1 Mayıs 2009 Cuma

Yalan Makinesi Mustafa Demirkanlı'nın kankası, Burak Caney ruhlu Vandal Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) dayanılmaz çöp kutusu / 40

30 Nisan 2009 Perşembe
OKTAY EMRE İLE YAZIŞMALARA DAYALI DİYALOĞUMUZ.... YAZIŞMA SIRASI İLE
Merhabahttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/iftira-geri-tepti-tiyatro-ogrencileri.htmlhttp://www.tiyatrom.com/tyt/erbilin_yalani.htmhttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/hic-cildirma-bre-buktel.html?showComment=1241117220000http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/bozgun-gunlukleri-1.htmlLinkte bulunan siteleri okudum ve düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını ve neredeyse hakaret içeren seviyelerde konuşmaların olduğunu gördüm. Yaptığınız bu aldatmadan ötürü sizlerden koca bir özür bekliyorum ve linklere yazmış olduğum sorularımın cevaplanmasını bekliyorum.Şuanda yürüttüğünüz kampanyanın taraflı olması beni fazlaca sinirlendirmiş ve üzmüştür.AYRICA BENİ LİSTEDEN ÇIKARMANIZ GEREKTİĞİNİ SANIRIM SÖYLEMEME HACET YOK!(Bilgisayar başında sizden @mail, linkteki sorularıma cevap ve listeden çıkarılmamı bekliyorum)...Oktay EMRE-----------------------------------------------------------
Oktay bey
hocanıza karşı gösterdiğiniz sadakati ve hassasiyeti anlayabiliyoruz
Lakin bu örnek verdiğiniz yazılardaki içeriği sorgulayabiliyorsanız bu durumda önce hocam dediğiniz kişinin bunun önceli olan yazısını da sorgulamalısınız
Zira ortada atılan bir iftira ve bu iftiranın dile getirilişinde kullanılan üslup bir akademisyenin ne üslubu ne işi olmamalıdır
Sitelerinden ana aavrat sövenlere sahip çıkan ve bununla da yetinmeyip açacağımız kampanya öncesi bizi sitesini çökertmekle suçlayan ve iftira atan kişiye gayet teknik bilgiler de içeren ve onun üslubu yanında hafif dahi kalan bir yanıttır örnek verdiğiniz
Elbette ki bir akademisyene saygı duyarız Lakin o akadmeisyen de bu ünvanına bu saygınlığa uygun davranırsa saygınlığı hak eder.
Bakınız bizim destekçi listemizde de 3 profesör 4-5 doçent vardır. bunlar da akademisyenlerdir. şimdi sırf sizin hocanız diye siz bu akademisyenden yana mı olacaksınız? Sakın o diğerlerini bizim aldatıp üye yaptığımızı zannetmeiniz,
bizim sitemize baktığınız gibi açınız Erbil hocanızın koruma altına almak istediği Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel sitelerini de biraz geriye gidip inceleyiniz. erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.
O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?
Sizin hocanızın saygınlığı mı önemli bir tek?
illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak?
Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz
Hocanız bu saygınlığı kazanamıyorsa siz onun adına hiç kazanamazsınız kusura bakmayın
Siz ne kadar zamandır tanırsınız bilemem Ben yaklaşık 7-8 yıldır tanırım Erbil Göktaş'ı ve daha evelsi güne dek de saygıyla hitabetmeye devam ettim ta ki mesnetsiz şekilde ve sırf bu ilan aldığı işbirliği yaptığı küfürbazlar için bize hakaret ve iftiraya dek
Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun...
