Coşkun Büktel
31 Aralık 2007
Hilmi Bulunmaz'dan başka "kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya" ve dam üstündeki saksağanların hesabını sormaya
Özerk Sanat Konseyi'nin özerkliğe utanç veren Fransız kopyacılığı veya dam üstüne saksağan kondurmacılığı
Hilmi Bulunmaz, kendilerine "düzeyli" ya da "seviyeli" diyen düzeysiz/seviyesiz sansürcülere, yalancılara ve iftiracılara (onların "ortak ses" başlığıyla ve iş birliği halinde yaptıkları dezenformatif yayınlara) karşı mücadelesini bıkmadan sürdürüyor. (Bakınız: Bulunmaz, "Ortak Ses"e tek tek yanıtlar.)
Bulunmaz, bu mücadele sırasında Coşkun Büktel dahil pek çok kişinin "atladığı" olumsuzlukları da, "kuyumcu dikkati" sayesinde saptayarak teşhir ediyor.
"Demokrasi", "temiz yayıncılık", "düzey", "seviye", "sanat", "özerk", "konsey" gibi iri lafların kolayca ve sıklıkla kullanıldığı ülkemizde bu kavramları kullananların bu kavramlara uygun davrandıkları, ne yazık ki, değil sıklıkla, nadiren bile görülemiyor. Hilmi Bulunmaz, son yazısında, kendilerine kolayca ve "kendinden menkul" olarak "Özerk Sanat Konseyi" adını takmış birtakım kişilerin, aslında, sanatla ve özerklikle ne kadar "bağdaşmaz" olduklarını; Fransız kaşığıyla Türk boku yeme çabası içinde, dam üstüne nasıl saksağan kondurduklarını, somut ve "görsel" kanıtlarla sergiliyor; mantığa dayanan zihin açıcı analizlerle ilgilileri terbiye ederken, tiyatromuzdaki insan malzemesinin kalitesizliği bahsinde, okurları da, bir kez daha, aydınlatmış oluyor.
Bulunmaz'ın söz konusu yazısını okumak için, lütfen aşağıdaki başlığı tıklayınız:
Havanda su dövenlerin sansürü
(Kaynak: coskunbuktel.com)