5 Nisan 2009 Pazar

Yalan Makinesi Mustafa Demirkanlı'nın kankası, Burak Caney ruhlu Vandal Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) dayanılmaz çöp kutusu / 16


05 Nisan 2009 Pazar

ARTIK BU ADLA YAYINDAYIZ

KISA ZAMANDA GÖRDÜĞÜMÜZ YOĞUN İLGİ İLE ARTIK DAHA GENEL KONSEPTLİ BİR YAYIN OLARAK BURADA BU İSİM VE ADRES ALTINDAYIZ. KISA BİR SÜRE SONRA ESKİ ADRESİMİZDE ADINA HİZMET EDECEK ŞEKİLDE YAYININA DEVAM EDECEKTİR
İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDEREK HIZ KESMEDEN YAYINIMIZA DEVAM EDİYORUZ.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 15:30 0 yorum

TİYATRO DERGİSİ ALACAKAPTAN'IN PEŞİNDE!
TİYATRO DERGİSİ MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ANISINA HÜRMETEN(!) DÜNYA TİYATRO GÜNÜNÜ ERTELEME TEŞEBBÜSÜ GÖSTEREN ULVİ ALACAKAPTAN'DAN HABERİ DOĞRULATMA İÇİN TEMAS KURMUŞ
ALACAKAPTAN HABERİ BİR KENARA BIRAKIP TİYATRO DERGİSİNİN ORHAN AYDIN'A NEDEN YER VERDİĞİNİN (SANSÜRLEMEDİĞİNİN) HESABINI SORMAYA KALKMIŞ
TODER başkanı'nın Faşist Liderlerden Muhsin Yazıcıoğlu'na Ulvi Alacakaptan - TODER imzası ile taziye mesajı ve bu nedenle dünya tiyatro günü kutlamasını ertelediğini bildirmesi 200'ü çoktan aşan protestocuyla kınanırken Tiyatro Dergisi olayın diğer tarafının da düşüncelerini almaya çalışmış fakat Alacakaptan konuya yanıt vermek yerine Orhan Aydın'ın yazılarına neden yer veriyorsun gibi bir suçlamada bulunmayı seçmiş. Israrla konunun doğruluğu sorulduğunda ise araştır bul gibi bir dernek başkanına yakışmayan tavır sergilemiştir.
Konuyu Tiyatro dergisinden okuyunuz
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 14:25 0 yorum

Önemsiz Bir açıklama
Kendisiyle ilgili eleştiriler yaptığım (yapmak zorunda kaldığım) Hilmi Bulunmaz bugün bloglarından birinde benim iki isim ve bir soyadından oluşan adımda bazı yerlerde ilk ve orta adımın yer değiştirmesini bir aldatmaca gibi sunmuştur. Sanıyorum ki bu eleştirilerimize verecek yanıt bulamama ama eleştireni de eleştirme gereği duyma gibi bir psikolojiyle yapılan bir yaklaşım olsa gerek. Sürekli sol profilden çekilmiş bir fotosunu kullanan birisinin bir gün farklı ve sağ profilden yeni bir fotosunu kullandığında sahtekarlık yapma biz senin öbür tarafına, öbür yanağına bakarak tanımıştık demek kadar saçma bu yaklaşıma sanıyorum açıklama bekleyen tek kişi de Hilmi Bulunmaz olsa gerek :) Ben "Ahmet Ertuğrul Timur"... Zaman Zaman bu dizilişle, zaman zaman "Ertuğrul Ahmet Timur" dizilişiyle, hatta bazen sadece "Ertuğrul Timur" olarak bazen de "aetimur" kısaltmasıyla kullanırım. Hatta ve hatta sırası gelmişken de açıklayayım ki resmi kayıtlarda "Ahmet" yoktur ve sadece Ertuğrul Timur'dur. Ama doğduğumdan bu yana Ahmet adı da ailem ve arkadaşlarımca bilinir ve kullanılır bende resmi yazışmalar dışında genelde kullanırım. (Resmi kayıtlarda olmadığı halde neden Ahmet adının da bana verildiğini de merak ederse sayın Bulunmaz'a açıklarım özelimle bu alanı daha fazla işgal etmek istemiyorum)Eğer Hilmi Bulunmaz'ın sorunu 3.Abdulhamid yazınca benim bulunmam bulunamamam endişesiyse her üç şekliyle de ara ara kullanarak her şekilde bulunmamı sağlayıp tatmin olabilir bence sakıncası yok :) HATTA SEN KISACA 3.ABDULHAMİD DE DE KAFAN KARIŞMASIN :) NASIL OLSA İNANAN SEN VE SENİN TAYFAN.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 14:10 0 yorum

BULUNMAZ TİYATRODAN MÜJDELİ BİR HABER
Bulunmaz Tiyatro ekibinden müjdeli bir haber: Oyun Dergisi yeniden çıkarılıyorYaklaşık birbuçuk yıl kadar önce Hilmi Bulunmaz ve Bulunmaz Tiyatro ekibince çıkarılan fakat malesef 5 sayı sürebilen "Oyun" dergisinin yeniden çıkarılacağı açıklandı.Tiyatro dünyamıza farklı bir ivme kazandıracağına inandığımız bu derginin sahibi Hilmi Bulunmaz, Genel Sanat Yönetmeni Toprak Karaoğlu, Sorumlu Yazı İşleri müdürü olarak da Cemal Bulunmaz adı açıklandı.Halen yayınlanmakta olan dergilerin özverili çabalar sonucu çıkarıldığı bir gerçek olsa da içerik olarak yetersizlikleri de bir gerçekti.Bu anlamda tiyatro yayıncılığı adına atılan her adımı umutla ve heyecanla karşılıyor, güçlenen ve gençleşen kadrosuyla yeniden yayına hazırlanan derginin sahibinin de dikkat çektiği gibi sosyalist ama ondan da önce objektif olmasını bekliyor, yayın hayatında şimdiden başarılar diliyoruz.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 13:34 0 yorum

HEPİNİZ GO CEHENNEME !
YANKEE GO HOME!
OBAMA GO HOME!
EMPERYALİZMİN SİYAHİ BAŞKANI
OBAMA TÜRKİYE'DE
Sanmayınız ki Türkiye hep böyle apolitikti. Sanmayın ki kendini yazar zanneden müsveddeler hep böyle jeep sefalarını anlatıp boyalı medyaya dizi yazıp gençlere sistemi boşverin arkamdan gelin bana koltuk değneği olun derdi. Sanmayın ki gençlik ya siyasal islam ya Atatürkçülük-ulusalcılık ikilemine sıkışmıştı. Bütün bunların yeşerecek zemini bulması 12 Eylül faşist darbesiyle oldu. Sınıflarında fikir tartışmalarının yapıldığı, yazarlarının toplumu örgütlü mücadeleyi önerdiği bir ülkeydi bu ülke. Fakir Baykurt'lar, Aziz Nesin'ler, Nazım Hikmet'ler, Server Tanilli'ler, Bekir Yıldız'lar okunuyordu, bireyselliği çare diye sunan üfürükten yazarların esamesi bile okunmazdı. Ve onlar osurukla uçan gazman arkadaşlarının jeepleriyle gezmez Tanilli yaşamının geri kalanında belden aşağısı sakat kalacak saldırı pahasına, Aziz Nesin 70'inde alevler arasında kalma pahasına, Nazım yıllarca memleketine hasret kalmak pahasına, Hasan Hüseyin Korkmazgil zindanların kendine armağanı hastalıklar pahasına yaşadı ve yazdı.Daha mutlu bir gelecek olduğuna inanılıyordu ve mücadelesi veriliyordu. Elbette bu uğurda kayıplar verildi. İşte bunlardan birisi de Kanlı Pazardır.Takvim16 Şubat 1969’u göstermeden başladı aslında yaşanacaklar. “Johnson Mektubu”nda, ABD Başkanı Johnson, Kıbrıs Sorununa bir müdahale olduğu takdirde, Amerikan 6. Filosunun bunu engelleyeceğini açıkladı. 6. Filo 10 Şubat 1969’da İstanbul’a gönderildi. İşçi ve öğrenciler, Türkiye’nin ve Türk Dış Politikası’nın bağımsızlığı için bu durumu protesto etmeye karar verdi. Öğrencilerin ve işçilerin Amerikan 6. Filosunu ve ABD emperyalizmini o Pazar protesto edeceği sağ görüşlü öğrenciler arasında hızla yayıldı ve propaganda o kadar başarılı oldu ki, “cihat” çağrıları, “komünist avcılığı” çağrıları sağcı gazeteleri doldurdu.Milli Türk Talebe Birliği örgütü (Şimdi Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ve şimdi iktidarda olan 4-5 kişi bu örgütün zamanında “beyni”ydi) bu propagandayı büyük ölçüde yürüten ve karşıt yürüyüşü örgütleyen kurumdu. Otobüslerle o Pazar günü sol görüşlü öğrencilerin karşılarına getirilecek tüm öğrenciler bir gün önceden organize edildi. Gün geldiğinde saat 14.00’ı gösteriyordu. Bir grup Beyazıt Meydanı’nda toplanırken, MTTB’nin organize ettiği karşıt grup Dolmabahçe Camii’sinde sabah namazını kıldıktan sonra Taksim’e doğru yürümeye başlamıştı. İşte katliam da tam olarak Taksim’de, iki grup karşı karşıya geldiğinde başladı. Amerika karşıtı Sol öğrencilerle, ABD yanlısı ve “komünizm düşmanı” sağ görüşlü öğrenciler güvenlik güçlerinin kaygısız bakışları arasında çatışmaya başladı.Bıçaklar, satırlar, sopalar inip kalkıyordu. Dünya tarihinde Amerika ve bir ülkenin sağ görüşlüleri belki de ilk defa bu kadar bariz şekilde dünyaya “birlik”lerini ilan ediyorlardı.Amerikan emperyalizmi ile islamcı, milliyetçi, faşist her tür sağın ittifakı hep sürdü. Darbeler döneminde de darbeler sonrasında da. derin devlet'de, Kontrgerilla'da, Muhsin yazıcıoğlu ve diğerlerinin yaptığı tüm provokasyonlarda, eylemelerde, katliamlarda da. İşte şimdi de aynı isimler meclislerde, siyasi arenalarda ve şimdi de Amerikan Emperyalizminin siyah lideri Türkiye'ye geliyor. O gün eli sopalı, satırlı komünist avına çıkanlar bugün kravatlı devlet erkanı olarak Amerikan emperyalizminin başını konuk ettirmeye hazırlanıyor.Ve oldukça rahatlar, endişesizler. Çünkü artık "Yankee go home" diyecek kitlelerin bir avuç kaldığını düşünüyorlar. Çünkü yarın sokaklarda olması gereken gençlik uyutulmuş, uyuşturulmuş. Dizilerle, futbolla, popla beyinleri boşaltılmış.
.
- BİR DİZİ YAZARI YUKARIDAKİ FOTOĞRAFTAKİ GENÇLERE BURUN KIVIRIYOR, SİZ HALA 70'LERDEKİ GİBİ.... DEYİP BİREYSELLİĞİ AŞILAMAYA ÇALIŞIYOR
.
- BİR TİYATRO DERNEĞİ BAŞKANI BU GENÇLERİN ÜZERİNE SATIRLA, SOPAYLA SALDIRAN FAŞİST LİDERE TAZİYE SUNUYOR
.
- BİR SÖZDE SOSYALİST GORKİ'NİN DOLAŞTIĞI SOKAKLARDA DOLAŞACAĞIM DEYİP AVARE GÖNLÜNÜ RAHATLATIYOR.
.
- O GÜNLERDE ELİNDE ELİNDE SATIRLA KOMÜNİST AVCILIĞI YAPANLAR BUGÜN BOYUNLARINDA KRAVATIYLA OBAMA'NIN ÖNÜNE KIRMIZI HALI SERİP EĞİLİYOR.KARŞILAMAYA HAZIRLANIYOR
.
- TARİH HİÇ BİRİNİ AFETMEYECEK!
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 10:51 0 yorum

Büktel Gazman'ın cipiyle hava atıyor, Bulunmaz Napoli tatil planlarını paylaşıyor, Alacakaptan tiyatro emekçilerinin örgütünü Faşizme pazarlıyor,
" Siz hala 70'lerdeki gibi......." şeklinde cümleler kuran soğan aydınlarına inat! NATO KARŞITLARI DÜNYAYA VE SİSTEME KAFA TUTMAYA DEVAM EDİYOR!
4 Nisan’da Fransa’nın Strasbourg kentinde NATO’ya karşı yapılacak protesto gösterileri için kentte gerilim şimdiden başladı. 4 Nisan Cumartesi günü Strasbourg’da büyük bir uluslararası gösteri düzenlemek için harekete geçen NATO karşıtlarına kamp ve yürüyüş izni verilmesi konusunda polis engel çıkarmaya devam ediyor. Almanya ve Fransa’dan savaş ve silahlanma karşıtlarının Strasbourg’a komşu Almanya sınırında bulunan Kehl’de kurmak istedikleri kampa şimdilik izin verilmedi. Belediye ve emniyet müdürleri tarafından yapılan açıklamada, protestocuların istediği yerde izin vermelerinin söz konusu olmadığı söylendi. Yetkililer ikinci bir başvurunun yapılması durumunda ise durum değerlendirmesi yapacaklarını dile getirdiler. Protestolara karşı önlemler almak üzere kurulan emniyet biriminin sorumlusu Karl Heinz Schmidt, kampların ve gösterilerin nasıl örgütlendiğini tam olarak bilmek istediklerini, ayrıca Fransız polisi ile durumu değerlendirdikten sonra onay verebileceklerini söyledi.NATO’ya karşı protestoları örgütlemek üzere kurulan “Résistance des deux rives” adındaki komite, geçen hafta Strasbourg’da uluslararası bir kamp, ayrıca bir gösteri yapmak istediğini ilan etmişti.
Devamı : http://www.evrensel.de/index.php?news=949
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 02:47 0 yorum
04 Nisan 2009 Cumartesi

