Herman Melville tarafından yazılan, Sabahattin Eyuboğlu ile Mina Urgan'ın çevirisiyle dilimize kazandırılan Moby Dick (Beyaz Balina), dünya edebiyatının on büyük romanından biri olarak kabul ediliyor...
Moby Dick'ten bir paragraf aktarıyorum:
"Nedir bu? Nedir bu bilinmez, bu anlaşılmaz, bu akıl sır ermez tutku! Hangi sinsi, kurnaz tanrının; hangi zalim, taş yürekli kıralın buyruğuyla bütün sevgileri, özlemleri tepip, zorla, soluk soluğa gidiyorum bu yolda? Yüreğimin kendiliğinden yapmayı göze alamayacağı bu çılgınlığa beni sürükleyen nedir? Ahab, Ahab'ın kendisi mi? Allahım... Kendim miyim ben? Kimdir şu kolumu kaldıran, ben mi yoksa başkası mı? Koca güneş bile kendiliğinden yürümüyorsa, o bile göklerin buyruğunda ufacık bir köle ise, görülmez bir gücün buyruğuna uymayan tek yıldız yoksa; şu benim küçücük yüreğim nasıl kendiliğinden çarpar, şu küçücük beynim nasıl kendiliğinden düşünebilir? Tanrı değil mi bu yüreği çarptıran, bu düşündüklerimi bana düşündüren, beni böyle yaşatan? İnan bana insanoğlu, hepimiz şu bocurgat gibi dönüp duruyoruz bu dünyada. Kaderin elidir bizi böyle döndüren. Ama bir yanda da, hiç değişmeyen, böyle gelmiş böyle giden, bu gülen gökyüzü, bu dipsiz deniz var! Bak, şu Albatros'a bak! Kim saldırtıyor onu uçan balığın üstüne böyle? Katiller nereye gidecek, söylesene bana? Yargıcın kendisi de sanıklar arasındaysa, kim yargılayacak katilleri? Rüzgar ne tatlı, ne tatlı! Gök ne tatlı! Hava, ta uzaklarda bir çayırdan esmiş de gelmiş sanki. And dağlarının yamaçlarında bir yerde çayır biçmişler, orakçılar, taze, yemyeşil otlar içine yatmış, uyuyorlar. Uyuyorlar mı? Evet Starbuck, ne kadar didinirsek didinelim, sonunda gene de uyuyoruz bir tarlada. Uyumak?.. Evet, yeşillikler içinde çürümek; bir yıl önce biçilen çayırlıkta unutulup paslanmış oraklar gibi!.. Starbuck!"
690. sayfa / Cem Yayınevi