30 Mayıs 2007 Çarşamba

'Yiyelim içelim dostlar'

Memleketin hali sizi üzüyorsa, yapacağınız tek şey var: "Yiyelim içelim dostlar" diye haykırmak!

Siz, "Çağdaş Türk edebiyatının en önemli ustalarından" biriyseniz, dilediğinizi söyleme hakkına sahipsiniz demektir!

Siz, sırtınızı finans kapitalin yayınevlerine dayamışsanız, dilediğinizi yapma hakkına sahipsiniz demektir!

Siz, toplumcu edebiyatın önünde baraj kuran, anlı şanlı bir eleştirmene kendinizi teslim etmişseniz, edebiyat piyasasının, en önemli esnaflarından biri olmuşsunuz demektir!

Milliyet gazetesinde yayımlanan haber kısa olduğundan, aktarıyoruz:


Adalet Ağaoğlu’nun günleri...

Çağdaş Türk edebiyatının en önemli ustalarından Adalet Ağaoğlu, okurlarının karşısına “Damla Damla Günler” adını verdiği günlükleriyle çıkıyor bu kez.

30 Mayıs 2007 Çarşamba

MİRAÇ ZEYNEP ÖZKARTAL

Günlüklerin ilk iki cildini kapsayan birinci kitap, önceki yıllarda yayımlanmıştı. Ancak “Damla Damla Günler III” ilk kez buluşuyor okurla. 1983 seçimleriyle başlayan üçüncü cilt, yazarın trafik kazası geçirdiği 1996 yılında sona eriyor. Kitabın son satırlarında “cenazesini gördüğünü” anlatan Ağaoğlu, günlüklerini şu cümlelerle noktalıyor: “Yazar, kendi çaresizliğini yazamaz. Başkalarını yazması da bundandır.”İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan üç ciltlik “Damla Damla Günler”in tanıtımı, önceki akşam İş Sanat’ta yapıldı.

Gecenin ilk konuşmasını Doğan Hızlan yaptı ve kitapları “Yalnızca Adalet Ağaoğlu’nun değil, hepimizin günlük yaşamı” olarak tanımladı. Bu edebiyat türünün çok öğretici olduğunu söyleyen Hızlan, “Bu sayede romanların ardındaki gelgitleri görüyoruz” dedi. Tabii Adalet Ağaoğlu’nun yaşamında eşi Halim Ağaoğlu’nun yerinden söz etmemek olmazdı. Hızlan, “Halim, her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünü tersine döndürdü” diyerek bitirdi konuşmasını.Tam bu sırada Adalet Ağaoğlu’nun sesi duyuldu: “Sevgili Doğan, şu memleketin haline bak! Sen nelerden söz ediyorsun?”

Her zaman olduğu gibi, yaşamını ülkesinin koşullarından ayrı tutamıyordu yazar. Belli ki yaşadığımız ortamda edebiyatının övülmesi içine sinmiyordu. Daha sonra Hızlan ile dostluğunun çok eskilere dayandığını ve bütün edebiyat macerasını birlikte yaşadıklarını söylerken neşesi yerine gelmişti Ağaoğlu’nun. “Yiyelim içelim dostlar” diyerek kadeh kaldırdı: “Delip de geçen yıllarımıza içelim.”

tıkla: Milliyet