ARKADAŞI ALACAKAPTAN FAŞİZME GÜZELLEME YAPIYOR, BÜKTEL DİZİLERİYLE HALKI UYUTUYOR, ÇETİNKAYA KAPİTALİZME ÜRÜN CİLALIYOR BULUNMAZ GÖNLÜNÜ EĞLENDİRİYOR
Bir sosyalist düşünün ki en yakın arkadaşı en kirli sermayedarın kanalında en kirli dizilerden birini yazıyor halkı uyutuyor. 70'lerin devrimci mücadelesine burun kıvırıp alay ediyor...............................Bir sosyalist düşünün ki en eski dostlarından ve halen koruduğu biri koskoca bir tiyatro örgütünü gaspetmiş tiyatro emekçilerinin adına kendince mesajlar çekip faşist liderlere taziyelerini üzüntülerini sunuyor, Maraş'ta katledilen bebelere, Sivas'ta yakılan aydınlara inat Faşizme güzelleme yapıyor...............................................................................Bir sosyalist düşünün ki kitlelerden korkuyor, bırakın miting meydanlarını bir salon dolusu kitlenin önüne çıkmaya korkuyor, yalnızlığına kapısına gelen zeytnci kadının anılarından meze yapıyor mitolojide gezip ayakları yere basmıyor..................................................................................Bir sosyalist düşünün ki kitlelerden korkarken çıkar namazına bir reklamcıyla birlikte saf tutuyor. Halkın vergileriyle tiyatro yazarlığı öğrenimi görüp öğrendiklerini halkın daha fazla aydınlanması için eserler vermek yerine kapitalistlerin halkı uyutup kandırıp ürünlerini satabilmesi için kullanıyor, halkın vergileriyle gördüğü tiyatro eğitiminin karşılığı ancak altı ayda bir hiç bir değeri olmayan yazılar yazıp müritlik yapıyor................................................................................Bir sosyalist düşünün ki ticari kazık yediği firmaları sanat sitesinde teşhir edip intikam alıyor, yaptığı ticaret dalının yasal olmayan kazançlarını utanmadan jurnalliyor................................................................................Bir sosyalist düşünün ki Napoli, Capri adası gezileriyle, aşk filmleriyle gönlünü oyalıyor, övünüyor ve ille de sosyalist maskesine uydurmak için de bir yazarın orada yaşamışlığından kılıf dikiyor.................. .............................................................Bir sosyalist düşünün ki ne çekmişse çevresinde dost tuttuklarından, yaşamındaki duruşundan çekmiş ama değiştirmek gibi bir niyeti de yok tersine battıkça batıyor................................................................................Bir sosyalist düşünün ki.... Yok yok düşünmenize gerek yok! Yerin dibine batsın onun sosyalistliği deeeee, samimiyeti de! Önce dürüst olsun biz onun sosyalist olmamasına da razıyız!
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 19:09 0 yorum

BAŞARI BUDUR İŞTE !
fasistler.blogspot.com henüz yayına başlayalı 10 gün bile olmadı ama günlük ziyaretçi sayımız 4 Nisan 2009 itibarıyla 285 kişi olarak kaydedildi.Henüz şimdilik sadece kendi mail adres bankamıza kayıtlı maillere yollayarak tanıtım yaptık ve bir kaç yerde de facebook üzerinden dostlarımız birbirine tanıtmış sağolsunlar.Bazı arama sitelerine ve dost sitelere koyacağımız bannerları ise sitemizin biraz daha zenginleşmesi sonrasına bırakıyoruz.Sitemiz tatmin edici bir içeriğe sahip olduğunda yapacağımız tanıtım atağı ile bu sayı asıl yükselişini yapacak ve hızla tırmanacaktır.Daha şimdiden google arama motoru sayesinde gelen ziyaretçi sayısı da %16'dır. (yukarıdaki tabloda gördüğünüz kavuniçi alan) İçerik genişledikçe aramalarda daha çok bulunacağı için bu sayının da katlanarak artacağı açıktır.Ziyaretçi istatistiklerimizin gerçekliği konusunda biz 3 yılda ancak 300-400'lü rakamlara ulaşanlar gibi "inanmayan gelsin baksın" şeklinde değil çok daha şeffaf bir yöntem sunacağız. Bu da güvenilir bir istatistik sitesine kayıt yaptıktan sonra herkese ilan edeceğimiz açık kullanıcı adı ve açıklayacağımız şifremizi her isteyen girerek bir yere gidip görmesi gerekmeden evinden kendi bilgisayardan biz giriyormuşuz gibi girip en ince detaylarına kadar inceleyebilecek.Yayınlarımızı blog yayınıyla sınırlamadığımızı ve çok yakında 4000 civarında mail bankamız üyesine de her gün 24.00 da tüm günün haber ve yazılarını düzenli olarak postalayacağımızı böylece her gün 4000 sabit okur tarafından okunacağının garantisini veriyoruz.Bu uygulamayı başlatmak üzere mail bankamızda düzenleme ve ayıklama işlemlerinin sonuçlanmasını bekleyiniz...
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 14:58 0 yorum

HANGİSİ HİLMİ BULUNMAZ'IN ÖNCELİĞİNDE İNANÇLARI MI, DOSTLUKLARI MI?

HİLMİ BULUNMAZ
TİYATROYA VE SİYASETE DAİR HİÇ BİR AYRINTIYI ATLAMAZ...
EN UFAK BİR İLİNTİNİN ÜZERİNE GİDER.
FAKAT BU DENLİ AYRINTICI VE SÖMÜRÜ, KAPİTALİZM, FAŞİZM GİBİ KONULARDA HİÇ BİR TAVİZE YANAŞMAYAN HİLMİ BULUNMAZ SADECE BELİRLİ KİŞİLERİN ADININ KARIŞTIĞI OLAY VE KONULARDA SOSYALİSTLİĞİNİ ASKIYA ALIR, TARAFSIZLIĞINI ASKIYA ALIR VE SUSMAYI, SADECE SUSMAYI TERCİH EDER.
İŞTE BUNLARDAN BİRİSİ DE ULVİ ALACAKAPTAN'DIR. HİLMİ BULUNMAZ'I ULVİ ALACAKAPTAN KARŞISINDA SUSKUNLAŞTIRAN SEBEP SADECE GEÇMİŞE DAYALI ARKADAŞLIK MIDIR? YOKSA BİLMEDİĞİMİZ VE ORTAYA ÇIKMASINI ARZULAMADIĞI BAŞKA NEDENLER Mİ VARDIR?
HİLMİ BULUNMAZ BU HABERİ VE YAZIMIZI GÖRMEMİŞ OLAMAZ. BURADA, TİYATRO DERGİSİNDE, İATP-G SAYFALARINDA YAYINLANMAKLA KALMADI 4000'iN ÜZERİNDE KİŞİYLE BİRLİKTE KENDİSİNE DE E-MAİLLE İLETİLDİ. HİLMİ BULUNMAZ'IN BİLDİĞİNDEN EMİN OLDUĞUMUZ BU KONU KARŞISINDAKİ SUSKUNLUĞU KARŞISINDA ONUN BU TAVRINI TARİHE KAZIYORUZ!
BİR KEZ DAHA
Sayın Hilmi Bulunmaz blog yayıncılığına başladığından bu yana bence en önemli yayıncılık başarısı TAKSAV'ın bir faşist darbe döneminde Kültür Bakanlığı yapmış olan Talat Sait Halman'a verilen ödüle dikkat çekip bunun aleyhinde kamuoyu oluşturma girişimidir. Bu başarısından dolayı Hilmi Bulunmaz'ı aramızdaki tüm polemiklere, tartışmalara karşın kutladım yine kutluyor ayrıca teşekkür ettim yine teşekkür ediyorum.Objektif olmak, yayıncı olmak hepsi bir yana insan olmak bunu gerektirir. Gerektiği zaman dostlarınızı da eleştirebilmeyi, gerektiğinde ise hasmınıza da şapka çıkarıp destek verebilmeyi. Fakat aynı objektifliği Hilmi Bulunmaz'da da görmeyi arzularım. Tiyatro ve faşistler, faşizme destek verenler ilişkisinde şimdi şu an karşımızda iki örnek vardır.Birincisi aslında faşist olduğu belki tartışılabilen ama Faşizme hizmet etmiş olduğu tartışılamaz Talat sait Halman'a bir tiyatro örgütünün verdiği ödülün kınanmasıİkincisi ise Faşizmin Türkiye'de en önde gelen temsilcilerinden Muhsin Yazıcıoğlu'nun geçirdiği kaza üzerine bir başka tiyatro örgütünün TODER'in taziye anlamına da gelebilecek ve bir nevi onu onore edecek bir kararla Dünya Tiyatro günü kutlamasını erteleme kararı.Bu ülkede her gün ölenler vardır. Kimi yaşlanır ölür, kimi kaza geçirir ölür. Eğer her ölüm üzerine bir şeylerin kutlaması iptal edilecek olsa sürekli matem halinde olunurdu ve her şey ertelenemek zorunda olunurdu.Bu anlamda Muhsin yazıcıoğlu'nun ölümü tiyatrolar açısından neden matem ilan edilme yada kutlamaktan vazgeçme nedeni olacakmış? Muhsin Yazıcıoğlu'nun tiyatro dünyası için diğer politikacılardan yada herhangi bir insandan farklı kılan yanı nedir ki kutlamayı erteleyeceklerdir?Kaldı ki sözü edilen kişi tescilli bir faşist liderdir. Faşizme hizmet etmekten öte faşisttir. Bir çok devrimcinin onlarca yurttaşın ölümünden katliamdan sorumludur. Böyle bir kişinin geçirdiği kazadan dolayı tiyatrocuların matem ilan ediyor gibi bir görüntü vermesi tiyatro dünyası adına bir utançtır.Talat Sait Halman - TAKSAV Skandalını tiyatro kamuoyuna duyuran Hilmi Bulunmaz'dır ve ilk destek verenlerden birisi Özgür Başkaya'dırMuhsin yazıcıoğlu - TODER skandalını kamuoyuna duyuran ise Özgür Başkaya'dır ama Hilmi Bulunmaz buna destek vermek bir yana haber bile yapmamıştır.BU ÇİFTE STANDART HİLMİ BULUNMAZ'IN İLK ÇİFTE STANDARDI DEĞİLDİRDİĞER TÜM TİYATRO ÖRGÜTLERİ AKM NİN YIKILMASINI PROTESTO EDERKEN TODER AKP İLE KOLKOLA KANTOLU EĞLENCE TERTİP ETMİŞTİR VE HİLMİ BULUNMAZ İLE COŞKUN BÜKTEL EYLEMCİ TİYATROCULARIN DEĞİL TODER'İN BU EYLEM KIRICILIĞININ YANINDA KANTOLU EYLEMİNDE BULUNMAYI SEÇMİŞTİRZİRA TODER'İN BAŞINDA YAKIN ARKADAŞI ULVİ ALACAKAPTAN VARDIR. ULVİ ALACAKAPTAN ESKİ SOLCU YENİ İSLAMCI TANIMLAMASINDAKİ KİŞİDİR.Şimdi hilmi Bulunmaz bir kez daha sınav verecektir. Bakalım bir faşizm destekçisi bakana TAKSAV'ın verdiği ödüle bu kadar duyarlı olan Hilmi Bulunmaz TODER'in açık bir faşiste gösterdiği bu taziyeye ne tepki verecektir. Bakalım kendi kampanyasına destek veren Özgür Başkaya'nın kampanyasını haber yapacak mıdır yoksa sessiz kalarak Ulvi Alacakaptan'ı destekleme tercihinde mi bulunacaktır hep birlikte göreceğiz ve Tiyatro kamuoyu bir testle daha Hilmi Bulunmaz'ı tanımış olacak. En azından bu soruyu Özgür Başkaya kafasında soracaktır mutlaka.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 11:23 0 yorum
03 Nisan 2009 Cuma

HİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKMEDİ KURDUĞU YANLIŞ İTTİFAKLARDAN ÇEKTİĞİ KADAR

HİLMİ BULUNMAZYönetmen, Yazar, Yayıncı, Sosyalist(?).70'Lİ YILLARDA HALKIN YOLUNDA İDİ.BİR DÖNEM ERGENEKONCU (MHP İŞBİRLİKÇİSİ) DOĞU PERİNÇEK'İN İP'SİNDEN ADAY OLDU ÖZELEŞTİRİ VERDİ.ŞİMDİ STALİN'İ SORGULUYOR LENİNİST OLDUĞUNU BELİRTİYOR..HİLMİ BULUNMAZHİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKMEDİ HAYATTTA KURDUĞU YANLIŞ İTTİFAKLARDAN VE DURDUĞU YANLIŞ YERLERDEN ÇEKTİĞİ KADAR!.Bireysel mücadelenin adamı, çıkar savaşımcısı bir yazarın peşinde. Jeep için gazman olmam ama para ve sevgililer için oyun, dizi yazdım diyebilen bir yazarın... Sistem karşıtlığından yada sosyalizmden söz edildiğinde "Siz hala 70'li yıllardaki o görüşlerde mi kaldınız..." diye başlayan alaycı ve tepeden bakan cümleler kurup hiç bir zaman olmadığı ve gerçekte tanımadığı sosyalizm gerçeğiyle alay edebilen bir dizi oyuncu ve yazarıyla yanyana....Tiyatro Eğitimi aldığı halde halkın parasıyla aldığı bu eğitimi ve kalemini sanatla halkın aydınlatılması için kullanmak yerine kapitalizmin cilalanıp işçi sınıfının sömürülmesi için kapitalizmin ürünlerini cilalamak için kullanan bir reklamcı ile ittifak içinde....Aydın, ilerici, demokrat, duyarlı Tiyatro emekçileriyle değil, TODER'i faşizmin ve faşist bir liderin güzellenmesi için alet eden bir döneğin yanında....HİLMİ BULUNMAZ!Sosyalist olduğunu savlıyor...Sosyalizm bir gömlek değildir gerektiğinde giyip bir kaç slogan gibi cümle kurup daha sonra çıkarıp katlanıp dostlar uğruna rafa kaldırılacak.Sosyalizm bir bütündür yaşamın her aşamasında.Bir sosyalist tüm yaşamından sorumludur ve halkına borçludur.Aksi halde bir süre sonra anılacağı sıfat sosyalist değil,olsa olsa "Hain" olacaktır...
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 16:14 0 yorum

