Yeni Tiyatro Dergisi Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş’ın da Katıldığı Şer İttifakı Saldırılarında Sınır Tanımıyor
(Fotografı büyük ve net görmek için)
(Güncelleme notu yazının sonundadır)
Bu gece yarısından sonra (29 Nisan) 01.50 civarında, Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ni zamanında matbaaya gönderme telaşındayken, bir nefes almak için -nefesi de böyle alıyoruz artık- Hüseyin Hilmi Bulunmaz’ın blog’una göz atıp, bakalım bugün ne küfürler etmişler dedim ve gördüğüm haber karşısında kanım çekildi:
“DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE BÜYÜK SALDIRI!!!
Erbil Göktaş
29 Nisan 2009
Bilinmeyen kişi ve/veya kişiler (ASLINDA HEPSİNİ BİLİYORUZ; ŞİMDİLİK ÖYLE DİYORUZ…) tarafından web sayfamız olan www.yenitiyatrodergisi.com'a yoğun bir saldırı söz konusudur. 28.04.2009 Salı günü öğleye doğru başlayan saldırılar, gece saat 22.00’de en “çirkef” noktasına ulaşmış ve halen devam eden bu saldırı veritabanımızı (database) ulaşılamaz hale getirmiştir. Hack dünyasında buna "DDoS Attack" denmektedir ve web sayfalarına sayısız veri gönderimiyle birlikte sistemin çalışamaz hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Tüm “basını” bu “iğrençliğe” karşı dayanışmaya çağırıyor ve DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE yapılmış bu saldırıları SÖZDE KÜFÜRE KARŞI ÇIKIYORMUŞ GİBİ YAPAN AMA ŞU ANKİ DURUŞLARI BÜYÜK BİR KÜFÜR OLAN kişileri deşifre ettiğimiz; Erbil GÖKTAŞ’ın SİTESİNDEKİ YAZILAR YÜZÜNDEN gerçekleştirildiğini, NAMUSLU BASINA ve KAMUOYUNA DUYURURUZ…”
Her şey, sizlerin de takip ettiğiniz bir süreçte, tüm yayıncılara gönderdiğim ve geniş katılımla yayına girecek olan deklarasyonu, yayıncı sıfatıyla Erbil Göktaş’a da iletmemle başladı. Erbil Göktaş, yanıt vermek yerine: “YENİ TİYATRO DERGİSİ’NE “TEHDİTLER” VE KAMUOYUNA ZORUNLU BİR AÇIKLAMA” başlığı ile bir yazı girdi sitesine. Erbil Göktaş’a, “napıyorsun” mealindeki e-posta’mı yayımlayarak, demokrat olduğunu gösterdiğini sandı, oysa o özel bir mail’di, ama yayımlanmasının da sakıncası yok-, ardından geçmişte kendisine neler neler yaptığımı açıklayacağını, hatta Dergisi'nde özel sayı bile yapacağını belirterek, anladığım kadarıyla yapacağı gerçek dışı yayıncılığına ön almaya kalktı.
Daha da ileri giderek, başka bir şeyi de anlatmış oldu. Tiyatro dünyasının internet yayıncılığı boyutunda H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel’le hemen hemen aynı zamanda tiyatro kamuoyunun gündemine giren Burak Caney isimli rezil -ki kısa bir süre birçok tiyatro insanı ile birlikte beni de kandırmayı başaran- kişinin yayınlarının ne kadar planlı olduğunu şimdi çok daha iyi anlamış bulunuyorum. Bu tezgah bilerek aylar öncesinden kurulmuş.
Erbil Göktaş’ın yukarı da alıntıladığımız sahte ve yalan ve de tam deklarasyonun yayımlanmasına 2 gün kala ortaya sürdüğü iğrenç iddiayı tesadüfen zamanında fark edip, belgeleyemeseydik, kendimizden bile şüpheye düşeceğimiz bir komplonun kurbanı olmamız işten bile değilmiş.
