8 Aralık 2009 Salı

Tiyatroya Fransız kalan TOBAV'ın çöp kutusu!

Bulunmaz'ın notu: Türkiye dramatik yazarlığının Everest'i ve "Türk dilinde yazılmış en iyi oyun" Theope'nin yazarı Coşkun Büktel ile Bulunmaz Tiyatro yöneticisi, Avrupa Birliği emperyalizmi karşıtı, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için, "KINIYORUZ!" aldatıcı başlıklı bir LİNÇ KAMPANYASI başlatan yalan makinesi, küfürbaz ve LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın kuyruğundan asla ayrılmayan TOBAV'a ait aşağıdaki metinde bulunan bazı sözcükleri, "TOBAV'ın dil bilinci"ni okurlarımıza teşhir etmek için biz kırmızılaştırdık!


***


TOBAV: “Devlet Tiyatroları Özerk Bir Yapı Olarak Kurulmuştur Siyasetin ve Bakanların Müdahelesine Kapalıdır”


Bayram öncesi, tiyatro kamuoyunun dikkatini çeken ve endişelendiren bir durum yaşandı.

Kültür ve Turizm Bakanı, Devlet Tiyatroları’nın varoluşu ile ilgili bazı açıklamalar yaptı.

Bu açıklamalar, tiyatro alanında uzmanlığını kanıtlamış kişi ve kuruşlarda rahatsızlık yarattı.

Öncelikle, “Devlet Tiyatrolarına verilen devlet desteğinin kaldırılarak, Anadolu’da tiyatro yapan guruplara dağıtılması halinde daha çok seyirciye ulaşılacağı” şeklinde beyan edilen düşünce, bir düşünce beyanından çok Bakanlığın resmi görüşü imiş gibi algılandı.

Oysa bu düşüncenin Sayın Bakanın kişisel görüşü olduğu açıktı.

Ancak yine de bu görüşün bakanlığı etkileyeceği, Bakanlığın, Sayın Bakanın düşüncelerinden etkileneceği şeklinde haklı bir endişe yaratması da normaldir.

Kaldı ki söz konusu kişisel düşünce, çalışma alanı ve uzmanlık konusu Tiyatro olan kişilerde ve sivil toplum kuruluşlarında da rahatsızlık yarattı.

Sayın Bakanın bu konularda açıklama yapmadan önce, uzmanlık kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile görüş alış verişinde bulunması, konuyla ilgili etraflı bilgilenmesi gerekirdi.

Sanatta kalite ve kantite sorunun bizler ve ülkemiz açısından nasıl değerlendirildiğini, bu değerlendirme sonucunda varılacak sistem uygulamalarının neler olabileceği konusunda yaklaşık 30 yıla varan bir zaman dilimi içinde yapılmış olan çalışmalar hakkında bilgilenmesi gerekirdi.

TOBAV Sayın Bakana, Devlet Tiyatroları’nın bir memur kuruluşu olmadığını anlatan, kuruluş kanunu ve konuk olduğu 657 sayılı yasa ile çelişen noktaları dile getiren bir çalışma dosyası vermiş idi. Kaldı ki mensuplarının komşu haklar nedeni ile fikri haklar yasası kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olan bir kurumun “devlet memuru” veya “devlet dairesi” olarak değerlendirilmesi söz konusu bile olmamalıdır.

İşte bu temel ayrıntı gözden kaçırıldığında, siyaseten kültür ve turizm bakanı olanlar, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünü, Bakanlığın memurlarının çalıştığı bir devlet dairesi olarak görme eğilimine girmektedirler. Hatta bir bakan bu konuda “Parayı ben vericem, onlar özerk olacaklar öyle mi !” Ardından “davul benim boynumda olacak tokmak onların elinde !” diyerek görüşünü pekiştirmiştir.