MUTLAKA AMA MUTLAKA İZLEYELİM ÇAKMA AYDINI TANIYALIM
Mustafa Demirkanlı Coşkun Büktel'in video kaydını ne yap et zaman ayır izle dediğinde hadi canım daha neler ben hayatımda 4 saat sinema filmi bile izlemedim Büktel'i mi izleyeceğim demiştim. Ama o kadar ısrar etti ki bugün büyükçe denebilecek bir kısmını izledim. Önce sabah işe gittiğimde bilgisayardan tıkladım sesini kapadım alta indirdim ve tamamının yüklenmesini sağladım. Öğleden sonra da fırsat buldukça aralıklarla kaydırarak izledim. Tamamı bir kez yüklendikten sonra ileri geri kaydırabildiğim için tamamını olmasa da aralıklarda gezinerek bir hayli bölümünü izledim.ve diyorum ki Mustafa Demirkanlı haklıymış. Bu videoyu herkes izlemeli. Bu video olduktan sonra bizim artık hiç bir şey yapmamıza gerek yok. Çakma aydın Coşkun Büktel'i kendi sesinden görüntüsünden izleyin yeter. Şaşakalacaksınız. Biliyorum 4 saat çoğunuz belki de hiç biriniz ayıramıyacaksınız bu video için ama keşke herkes izlese. Bu videonun olabildiğince çok izlenmesi için elimden geleni yapacağım. Hatta fırsat bulursam download edip önemli(!) kısımlarından sizler için bir özet görüntü demeti de hazırlayabilirimBU VİDEOYU İZLEYİN, COŞKUN BÜKTEL'İ TANIMAK İSTİYORSANIZ MUTLAKA AMA MUTLAKA İZLEYİN...Coşkun Büktel'i, O. Akgül, H. Bulunmaz, F. Çetinkaya, T. Karaoğlu, K. Şimşek, dört saat boyunca sorguladı! from Cemal Bulunmaz on Vimeo.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 12:50 0 yorum

HAYATTAN TAT !
HİLMİ BULUNMAZYAŞAMDAN TAT ALANKELEBEKLER GİBİDALDAN DALA KONUYOREmekçilerin gerçek sorunları,faşizme ve faşist liderlere güzelleme yapan tiyatrocularbunların hiç biri Bulunmaz'ı ilgilendirmiyorTümünü görmezden geliyor.Bulunmaz "sevgili ve para için" halkın uyutulmasına destek veren sözde yazar arkadaşları için videolar çekiyor, reklamcı dostları ile aynı safları paylaşıyor, aralarında kendi arkadaşlarının da bulunduğu devrimci şehitlerin ardından bugün yapılan alaycı , küçümser yaklaşımları sindiriyor ve mitolojide gezinip bir emekçinin zeytinlerinde aşkın izlerini sürüyor.Ve bizleri de sosyalist mücadelesinin önündeki engel ilan ediyorhaaah :)))kahkaha bile atamıyoruz.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 11:26 0 yorum

FAŞİZAN ÇALIŞMA KOŞULLARI GELİYOR
21.10 Yeniden düzenlenmiştirSOSYALİZM'İ ŞİMDİLİK BERTARAF ETTİĞİNİ DÜŞÜNEN DÜNYA KAPİTALİZMİ GİDEREK KÖLELİK DÜZENİNİ VE FAŞİZAN ÇALIŞMA YASALARINI YÜRÜRLÜĞE DAHA ÇOK SOKUYOR!GENÇLER "SİSTEMİN SORGULANMASINDAN" SÖZ EDERKENCOŞKUN BÜKTEL GİBİ SÖZDE AYDINLAR, HİÇ ULAŞAMADIKLARI VE FARKINDA OLAMADIKLARI SOSYALİST BİLİNCE TEPEDEN BAKIŞLA "SİZ HALA 70'LERDEKİ ŞEYLERİ SÖYLÜYORSUNUZ" TARZI BİR ALAYCI SÖYLEM GELİŞTİRİYOR. OYSA Kİ KOMÜNİZM HALA VE TEK ALTERNATİFTİR. BU BİLİNÇTEN YOKSUN BÜKTEL GİBİ YAZAR OLMUŞ AMA AYDIN OLAMAMIŞLAR CAHİLLİKLERİNİ SERGİLİYOR!

osurukla halkın çarelerine derman olan gazman'ın dostu Büktel özel jeep ve şoförle eve bırakılmasından aldığı keyfi ve duyduğu hazzı, gururu sohbet arasına anekdot olarak sokarken kompleksini de sergiliyor"O KADAR MÜCADELE EDİLDİ DE NE OLDU?"GİBİ ŞABLONLARLA GÖREVDEN VE MÜCADELEDEN KAÇANLAR BİLMİYORLAR KİHİÇ SOSYALİZM KURULAMAMIŞ KAPİTALİST ÜLKELERDE DAHİ SOSYALİST MÜCADELELERİN SAYESİNDE VE SOSYALİZM KORKUSUYLA BİR TAKIM HAKLAR VERİLMİŞTİR.İNSANLARIN DAHA GÜVENLİ VE SOSYAL GÜVENCELİ YAŞAMASININ YOLU AÇILMIŞTIR.SOSYALİZMİN VE KOMÜNİZMİN BİR ÇOK ÜLKEDE ZAFERE ULAŞACAĞI KORKUSU TEPEDEN LÜTFEDİLMİŞ GİBİ GÖSTERİLEN BİR ÇOK YASAL KAZANIMIN ASLINDA TEK SEBEBİDİR.SOSYALİST MÜCADELELER,EMEK MÜCADELELERİ İLEBURJUVA DEMOKRASİSİ TAVİZLERGEDİKLER VERMEK ZORUNDA KALMIŞTIR!8 SAAT ÇALIŞMA YASASI,SAĞLIK GÜVENCESİ,İŞ GÜVENCESİ İÇİNTANKLARIN ALTINDA CAN VEREN ,POLİS COPU YİYEN,ZİNDANLARA KAPATILAN(BUGÜN COŞKUN BÜKTEL GİBİLERİNİN ALAY EDER GİBİ BIYIK ALTINDAN DİLE GETİRDİĞİ)60'LARIN VE 70'LERİN MÜCADELECİLERİ VE DEVRİMCİLERİ SAYESİNDE ELDE EDİLMİŞ HAKLARDI.ŞİMDİ BÜTÜN DÜNYADA FAŞİZAN YASALARLA ÖNCEKİ İŞ GÜVENCELERİ VE HAKLAR GERİYE ÇEKİLİRKENCOŞKUN BÜKTEL GİBİLERİN FORMÜLÜ İLE HANGİ BİREYLERE KARŞI BİREYSEL MÜCADELEDEN SÖZ EDEBİLİRİZ?HERKES BENİM GİBİ KİŞİSEL MÜCADELESİNİ VERSEKİŞİLERLE MÜCADELE ETSE GİBİKENDİ SIĞ MÜCADELESİNİ YÜCELTİRKENYILLARA YAYILMIŞ SINIF MÜCADELELERİNİKÜÇÜMSEYEN BÜKTEL'E SORMAK GEREKKİME YADA KİMLERE KARŞI BİREBİR MÜCADELE?TAYYİBE Mİ,OBAMA'YA MI?ÇALIŞMA BAKANINA MI?HANGİ BİREYSEL MÜCADELE İŞÇİ SINIFININHAKLARINI KURTARACAKTIR?BU KADAR MI SIĞ DÜŞÜNCELİSİN BRE YAZAR BOZUNTUSU!VEHANGİ SOSYALİST(?)BU CAHİLCE AYMAZLIKLAR YANINDA DİLE GETİRİLİRKEN SESSİZCE DİNLEYEBİLİR?HANGİ SOSYALİST(?)YANIBAŞINDA GENÇLER BU FİKİRLE ZEHİRLENİRKEN SESSİZCE KALABİLİR?İŞTE BÜKTEL GİBİ TATLISU YAZARLARI SAYESİNDEDEVRİMCİ TOPLUMSAL SİSTEM KARŞITI MÜCADELELERİN BERTARAF EDİLDİĞİ, BİREYCİLİĞİN ÖNE ÇIKARILDIĞI ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE İNSANLARIMIZIN LAYIK GÖRÜLDÜĞÜ 5510 SAYILI YASA TEKLİFİ !KENDİNİ YAZAR HATTA AYDIN ZANNEDEN COŞKUN BÜKTEL YADA VAROŞ ÇOCUKLARINA BİRECİLİĞİ,ÖRGÜTLÜLÜĞÜ DEĞİL BİREYSEL ÖĞÜTLERİ KURTULUŞ REÇETESİ GİBİ SUNAN BÖYLECE GENÇLERİN TOPLUMSAL MÜCADELEDEN, DEVRİMCİ MÜCADELEDEN KOPARILIP BİREYSELLİĞE İTİLMESİNE NEDEN OLAN ARKA SIRADAKİLER'İN ÖĞRETMEN KEMAL'İ FORMÜLÜNÜ VERSİN DE ÖĞRENELİMHADİ BAKALIM BU YASA TEKLİFİNE KARŞI ÖĞRETMEN KEMAL'İN REÇETESİNİ GÖRELİM!BU SAHTE YAZARIN SAHTE AYDININDAN DAHA ONLARCA FAŞİZAN YASAYA KARŞI GÖRÜŞ GÖRELİMSosyal Güven(siz)lik Geliyor! Şu anda mecliste bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı eğer yasalışırsa pek çok hakkımızı kaybedeceğiz. .Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızda oluşacak kayıplardan bazıları şöyle:Ø Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak. (Madde 28)Ø Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak. (Madde 27)Ø Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. (Madde 29)Ø Yıpranma hakkı gasp edilecekØ Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. (Madde 88)Ø Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek. (Madde 68)Ø 'Katılım payı' gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak. (Madde 68)Ø Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak.Ø Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel Sağlık Sigortası primi yatırmak, hatta bir de 'katılım payı' ödemek yetmeyecek. Şimdi bir de 'ilâve ücret' adı altında para ödemek gerekecek. (Geçici Madde 5)Ø Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye'de 'sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter' mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek.Ø Hastalanan sigortalılara verilen iş görememezlik ödeneği % 16 azalacak. (Madde 18, 19, 80)Ø Emekli Bağ-Kur'luları nın maaşından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. (Madde 88)Ø Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. (Madde 88, 89 ,90)Ø Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuğuna buğdayına, üzümüne tütününe el konulacak. (Madde 87) Şu anda sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalışılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarını azaltma çabasındalar..Fransa ve Yunanistan'da büyük grevler ve yürüyüşlerle bu yasalar engellenmeye çalışılıyor. (Neyse ki oralarda soğan cücüğü aydınlar yeterince etkili olamamış)Şu an yasanın getirecekleri ile ilgili yeterli farkındalık yok. Biz de bu yasayı engelleyebiliriz!Biz karşı koyarsak bu yasayı geçiremezler!..İŞTE HALK DÜŞMANLARI VE HALK DÜŞMANLARININ UŞAKLARI!"EĞRİ KALASTAN DOĞRU KALEM OLMAZ"YA DA "EĞRİ AĞACIN DOĞRU GÖLGESİ OLMAZ" DİYEN ATALARIMIZ NE KADAR DOĞRU SÖZ ETMİŞ.GENÇLERİN SİSTEM KARŞITLIĞINDAN SÖZ ETMESİNE KARŞILIK BİREYSEL KAVGALARINA SAHİP ÇIKILMASINI VE HERKES BENİM GİBİ BİREYLERLE UĞRAŞIRSA ZATEN SORUN KALMAZ GİBİ SAKAT VE DAYANAKSIZ ANLAYIŞI GENÇLERE ÇÖZÜM OLARAK SUNAN COŞKUN BÜKTELJEEP İÇİN GAZMAN (HAMDİ ALKAN'IN OSURUKLA UÇAN HALK(!) KAHRAMANI TİPLEMESİ) OLMAM DİYOR AMA DAHA FAZLA PARA VE SEVGİLİLER İÇİN OYUN, DİZİ YAZDIĞINI DA İTİRAF EDİYOR.GENÇLER İŞTE BÖYLE OSURUKLA GARİBAN KURTARAN HAMDİ ALKAN'LA YADA TOPLUMSAL DEVRİMCİ MÜCADELE YERİNE ÖĞÜTLERLE BİREYLERİ KURTARILABİLECEĞİ İZLENİMİ VEREN ÖĞRETMEN KEMAL KARAKTERLİ DİZİLERLE AMERİKAN-İSRAİL SERMAYELİ KANALLAR VASITASIYLA UYUTULURKENVAROŞLARA İŞÇİ SINIFINA DAYATILAN BU YASALARDAN BU GENÇLERİN HABERSİZ KALMASINA HİZMET EDİLİYOR.DİZİLER, FUTBOL GİBİ UNSURLARLA KİTLELER UYUTULUYORTOPLUMSAL BİLİNÇTEN YOKSUN BU SÖZDE YAZARLAR, SÖZDE YÖNETMENLER, SÖZDE OYUNCULAR"PARA SEVGİLİ YADA JEEP UĞRUNA"BU SİSTEMİN UYUTUCUBAŞILARI OLARAK KALEMİNİ KİRALIYOR!SÖZDE SOSYALİST HİLMİ BULUNMAZ İSE"KENDİSİNİN SOSYALİSTLİĞİNE"VE"GENÇLERİN SİSTEMİN SORGULANMASI TALEBİNE"ALAYCI BİR YAKLAŞIM GÖSTEREN COŞKUN BÜKTEL'İNYANIBAŞINDAKİ GENÇLERİN BEYNİNİ YIKAMA DENEMESİNİ SESSİZCE İZLİYOR...NEYSE Kİ GENÇLER ZEHİR GİBİ!NEYSE Kİ HERKES BÜKTEL'İN DİZİSİNİ İZLEYENLER GİBİ DEĞİLBAKINIZ 4 SAATLİK VİDEO...BEN BUGÜN BİR KISMINI İZLEDİMBU DERECE AYMAZLIKBU DERECE ŞAŞKINLIKBU DERECE YAZAR CEHALETİKARŞISINDA DONDUM!
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 06:33 0 yorum

