İŞTİSAN: İSTANBUL’a AÇIK MEKTUP!..
Karanlık Şehir Tiyatroları’na bir kez daha değdi!..
Bu şehrin kültür ve sanat yaşamını en belirleyici kurumlardan biri Şehir Tiyatroları’dır…
Yalnızca sanatçılarının sabır ve kahırla ürettiği oyunlarla değil, 95 yıllık gelenek ve birikimiyle de edinmiştir bu belirleyiciliği…
Lakin sanat ve kültür alanında, birikim ve vizyondan yoksun bir yaptırım gücünün uygulamalarına yıllardır direnerek “rağmen” sanat üretmeye çalışmak, Şehir Tiyatrosu çalışanları için neredeyse bir yaşam biçimine dönüşmüştür…
İstanbul’un Dünya Kültür Başkenti olmaya hazırlandığı 2010’a aylar kala Şehir Tiyatroları yine bir yönetim değişikliği yaşadı. Bu kurum ödeneklidir ve şehrin yönetiminde siyasi yapı ne zaman el değiştirse, kurum yönetimi de değişiklikler yaşamıştır. Bu bilinir bir gerçektir. MUHSİN ERTUĞRUL -Vasfi Rıza ZOBU gitgelleri hatırdadır. Lakin 2000 yılından bu yana kurum yönetiminde 6 kez görev değişikliği yaşanmış ve 5 ayrı isim görev yapmıştır. Şimdiyse buna 6. isim eklenmektedir!..
Bu süreç içinde yönetici olarak Kenan IŞIK, Şükrü TÜREN, Nurullah TUNCER, Mazlum KİPER, (yeniden) Nurullah TUNCER, Orhan ALKAYA ve şimdi de Ayşe Nil ŞAMLIOĞLU isimlerini görüyoruz… Oysa atama erkinde bir siyasi yapı değişikliği gözlenmemektedir.
Soru açıktır: Şehir Tiyatroları’nın yönetimindeki ismi belirleyen atama gücü, bu kurumu nereye götürmeye ve nasıl bir Şehir Tiyatrosu yaratmaya çalışıyor. Yeni atama gerçekleştirildiği sırada, İstanbul’un billboardlarında, “TEŞEKKÜR EDERİZ İSTANBUL” başlığıyla, Şehir Tiyatroları’nın geçtiğimiz sezon üretimine dair veriler aktarılıyordu. Bu veriler yalan mı içermektedir ki, böyle bir görev değişikliği gerekli görülmüştür?
Bugün Belediye Başkanı’nın Şehir Tiyatroları konusunda uygulamalarını yönlendiren, Kültür Sanat Danışmanı Kenan IŞIK’tır… Medyadan izledik; “Bunlar rutin değişikliklerdir…” diyor!.. Aynı açıklamalar belediyenin başka yetkililerinden de geldi… Son 9 yılda, 7 değişiklik!.. Bu kurumun 95 yıllık tarihinde böyle bir “RUTİN” hiç yaşanmadı!..
Kenan IŞIK’ın Şehir Tiyatroları’yla ilişkisi açıktır… Yine de unutan varsa, anımsatalım!
Hiçbir “rutin” kazasına uğramadan, dört yılı aşkın bir süre Genel Sanat Yönetmenliği yaptıktan sonra, “Kim 500 milyar ister”in cazibesiyle yöneticiliği bırakırken, bu kurumun içinin boşalmış olduğunu, sanatçılarının dörtte üçünün işe yaramadığını ve teknisyenlerini ise, evine elektrikçi olarak bile sokmayacağını belirtmişti!.. Daha sonra konuk yönetmen olarak geldiğinde de, bazı Şehir Tiyatroları sanatçıları, ayrılırken söylediklerini hatırlatarak, kendisiyle çalışmayı reddetmişti! Bu sezon “Genç Repertuar” içinde yer alan bir oyunla ilgili olarak da taşıdığı yetki ve sorumlulukla asla bağdaşmayacak bir biçimde, “faşizan, itici, rencide edici ve müstehcen…” gibi sözcükleri medyada sıralayarak, belli bir provokasyon ortamının oluşmasında neredeyse başrol oynamıştı!..
Oyun, Mayıs 2009’da yine seyirciyle buluştu ve hala repertuarda yer alıyor…
Bu süreçte Genel Sanat Yönetmenliği görevini sürdüren Orhan ALKAYA ise, göreve geldiğinde, Şehir Tiyatrosu sanatçılarının oluşturduğu Genel Kurul tarafından seçilmiş Yönetim Kurulu üyesiydi. Yani ilk kez, Genel Kurul’un iradesi doğrultusunda bir yönetici ataması gerçekleşmişti… Kurumun demokratik geleneğine uygun bu atama, sanatsal ve idari uygulamalarda elbette olumlu sonuçlar verdi ve “TEŞEKKÜR EDERİZ İSTANBUL” başlığıyla billboardlara yansıdı… Repertuar seçiminden, kadrolara, yeni sahneler açmaktan etkinliklere kadar bu süreçte Şehir Tiyatroları yönetimi, yalnızca Şehir Tiyatroları’yla birlikte oldu, karar verdi, uyguladı…
Dokuz yılda yedi yönetim değişikliğine “rutin” adı veren bir irade için bu elbette rahatsız edici bir durumdur!.. Çözüm hızla üretilmiş ve yönetim değişikliğine gidilmiştir.
Hedeflenmesi gereken özerk bir Şehir Tiyatrosu’dur. İŞTİSAN, Katma Bütçe’nin kaldırıldığı 2006 yılından bu güne her platformda, bu uygulamanın kuruma zararlarını anlatmış, özerk bir Şehir Tiyatrosu için yasal düzenleme gerekliliğini kamuoyuna bildirmiştir. Tiyatromuz genel bütçe içinde her türlü bürokratik müdahaleye açık hale getirilmiş, bürokrasinin genel hantallığı, tiyatro sanatının doğasında var olan esnekliğin gösterilememesine neden olmuştur.
Kenan IŞIK, danışmanlık yaptığı siyasi yapı ile ilişkilerini belirlemekte elbette özgürdür!..
Fakat bu duruşu, yaptırım gücü uyguladığı bu kurum için büyük bir “KARANLIK”tan başka bir şey değildir ve elini Şehir Tiyatroları’ndan çekmelidir…
İŞTİSAN, özerk bir Şehir Tiyatrosu için kararlı duruşunu sürdürecektir…
İŞTİSAN Yönetim Kurulu
........................................................Haber Giriş Tarihi: 07 Haziran 2009
(Kaynak: Yalan makinesi)