20 Eylül 2007 Perşembe

Sanatta özgünlük ve özgürlük arayışı...

Sanat, bir üst-yapı kurumu olduğundan, egemenlerin yedeğinde yaşamak zorunda kalıyor. Sanat, niyetten bağımsız, egemenlerin dümen suyunda seyrediyor...

Sanatın, bir üst-yapı kurumu olduğunun bilincinde olan Marksist sanatçılar, egemenlerin yedeğinde yaşamıyor. Sanatın, niyetten bağımsız, egemenlerin dümen suyunda seyrettiğinin bilincinde olan Marksist sanatçılar, özgünlüğünü özgürlüklerinde arıyorlar...

Sanat Cephesi de, Marksist damardan beslenen sanatçıların oluşturduğu bir kolektif. Kimsenin arsasına gecekondu inşa etmeyen Sanat Cephesi, tamamıyla özgüvene yasladıkları savaşımını, bu alanda savaşım verenlerle birleştiriyorlar...

Önemsiyor ve site'lerine link veriyoruz:


Sanat Cephesi Hakkında

Sanat-Edebiyat-Estetik, vb. gibi konuların sıkça tartışıldığı ve üretim açısından azımsanamayacak oranda zenginliğin olduğu bir coğrafyada bulunuyoruz. Roman, şiir, hikâye, müzik ve plastik sanatlar alanında emek veren binlerce insan-sanatçı var. Emek verenler arasında gelecekte adından ve etkinliklerinden söz ettirebilecek nitelikteki insanlarımızın çabalarını öne çıkarmak, onları eleştirel katkıyla desteklemek gerekiyor.

İlerici, demokrat, devrimci, yurtsever, sosyalist ve komünist kimlikleriyle emek veren bizim insanlarımızın sanat-edebiyat-estetik yolundaki çabalarının politika ile olan bağı bilinmektedir.

Sosyal mücadeleler tarihi ve gelenekleri arasında “tarafsız”lık adıyla burjuvaziye biat ederek politik doymuşluğun yolunu seçenler olduğu gibi, burjuva ideolojisini doğrudan karşıya alan, bağımsız sınıf tavrı sergileyen, emekten-emekçiden-emekçi halklardan yana taraf olan sanatçılar da vardır.

Burjuvazinin yoz ve kozmopolit sanat anlayışı yolunu seçenlerle, yüzde yüz bağımsız ve yüzde yüz işçi sınıfı ve emekçi halklardan yana olan sanat anlayışını öne çıkarmayı uygun buluyoruz.

Liberal, tasfiyeci, postmodern ve “sivil toplumcu” yönelişleriyle burjuvazinin sanat anlayışı yanında yer alan ya da doğrudan burjuvaziye biat eden sanat anlayışlarını teşhir edip eleştirmek durumundayız.

İlerici, demokrat, devrimci, yurtsever, sosyalist ve komünist kimlikleriyle kendi alanlarında mücadele eden insanlarımızın emek ve çabalarını da uyumlu kılarak bu birikimi mümkün olan bir alana ya da “cephe”ye çekmek zorundayız. Çünkü hayat ve mücadele bu ihtiyacı hepimize hatırlatıyor.

Bireyci, benmerkezci anlayışları yenmiş, gerici düşünce hamallıklarına karşı özgürleşmiş, kolektif üretimi gündemine almış herkes (bizim cenahımızın insanı) ile grupçuluk kültürünün ilkel duvarlarını parçalayarak yaratıcı diyalogların kapısını aralamak zorundayız.

Sanatçının özgünlük ve özgürlüğünü zedeleyen anlayışları da aşmak gerekiyor. Özgünlük ve özgürlüğünü koruyan sanatçının, kolektif özgürlük etkinliği alanında yararlı olması daha gerçekçidir.

Sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel etkinlikleriyle insanın ve insanlığın sosyal kurtuluşu yolunda tavır alan birey, grup, çevre ve örgüt seçimi yapan ya da bağımsız sınıf tavrı sergileyen bütün sanatçılar bizimdir.

Sanat Cephesi, bu anlayışların bir ifadesi olarak sanatçılarımızı bir araya getirmeye yönelmiştir. İdeolojik, sınıfsal aidiyetleri çelişmeyen, fakat, farklı formasyonlarda durmayı tercih eden sanatçıların tamamı da bizimdir. Anılan formasyonlarıyla bir Sanat Cephesi etkinliği aracılığı ile yan yana durmayı uygun bulan insanlarımızın bilinçli ve iradî çabalarının çok anlamlı olacağı kanısındayız. İlerici ve taraflı kimlikleriyle bedel ödeyen insanlarımızın sanatsal etkinliklerinden öğrenecek çok şey olduğunu düşünüyoruz.

Sanat Cephesi Sitesi Yayın Yönetmeni : İsmail Hardal Sanat Cephesi Sitesi Editörü : Kemâl Kök

tıkla