Bir anonim şiir
HAMDOLSUN!!Biri baksın falımıza, tuz kattılar balımıza,Ağlanacak halimize, gülüyoruz hamdolsun...,Süleymaniye'de serçe, Davos'ta aslandan pençe,Gül değil, dikenli bahçe, suluyoruz hamdolsun...Diplomasi, ince ince, dokunulur mu hiç gence?"One minute"lik İngilizce, biliyoruz hamdolsun...Hani teğet geçecekti? Kriz gelip geçecekti?Başlamadan bitecekti? Ölüyoruz hamdolsun...Millette geçim korkusu, onlarda seçim kaygısı,Şehirde kömür kokusu, soluyoruz hamdolsun...Nerde düzen, nerde birlik? Hani bütündük, birdik?Bir alt kimlik, bir üst kimlik, Bölüyoruz hamdolsun...Rantın peşine düşenler, Deniz Feneri SEVENler," Ya sev, ya terk et " diyenler! Kalıyoruz hamdolsun...Üç, beş kuruş memuruma, hem emekli hem duluma,Gemi yakışır mahdumuma, alıyoruz hamdolsun..."Al git!" dedi anamızı, okutacak salamızı,Aradıkça belamızı, buluyoruz hamdolsun...Nerede iş, nerede aş, gözler çıktı yaparken kaş,Ömrümüzden yavaş yavaş, çalıyoruz hamdolsun...Bir Recep İvedik filmi, izledik, güncel ve ilmi,Uyuma vakti geldi mi, dalıyoruz hamdolsun...Şehit: "Kelle", Apo: "Sayın", Yüreklerde gizli mayın,Kimler yiğit kimler hain? Biliyoruz hamdolsun...Avrupa'nın havuçları, kapalıdır kapıları,Tuz dökülmüş avuçları, yalıyoruz hamdolsun...Dünyalıktır, zikirleri anlaşılmaz zehirleri,Akılları, fikirleri, çeliyoruz hamdolsun...Mektup, zarfa ilişmiyor, Demokrasi gelişmiyor,Cafer'e bez yetişmiyor, siliyoruz hamdolsun...Hayal gibi, gerçek gibi, aciz miyiz, böcek gibi?Susuz kalmış çiçek gibi, suluyoruz hamdolsun...Bu teranelerden bıktık, bilmem nerde hata yaptık?Sinir küpü olduk artık, doluyoruz hamdolsun...Kader örmüş ağlarını, özledik dost bağlarını,Ergenekon dağlarını, deliyoruz hamdolsun...Onlar efendi, biz hamal, artık zamanı: Bir rol al!Hepimiz lafta sosyalistiz(?), geliyoruz hamdolsun...
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 06:29 0 yorum

Hilmi Bulunmaz'dan küçük, Kuyumculuk mesleği adına büyük itiraf!
GÜNCELLEMEHİLMİ BULUNMAZ YAZISININ BAŞINA KOYDUĞU BİR EKLENTİYLEYurtiçi kargodan söz etmesine Tiyatro Dergisinde Yurtiçi kargo reklamına rastlamasının neden olduğunu açıklamış ve bir sanat sitesinde ticari bir sorununu gündeme getirmesinin mazeretine açıklık getirmiştir. Biraz zorlama bir ilişkilendirme olsa da bu açıklamasına yer veriyoruz.
Hilmi Bulunmaz
3 Nisan 2009
İki buçuk yıl önce yazdığım aşağıdaki yazıyı anımsamamın nedeni, bugün, Mustafa Demirkanlı'nın http://www.tiyatrodergisi.com.tr/ sitesinde, Yurtiçi Kargo şirketinin reklamını görmem oldu. Demirkanlı'nın sitesine reklam veren bir şirket, ister istemez ilgi alanımıza giriyor.
Mustafa Demirkanlı'nın aksine ben Hilmi Bulunmaz'ın kuyumcu yanıyla hiç ilgilenmedim. Beni her zaman tiyatrocu, yayıncı, sosyalist olduğunu iddia eden yanı ilgilendirdi.Fakat ne zaman ki Hilmi Bulunmaz bir öfkeyle yada bir şaşkınlıkla biraz önce ticari bir konusunu hiç de yeri olmayan bir sanat sitesine taşıdı ister istemez Hilmi Bulunmaz ticari kimliği de karşımıza dikiliverdi. Hilmi Bulunmaz bizi ister istemez ticari kimliğinin de tanığı yapıverdi."..........Dosya poşetlerinin üzerindeki uyarıcı yazıyı 1982 yılından beri görmemize karşın, hem bu taşıma şirketinin güven veren duruşu ve hem de kuyumculuğun “yasal olmayan ticari yanı bulunması” nedeniyle, zaman zaman küçük paraları yollayabiliyorduk....."Bunu aynı zamanda bir itiraf sayıyor ve kuyumculuğun yasal olmayan ticari yanından söz ederken kuyumculuk mesleğini ihbar mı ettiğini merak ediyoruz. Bu yasal olmayan meslek dalının icracısı sosyalist Hilmi Bulunmaz'dan başladığı itirafı açmasını ve ne gibi yasal olmayan durumların söz konusu olduğunu da kamuoyu olarak merak ediyoruz.BU SUÇ İTİRAFI VE BİR MESLEK DALINA DAİR SUÇ DUYURUSU DA BARINDIRAN HİLMİ BULUNMAZ YAZISI BAŞLIKSIZ GİRİLDİĞİ İÇİN LİNK VERİLEMİYOR, FAKAT BU SUÇ DUYURUSU BARINDIRAN SANAT SİTESİNDEKİ SANAT DIŞI YAZIYI AYNEN BURAYA AKTARIYORUZ.Dikkat çalınabilir!Hilmi Bulunmaz19 Ekim 2006Kurulduğu günden bu yana Yurtiçi Kargo şirketiyle çalışıyoruz. Her gün, mutlaka üç-beş gönderimiz oluyor. Şimdiye dek memnunduk. Ara sıra yanlışlar olsa da gözümüze batmıyor, bizi çok fazla rahatsız etmiyordu.Ta ki, Kilis’ten bir dosyamız gelinceye dek. Mehmet Lütfi Palta adlı müşterimizin yolladığı dosyanın içerisinde altı adet torna ucu ve 160 YTL para vardı. Dosya poşetlerinin üzerindeki uyarıcı yazıyı 1982 yılından beri görmemize karşın, hem bu taşıma şirketinin güven veren duruşu ve hem de kuyumculuğun “yasal olmayan ticari yanı bulunması” nedeniyle, zaman zaman küçük paraları yollayabiliyorduk. Hatta, işin açıkçası altın bile yolladığımız oluyordu. Dedik ya, bu taşıma şirketi güvenilir bir şirketti. Belki yine öyledir. Kim bilir münferit bir olay yaşamışızdır. Neyse, 160 YTL İstanbul’a gelinceye dek hafif hasara uğrayarak, 110 YTL’ye dönüşüvermişti. Bir tür sihirli poşet içerisinde taşındığından 50 YTL eriyivermişti.Neredeyse, kurulduğu tarihten beri, Cağaloğlu Yurtiçi Kargo ile ilişkilerimiz son derecede iyi. Aras Kargo’dan tutun MNG’ye dek birçok firma bize önerilmesine ve ciddi ödemeler yapmamıza karşın, kargo şirketimizi hiçbir zaman değiştirmeyi, küçük pazarlıklar yaparak, küçük çıkarlar sağlamayı hiçbir zaman düşünmedik... Ancak şimdi düşünüyoruz.Ha, denilebilir ki; “müşteriniz olan Mehmet Lütfi Palta eksik para yollayamaz mı yada bilerek eksik yollamış olamaz mı?..” Bu olasılık çok küçük olmasına karşın, Yurtiçi Kargo’ya çok güvendiğimizden, ihmalkar ve üşengeç davranmayıp, kendi ölçütlerimize göre onun da sağlamasını yaptık. Ancak kanaatimiz odur ki, sorun Yurtiçi Kargo mekanlarından birinde (büyük olasılıkla Kilis’te) ve taşınma süreci içerisinde vuku buldu.Peki hiçbir umudumuz ve hiçbir hukuksal temelimiz bulunmamasına karşın, neden yazıyoruz?.. Hiç… Evet kocaman bir hiç.Sosyolojik bir gerçek vardır: toplumları, insanları bir arada tutabilmeniz için (güven duygusu besleyip Yurtiçi Kargo ile çalışmaya devam edebilmek için) “rıza yönetimi” gündemde olması gerekir. Hangi sistem olursa olsun, halkı tarafından “rıza yönetimi” ile kabul görmüyorsa, o sistem çöker, çürür.Nazik ve kırılgan eşyalarımızı (örnekse benim yaptığım ve çok değer verdiğim yağlıboya resimlerimi) bir yerlere yollarken, sürekli tembih eder ve üzerinde dururdum: “Mutlaka Yurtiçi Kargo ile yollayın ve mutlaka üzerine ‘dikkat kırılabilir’ diye yazın diye…”Bundan böyle şu uyarıda bulunuyorum (bulunacağım) : “Dikkat Çalınabilir!..”
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 05:50 0 yorum

HİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKMEDİ KURDUĞU YANLIŞ İTTİFAKLARDAN ÇEKTİĞİ KADAR
HİLMİ BULUNMAZ
Yönetmen, Yazar, Yayıncı, Sosyalist(?)
.
70'Lİ YILLARDA HALKIN YOLUNDA İDİ.
BİR DÖNEM ERGENEKONCU (MHP İŞBİRLİKÇİSİ) DOĞU PERİNÇEK'İN İP'SİNDEN ADAY OLDU ÖZELEŞTİRİ VERDİ.
ŞİMDİ STALİN'İ SORGULUYOR LENİNİST OLDUĞUNU BELİRTİYOR.
.
.
HİLMİ BULUNMAZ
HİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKMEDİ HAYATTTA KURDUĞU YANLIŞ İTTİFAKLARDAN VE DURDUĞU YANLIŞ YERLERDEN ÇEKTİĞİ KADAR!
.
Bireysel mücadelenin adamı, çıkar savaşımcısı bir yazarın peşinde. Jeep için gazman olmam ama para ve sevgililer için oyun, dizi yazdım diyebilen bir yazarın... Sistem karşıtlığından yada sosyalizmden söz edildiğinde "Siz hala 70'li yıllardaki o görüşlerde mi kaldınız..." diye başlayan alaycı ve tepeden bakan cümleler kurup hiç bir zaman olmadığı ve gerçekte tanımadığı sosyalizm gerçeğiyle alay edebilen bir dizi oyuncu ve yazarıyla yanyana...
.
Tiyatro Eğitimi aldığı halde halkın parasıyla aldığı bu eğitimi ve kalemini sanatla halkın aydınlatılması için kullanmak yerine kapitalizmin cilalanıp işçi sınıfının sömürülmesi için kapitalizmin ürünlerini cilalamak için kullanan bir reklamcı ile ittifak içinde....
Aydın, ilerici, demokrat, duyarlı Tiyatro emekçileriyle değil, TODER'i faşizmin ve faşist bir liderin güzellenmesi için alet eden bir döneğin yanında...
.
HİLMİ BULUNMAZ!
Sosyalist olduğunu savlıyor...
Sosyalizm bir gömlek değildir gerektiğinde giyip bir kaç slogan gibi cümle kurup daha sonra çıkarıp katlanıp dostlar uğruna rafa kaldırılacak.
Sosyalizm bir bütündür yaşamın her aşamasında.
Bir sosyalist tüm yaşamından sorumludur ve halkına borçludur.
Aksi halde bir süre sonra anılacağı sıfat sosyalist değil,
olsa olsa "Hain" olacaktır...
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 04:23 0 yorum