Bu ilişkilendirmeyi Erbil Göktaş’ın icat ettiğini düşünmüyorum, kendisine fark ettirilmiştir. Çünkü hazırlanmış. Burak Caney’in sitesindeki iki ismi, Erbil şu biçimde yorumlamış: Deniz Keyif ve Melih Kefeli… İki oğlumun adı yani, o sıralarda bile hiç aklıma gelmemişti. Erbil’in yazısında gördüğümde bu tezgahın ne kadar planlı ve aylar öncesinden yapıldığına şaştım kaldım ve gerçekten üzüldüm, sadece Erbil Göktaş adına üzüldüm… Böylesi bir iddiayı ortaya atabilmesi ne eğitmenliği ile ne de tiyatro insanlığı ile örtüşmüyordu. Kariyerini bu iki saldırgana teslim etmemeliydi. Bir şeyi daha çok iyi anladım, Yayın Kurulu’nun ısrarlarına rağmen -ki en az 3 toplantıdır- Erbil Göktaş’ın Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ni kullanarak tayatrolara ve tiyatro insanlarına karşı tehditkarvari davranışlarının düzeleceğine, yaptığı işin yanlışının farkında olacağına olan inancımla onun yanında yer alıp, ilk talepte Erbil Göktaş’ın Tiyatro… Tiyatro… ile ilişkisini kesmemekle büyük hata yaptığımı fark ettim, bu hatamı Hayati Asılyazıcı’ya yönelik yayınlarında da fark etmiştim. Bu arada TEB Başkanı Üstün Akmen’in şahsında, TEB’e özeleştirimi yapmalıyım, TEB Yönetim Kurulu Erbil Göktaş’ın başvurusunu reddettiğinde eleştirmiştim, bir şeyi gözden kaçırmışım; öngörü. Üstün Akmen’den ve TEB Yönetim Kurulu’ndan özür dilerim.
Erbil Göktaş-H. Hilmi Bulunmaz ittifakıyla yapılan yayını gece yarısı tesadüfen fark ederek anında Yeni Tiyatro'nun server’ını aradım, telefon görüşmemle yetinmeyip, mail’le teyit aldım ve saldırı iddiasının bir iftiradan ibaret olduğunu anında belgeleme şansım oldu. Ya bunu yapamasaymışım?...
Bir tek şey söyleyebilirim, iyi ki Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ni okurlara zamanında ulaştırabilmek için bu sabah Ankara’dan, Festival açılışından yorgun argın dönmüş olmama rağmen gecenin bu saatinde çalışıyormuşum.
Bizim site bu belgelerle birlikte yayına elverişli olmadığı için, belgeleri resim galerisinde veriyoruz,
incelemek için tıklayınız.
Ayrıca olayın belgeleriyle hikaye edildiği
http://www.tiyatrom.com/tyt/erbilin_yalani.htm den de okuyabilirsiniz.
Ayrıca, Erbil Göktaş'ın arkadaşı H. Hilmi Bulunmaz'ı daha yakından tanımak için http://www.tiyatrom.com/tyt/fkm_bulunmaz.htm linkinden A. Ertuğrul Timur'un belgelerle sunulan yazısına göz atmanızı salık veriyoruz, bu ibret belgelerini okumadan bu ilişkileri anlamak çok zor.
Güncelleme: Bu olayın detay gelişmelerini A. Ertuğrul Timur'un http://ozgursanat.blogspot.com/ bloğundan takip edebilirsiniz. Bir süredir gerçekleri bir bir suratlarına haykırmasına rağmen, verecek yanıtı olmayanlar A.Ertuğrul Timur'un yazılarına karşı 3 maymunu oynayarak, gündem değiştirmeye çalışıyor.
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/ilgincfotokategori.php?hng=24
Haber Giriş Tarihi: 28 Nisan 2009