Sosyalizmin 150 yıllık tarihini sahiplenmek, Marksizm'i daha da geliştirip güçlü kılmak, bu süreçten geleceği kazanmaya yönelik, çok yönlü ders ve sonuçlar çıkarmak; Marx-Engels-Lenin sürecini doğru biçimde özümsemekten geçiyor.
V. İ. Lenin adı, yalnızca Marx-Engels'in bir ömür boyu hayatlarını adadıkları teorik / pratik zenginliği, doğru olarak özümseyip kavramasından ötürü öne çıkmıyor. O, çok geri kalmış bir sosyo-ekonomik formasyonda, gerici çarlık otokrasisinin devrimci yoldan yıkılmasının gereğini Rusya'da, 'Marksizm'in yorumu ve teorik yeniden üretimi' yöntemiyle hayata uygulamasıyla da önem kazanıyor.
V. İ. Lenin adı, Ulusal-Sınıfsal-Evrensel diyalektiğinin şahane formülasyonundaki başarısında, işçi sınıfı ve yoksul köylülüğün ittifakı, ezilen ve sömürülen emekçi halkların ulusal-sosyal kurtuluş mücadelesinin PARTİ'nin önderliğinde gerçekleşeceğinin kanıtı olarak da değer kazanıyor.
V. İ. Lenin, sosyalist devrimin strateji ve taktiklerini oluştururken, bilimsel bilgisine, bilincine, ideolojik-teorik donanımına, devrimci esnekliğe, uzak görüşlülüğüne, işçi sınıfı ve emekçi halkları çok iyi ve yakından tanımış olmasına, devrimci teorinin sınıfın militan gücüyle nasıl buluşması gerektiğine, sosyalist aydınlanmanın, eğitim ve öğretimin önemine, Bolşevik Partisi'nin çok katı disiplin ve örgütlü gücüne... PARTİ'ye, PARTİ'li mücadeleye güveniyor ve inanıyordu. Kitlelerin yaratıcı gücüne dayanmanın, sosyal muhalefetin tamamını yönetip-yönlendirmenin önemini biliyordu...
V. İ. Lenin, Marksizm'in hazır kalıplarla ya da dogmalarla açıklanamayacağını, yol gösterici bir yöntem ve eylem klavuzu olduğunu çok iyi biliyordu; O, Marksizm'in yaratıcı ve devrimci özünü kavrayıp yorumlayarak, devrimci teoriyi sosyal pratikte uygulamayı başarmış, böylece Marksizm'e katkı getirmiştir.
V. İ. Lenin'in özel-kişisel yaşamı yoktu. O, her anını Devrim'e adamıştı. Karakter ve kişilik yapısı son derece disiplinli, düzgün ve kusursuzdu. Hayatını işçi sınıfı ve emekçi halkların evrensel kurtuluşuna adamıştı. Kapitalizmin-hegomonların konumu hakkında son derece bilimsel, doğruluğu tartışılmayan tahliller yapıyordu. Sosyal devrimlerin yasallığı konusunda ikircimsiz görüşler taşıyordu. O, 'hakikat kadar basit ve sade'ydi.
V. İ. Lenin, yalnızca Ekim Devrimi'nin gerçekleştiği coğrafyada değil, bütün dünyanın ezilen, sömürülen işçi ve emekçi halkları tarafından da seviliyordu.
tıkla