ÇIĞ GİBİ PROTESTO !
TİYATRO EMEKÇİLERİNİN ÖRGÜTÜ TODER'İN FAŞİZMİN HİZMETİNE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNEHAYIR DİYENLER ÇIĞ GİBİ ARTIYOR. 3 GÜN DOLMADAN PROTESTO EDENLERİN SAYISI 185'İ BULDUÖzgür Başkaya, Orhan Aydın, Ömer F. Kurhan, Polat Inangul, Ertuğrul Ahmet Timur, Gülsüm Başkaya, Mustafa Demirkanlı, Mehmet Tekkanat, Mehmet Nurkut Ilhan, Vahit çakmakcı.... Biz hepimiz buradayız ya sen neredesin? Artık safını ve durman gereken yeri seç!ALFABETİK SIRAYLAAslı Burcu OkAli SahinAhmet KurtArzu ErkAnıl DemirAhmet SaraçAslan KrknAli GöymenAdes KarakyaAyberk SedefAltan BozkurtAysun ErdoğanAtalay GöktasAli CanlarAlper Topaloglu
Boran DoğanBengi ÖznazBarış YıldırımBanu YıldızBatum AjansBektaş ÖzdamarBayram GünaslanBerk SamurBurak YavasBetül KâtipBurak BakırBerna SayanBülent ÜnsürBaris LeeBaki Yitmen
Cansu ErolCanan KayaCigdem CangulCan ErdoganCumhur AtalanCan özdemirCeren ElmalıCem SavranÇağdaş BallıktasCanan çıplakÇetin Göksülük
Didem UghDerya ÇelenoğluDuygu öcalDuygu GülçiçeğiDamla PaksoyDilek SarıçamDeren BaybarsDemet Genç DemirbilekDemirel Zeyno
Ertuğrul Ahmet TimurEbru SözenEren ÖzmenEvrim Ayça AzamGreeceEvrim Deniz AvcuErçin KurtErdinc UcuncuogluErdil OnurEvren AtlıElif TuranErtan YağızEda HakogluEngin Altay
Fuat VarolFurkan SerinFuat AkelFerhat KaygusuzGül Fulya AkyolGöknur KilavuzGülsüm BaşkayaGünnur GündoğanHasan TanayHalil KüreşHasan üretenHeval KaraHalil Ibrahim ünalHüseyin Inan AvcuHasan DemirHandan SenanHabibe AduşHalide Bonevalİlhan Ulusoyİsrafil DemirIlkim SenanKaan ErkamKubilay SarikayaKemal GökhanKübra AyçiçekKamil KelleciogluKadri ÖzaldıkaçtıLale KabulMustafa DemirkanlıMert MertowskhiGreeceMehmet Ali ÇiçekMacide BoymulMustafa GünenMurat AltunMavi KalemMustafa KalkanMüge BentürkMehmet TekkanatMurat CinarItalyMehmet Nurkut IlhanMehmet DemirNaime Erdem BasaranNazan ÇetintaşNilufer AkayNetherlandsNedim Serkan DurakNalan GüreşÖmürhan SoysalÖmür Devrim ErkulOrçun OkşarÖzge PalaOnur TuncaÖzlem BurakOktay çınarÖzer KaysavukÖykün KahramanOmur KurumOnur DurmuşoğluÖzgür BaşkayaOrhan AydınOrhan DenizOnur ÜmitÖmer F. KurhanPolat InangulPınar AlevR.Onur DuruRojda Meryem CengizRobin Van PersieRamazan PektasSabire YılmazSinem YılmazSadık KaradenizSenem DönerSevil YandımSerhat IrenSerdar SarmanSacit AkelSenem Tepe DereSerdar SöylemezSevinç ÖzdemirSinem ÖztürkSevda Yasam AranoğluŞenol önderŞeyma UsluSibel AduşSüleyman Sahin CetinSelim KalıçSelçuk AçıksözlüSuat KırdanSrdst VralTolga GüleryüzTolga OzdemirTuna GüngörTufan AfsarTülay EgeTunakan BozkurtTemel AltuntasTekin BingölUlaş IkiçeşmeÜmit KireççiVelican DemirelVahit çakmakcıVedat GultekinVedat ÜlgerVizyon Sanat KolektifiVatt OyunculariYaşar KarakulakYasemin Adali ArslanYener AksuYetiş çetinYudum AkkusYılmaz DemiralZafer AkkaşZeynep Ozkalay
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 04:16 0 yorum


HİLMİ BULUNMAZ
YAZAR, YAYINCI, TİYATRO YÖNETMENİ
SOSYALİST (?)
GEÇMİŞTE HALKIN YOLUNDA YER ALDI ŞİMDİ STALİNİ SORGULUYOR. BİR DÖNEM ERGENEKONCU (MHP İŞBİRLİKÇİSİ) DOĞU PERİNÇEK'İN İP'SİNDEN ADAY OLDU ÖZELEŞTİRİ VERDİ.
ŞİMDİ YİNE
SOSYALİST OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR.
FAKAT BİREYSEL MÜCADELELERİN PEŞİNDE, JEEP İÇİN GAZMEN OLMAM AMA SEVGİLİLER VE PARA İÇİN OYUN YADA DİZİ YAZARIM/YAZDIM DİYEN, SOSYALİZMDEN YADA SİSTEME KARŞI MÜCADELEDEN SÖZ EDİLİNCE "SİZ HALA 70'LERDEKİ YERDESİNİZ" ŞEKLİNDE SOSYALİST MÜCADELEYE BURUN KIVIRAN DİZİ OYUNCU VE YAZARI DOSTLARIYLA...
TİYATRO OKUDUĞU HALDE REKLAM YAZARLIĞINI SEÇİP KALEMİNİŞ KAPİTALİZMİN CİLALANMASI VE İŞÇİ SINIFININ SÖMÜRÜSÜNE ADAMIŞLARLA DAYANIŞMA İÇİNDE...
TİYATRO EMEKÇİLERİNİN ÖRGÜTÜNÜ FAŞİZMİN VE BİR FAŞİST ELEBAŞININ GÜZELLENMESİNE ADAMIŞ MÜCADELESİNİ SATMIŞ DÖNEKLERİN YANINDA...
HİLMİ BULUNMAZ...
HİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKMEDİĞİ HAYATTA KURDUĞU YANLIŞ İTTİFAKLAR VE DURDUĞU YANLIŞ YERLERDEN ÇEKTİĞİ KADAR...
SOSYALİST DÜŞÜNCE VE DEVRİMCİ MÜCADELE GÖMLEK DEĞİLDİR GEREKTİĞİNDE DOLAPTAN ÇIKARIP GİYİLİP BİR KAÇ SLOGAN ATARCASINA DÖKTÜRÜP SONRA ARKADAŞLARIN HATIRINA ŞİMDİLİK KATLANIP KENARA KONULACAK....
SOSYALİST TÜM YAŞAINDA TÜM DURUŞLARINDAN SORUMLUDUR VE TÜM YAŞAMI VE GEREKTİĞİNDE HERKESİ SORGULAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. BUGÜN BUNU YAPAMAYAN YARIN HESAP VEREMEZ VE İNANDIRICILIĞINI KAYBEDER. SOSYALİST OLARAK DEĞİL HAİN OLARAK ANILIR...
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 04:15 0 yorum
02 Nisan 2009 Perşembe

PROTESTO EDENLERİN SAYISI 175
TODER'İN BAŞKANI ULVİ ALACAKAPTAN'IN TODER ADINA ÇEKTİĞİ MESAJLA SADECE MUHSİN YAZICIOĞLU'NA TAZİYE NİTELİĞİNDE BİR NEDENLE DÜNYA TİYATRO GÜNÜNÜ ERTELEME KARARINI PROTESTO EDENLERİN SAYISI ÜÇ GÜNDE 175'E ÇIKTI.ÖZGÜR BAŞKAYA TARAFINDAN ORTAYA ÇIKARILAN BU GERÇEĞİ HABER BİLE YAPMAYAN TİYATRO YAYINCILARINI BİR KEZ DAHA DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUZ.KONU UNUTULUR AMA SİZ BU KONUDAKİ TUTUMUNUZLA UNUTULMAZSINIZ VE BU NEDENLE HER ZAMAN HESAP VERMEYE DAVET EDİLİRSİNİZ.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 16:39 0 yorum

