23 Aralık 2007 Pazar

Büktel, Kültür Bakanlığı koltuğunun bomboş olduğunu "gör"ün diyor

Coşkun Büktel
23 Aralık 2007


Kültür bakanı Ertuğrul Günay'ın önemsiz bir demecine büyük önem atfeden Hilmi Bulunmaz, sosyalist bir iyimserlikle, artık "Çanak yalamak zorlaşacak!" diye başlık atıyor ama...

Üstünde göstermelik olarak bir oturan varsa da, aslında kültür bakanlığı koltuğu bomboş...

Hilmi Bulunmaz, "Çanak yalamak zorlaşacak!" başlıklı yazısına şu iyimser paragrafla başlıyor:

Yaptığımız yayınlar etkisini göstermeye başladı. Sürekli olarak vurguladığımız; “Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın çömezi Lemi Bilgin’in çanağının kulpunun kenarını yalayan” söylemi, Ertuğrul Günay’ı etkiledi. Başka etmenlerin de bir araya gelmesiyle, Kültür Bakanı, çanağın yalanmasını zorlaştırma kararı aldı!...

(Kaynak: Bulunmaz, "Çanak Yalamak Zorlaşacak".)

Günay'ın çanak yalamayı zorlaştırma kararı aldığına dair aşırı iyimser Bulunmaz yorumuna, ben, ne yazık ki, ne kadar istesem de, katılamıyorum. Bulunmaz'ın aktardığı haber, bence, bu kadar iyimser yorumlanmaya müsait öğeler içermiyor. Bakan oluncaya dek, sıradan bir politikacı olmadığını kanıtlayan çok güçlü çıkışlarla parlak bir kariyer yapmıştı Günay; ama bakan olduğundan bu yana, ne yazık ki, AKP'ye ve sıradanlığa teslim olmuşluğunu kanıtlayan "icraatsız konuşmalarla" o parlak kariyerini harcamaktan başka bir şey yapmıyor. Koltuğunu yalnızca, göstermelik olarak, sırf üstünde oturan biri bulunsun diye, sırf boş kalmış gibi görünmesin diye, dolduruyor. Ama aradan aylar geçmesine rağmen, kültür alanında halk yararına yapılan hiçbir somut icraat göremediğimize göre; bir insanın kaba etleriyle ısınıyor olmasına rağmen, kültür bakanlığı koltuğu, aslında ("esasında") bomboş duruyor.

Hilmi Bulunmaz'ın iyimser bir yorumla okurlarına aktardığı demecinde, bakan Günay, aslında tüm sıradan politikacılar gibi, bir sürü şey söyleyerek hiçbir şey söylememeyi başarmış görünüyor. Sayın Günay, tıpkı sıradan politikacılar gibi, hiçbir somut cümle kurmadan, "genel konuşarak", durumu idare etmeye, kamuoyunu oyalamaya bakıyor; ama sıradan politikacılardan yine de farklı olarak, kamuoyunu oyalarken kendini hiçbir somut vaatle bağlamayarak, kendi (yeni) standartları içinde, güya dürüst de kalıyor. Bence, açık, somut ve net konuşamadığına göre, Bulunmaz'ın aktardığı demeci, Günay'ın çanak yalamayı zorlaştıracağı biçiminde yorumlamak yerine; çanağı yalnızca kendine ve AKP'ye itaat edecek kadrolara yalatacağı (peşkeş çekeceği) biçiminde de yorumlamak mümkün.

Umarız ki, sayın Günay'ın söyledikleri gazeteciler tarafından eksik ya da yanlış aktarılmış değildir. Daha doğrusu, tam tersine, umarız ki, sayın Günay'ın demeci eksik ya da yanlış aktarılmış, Ertuğrul Günay, bir kez daha gazetecilerin azizliğine uğramıştır. (Sayın Günay'a daha önce gazetecilerin ve onların yüzünden Bulunmaz ve benim, yaptığımız haksızlık için, bakınız: "Ertuğrul Günay sayfası")

Ertuğrul Günay, Bulunmaz ve Büktel'in yayınlarına, özellikle de, Lemi Bilgin hakkında kendisine kamuoyu önünde yaptığımız (Lemi Bilgin'in halka ve tiyatro sanatına karşı suç işlediğinin somut belge ve kanıtlarıyla dolu) suç duyurusuna (Bakınız: Büktel, "Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, DT Genel Müdürü Lemi Bilgin'i Derhal Görevden Almalıdır") ulaşmış mıdır, ulaşmamış mıdır, bunu kesin bilemiyorum, ama bildiğim bir şey var: Tüm yetkileri ve devlet olanaklarını elinin altında bulunduran bir bakan olarak, (bakanlığıyla ilgili en çarpıcı hakikatler, tüm tiyatro yayınlarınca, tüm internet sitelerince sansür edilip okurlardan ve Günay'dan veya Günay'ın danışman ordusundan gizleniyor olmasına rağmen) Ertuğrul Günay, tıpkı, ilim Çin'de bile olsa ulaşmak zorunda olduğu gibi, hakikat yalnızca coskunbuktel.com'da bile olsa, hakikate ulaşmak zorundaydı. Kaldı ki, söz konusu hakikati kısmen de olsa, biz, Vatan gazetesinde bile duyurabilmiştik. (Bakınız: "Büktel'in Vatan röportajı".)

Ulaşmadıysa veya ulaştığı halde halka karşı işlenen sanatsal bir suça duyarsız kaldıysa; sıradan politikacılar gibi düşünüp, (zaten "bu tür suçlar nedeniyle" popülerliğini kaybetmiş olan) tiyatro sanatının oy potansiyelini yeterli görmeyerek, somut kanıtlara rağmen halka ve tiyatro sanatına karşı işlenen suça aldırmadıysa; dikkatini daha sıradan ama daha popüler başka konulara (örneğin, dört yıl önce müziğine yapılan sansürü sineye çektiği halde, bugün başka bir ülkeye yerleşmekten söz eden Fazıl Say'a) yöneltmeyi daha "rantabl" bulduysa; tespitimiz bir kez daha kanıtlanmış demektir. Bakanlık koltuğu üstünde bir oturan bulunduğu halde, aslında boş demektir.

Bulunmaz'ın sosyalist iyimserlikle kaleme aldığı yazı, bakan Günay'ın demecini "aşırı yorumlamış" olmasına rağmen, "çanak yalamak" olgusu üzerine enteresan tespitler içeriyor. Tavsiye ediyor ve link veriyoruz:

"Çanak yalamak zorlaşacak!"

(Bakınız: Büktel; "Ertuğrul Günay sayfası")