isteğiniz üzerine listeden silinmiş bulunuyorsunuz. marım önce sanatçı duyarlılığı ve bağımsızlığı ile bir kez daha geçmişe dönük etüt edersiniz ve sonra özgür iradenizle karar verirsiniz
İyi günler dilerim
E.TİMUR------------------------------------------------------------------------00:03 (3 saat önce) YanıtlasORULARIMI YANITLAMAK YERİNE SİLMEYİ Mİ YEĞ TUTUYORSUNUZ? SAMİMİYETİNİZ VE YÜREĞİNİZ BU KADAR MI?Oktay EMRE------------------------------------------------------------------------
00:41 (2 saat önce) Yanıtlae-mailinize yanıt vermiştim bilmem aldınız ve okudunuz mu?dilerseniz sorularım dediğiniz şeyleri emaille iletinizve yanıtlayarak hem sizin sorularınıza hem de benim yanıtıma yer vereyimkampanyadan dolayı çok yoğun bir dönem yaşadığım için ve bloglarımın kontrolden çıkmaması için yorumu kapamak zorunda kaldımSamimiyeti anlarım ama bunun "Yüreklilikle" ilgisini kuramadım yada kurmak istemedim. burada bir kavga çatışma yok ki yüreklilik göstermem gereksin?Buyurun dilediğiniz sayıda ve konuda sorularınızı bekliyorum
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:02 (2 saat önce) YanıtlaİLK YAZINIZ VE YANITIM YAYINDADIR GÖREBİLİRSİNİZSİZDEN YADA ARKADAŞLARINIZDAN YENİLERİNİ BEKLİYORUM
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:31 (1 saat önce) YanıtlaKampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır.Blokları kapatmanızdaki nedenin samimi olduğuna dair inancım kalmadı. Eğer sorularımı cevaplamak istiyor olsaydınız bunu blokları kapatmadan yapardınız.Bunun yürekli ilişi şudur ki yürüten kampanyanın ayyuka çıkmasını istemiyorsunuz. Lâkin bana ve diğer insanlara karşı yapılmış olan bu "yönemtimin sihirli çubuğu"nu kullanma girişiminiz başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Dokundurduğunuz sihirli blok kapatma çubuğunuzun sonuçlarını şuan itibariyle yüzlerce kişi öğrendi/öğrenmek üzere/öğrenecek...Eğer ki yüreklilikle ilişiğini hâlâ anlamak istemiyorsanız, inanın derin üzüntümle bunu size bildirmek zorundayım: bunu sizlere zaman ve biz göstermek durumunda kalacağız.Sizden sizin ve tiyatro dünyamız için ricam, bloğu yeniden açmanız ve yorumlara-sorulara cevaplar vermenizdir.Saygılarımla....Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
01:55 (1 saat önce) YanıtlaOktay bey samimiyetinize inanmak istiyor ve samimiyetinize en içten samimiyetimle yanıt veriyorumHiç bir sansürsüz istediğiniz soruyu yazıyı yorumu yayınlayacağımı bildiriyorumkaldı ki sizin savunduğunuz kişinin 5 blogu vardır ve bir tekinde dahi yorum açık değildirŞu an kaç işi birden yapmak zorundayım biliyor musunuz?Gelen emaillere yanıt vermek,Kampanyaya katılanların onayını yapmaksitede yeni bilgileri zaman zaman girip yüklemekHilmi Bulunmaz - Gerici ilişkileri dosyasını tamamlamaya çalışmakHepimiz bu kampanyaya kilitlenmiş durumdayız sürekli katılım varve bu yoğunlukta benim yorumları denetlemem yasadışı yada hakaret türü bir yorum varsa çabuklukla görmem ve müdahale etmem mümün olmayabilecektirBu şu aşamada bir güvenlik sorunudurBen size ne diyorum? Yazacağınız her satırı her soruyu yayınlayacağım ve yayınladım da. var mı bundan ötesi?Sizin savunduğunuz kişiler bana iftira ederken yanıt hakkımı da tanımadılar bense size güvence veriyorum daha ne bekliyorsunuz?sizin yok hayır benim yazım öyle değil böyle çıksın ısrarınız ancak şekilcilik olacaktır ki o zaman ben de bunun altında samimiyetsizlik ve art niyet ararım müsadenizle.Bu kampanyaya hocanızın hocası, onlarca tanınmış ve sizin de saygı duyduğunuza inandığım tiyatrocu , akademisyen yönetmen yazar destek veriyorsa orada biraz durup düşünmeniz gerek. Bu adamlar ne yapmış ki bu kadar nefret ediliyor demeniz gerek. Bunu düşünemiyorsanız ben sizi zaten daha fazla ikna etmeye çalışmam.Dilerseniz bir tiyatro öğrencisi ile MSN diyaloğundaki öğrenci arkadaşın msn ini de veririm karşılıklı görüşürsünüz ama yayınlayarak deşifre etmem.Evet daha ne istiyorsunuz?