COŞKUN BÜKTEL'İN VİDEO KAÇAMAĞINA YANITIMDIR
İzleyenlere sözüm yok, ama açık ve net söylüyorum ki geçmişteki birkaç istisna video dışında ben Hilmi Bulunmaz’ın videolarını izlemiyorum. İzle-ye-miyorum da. Hele ki şimdilerde 70 dakika, 120 dakika 240 dakika (4saat) gibi sürelere ulaşmışken istesem dahi izleyemem asla 4 saatlik bir zaman dilimim yok oturup video izleyebilecek. İşim belli, 24 saatim belli. Bu 24 saat içerisinde aralıksız 4 saat değil 60-70 dakika ayırmak benim için olanaksız.Ayrıca benim işimin yarısı zaten bütün gün video montajı yapmak olduğu için akşama dek onlarca aksiyonel ve nitelikli video montajından sonra bir yada birkaç adamın kamera karşısında durağan konuşması iyice çekilmez olacaktır.Bir de bu videolar internet üzerine yüklenmiş Flash dosyalar olduğu için çekip ara ara izleyeyim derseniz bir hayli zahmetli bir iş hele ki böyle uzun videoları çekip aviye dönüştürüp saklamak, saklasanız bile izleyecek zaman bulmak çok zor.Değişik zaman dilimlerinde ara ara internet üzerinden izleyeyim de diyemiyorsunuz çünkü ortadan başlatma gibi şansınız yok her defasında baştan yüklenip yavaş yavaş ilerlemektedir.Bu nedenle ben bu videoları izlemediğim gibi benim yazılı beyanlarıma videolu yanıtları da esasen kabul etmiyorum. Hem hiç kimse bu kadar zaman dilimini cevap alacak mıyım diye ayırmaya mecbur değildir, hem de asla sayfa üzerinde çarçabuk okunan sayfaların ulaştığı kişi sayısı ile videoları izleyen kişi sayısı asla aynı olamaz. (Kaldı ki videoların nasıl reyting yaptığını da ispatladım bu nedenle izlendi gözükenlerden çok çok azının baştan sona tamamını izlediği ve gerçek kitleye ulaşmadığı da aşikardır.) Bu durumda da Hilmi Bulunmaz video ile bana yanıt vermiş olsa da bu kendisine de haksızlıktır zira yazılı bir konu bin kişiye ulaşıyorsa videodaki yanıt 100 kişiye bile ulaşmıyor dolaysıyla 900 kişi Hilmi Bulunmaz’ın bana yanıt vermediğini düşünmeye devam edecektir.Bu kez de Hilmi Bulunmaz değil Coşkun Büktel bana video üzerinden yanıt vermiş. Tabi bu yanıtı da verilmemiş sayıyorum. Zira yeterince açık ve net değildir. Sanıyorum 240 dakikalık (4 saat) bir videoda herhalde aralıklarla birkaç dakikalık bana yanıt vermiştir. “miş”li konuşuyorum çünkü izlemedim ve izleyemem de. Fakat Mustafa Demirkanlı kendisine yönelik bir hakaret olup olmadığını merak edip büyükçe bir kısmını izlemiş ve hatırladıkları kadarıyla bana aktardı.Esasen videolara yanıt vermeyi reddediyor videoyla verilmiş yanıtları da kabul etmiyorum fakat bu kez bana aktarıldığı kadarıyla Coşkun Büktel’e bazı yanıtlar vereceğim. Bu 4 saatlik videoyu izlemekle kalmayıp olduğu gibi kağıda deşifre edip buna göre bir yanıt yazmak herhalde kimseden beklenemez, bu nedenle bana hatırlandığı kadarıyla, ana hatlarıyla aktarılmıştır ben de bu aktarıldığı kadarıyla yanıtlamış olacağım, coşkun Büktel’in itirazı yada eklemesi olursa lütfen -yazıyla- belirtsin ben de gerekli ekleme yada düzeltmeleri yapayım.Coşkun Büktel nihayet Mehmet Atak konusuna video kaydında yanıt vermiş. (Bunun dışında bana yönelik bir bölüm var mıdır bilemiyorum) Coşkun Büktel bana yanıt verirken dört hususu öne çıkarmış1- Ertuğrul Timur belge olarak kendisine Milliyet, Hürriyet gibi gazete haberlerini dayanak yapıyor, iyi de bu onu temize çıkarmıyor onlar da bu hatayı yapmış demek onu temize çıkarmaz2- Bu iddia benim değil Mehmet Atak’ın iddiasıdır. Ben zaten “mış” şeklinde yazdım3- Ben onun sansürcülüğünü zaten ispatlamışım bu düzeltmesine yer versem ne olur vermesem ne olur4- Ümran İnceoğlu’nun Timur’la tanışıklığını biliyorduk, bu nedenle zaten onun karşı çıkacağını aklımıza getirdik, soyadını da eksik yazmış, vb. türü (aşağıda açacağım)Şimdi sırayla ve olabildiğince net yanıtlar vermeye çalışayım. Net kelimesini özellikle çiziyorum çünkü aslında zaten bunlar ya yanıt istemeyecek denli net ya da zaten tarafımdan yazılmış konulardı. Bunları Ömer F. Kurhan anlayabilmişse, Mustafa Demirkanlı anlayabilmişse, Coşkun Büktel’in de anlayacak kapasitede olduğunu zannediyordum ama bir kez daha ve sadeleştirerek anlatalım.1- Öncelikle, Coşkun Büktel okuduğunu anlamamış çünkü Hürriyet, Milliyet, NTV-MSNBC, Zaman gibi gazetelerle ben aynı dönemde aynı şeyi yazmamışız bu nedenle de bakın onlar da bu hatayı yapmış gibi bir şey demiyorum. O gazeteler ve 2 yıl önce yani olay yaşanırken bunu böyle haber yapmış diyorum, biri Mehmet Atak’ın yakın arkadaşı olmak üzere 3 sanat yazarı da bu proje konsepti Mehmet Atak’la birlikte Sibel Aslan’ın yazmış diyorum, bu haberleri ve yazıları basına ileten basın bültenleri de Goethe Enstitü ve İBBŞT tarafından basına verilmiş diyorum. Ve bu etkinlik sıcağı sıcağına yaşanırken hem bütün gazeteler, biri Mehmet Atak’ın arkadaşı 3 sanat yazarı ve bu projenin ev sahibi 2 önemli kurum bu proje Sibel ve Mehmet’in demiş ve Mehmet Atak’da biri arkadaşı olan tümü ulusal ve en çok okunan gazetelerin haberi olan ve de olayın sahibi kurumların basın açıklamalarına Mehmet Atak itiraz etmemiş diyorum. Bu kadar haber, yazı basın bildirisi ne o günlerde nede aradan geçen 7 yılda itiraz edilmemişse o halde bu etkinliğin Sibel Aslan Yeşilay ve Mehmet Atak’ın konsepti olduğunun tescilidir diyorum. Bu etkinlik bu gazetelerde ve biri Mehmet Atak’ın arkadaşı üç yazarca böyle tescil edilirken Mehmet Atak itiraz etmemiş 2 yıl sonra sadece tiyatroma bu nedenle itiraz etmişse bu inandırıcı değildir diyorum. Kaldı ki o iki yılın ardından da tiyatromda yer aldığı ve Mehmet Atak’ın yanlış olduğunu iddia ettiği haber de yine başka yayınlarda ve gazetelerde yer almış ve Mehmet Atak bunların da hiç birine itiraz etmemiş diyorum. Ancak ne yapmış? 7 yıl sonra Coşkun Büktel’e demiş ki ben o projenin tek sahibiydim Ertuğrul kamuoyuna yanlış bilgi verdi demiş. Eh Sayın Coşkun Büktel en azından siz aklıselim bir ağabey olarak bu belgelerden sonra bir telefon açıp “Sevgili kardeşim Mehmet, sen bize bu projenin tek sahibiyim diyorsun ama bak bütün gazeteler yazmış, senin arkadaşın Sevin Okyay yazmış, projeyi yapan 2 önemli kurum basın bültenini böyle hazırlamış sen o zaman bunlara itiraz etmiş miydin? Madem proje sadece senindi neden itiraz etmedin kardeşim? Bizi de yanıltıp zor durumda bırakıyorsun? Bak Sibel hala proje benimdi diyor sitesinde ona söyleyecek bir lafın yok mu? Şahit diye yazdığın kişi de tersini söylemiş yalanlamayacak mısın? Ya da 7 yıl sonra mı yalanlayacaksın sevgili kardeşim Mehmet?” diye sormaz mı? Tabi Mehmet Atak’ı bulabilirse zira artık ortaya koyduğum somut belgelerden ve sorulardan sonra kayboldu (Hayır yurtdışında değil daha dün akşam bana yine mahkum çocuklar üzerine mail yollamış ama bu konudan kaçındığı bellidir.) Mehmet Atak hem yayın yoluyla hem mail yoluyla ona yanıtımı ilettiğim halde bugün çıkıp bana ve yazdıklarıma itiraz etmiyorsa zaten yanlış beyanda bulunduğunu yanıltıcı açıklamalar yaptığını kabul etmiş olmuyor mu? Bakın bir sanatçıyı rencide etmemek için yalan kelimesinden ısrarla kaçınmaya çalışıyorum ama buradan da başka bir sonuç çıkmıyor. Ama artık bu ortaya serilince Mehmet Atak kendisini savunamazken siz hem onun iddiası ben mişli yazdım deyip hem de hala ağzınızda gevelediğiniz laflarla ama o gazetelerin de yanlış yazması aynı hataları yapması Ertuğrul’un hatalarını hafifletmez ki türü bir savunmada bulunuyormuşsunuz. Mehmet Atak çıksın desin ki evet hepsi yalan yazmıştı, Hürriyet’de, Milliyet’de, Zaman’da, hatta benim arkadaşım Sevin Okyay’da yalan yazmıştı. Şehir Tiyatroları basın bürosu da, Goethe Enstitü de yalan yazmıştı. Tümününki yalandı ben hiç birini görmedim Sibel’in hala bunu savunduğunu da görmedim, Ertuğrul linkini verse de yine de görmüyorum ben sadece bir tek Ertuğrul’un yazdığını gördüm desin ya da tümünü yalanladım zaten desin… diyebiliyor mu? O diyemiyor, o inkar edemiyor, o kendini aklayamıyor ama siz 3 tane genci karşınıza oturtup videoda canım onların da yanlış yazması Ertuğrul’un yanlışına mazeret mi tarzı konuşabiliyormuşsunuz. Bravo ne diyeyim. Mişli haberinizin kraldan çok kralcısısınız o halde. Yalanın avukatlığını yapıyorsunuz hala.2- İddia Mehmet Atak’ın iddiasıdır ama Mehmet Atak bu iddiayı sizin sitenizde yayınlamıştır. O halde ortaya yeni bulgular konulmuşsa ve siz miş le de olsa bir iddiayı yayınlamışsanız o halde bu yayınladığınız iddialarla okurunuzun yanıltılma ihtimaline karşı yanıtı ve yeni bulguları da yayınlamalıydınız. Bunu benim için değil okura saygınızdan yapmalıydınız. Bakın bu iddia bizim sayfalarımızda dile getirildi ama karşılığında da şu bulgular ya da iddialar gündeme getirildi biz bunu da size veriyoruz hangisini ne kadar inandırıcı buluyorsanız karar sizindir denilmeliydi. Diğer bütün sansürlerinizi görmezden gelsek bile bu çok açık çok net ve düpedüz bir sansürdür. Bana değil okurların doğru bilgilenme hakkına sansürdür.3- İkinci maddede yanıtını verdim. Ama yineleyeyim. Öncelikle siz hiçbir şeyi ispatlamış değilsiniz. Ben açık ve net şekilde sadece Hilmi Bulunmaz’ın küfürlü yazısına yer vermediğimi zaten açıkladım. Sizin yazılmamış yazınızı sansürlediğim iddianız zaten yazılmamış olmayan yazının sansürlenmesi iddiası komik olsa da o konuda yazdığınız yazınızı sitenizden aynen aldım ve yayınladım siz de sitenizin adını yazmadığım eleştirinize rağmen bunu olumlu bulduğunuzu belirttiniz. Aradan aylar geçince sanki ben sizin yanıtınızı yayınlamamışım havasında konuyu siz ve Feridun Çetinkaya gündeme getiriyorsunuz bu da bir nevi yalancılıktır. Kaldı ki diyelim ki başka konularda benim sansürcülüğümü gerçekten ispatlamış olunuz. Bu Mehmet Atak konusunu görmezden gelmenize sebep olamaz. Diyelim ki ben yalancıyım, sansürcüyüm bana saygınız yok bu nedenle de benim düzeltme hakkıma saygınız yok peki ama okurunuz ne olacak? Okurunuzun ne suçu var da dezenformasyonla, Mehmet Atak’ın yanlış bilgilendirmesiyle kalacak?4- Evet Ümran İnceoğlu ve eşi Eftal Gülbudak benim tiyatro dünyasında en tutarlı, en çalışkan, en değerli dostlarımdandır. Fakat bu bir mahkemeye benzetilirse bu şahidi dinlenmek üzere çağıran, şahit gösteren ben değilim Mehmet Atak idi. Ve kendi iddialarına kanıt olarak şahit demişti. Ümran İnceoğlu’nun şahitliği iki nedenle önemlidir. Birincisi Mehmet Atak öncelikle kendisini bu yayınlardan haberdar eden, tiyatrom’dan haberdar eden kişi olarak ve şahitlikte ilk sırada saydığı için, ikincisi Ümran İnceoğlu ihtilaflı olan Mehmet Atak ve Sibel Aslan’dan sonra bu projede yetkili olarak bulunan üçüncü isimdir (diğerleri oyuncu olarak yer almıştır) Hem bu nedenle en önemli şahittir hem de ben diğerlerini tanımadığım için ulaşmam zordu belki yanıt alacak belki alamayacaktım ama Ümran’ı tanıdığım için bana bir telefon uzaklığındaydı dolaysıyla önce konunun asıl muhatabı Sibel Aslan Yeşilay ile sonra ikinci dereceden muhatabı Ümran ile sonra üçüncü dereceden tanıklar oyuncularla bağlantı kurmayı denedim.Ümran İnce – İnceoğlu konusu ise Ümran kendisi de bazı kayıtlı olduğu yerlerde İnce soyadını kullanır (belki bazı sabit form alanlarına uzun geldiğindendir) bazı yerlerde ise İnceoğlu’nu kullanır, benim telefonumda da İnce olarak kayıtlıdır. Fakat buradan bir kıvırma ve suçlama payı çıkarmışsınız ve soyadını yanlış kullandığımı belki de Ümran’ın aslında hiç şahitlik yapmadığını ya da benim internet aramalarında gözden kaçırmak için özellikle yanlış kullandığımı ima etmişsiniz. İşte iki türlü de yazıyorum içiniz rahat olsunÜMRAN İNCEHemen ertesi gün Ümran İnce ile bağlantı kurarak ve kendisinin de şahit gösterildiğini belirtip konuyu sorduğumda oldukça şaşırtıcı bir yanıt aldım."O proje Sibel'in projesiydi, Mehmet Atak sadece rejilerini yaptı."Bu durumda Mehmet Atak'ın şahitlerin şehadetini almadan ve görüşlerini sormadan projede yer alan herkesin adını sıradan saydığı anlaşılmaktadır. Yani şahit var diye kadroyu bize şahit diye sıralarken şahidi kendisini yalanlıyordu...Böylece Mehmet Atak'ın öne sürdüğü ve Coşkun Büktel'in de üstüne basa basa vurguladığı şahitler konusunun da bir balon olduğu ortaya çıkmıştır. Mehmet Atak tarafından en başta sıralanmış Ümran İnce bakın ne yanıt verdi:Ertuğrulcuğum Merhaba,Ben konsept Mehmet Atak'a ait demiş olamam, çünkü okuma tiyatrosu Sibel'in projesiydi. Zaten okunan oyunlar da Sibel'in çevirileri. Mehmet sadece rejilerini yaptı.Mehmet'e bu konuda değil de ibşt'den stajyer kadrodan çıkarılması konusunda yazılanlar hakkında tiyatrom.com'u takip etmesini söylemiş ya da yazmak istediği varsa oraya yazabileceğini söylemiş olduğum yönünde hatırladıklarım var. O dönemde Mehmet'e destek verenler, vermeyenler vardı ve sanırım tiyatrom.com'a da taşınmıştı bunlar..ÜMRAN İNCEOĞLUHemen ertesi gün Ümran İnceoğlu ile bağlantı kurarak ve kendisinin de şahit gösterildiğini belirtip konuyu sorduğumda oldukça şaşırtıcı bir yanıt aldım."O proje Sibel'in projesiydi, Mehmet Atak sadece rejilerini yaptı."Bu durumda Mehmet Atak'ın şahitlerin şahadetini almadan ve görüşlerini sormadan projede yer alan herkesin adını sıradan saydığı anlaşılmaktadır. Yani şahit var diye kadroyu bize şahit diye sıralarken şahidi kendisini yalanlıyordu...Böylece Mehmet Atak'ın öne sürdüğü ve Coşkun Büktel'in de üstüne basa basa vurguladığı şahitler konusunun da bir balon olduğu ortaya çıkmıştır. Mehmet Atak tarafından en başta sıralanmış Ümran İnceoğlu bakın ne yanıt verdi :Ertuğrulcuğum Merhaba,Ben konsept Mehmet Atak'a ait demiş olamam, çünkü okuma tiyatrosu Sibel'in projesiydi. Zaten okunan oyunlar da Sibel'in çevirileri. Mehmet sadece rejilerini yaptı.Mehmet'e bu konuda değil de ibşt'den stajyer kadrodan çıkarılması konusunda yazılanlar hakkında tiyatrom.com'u takip etmesini söylemiş ya da yazmak istediği varsa oraya yazabileceğini söylemiş olduğum yönünde hatırladıklarım var. O dönemde Mehmet'e destek verenler, vermeyenler vardı ve sanırım tiyatrom.com'a da taşınmıştı bunlar..Böylece bu iddianızın yersizliğini sanırım anlamış olursunuz, artık her 2 türlü de yer bulacaktır. Ayrıca sitelerini işgal etmemek için artık Tiyatro Dergisi portalı ve İATP-G ye çoğu yazımı iletmiyordum ama oralarda yanlış yer alıyor dememeniz için onlara bu yanıtımı yayınlamalarını özellikle rica ederek yollayacağımdan da emin olabilirsiniz.Ve yine ayrıca elbette ki internetten yayınlamayacağım ama dilediğiniz an Ümran İnceoğlu’nun telefonunu verebilirim ve diliyorsanız kulaklarınızla da duyarsınız. Kulaklarınıza da sorun bulursanız ya da tam konuşurken cep telefonunuzun şarjı biterse ve siz de şarj etmenin dışında telefondan anlamıyorsanız bir gün rica ederim ve Ümran İnceoğlu nu alır size getiririm.AYRICA ŞAHİT OLDUĞU KONUYU HATIRLAMAYAN 2 ŞAHİT DAHA SONRADAN BENİMLE BAĞLANTI KURDU SIRASI GELMİŞKEN ONLARI DA EKLEYEYİMMehmet Atak’ın kendisine şahit olarak sunduğu 22 isim acaba kendisine ne kadar şahitti? Çünkü Mehmet Atak şahadetlerini alarak şahitlerini değil kadroyu size sıralayıp şahit diye yutturmuştu. Ümran hariç hiç birini tanımadığım halde en az yarısıyla bağlantı kurmak için girişimde bulundum sadece (Ümran hariç) iki kişi geri döndü. Bunlar Eray Kahya ve Esin Umulu’dur.Esin Umulu görev aldığını Mehmet Atak’ın yönettiğini, Sibel Aslan’ın çevirisini yaptığını hatırladığını belirtti fakat konsept tasarım konusunda bir şahitlik yapamadı.
Eray Kahya ise: İletişimin büyük kısmını Sibel kuruyordu, büyük ihtimalle onun konsepti olsa gerek, gerçi Mehmet'le de tanışıyorlardı; belki Mehmet projenin ŞT de gerçekleşmesine katkı sağlamıştır. Ama çok net hatırlamıyorum.Görüldüğü gibi Mehmet Atak tarafından sıralanan 22 isim şahit falan değildir sadece o etkinliğin kadrosudur. Bir çoğu belki konsept tasarım kime aitti farkında bile değildi ya da o zaman farkında olsa da bugün hatırlayıp yanıtlayamıyordu. Şahitlik böyle mi olur? Siz bugün Theope kimin eseriydi diye sorsak “öyle bir oyundan söz edildiğini duymuştum ama kimindi hatırlayamıyorum” diyeni şahit diye sıralama angutluğu gösterir misiniz? Net kesin emin cevap vereceğine inandığınız şahidiniz varsa sıralarsınız değil mi? Diğer başvurduğum on kadar şahit ise ya hiç hatırlayamadığından ya konuya dahil (şahit) olmak istemediğinden cevap bile vermediler. Alabiliyorsanız siz deneyin. Ya da hadi işte sırası geldi Mehmet Atak şahitlerine başvurup temize çıkarsın kendini!Sayın Coşkun Büktel bir kez daha yineliyorum.Mehmet Atak bir sanatçıdır yalan söyledi asla demek istemiyorum ama sizi kullanarak kamuoyuna yaydığı iddialarının hiçbir inandırıcılığı yoktur ve zaten kendini de savunamamıştır.Belgeler Mehmet Atak’ın iddialarının aksini göstermektedir.Şahit diye sundukları ya şahit bile olmaktan kaçınmakta, ya hatırlamamakta ya da tersini söylemektedir.Buna rağmen siz hiç olmazsa bu konuda benim için değil okurlarınızı doğru bilgilendirmek ve bir yanıltıcı kişiye alet olmuş olmamak adına karşı belgelere de yer vermeliydiniz. Hadi bunu yapmadınız videolarla hala kendini savunmaktan aciz kalan birini laf kalabalığı, laf cambazlığı ile savunuyorsunuz. Lütfen kendinize geliniz bunlar internet tüm dünyada çökene kadar yayında kalacak. İnanın hiç olmazsa “Evet bu kez yayınladığım bu iddiaların doğruluğu konusunda karşı kanıtlar ortaya çıkmıştır” deyip okurlarınızı aydınlatınız ve tarihe de yanlış geçmemiş olunuz.NOT : 4 SAATLİK VİDEODAN BUNLAR TESPİT EDİLMİŞTİR EĞER O VEYA BAŞKA VİDEOLARDA BANA İLİŞKİN KONULAR YER ALIYORSA VE İLETİLİRSE, BİLGİLENDİRİLİRSEM YANITLAMAKTAN ZEVK DUYARIM.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 16:14 0 yorum

