21 Kasım 2009 Cumartesi

nedim saban
Profili göster
Diğer seçenekler 21 Kasım, 07:39
Kimden: "nedim saban" ...@superonline.com>
Tarih: Sat, 21 Nov 2009 07:39:06 +0200
Yerel: Ctesi 21 Kasım 2009 07:39
Konu: bu bir polemik değildir, bir savunmadır
Yanıtla Yazarı yanıtla Yönlendir Yazdır Kişisel ileti Aslını göster Bu iletiyi bildir Bu yazarın iletilerini bul


Tiyatro Sanatçılarının Dikkatine,

Tuncay Özinel nefret söylemlerini başka bir yöne çekmeye çalışıyor. Kendisi bu grup üzerinden yazdığı ağır sözlere cevap vereceğine, Yüzleşme oyununa sığınıyor.

Ben, Filistin sahnesinden hoşlanmamışım.

Siz Tiyatrocuları, tiyatro sanatçılarını, tiyatroseverleri yanıltıyor.

Ben oyunu izlemişim, Filistin sahnesinden rahatsız olmuşum. Bakın, yine hedef gösteriyor.

Ben, oyunu filan izlemedim. Çok hasta olduğum bir dönem, hastalığıma rağmen, meslektaş dayanışması göstererek provaya gittim ve oradaki bir canlı bomba sahnesine takıldım. (Sadece ona değil tabi ). Daha önce de yazdığım gibi politik duruşum nedeniyle bu sahnedeki canlı bomba konusundaki önerilerimi belirttim. Ayrıca oyun o kadar eksik ve yanlıştı ki, o konuda da tüm yapıcı eleştirilerimi söyledim. Yani sözkonusu olan yalnızca canlı bomba değildi, Böyle ciddi bir oyuna yaraşmayacak saçmasapan müzikler, eski püskü dekorlar vardı. Bu kötü şeyler, kendini aşmaya çalışan bir yazarın n çabalarını gölgeliyordu. En önemlisi benim çok beğendiğim, ödül alan genç oyuncuların da performanslarını gölgede bırakacaktı. Canlı bombalar ise son derece yanlış mesajdı. Buna politik duruşum nedeniyle karşı çıktım, etnik kökenim nedeniyle değil. Yani daha önce de yazdığım gibi, bombanın bir İsrailliye, Filistinliye, Bosnalıya, Lübnalıy, Amerikalıya, Iraklıya,Kürde, Araba, Türke; Hırvata, Rusa, Japona gitmesi, bir kadını, çocuğu öldürmesi, doğa dengesini bozması beni son derece tedirgin etti. . Adam öldürmenin karşısındayım. Hele hele sahnede bunun yandaşı olan bir oyunu kabul edemem.

Bir de rüşvet teklif etmek ne demek?

Yani, bu sahneyi kaldır, sana para vereyim!

Ne adına?

Herhalde mensup olduğum örgüt adına (!) filan demek istiyor.....

Ne kadar ağır, iğrenç bir suçlama! Komik ötesi.

İşin ilginç yanı, bana en yazıları yazan mahkemelik olduğum, binlerce kişinin kınadığı ırkçılığın ötesinde bir kişi de tesadüfen (!) Özinel ile aynı şeyleri yazmış, Kadıköy Belediyesi eylemi hakkında.

Ne tesadüf değil mi, geçen Çarşamba Özinel'in ortaya attığı iddialar bana ırkçı bir biçimde saldıran araştırmacı (!) gazeteci tarafından somut gerçekler gibi ortaya atılmış. CKM eyleminin nedeni, Caddebostan'ın tek bir organizasyon şirketine peşkeş çekilmesi değil, Zülfü Livaneli'nin oyununun denetleme isteği değil, benim Kadıköy Belediyesi'nden sponsorluk alamama konusundaki kuyruk acımmış.

( Halbukki Habertürk Gaszetesinde Ckm Müdürü ve Selami Bey, Livaneli'nin metnini vermeyi red ettiğimizi söylemişler, bir de Nisan ayında dilekçe vermemize rağmen tarihi kaçırdığımızı iddia etmişler....)

Bu magazin gazetecisinin google group yazışmalarından haberdar olması ve tam Özinelle aynı şeyleri yazması da çok büyük bir tesadüf hakikaten.

Ben Özinel'i savcılığa filan vermeyeceğim çünkü bir tiyatrocunun 2010 yılında böyle sözlerle deşifre olması ayıptır, tiyatro sanatını zedeler.

Bu arada Can Törtop'un halen Özinel'in maillerini denetlemeden yayınlamasını kınıyorum. Bir haftada ne rüşvetçiliğim, ne örgüt üyeliğim(!!!!!!!), ne şantajcılığım (!!!!!!!!) kaldı. Bu gruba üye olan ve beni tanımayan meslektaşlarım var. İyi ki, siyasi duruşum ve kimliğimle son derece şeffaf ve ortadayım. Verilmeyecek hiçbir hesabım yok ancak açık biçimde hedef gösterildim. Şu kritik dönemde son derece ürkütücü ve çirkin ötesi!

Eğer moderatör denetlemeyecekse, bence Özinel'in bilgisayarının içine azıcık Xanax atmak gerek.

Bu konudaki son mesajımdır.

Bugün aydınlık Türkiye'de tiyatroların örgütlenmesi için bir kurultay yapıyoruz.

Tuncay Özinel'i, sekreterliğini yaptığı dernek adına bu kurultayın İstanbul buluşmasına davet ettiğimizde, amatörlerle bir araya gelmeyeceğini, bu yapılanmada işi olmayacağını anlattı, bize telefonda hakaretler savurdu.

Şimdi mail grubundan Sinop'a mavi boncuk dağıtıyor, Türk Tiyatrosu belgeseli yapacağını söylüyor, en güzel günlerini amatör olarak yaşadığını söylüyor.

Yazdıklarının içeriğini Türkiye coğrafyasındaki tiyatrocuların kınadığı ortada ama bence sekreterliği yaptığı dernekteki profesyoneller (!) onu ayıpladıysa, ihraç etmeli. Halen ayıplamasdılarsa, kendilerini ayıplamalılar.

(Kaynak: Google gruplar / Tiyatro Dünyası)