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yeralmamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?AYRICA TÜM YAZIŞMALARIMIZI (BLOKLARI KAPATTIĞINIZ İÇİN) YAYIMLAMANIZ TEMENNİMDİR.SAYGILARIMLA...Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?LÜTFEN BANA ATTIĞINIZ MAİLLERİ VE ALTINA YANITLARIMI İLİŞTİRİNİZ Kİ BLOKLARI KAPATMAK SAMİMİYETİNİZE İNANCIM YENİDEN YERİNE GELSİN.SAYGILARIMI SUNARIM.(ve umarım "saygınlık bekçiliği" deyimimi yanlış anlamazsınız)Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
02:40 (37 dakika önce) YanıtlaAFEDERSİNİZ AMA NEDEN YAYIMLANMIYOR???--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
03:05 (12 dakika önce) Yanıtlaİyi gecelerbiraz aceleciyiz galiba :)Çok yoğun olduğumdan söz etmiştimyayınlayacağım henüz okumadım bilediğer mail adresimi denetliyordum ve birikmiş haberleri giriyordumHocanız benim yanıtımı şu an itibarıyla 27 saat oldu henüz yayınlamadı lütfen biraz sabır :)şimdi yazdıklarınızı okuyup yanıtımla birlikte yayına gireceğim
------------------------------------------------------------------------
İyi geceler,rahatsızlık verdiğim için özür dilerim, kusura bakmayın. Hocam ve ben ayrı bireyleriz, lütfen bunu kendisiyle görüşünüz. Ayrıca Attığınız başlığı da yeni farkettim "ERBİL GÖKTAŞ KENDİSİ TARAF OLMAKLA KALMADI ÖĞRENCİLERİ DE TARAFTAR OLMAYA BAŞLADI " inanın çok üzüldüm.Lütfen yazışmalarımızı karşılıklı yayımlayınız. Çok yoğun olduğunuz için söylemek gereksinimi duydum. Saat hayli geç olduğu için ve yarın güzel bir gün olduğu için artık uyumalıyım. Müsade buyurursanız yazışmalarımıza yarın devam edelim.İyi çalışmalar dilerim.Saygılarımla.--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
MAVİ RENKLER OKTAY EMRE'YE SİYAHLAR BANA AİTTİR
E.TİMUR
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yer almamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sırayla gitmeye çalışacağım. Bakın ben hep şunu vurgularım. Tarafsızlık diye bir şey olamaz. Ancak otlar bocekler tarafsız olur. Ben yaşamım boyunca hep taraf oldum. Elbette de burada da tarafım. En başta kendimden yana tarafım Bana o...ç.... diyen, 8 yıl hiç bir karşılık beklemeden ve tüm masrafını cebimden karşılayarak tiyatro yauıncılığı yapıp gelen normal bir reklamı bile geri çevirirken bana haksız yere sitesinde penis büyütücü satıyor damgası vuran, Tiyatrom yazarları şerefsizdir, o.