HİLMİ BULUNMAZ'IN VİDEOSUNDAKİ +18 İBARESİ
Hilmi Bulunmaz'ın can düşmanı olarak da bilinen internetin sanal canavarı Burak Caney Hilmi Bulunmaz'a dair bulduğu bütün fırsatları değerlendirip yerli yersiz suçlamalarda bulunurdu. Bunlardan birisi de Hilmi Bulunmaz'ın videolarını seks sitelerine yerleştirerek hit aldığı iddiasıydı. Bu kesinlikle bir iftira idi. Çünkü Hilmi Bulunmaz'ın bu onlarca siteye tek tek dolaşıp video eklemesi de akıl mantık işi olamazdı. Aslında durum şuydu: İnternet ADSL'den sonra bir hayli hızlanınca video yayınlama ve izleme oranı çok artı. Bazı sahte siteler de bu olanağı kullanmayı iyi bildi. Şöyle ki, bunlar domain verip site yapıyor ama içeriğini tamamen otomatik yöntemlerle doldurup hiç zahmetsiz hit alıyorlar ve hit aldıkça da reklamlardan para kazanıyorlar. İşte bu nedenle de bu tür yüzlerce site türedi ve bunlar internetin youtube, veoh, vimeo gibi video yayınlama sitelerindeki videoları sitelerine taşıyor. Bunu otomatik taramalarla yaptıkları için de seçme eleme olmaksızın ne bulunursa taşınmış oluyor. Böylece Hilmi bulunmaz'ın bir tek yere örneğin vimeo'ya yüklediği video nasıl kendi sitesinde görüntülenmişse aynen öyle yüzlerce sitede daha görüntüleniyor. Böylece de rastgele insanların rastgele abuk sabuk sitelerinde karşısına çıkıyor ve izleniyor (daha doğrusu karşılarına çıkıp başlatılması hit almasına yetiyor izleniyor mu bunu kimse tespit edemez) Bu siteler videoları asıl kaynağından oynattığı için de hit almasını da sağlıyor. Buraya dek Burak Caney'in ortaya çıkardığı durum doğrudur haklıdır, Ama bunun Hilmi Bulunmaz yada sevgili Kazım şimşek tarafından eklendiği iddiası elbette koca bir yalandı.Hilmi Bulunmaz videomuz şu kadar kişi tarafından izlendi derken böyle bir yanılsama içerisindedir fakat bu gerçeği bildiği halde bu izlenmiş gibi görünmek gururunu okşadığı için de gerçeği göz ardı ediyor olsa gerek. Bize göre hava hoş, kendini mutlu hissedecekse etsin, herkesin bir şekilde motive olması, mutlu olması hakkıdır. Fakat sitesinin hiti konusunda ana sayfadaki counter gerçeği yansıtmamaktadır diye dürüstlük yaparken videoların hiti konusunda bu gerçek ona açıklandığı halde aynı dürüstlüğü videolar konusunda beklemek de hakkımızdır sanırım.Öte yandan çok dikkatli olmak gerek. Bu videonuzu taşıyıp yayınlayan siteler bazen sizi lekeleyecek kadar kötü siteler olabilir. Bu nedenle Hilmi Bulunmaz'a önerimiz sanatçı ve sosyalist kimliği olan birinin kişiliğini korumaya daha fazla özen gösterme gereğidir. Bu tür video siteleri yerine kendi alacağı bir host alanında bunları yayınlarsa kopyalanamaz ve tertemiz kalır. Evet o zaman izlenilirlik rakamları düşük olacaktır mutlaka ama en azından temiz kalacaktır.İşte yukarıda bir örneğini tesadüfen gördüğümüz örnek....Hilmi Bulunmaz'a ait bu video gufto.com adlı abuk sabuk bir site üzerinden de izlenip hit alıyor. http://www.gufto.com/video/113680/Hilmi_BulunmazTıklarsa görecektir ki bu sitedeki video Hilmi beyin yüklediği metacafe alanından oynamaktadır yani Hilmi beyin övündüğü hite artılar getirmekte ama burada izlendiği için parsayı bu site toplayıp reklam almaktadır. Sırf bu site üzerinden Hilmi beyin bu videosu 8 kişi tarafından izlenmiş. Bunun gibi 50 tane site olsa bu havadan 400 hit demektir.Hilmi Bulunmaz reyting raporlarımızı reklam için ilan etmiyoruz diyor ama onun yararlanmadığı reklamı onun üzerinden başkaları yapıyor. Hilmi Bulunmaz'a getirdiği tek artı ise övüneceği hitlerin artması.
Hilmi bey ve arkadaşlarının videolarının altından (KENDİLERİ DEĞİL ama birileri) aşağıdaki türde reklamlarla para kazanıyorlar Gülşen Gibi Kırmızı Giy Bedava Video Sibel Can Video'yu İzleyin ve Paylaşın! TekGecelikAşklar Boşanmiş Bayanlar KacamakYapmakİsteyenler http://www.yasakgece.net/ Fotoğraf Stüdyosu mu? İstanbul'da Aradığınız Fotoğraf Stüdyoları Burada, bravoo!
Tabi bunlar sahte hit olmaktadır çünkü doğru kişilerce izlenmiyor. Bunu nereden çıkardığımıza gelince Hilmi beyin videosunun yanına bu site 18+ ibaresi koymuş... Bu videonun erotik olmadığını biz gayet iyi biliyoruz. O halde bu 18+nedir? Tabi ki bu Hilmi Bulunmaz'ın iradesi dışında videosu üzerinden oynanan bir oyundur. insanlarda merak uyandırıp videoların izlenmesi için bir tuzaktır. Bu sayede bu sahtekar siteler hit alıp reklam parası kazanmaktadır.Hilmi beyi dostça uyarıyor ve hem sosyalist, hem sanatçı kimliğine gölge düşmemesi için dilerse videoların güvenceli bir alandan reklamsız, kopyalanamaz taşınamaz yayınlanması için destek vermeye hazır olduğumu belirtiyorum. Örneğini http://www.medyanoz.net/ adlı sitemden görebilir.
TEKRAR ALTINI ÇİZİYORUM: BU SİTELERDEN DE 18+ İBARESİNDEN DE BU EROTİK VB REKLAMLARDAN DA KESİNLİKLE HİLMİ BULUNMAZ MESUL DEĞİLDİR ASLA BÖYLE BİR İMADA BULUNMUYORUM BU ONLARIN İRADESİ DIŞINDA OLAN BİR DURUMDUR. HİLMİ BULUNMAZ BUNLARI SATIYOR, BUNLARA ARACILIK EDİYOR VB TÜRÜ HİÇ BİR İMA YOKTUR. SADECE VE SADECE BÖYLE BİR DURUM VARDIR VE HİLMİ BULUNMAZ'IN ŞİMDİYE DEK HABERİ YOKSA ŞİMDİDEN SONRA VARDIR VE ÖNLEMİ DE VARKEN ALMAZ İSE YADA BU KİRLİ REYTİNGİ TERCİH EDİP ÖVÜNME KONUSU YAPMAYA DEVAM EDERSE ANCAK BUNDAN SONRA BUNA GÖZ YUMDUĞU İÇİN SORUMLU TUTULABİLİR. BUNUN DIŞINDA HİÇ BİR SORUMLULUĞU YOKTUR.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 12:17 0 yorum

SOSYALİST TİYATRONUN YOLUNU AÇIYORUZ
Hilmi Bulunmaz somut sorularımız yada tekliflerimiz karşısında somut yanıtlar vermekten kaçınırken adeta vurkaç taktiğiyle alakalı alakasız konuların başlığında yada uzun videolarının arasında birer cümle ile adeta kaba tabirle "laf sokuşturup" vurkaç taktiğini kullanıp içini rahatlatmayı seçiyor. Cevap verememenin iç ezikliğini sanıyoruz ki böyle giderip yanıtlamış gibi ruhunu rahatlatmış oluyor. Bu başlıklarından birisi de sosyalist tiyatro Bulunmaz'ı engellediğimiz yolunda.oysa durum tam tersi. Ben Ertuğrul Timur olarak Hilmi Bulunmaz'ın yada Bulunmaz tiyatronun yada ona bağlı yayınların sosyalist kimliğinin daha tutarlı daha istikrarlı daha kararlı ve daha sosyalist olması için her zaman desteğe hazırım. Bireysel kavgacıların şakşakçısı olması değil sosyalist tavırla atacağı her adımın destekçisiyim. Yeterki Faşizan tutumlarından vazgeçip çifte standartçı olmayıp gerçek anlamda sosyalist duruşu göstersinler.İşte bunlardan iki örnek:Talat Halman konusunda gösterdiğiniz tavr sosyalisttir gönülden destekliyor teşekkür ediyor ve istediğiniz konuda bu kampanyanızın yaygınlaşması için her tür desteği veririm demiştim diyorum. Özel site mi kurarız online kampanyaya mı dönüştürürüz her tür platforma taşıyıp yaygınlaştırırmıyız işin teknik ve hamaliye kısmı dahil gönülden desteğe hazırım dedim diyorumVe işte bir fırsat dahaFaşizme karşı olan Tiyatro ile faşizm arasında dolaylı yada doğrudan bağlantıların önünde set çeken ve çekmesi gereken sosyalist Hilmi bulunmaz'ı en son yaşanmış TODER- Muhsin yazıcı skandalından haberdar ediyor ve bir anlamda taraf olmaya zorluyorum. Neden? Çünkü Hilmi Bulunmaz ikili eski dostluklara göre değil bir sosyalist gibi davransın ve faşizme destek veren bu tiyatro oluşumunda kitleler kendiliğinden protesto başlatımışken Hilmi bey de yayını vasıtasıyla öncülük etsin, edenlerden olsun diye.işte turnusol kağıdı. Hilmi Bulunmaz için her şeyden önce sosyalizm mi geliyor görelim ve gördükçe de destek verelim.İşte sosyalist Bulunmaz tiyatronun sosyalist yanına engel değil tersi olumlu anlamda kışkırtıcılığımızın kanıtı.Haberi yoksa dahi benim mailimle ve buradaki yazıyla haberi oldu, Özgür Başkaya'yı da istediğinde telefonla arayabilir bilgi alabilir o halde 3 maymunu oynarken değil taraf olurken görmek ve alkışlamak isteriz. Buyurun Sosyalist tavırı görelim yanyana omuz omuza olalım.
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 07:58 0 yorum
01 Nisan 2009 Çarşamba