Devlet kavramı ve verilen paranın kendi parası olmadığını, parayı verenin de kendisi olmadığını düşünmemiş hatta, devleti de kendi malı zannetmeye başlamıştı o bakan ! Sanat alanına sahipsiz bir bostana girmiş gibi, özensiz yaklaşımlarda bulunan bu bakan, çok tepki aldı ! Görevinden ayrıldı ! Bizler, Sayın Ertuğrul Günay’ın bu bakanlığa getirilmesine, bu nedenlerle sevinmiştik. Bu yaşadığımız özensizliklerin, hatalı yaklaşımların ve bilgi alışverişinde bulunulmama döneminin biteceğini düşünmüştük. Pek çok olumlu gelişme de oldu. Bunları yazılı olarak da yeri geldiğinde belirttik.


daha anlaşılır bir dünya için sanat

art for better understanding of the world


Ancak, bayram öncesi Sayın Bakan’ın , Devlet Tiyatrolarının Kürtçe oyun oynaması konusundaki açıklamaları bizleri şaşırttı. Bu da demokratik ülkelerde örneği görülmemiş bir açıklamaydı. Acaba, İngiltere Kültür Bakanı da bunu yapıyor mu ? Kraliyet Sanat Tiyatrosunun hangi dilde oyun oynayacağı konusunda görüşünü, bu tiyatronun yöneticilerine danışmadan, sivil toplum kuruluşları ve meslek birliklerinden görüş almadan mı yapıyor?

Afrikalı sömürgeleriyle karışımı zenginlik olarak görmesine rağmen, dil konusunda tutucu olan Fransız’lara ne demeli ? Andre Malraux ya da Jack Lang, Commedie Frances in Arapça oyun oynayabileceği konusunda hiç beyanat vermiş midir acaba ? Nerede AB kriterleri? Kültür alanında sanat alanında hiç kriter yok mu ? Yoksa ortada kriter filan da mı yok? Ülkesinde etnik çeşitlilik olan ülkelerin tiyatrosu ile ilgili bir inceleme yapılmış olsaydı, bakanlık dünya da böyle bir uygulamanın olmadığını bilirdi ! Ne geçmiş Sovyetler Birliğinde, ne Rusya Federasyonu’nda, ne İngiltere’de, ne Amerika’da, ne Fransa’da !... Örnekler çoğaltılabilir.

Ulusal tiyatrolar o ülkenin resmi dili ne ise o dil ile konuşurlar. Farklı diller için olanaklar yaratılacak ise bunun için yeni sistemler kurulur. Tıpkı TRT 6 in kurulması gibi. Eğer, durum belirtildiği şekilde değerlendirilecek olsaydı, TRT 6 in kurulması da gereksiz sayılmalıydı. Söz konusu yayınların TRT 1 tarafından yapılması sağlanırdı. Hatta, yayıncılığın gelişmesi açısından TRT ye verilen devlet desteği de kaldırılıp özel televizyonlara verilebilirdi. O zaman daha çok kişi TV izlerdi şeklinde genel yaklaşımlar yapılabilirdi.

Bizler, belirtmiş olduğumuz örnekler nedeniyle; Devlet Tiyatrolarının 60 cı yılının kutlandığı bu sanat sezonunda; bu mesleği yapanların birikimlerine, uzmanlığına ve sanatsal özerkliklerine saygı gösterilmesinin, en az diğer uzmanlık alanları kadar önemli olduğunu; tüm siyasilerimize ve kamu oyumuza duyurmayı çok önemli bir sorumluluk olarak değerlendiriyoruz. Tüm sanat akademilerini, meslek birliklerini, sivil toplum kuruluşlarını ve tüm tiyatroları da, gerçek bir demokrasi kültürü adına, bu sorumluluğa sahip çıkmaya davet ediyoruz.

TOBAV YÖNETİM KURULU

(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)

***

Ayrıca bakınız:
Bayrak faşistlerinin tarihinden
"Fransız kaşığıyla Türk boku yeme çabası"*
Havanda su dövenlerin sansürü

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi