23 Temmuz 2008 Çarşamba

İftiracı, sanal canavarlardan medet umuyor!...

Başlığı ben attım... (HB)

Not: Aşağıdaki yazı, hela kapısı gibi çift "oo"lu Burak Caney sitesinde yayımlanmıştır... (HB)


PROF.ÖZDEMİR NUTKU YAZI DİZİMİZİ DOĞRULADI


SAYIN PROF.DR.ÖZDEMİR NUTKU "COŞKUN BÜKTEL" YAZI DİZİMİZİ DOĞRULADI VE DESTEKLEDİ


30 Haziran 2008


COŞKUN BÜKTEL YAZI DİZİMİZLE İLGİLİ OLARAK GÖRÜŞ SORDUĞUMUZ SAYIN ÖZDEMİR NUTKU METNİ BAŞTAN SONA OKUDUĞUNU BELİRTEREK ÇOK İYİ VE DOĞRU BİR ARAŞTIRMA YAPMIŞSINIZ YAZDI.

KONUYU İNCİR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAYACAK, ÇAMUR ATMA GİRİŞİMİ OLARAK GÖRDÜĞÜ İÇİN BUGÜNE DEK PEK ALDIRIŞ ETMEYEN ÖZDEMİR NUTKU BİZİM DOSYA KONUMUZLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMESİNİ RİCA ETMEMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİNİ YAZDI

AYNEN SUNUYORUZ.


Metni baştan sona okudum. Çok iyi ve doğru bir araştırma yapmışsınız. Sizi kutlarım. Aslında bu incir çekirdeğini doldurmayan konudan sıkıldım. Ama dediğiniz gibi, bilip bilmeden başkalarına çamur atıp kendilerine rant sağladıklarını inananlara yanıt vermek de gerekiyor.

Ben burada yazınızı desteklemek adına önce Devlet Tiyatroları Edebi Kurul'undaki işleyişten kısaca sözedeyim. Edebi kurul üyeleri yedi kişi olduğu için yazar yapıtını yedi nüsha olarak Başdramaturgluğa gönderir. Her oyun, ayrı kentlerde bulunan iki ayrı dramaturg tarafından incelenip rapor haline getirilir [bu raporlar her isteyene açıktır]. Dramaturg raporları en geç bir ay öncesinden üyelere gönderilir. Üyeler oyunları okur ve her biri kendi notlarını alır. Toplantıda, eğer yazarı ünlüyse ve oyunu artık başyapıtlar arasında yer almışsa açık oyla oylanır ve kararı yazılır. Bilinmeyen genç bir yazarın oyunuysa gizli oya başvurulur. Oyçokluğuna göre karar verilir. Ancak herhangi bir üye oylamadan hoşnut değilse, oyun üzerine tartışma açılmasını isteyebilir ve tartışma açılır; oyun bir daha oylanır. Seçilen oyunlar havuza konulur. Seçilen oyunların bir listesi, bölgeler dahil, bütün tiyatrolara gönderilir. Bu listelerden, Müdürlüklerce seçilen oyun metinleri talep üzerine gönderilir. Yazın yapılan koordinasyon toplantısında her bölge, müdürlük ya da yönetmen sahnelemek istediği oyunu belirtir ve onun bu isteği de genellikle kabul edilir. Edebi Kurul'un görevi oyunları değerlendirmektir; repertuvar hazırlamak değil. Repertuvar seçimi koordinasyon toplantısına aittir. Bu toplantıda Edebi Kurul Başkanı, yalnızca bir üye olarak bulunur ve herkes gibi bir tek oyu vardır.

Bazan repertuvara seçildiği halde, teknik nedenlerden, kadro yapmak açısından oyun sahnelenemiyebilir. Koordinasyon toplantısında bu durum gözönüne alınarak repertuvara yedek oyunlar alınır. Böyle bir durum karşısında yedek oyunlar devreye girer. Edebi Kurul'un seçtiği ve havuza koyduğu binlerce oyunun arasında repertuvara seçilmeyen çok sayıda oyun vardır. Nitekim altmışlı yıllardan bu yana Edebi Kurul tarafından kabul edilen 30'a yakın çevirimden sadece dördü oynanmıştır. Neden oynamıyorsunuz diye, bir kez bile sormadım. Sormam da; çünkü repertuvar yapmak birçok olanağa dayanır. Yönetmen, proje olarak oyunu isterken kendi sahne imkânlarını, sanatçı kadrosunu, teknik donanımını dikkate alması gerekir. Sahnelemeyi çok istediği bir oyunu, bu hususlardan biri bile eksikse proje olarak gerçekleştiremiyebilir.

C. Büktel'in 'Shakespeare'siz Herifler'i ile 'Haram Lokma'sı oybirliği ile reddedilmiştir. Ama Türkçeye çevirdiği, 'Amerikalı yazar Irwin Shaw'un 'Ölüleri Gömün' (Bury the Dead) adlı oyunu oybirliği ile kabul edilmiştir.

Theope konusu da yazdığınız gibidir. Başka bir şey araştırırken 16. yüzyıla ait bugün artık adı anılmayan, onun için de kitapta sadece adı geçen, belki de metni kaybolmuş olan bir Fransız yazarın 'Théope' adlı oyununu gördüm. Fransızca bilmediğim için [Coşkun Büktel'in de Fransızca bildiğini sanmıyorum] bir bilim adamı olarak dikkatimi çekti; ben de bundan sözetmek gereğini duydum. Bilmediğim bir oyunla bir kimseyi itham etmek kadar saçma bir şey olamaz. Konu olarak aynı mı değil mi, onu merak ettim. Konu aynı olsa bile, her yazarın o konuyu işlemesi farklıdır. Shakespeare de konularınının çoğunu başkalarından almadı mı? Aldı diye onu itham edebilir miyiz? Edemeyiz, çünkü Shakespeare, aldığı her konuyu kendi dehası ile bambaşka bir biçimde işleyip başyapıtlar üretmiştir. Doğrusu ben, Büktel'in bukadar gocunmasını bir türlü anlıyamadım. Bu, ortalığı velveleye verip kendine rant sağlama politikası mı? Büktel'in, böyle içi boş şeylerle uğraşacağına, yeni oyunlar üretmesi Türk Tiyatrosuna katkı olmaz mıydı?

Bunca yıl geçti ne oldu? Bazı sözleri çarpıtarak kendinden söz ettireceğini sananlar, güneşi balçıkla sıvamaktan öteye geçemezler.

Özdemir Nutku


Not: Yukarıdaki yazı, hela kapısı gibi çift "oo"lu Burak Caney sitesinde yayımlanmıştır. (HB)