HİLMİ BULUNMAZ'A SORU
Sayın Hilmi Bulunmaz blog yayıncılığına başladığından bu yana bence en önemli yayıncılık başarısı TAKSAV'ın bir faşist darbe döneminde Kültür Bakanlığı yapmış olan Talat Sait Halman'a verilen ödüle dikkat çekip bunun aleyhinde kamuoyu oluşturma girişimidir. Bu başarısından dolayı Hilmi Bulunmaz'ı aramızdaki tüm polemiklere, tartışmalara karşın kutladım yine kutluyor ayrıca teşekkür ettim yine teşekkür ediyorum.Objektif olmak, yayıncı olmak hepsi bir yana insan olmak bunu gerektirir.Gerektiği zaman dostlarınızı da eleştirebilmeyi, gerektiğinde ise hasmınıza da şapka çıkarıp destek verebilmeyi.Fakat aynı objektifliği Hilmi Bulunmaz'da da görmeyi arzularım. Tiyatro ve faşistler, faşizme destek verenler ilişkisinde şimdi şu an karşımızda iki örnek vardır.Birincisi aslında faşist olduğu belki tartışılabilen ama Faşizme hizmet etmiş olduğu tartışılamaz Talat sait Halman'a bir tiyatro örgütünün verdiği ödülün kınanmasıİkincisi ise Faşizmin Türkiye'de en önde gelen temsilcilerinden Muhsin Yazıcıoğlu'nun geçirdiği kaza üzerine bir başka tiyatro örgütünün TODER'in taziye anlamına da gelebilecek ve bir nevi onu onore edecek bir kararla Dünya Tiyatro günü kutlamasını erteleme kararı.Bu ülkede her gün ölenler vardır. Kimi yaşlanır ölür, kimi kaza geçirir ölür. Eğer her ölüm üzerine bir şeylerin kutlaması iptal edilecek olsa sürekli matem halinde olunurdu ve her şey ertelenemek zorunda olunurdu.Bu anlamda Muhsin yazıcıoğlu'nun ölümü tiyatrolar açısından neden matem ilan edilme yada kutlamaktan vazgeçme nedeni olacakmış? Muhsin Yazıcıoğlu'nun tiyatro dünyası için diğer politikacılardan yada herhangi bir insandan farklı kılan yanı nedir ki kutlamayı erteleyeceklerdir?Kaldı ki sözü edilen kişi tescilli bir faşist liderdir. Faşizme hizmet etmekten öte faşisttir. Bir çok devrimcinin onlarca yurttaşın ölümünden katliamdan sorumludur. Böyle bir kişinin geçirdiği kazadan dolayı tiyatrocuların matem ilan ediyor gibi bir görüntü vermesi tiyatro dünyası adına bir utançtır.Talat Sait Halman - TAKSAV Skandalını tiyatro kamuoyuna duyuran Hilmi Bulunmaz'dır ve ilk destek verenlerden birisi Özgür Başkaya'dırMuhsin yazıcıoğlu - TODER skandalını kamuoyuna duyuran ise Özgür Başkaya'dır ama Hilmi Bulunmaz buna destek vermek bir yana haber bile yapmamıştır.BU ÇİFTE STANDART HİLMİ BULUNMAZ'IN İLK ÇİFTE STANDARDI DEĞİLDİRDİĞER TÜM TİYATRO ÖRGÜTLERİ AKM NİN YIKILMASINI PROTESTO EDERKEN TODER AKP İLE KOLKOLA KANTOLU EĞLENCE TERTİP ETMİŞTİR VE HİLMİ BULUNMAZ İLE COŞKUN BÜKTEL EYLEMCİ TİYATROCULARIN DEĞİL TODER'İN BU EYLEM KIRICILIĞININ YANINDA KANTOLU EYLEMİNDE BULUNMAYI SEÇMİŞTİRZİRA TODER'İN BAŞINDA YAKIN ARKADAŞI ULVİ ALACAKAPTAN VARDIR. ULVİ ALACAKAPTAN ESKİ SOLCU YENİ İSLAMCI TANIMLAMASINDAKİ KİŞİDİR.Şimdi hilmi Bulunmaz bir kez daha sınav verecektir. Bakalım bir faşizm destekçisi bakana TAKSAV'ın verdiği ödüle bu kadar duyarlı olan Hilmi Bulunmaz TODER'in açık bir faşiste gösterdiği bu taziyeye ne tepki verecektir. Bakalım kendi kampanyasına destek veren Özgür Başkaya'nın kampanyasını haber yapacak mıdır yoksa sessiz kalarak Ulvi Alacakaptan'ı destekleme tercihinde mi bulunacaktırhep birlikte göreceğiz ve Tiyatro kamuoyu bir testle daha Hilmi Bulunmaz'ı tanımış olacak. En azından bu soruyu Özgür Başkaya kafasında soracaktır mutlaka.BAZILARI KAFASINI YİNE KUMA SOKARKEN VE ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYI SEÇERKENFAŞİZME TAZİYE SUNAN ULVİ ALACAKAPTAN'I PROTESTO EDENLER SÜREKLİ ARTIYOROrhan AydınPolat Inangul Orhan DenizOnur Ümit Didem Ugh Burak YavasTuna Güngör özgür BaşkayaErtuğrul Ahmet TimurZeynep OzkalayKübra AyçiçekAslı Burcu OkVahit çakmakcıMustafa DemirkanlıErdinc UcuncuogluSabire YılmazHalide BonevalNazan ÇetintaşMurat AltunVedat GultekinBerk SamurCansu Erol İsrafil Demir Ali Sahin Betül KâtipSinem YılmazMüge BentürkSadık KaradenizSenem Döner Ümit KireççiMurat CinarErdil OnurOmur KurumRojda Meryem CengizPınar AlevAhmet KurtGül Fulya AkyolÖykün KahramanMehmet Nurkut IlhanFurkan SerinYaşar Karakulakşenol önderOnur TuncaYunus YıkılmazHalil Ibrahim ünalEbru SözenEren ÖzmenEvrim Ayça AzamBoran DoğanFuat VarolYetiş çetinEvren AtlıŞeyma UsluÇetin GöksülükUlaş IkiçeşmeAnıl DemirLale KabulBektaş ÖzdamarBayram GünaslanNilufer AkayAhmet SaraçÖzge PalaSuat KırdanGünnur GündoğanAslan KrknZafer AkkaşTülay EgeElif TuranTunakan BozkurtBengi ÖznazSelim KalıçErtan YağızEda HakogluOrçun OkşarNedim Serkan DurakCeren ElmalıCem SavranAli GöymenEngin AltayRamazan PektasÖmür Devrim ErkulMert MertowskhiSelçuk Açıksözlüçagdas BallıktasNalan GüreşTekin BingölYılmaz DemiralDeren BaybarsNaime Erdem BasaranHasan TanaySüleyman Sahin CetinHeval KaraKadri ÖzaldıkaçtıDemet Genç DemirbilekDemirel ZeynoSrdst VralYener AksuTolga Ozdemir
Gönderen Ahmet Ertuğrul Timur zaman: 15:46 0 yorum
01.03.2009 - 01.04.2009 Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)
***
YANKEE GO HOME! OBAMA GO HOME!
Türkiye Nereden nereye geldi? 6.filoyu kovanlar nerede? Resme tıklayınız...

YÜRÜYÜŞ DERGİSİ'NDEN
DEFOLUN, GO HOME! Katil Amerika! Defol! Obama'yı bu sloganla karşılayacak Türkiye halkları... Okumak için resme tıklayınız



DÜNYA BİRLİKTE BAŞKALDIRIYOR!
NATO karşıtı gösteriler İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen Avrupa Sosyal Forumu'nda kararlaştırıldı. Daha önce hazırlık toplantılarında da konu ele alındı. Strasbourg'a uzak olan Türkiye, Yunanistan gibi ülkeler kendi ülkelerinde gösteri yapacak. Avrupa, İtalya'nın bir kesimi de dahil olmak üzere Strasbourg'a gidecekler.

HİLMİ BULUNMAZ YİNE SESSİZ, YİNE YOK, YİNE SANAL ADAM!


TAKİPTE OLDUĞUMUZ BİR KONU
Hilmi Bulunmaz Faşist Dabe Döneminde Kültür Bakanlığı yapan yani Faşizme Hizmet etmiş Talat Sait Halman'a TAKSAV'ın ödülü konusu nda hesap sorarken TODER adına Başkan Ulvi Alacakaptan'ın bir tiyatro örgütünü bir faşist lidere taziye noktasına götürmesine sessiz kalışında 5.GÜN !Hilmi Bulunmaz için esas olan Faşizm-Sanat ilişkileri ve faşizmin mahkum edilmesi mi yoksa bu çifte standardın arkasında başka bir neden mi var açıklama bekliyoruz.

COŞKUN BÜKTEL YALANLARA GÖZ YUMUYOR, GERÇEKLERDENSE KAÇIYOR!


COŞKUN BÜKTEL'İN VİDEO KAÇAMAĞINA YANIT!HALA OKUMAYANLAR İÇİN
Dizi oyuncu ve Yazarı Coşkun Büktel Mehmet Atak konusunda okurlarını dezenforme etmekle kalmadı somut belge ve şahitlerle açıklanmış gerçekleri sansürledi. Kendi iddialarına dönük yanıtları sansürlemekle kalmayıp Hilmi Bulunmaz tarafından sansürlenmesi için de teşvikci olan Coşkun Büktel ortaya konan belge, şahit ve gerçekler karşısında susmak zorunda kalırken 4 saatlik bir video içerisinde hem ben "mış" lı yer vermiştim diye sorumluluktan kaçmaya çalıştı hem de inatla yalanın avukatlığını yapmaya kalktı. Video arasındaki kaçamak yanıta cevap

MEHMET ATAK ATTI VE KAÇTI, VEBALİ BULUNMAZ VE BÜKTEL'İN BOYNUNA KALDI!


Mehmet Atak Neden Yanıt veremiyor?
Mehmet Atak Coşkun Büktel aracılığıyla ortaya bir iddia attı ve kayboldu. Atak'a göre 7 yıl önce Goethe Enstitü ve İBŞT işbirliğiyle düzenlenen Okuma Tiyatrosunun Konsept tasarımı sadece kendisine aitti ama Tiyatrom.com 5 yıl önce bu tasarımın Sibel Aslan Yeşilay'a ait olduğunu yazarak yayın dünyasına yanlış belge bırakmıştı. Oysa araştırdık ve bulduk ki Hürriyet, Milliyet, Zaman, NTV gibi önemli yayınlar, onlarca internet sitesi, Goethe Enstitü ve İBŞT den gelen basın bildirileri Mehmet Atak'ın gerçeği söylemediğini ortaya seriyordu. Üstelik de bu belge sahiplerinden birisi de Sanat Yazarı Mehmet Atak'ın arkadaşı, dostu Sevin Okyay'dı. Daha da ötesi Mehmet Atak'ın şahit diye sıraladıkları ya hiç ortada yoktu, ya hatırlamıyordu ya da Mehmet Atak tarafından şahit gösterilmelerine rağmen tam tersini söylüyorlardı. Mehmet Atak ortaya bir iddia attı ve adeta kaçtı. Bir aya yaklaşıyor ve ne yayınımıza ne emaile iletilerimize yanıt yazamıyor. Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz ise yanıltıldıklarını açıklayıp dezenoformasyonlarını düzeltmiyor... Belgeleriyle Mehmet Atak dosyamızı inceleyiniz...

FAŞİZMİN HER TÜRÜNÜ DEŞİFRE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ!
.

HAFTANIN ÖDÜLLÜ SORUSU


KİM KİME DEDİ?
"Bu kadar sorumsuzluk ve beceriksizlik içinde yer alamayacağıma karar verdim. "Bu cümleyi sizce kim kime söylemiş olabilir? Doğru yanıtlara Gazman'in jeepeyle bir tur attıracağız!

A.E.Timur Yazıları
Ahmet Ertuğrul Timur'un tiyatro üzerine tüm yazılarını buradan okuyabilirsiniz.

A.E.Timur
Okurlarca Kopyalanıp çok sayıda forum sayfasına da taşınmış TİYATRO'YA DAİR GENÇ TİYATRO VE İYATROM SİTELERİMDE YAYINLANMIŞ YAZILARIM

Türkiye Mizah Dergiciliği Tarihi


A.E.Timur'dan
Osmanlı'dan bugüne tüm mizah dergilerimiz.. Akbaba, Gırgır, Fırt.. ve dergilerle ilgili bilinmeyenler

AĞZINIZI BİR KARIŞ AÇIK BIRAKACAK GERÇEK SOKAK RÖPORTAJLARI


AĞZINIZI BİR KARIŞ AÇIK BIRAKACAK GERÇEK SOKAK RÖPORTAJLARI
"Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kus kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar" diye başlar Nazım Hikmet Kuvayi Milliye'ye. Ve bir başka kitabının adı: "Memleketimden İnsan manzaraları"dır.Nazım Hikmet, bir halkın emperyalizme karşı kurtuluş savaşını, ve imparatorluktan çıkmış Cumhuriyeti yaşama geçiren insanları anlatır şiirlerinde... Fakat Nazım'ın insanlarının üzerinden tanklarıyla darbeciler, çıkar ilişkileriyle, satılmışlıklarıyla iktidarlar gelip geçmiştir.Sokağa çıkarak, "2000'lere doğru memleketimizden insan manzaralarını" da biz nakledelim dedik . Kültürden, sanattan, bilinçlenmeden korkan ve yasaklayan darbecilerin, satılmış iktidarların ardından eğitim görse dahi kültürsüzbırakılmış; kağıt üzerinde haklar verilse bile bilinç olarak haklarından habersiz; devletin yapabileceği en inanılmaz uygulamalara bile boyun eğmeye hazır bir halkı izleyeceksiniz.İZLEYİNİZ

Blog Arşivi
2009 (61)
Mart (38)
Coşkun Büktel Faşizminin Müridlerinden Feridun Çet...
Tiyatrom Sadece Küfüre, Sövgüye, Hakarete Özgürlük...
"İATP-G 'Bazı' İnsan Hakları İhlallerine Karşı" Ba...
Ertuğrul Timur'dan Düzeltme ve Özür
Tiyatro Alanında Demokratikleşme ve Hak İhlalleri ...
Tiyatrom ve Sansür Tartışmalarına İlişkin Açıklama...
Ömer F. Kurhan Dedikodu mu Yapıyor, Enformasyon mu...
Hilmi Bulunmaz'a Mektup
Tiyatro Yayıncılığı Alanında Sanal Lümpenlik ve So...
Tiyatro Yayıncılığında "Sansürle Suçlayanların Sin...
Tiyatro Adına Sansürcü ve Kirlilik Yaratan Yayıncı...
Tiyatrom'u Dezenformasyon ve Sansürle Suçlayan Meh...
Mehmet Atak'ın Düzmece iddialarına belgelerle yan...
Coşkun Büktel’e Açık Mektup
A. Ertuğrul Timur, bugün (16 Mart 2009) bana bir a...
Coşkun BÜKTEL Ya Düşündüğümüz Kadar Bile Zekaya Sa...
Teke Tek Görüşme Çağrısına Yanıtımdır
Sansürden Baskıya Altı Aşama
Dünü ve Bugünü ile Tiyatro Yayıncılığımızda Burak ...
Teatral Kirlenmenin Önüne Geçilmesinde Kamusal Cid...
Sorum Basit: “Evet” ya da “Hayır”. Hangisi?
COŞKUN BÜKTEL VE MÜRİDLERİNDEN FAŞİZM ÖRNEĞİ !
Bir numarasında dizi var
KENDİLERİ İNANIYORLAR MI ACEP?
HİLMİ BULUNMAZ'IN YALADIĞI ÇANAĞI ARTIK BU KÖPEK B...
COŞKUN BÜKTEL, “ÇIPLAKSIN VE ÜSTELİK SEN KRAL DEĞİ...
KABADAYILIKLARI DA BURAYA KADARMIŞ!
WİKİPEDİ KUMKUMASI HİLMİ BULUNMAZ'A YANIT
COŞKUN BÜKTEL HİLMİ BULUNMAZ'I SANSÜRLEMEYE DEVAM ...
Hilmi Bulunmaz'a çağrı
YARI RESMİ FAŞİSTİN ARDINDAN
TKP'nin binde biri nereye gitti?
YARI RESMİ FAŞİSTİN ARDINDAN GERÇEKÇİ VE CESUR YOR...
SANAL KAHRAMANIN TÜKENDİĞİ YER
FAŞİZM DÜNYASI BİZDEN İZLENİYOR
GOYGOYCU HİLMİ BULUNMAZ'IN AFAKİ LAFAZANLIKLARINA ...
GOYGOYCU HİLMİ BULUNMAZ GENÇLERİ ALET EDİYOR
ULVİ ALACAKAPTAN TODER'İ ALET EDEREK FAŞİSTLERE AĞ...
Nisan (23)