Hasan Aksay (Cumhuriyet gazetesi Moskova muhabiri)
Geçen ay Moskova'da Karen Abramyan isimli 56 yaşındaki Ermeni işadamı 20 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü. Cinayeti soruşturan polis, 18 yaşındaki ırkçı bir Rus genci gözaltına aldı.
Artur Rino isimli genç önce cinayeti inkar etti, ama sonra kamera görüntüleriyle kanıtlar gündeme gelince itiraflara başladı. Yalnızca bu cinayetle sınırlı kalmadı itiraflar. Irkçı genç, kendisi gibi 18 yaşında olan bir arkadaşıyla birlikte 37 kişiyi öldürdüğünü açıkladı.
Gencin ifadelerini ilk başta ciddiye almayan uzmanlar, anlatılanlar ve olaylar arasındaki paralellikleri gördükçe söylenilenlerin doğru olabileceğini düşünmeye başladı.
Irkçı genç ifadesinde, Rusya'da Ruslardan başka kimseyi, özellikle de Kafkas kökenlileri görmeye dayanamadıklarını söylüyor ve "düşmanlar"ı teker teker öldürmeye başladığını anlatıyor.
Cinayetleri işlerken ciddi bir sorun yaşamadıklarını söyleyen katil, "Bizi cinayet işlerken gören insanlar korkarak hemen oradan uzaklaşıyordu ve kimse polise ihbarda bulunmuyordu"diyor.
Belki de en acısı bu! Irkçı gencin bu sözlerinde, Rusya'da halkın önemli bölümünün yabancılara karşı tutumu mu yatıyor? İnsanların vurdumduymazlığı mı? Ülkedeki korku ve sindirilmişlik ortamı mı?..
Bu konu, belki de 37 kişinin katlinden de daha büyük bir felaket...