ç.. dur yazan ve daha onlarca kez hakaret edenden yana taraf olamazdım herhalde. Bizim kampanyamıza katılanlar da taraftır. Küfüre karşı tarafıtr, hakarete karşı taraftır. Ve sizin de taraf olacağınız kuşkusuz. Ya bu kişiler gerçekten ölmüş insanlar dahil küfür ediyorsa saldırıyorsa iftira atıyorsa bende yeniden bu kampanyaya katılırım deyip taraf olacaksınız ya da küfür etmişlerse hak etmişlerdir gibi yada kendinizce başka nedenlerle bu kampanyaya katılmayarak taraf olacaksınız. hiç bir kampanya tarafsız değildir. Çevremizi güzelleştirelim dediğiniz anda bile çevreyi bozana kirletene karşı tarafsınız demektir. Tarafsız ancak hakemler ve hakimlerdir. Biz da hakem değil mağduruz yada mağdurluğa şahitiz ve elbette tarafız. Dmokrat olmak taraf olmamak değil tam tersine taraf olmaktır ki gelişmiş demokrasilerde her vatandaş bir çok örgüte, derneğe üyedir. Demokrat olmak elbette taraf olmaktır ama karşınızdakinin de kendi tarafını oluşturmasına yada kendi görüşünü yaymasına engel olmamaktır. Oysa bu kişiler en başta benim yanıt hakkımı engelleyip okurlarına tek yanlı bilgi verip onun yanıtlarına yer vermeyerek demokrat bile olamadıklarını sergilediler. Yani kısaca biz elbette tarafız, bu kampanyaya katılanlar taraftır pek çoğu tiyatrocu olduğu için olayın geçmişini de yaşananları da bu kişileri de tanıyorlardır hiç bir bilgisi olmayan da en azından bildirimizi okuyup ikna olmuştur. Şüphe duymuşsa elinin altında internetten araştırabilir yada katılmayıp okuyup geçebilirdi. Diliyorsa kendilerine ve haklılıklarına inanıyorlarsa karşımızdakiler de bir karşı bildiri karşı kampanya yapabilirler ve kamuoyunun hakemliğine başvurabilirler.
Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?
Benim seviyemle ilgili kararı size ve zamana bırakıyorum. Evet oradaki cümleyi açıklayacağım bir benzerini geçen hafalarda ben de hocanız Erbil Göktaş'a sormuş ve demiştim ki cevapların virgülüne bile dokunmadan yayınlıyoruz ne demek? Elbette yayınlayacaksınız aksi olabilir mi? vet Büktel ve Bulunmaz gerektiğinde faşist bir karaktere de bürünür alıştık bu nedenle cevap hakkı tanımamalarına ama bir akademisyen bunun aksini düşünebilir mi? Ama 30 saati geçti son yanıtımı yayınlamadı sayın hocanız bekliyorum. Benim bu vurguyu yapma nedenime gelince elbette ki bir öğrenci asker değildir, emirle hareket etmez ama bu ikili 10 yıldır bir mücadele verip sadece bir elin parmağı kadar taraftar buluyorsa ama Erbil göktaş'ın dahil olması ile hemen o gece 2 öğrencisi çıkıp da bize karşı yazılar döşeniyorsa doğal olarak ben de sizin ne kadar objektif olacağınızdan ne kadar hocanızın etkisinde kaldığınızdan şüphe duyacağım elbette.
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.
