Türkiye entelektüel ortamının en alt düzeyinde seyreden tiyatro dünyası, düşünsel birikimden yana tavır geliştirme yerine, refleksle hareket etmeyi yeğliyor. Temel kavramları bile tanımlamakta zorlanan tiyatro camiası, tiyatro okurlarının da dünyasını karartıyor...
Faşizm sözcüğünün içerdiği kavramı bile açımlamakta zorlanan tiyatro dünyası, özellikle Barışarock sürecinde yaşanan "taciz tartışması"nı bu sözcükle anlatmaya çalışırken, ne denli yanlış bir iş yaptığını ayrımsarsa mutlu olacağız...
Faşizm gibi temel siyasal kavramı algılamak için, bu konu hakkında yazılmış yapıtları okumak gerekir. Hele BDS gibi önemli bir yayınevinin yayımladığı Faş-İZM kitabını okumak, insana çok şey katıyor...
Kitabı tanıtan kısa notu aktaralım:
Liberalizmin güçlenip; evrensel bir özgürlükler sisteminin egemen olacağını ileri süren birçok düşünür ve düşünüşe karşın, dünyanın hemen her bölgesinde "Faşist" hareket ve yönelişlerin geniş destekleyici ve yandaş bulması, çağımızın en önemli paradokslarından biri olsa gerektir. Bu gelişimin nedenleri ayrıca incelenmeli ise de, önce faşist hareketlerin doğasını daha iyi kavramak gerektiği kanısıyla, bu küçük kitap hazırlanmıştır. Amacımız insanlığın bu olağanüstü patolojik ürününü, yani faşizmi daha iyi tanımayı sağlamaktır. Böylelikle faşist gelişimlere karşı daha uyanık olunabileceği ve faşizmle daha etkin savaşılabileceği umudumuzdur.
tıkla