek gerektiğini ve bir daha böyle toplantılara gitmeyeceğini söyleyen Orhan Kazbek ise şu sözleri sarf etmiş:
“Onlar bir derece değil, bir çukur. Yani sıfır noktası değil, sıfır noktası bir derecedir. Onlar bir çukur, bana göre.”
Bu video söyleşinin sonradan “Biz ne yaptık?!” diyerek ört bas edilmemesi ve Hilmi Bulunmaz tarafından yayınlanması, hiç kuşkusuz provokasyon amaçlı olduğunu gösterir. İstanbul Buluşması’na hazırlanırken Hilmi Bulunmaz bu tip jestleri hep yaptı. Fakat bu tip jestleri artık tiyatro camiası adına bir ilginçlik üretemiyor ve bu nedenle dikkate alınmıyor.
Öte yandan, temiz tiyatro yayıncılığı kampanyasına aktif destek verenler arasında olsam da, bir konuda biraz farklı düşünmekteyim: Küfür yayıncılığını meşrulaştıranların hiçbir şekilde faydalı ve doğru haber üretmeyecekleri gibi bir önyargım yok. Bunu yaptıklarında, dikkate alınmaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Feridun Çetinkaya’nın haklı bir biçimde “Sabahattin Eyüboğlu’nun Hakkı Sabahattin Eyüboğlu’na” dediğini fark ettiğimde, bu tavrın doğru olduğunu ve benimsenmesi gerektiğini söylüyorum. Ama bu tip doğru çıkışları kamuya mal edemeyeceklerini ve hızla magazin altı bir çerçeveye sokmalarının kaçınılmaz olduğunu da görüyorum.
Benzer bir şekilde Hilmi Bulunmaz tarafından organize edilen “Şişli’de bir kıraathanede” video söyleşisine haber değeri veriyorum. Haberde bir iki önemsiz detay hariç hiçbir manipülasyon girişimi yok. Söz konusu olan gizli bir çekim de değil; video söyleşinin yayınlanacağı muhataplarına söyleniyor. Magazin altı seviyesizlik de örneğin çekim sırasında düzenli ve hızlı bir şekilde fındık fıstık tüketme hırsına kapılan konuşmacıların oburluğundan ve bunun yarattığı serbest çağrışımların “politik” söylemlerine sızıp gayrı ciddileşmelerinden kaynaklanıyor.
Sonuçta amaçlanana oldukça ters sonuçlar üreten bir haber üretilmiş. Özgür Başkaya bunun farkına oldukça geç varmış görünüyor. Bulduğu çözüm şu: Sahibi olduğu Tiyatro Oyun derginin son sayısını toptan sansürleyip dağıtımını engelleyen Hilmi Bulunmaz’a nazire yaparcasına, kendi kendisini sansürlemek ve oraya buraya yolladığı İstanbul Buluşması ile ilgili yazışmalara ve açıklamalarına video söyleşide üretilen bayağılığı eklemekten kaçınmak. Yani bir yandan iznimi almaksızın benim mektuplarımı kendine göre faş ederek edepsizliğini sürdürürken, diğer yandan Hilmi Bulunmaz’ın çoktan yayınlamış olduğu video söyleşi yokmuş gibi davranıyor.
Kendi adıma Özgür Başkaya’nın en başta sergilediği “belki desteklerim, ama…” tavrının yapıcı bir evrim geçirebileceğine pek ihtimal vermemiştim. Benim bu şüpheciliğime karşın, Koordinasyon Komitesi üyeleri arasında iyimser yaklaşımın ağır bastığı söylenebilir. Özgür Tiyatro’nun çağrısıyla düzenlenen ve kutlama mesajı da yolladığım Ankara Buluşması’nın içeriğini öğrendiğimde ise, temel derdinin çatı örgütü sürecini manipüle etmek olduğu sonucunu çıkardım. Muhtemelen derdi, uzun süredir var mı yok mu olduğu belli olmayan, ama geçmişte sık sık sözcülüğünü yaptığı Amatör Tiyatrolar Birliği’ni manipülasyon ve sonrasında “Şişli’de bir kıraathanede” video söyleşisinin göstereceği gibi karşı söylem temelinde canlandırmaya çalışmaktı. Sonuçta, elden geldiğince eşit söz dağılımı kararına uygun olarak Özgür’ce konuşmasını yaptı ve Buluşma sona ererken Orhan Aydın’ın yapıcı ve birleştirici uyarılarına da sırtını çevirerek “Şişli’de Bir kıraathanede” üretilen bayağılığa imzasını attı.
Bazılarının kendine gelebilmesi için tamamen dibe vurması gerekebilir. Özgür Başkaya’nın önünde tek seçenek var: Şişli'de bir kıraathanede topluca içine düştükleri çukurun ne götürüp getirdiğini iyi değerlendirmesi ve samimi bir özeleştiri pratiği geliştirmesi. Yok eğer çukurun da çukuru var demeye devam edecekse – ki etmektedir – bu kendi bileceği bir iştir. Kendi adıma bu yolun yol olmadığını göstermeye çalıştığımı, gereken eleştiri ve uyarıları iç yazışmalar ya da okur kamuoyuna dönük bir makalemle yaptığımı düşünüyorum. Bu yazının amacı ne eleştirmek ne de uyarmaktır; çünkü bayağılıkla tartışılmaz, ancak teşhir edilir.
(Kaynak: istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)