Erbil bey savda bulunmuyor iddiada bulunuyor ve suçlama yapıyor Suçlama yapan kişi kanıtlamakla yükümlüdür. Biz suçsuzluğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz o söylediklerini kanıtlamak zorundadır kanıtsız her iddia iftiradır. Bizimki de sav değildir kanıttır. Üç ayrı şirket yetkilisi yazılı olarak hayır böyle bir saldırı yoktur zaten sistemimiz o tür saldırılara karşı koruma altındadır diyorsa bu sav değil üç yetkili şahsın beyanıyla belgedir. diyelim ki bu iş mahkemeye gitti ve siz de hakimsiniz haydi bir kez daha gözden geçirelim. Erbil hoca diyor ki hakim bey ben tam bunları eleştirdim sitem yarım gün kapalı kaldı. Hakim ne der? Peki bunların yaptığına dair belgen kanıtın var mı? yok ama ben başkasını eleştirmedim bir tek bunları eleştirdim demek ki bunlar yaptı.Sonra bize döner bu iddialar karşısında söyleyecek bir şeyiniz var mı? Biz de deriz ki evet efendim bizimle hiç bir tanışıklığı bağı olmayan, hatta karşı taraftan para kazanan müşterileri olan ama bizle hiç bir bağı olmayan üç şirket yetkilisi tanığımız var. Ve hakim onları dinler. Üçü de hayır böyle bir saldırı olmamıştır teknik bir sorundur ve ana serverdaki sunucu sorunudur. Evet hakim bey şimdi sen kararını açıkla bakalım. Erbil hocanın ki kanıt mı? sadece zanna dayalı bir durum. Şüphelenmiş. Ama haklıdır ama haksızdır bu şüphesinde ama sadece şüphedir. Biz ise kanıtladık. Sen hala onunki de sav sizinki de sav diyebiliyorsan ben de gerçekten senin objektif olduğundan şüphe duyarım.
Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?
Bu kampanyaya destek veren akademisyenler yeterince bilgilidir zira kendileri de mağdur olanlardandır dolaysıyla sizden iyi bildikleri bir gerçek çünkü yaşamış ve görmüşlerdir. Özdemir Nutku'ya her tür alçaklık yapıldı. Madem kanıtın var git dava et neden küfür ediyorsun değil mi? Prof. Hasan Erkek'e yapılmadık hakaret kalmadı sadece ve sadece Özdemir Nutku2nun da üye olduğu OYÇED e başkan oldu diye. Doç.Dr nurah Tekerek'e de bir hayli saldırıda bulundular.... Görüyorsun değil mi tanımamalarına olanak yok. Ya sen ne kadar biliyorsun? sadece okuyabildiklerin kadar. Erbil beyin koruma altına alması deme nedenim objektif davransaydı şu kişileri şu tutumları ile kınıyorum ama ne olur olsun küfür edilmemeliydi diyebilirdi. Tiyatrom yazarlarına küfür edilmesini eleştirebilirdi. ma herkesin lanetlediği 2 kişiye Erbil göktaş bir tek evet bir tek olumsuz laf etmiyorsa bırakın da ben de onun objektif olmadığı yargısına varayım, onun bunları koruduğu yargısına varayım.
Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)
Önce hemen ben Hilmi Bulunmaz yerine size izin vereyim yayınlayabilirsiniz onun yanıtını. Zira onun temel kuralıdır özel yazşıma diye bir şey kabul etmiyorum ve her tür yazışmayı yayınlayabilirim der. Sizi nasıl bir cevap ikna etmeye yetmiş bilemediğim için geçiyorum bunu. Ama kişilere hakareti küfürü nobran bir dil deyip geçmek bu kadar kolay mı? Olmasını istemem ama yarın birisi sizin adınızı söyleyerek O....Ç... yazarsa (sebebi ne olursa olsun) heh heh canım arkadaş biraz nobrandır napalım o da onun huyu deyip geçer misiniz?Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.
Evet kişi kendi saygınlığını kendisi korur ve iki dengesiz kişi hiç bir saygın yaklaşımı dikkate almaksızın saldırp küfür edip hakaret ediyorsa mağdurlarının bir araya gelip birlikte hareket etmesi de kendi saygınlıklarını da korumak adına bir yöntemdir ve yapılan budur.
Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"
Evet aynen bunu dedim çünkü somut verilerden bahsediyorum. Hcanız ile bu kişilerin ticari ilişkisi var mı? Evet var... Tiyatro Dergisine karşı öfkeli mi ? evet öfkeli. Bakın ben bunları uydurmuyorum somut olanı söylüyorum. Bana çok daha vahim iddialar da geldi dergisini nerelede simitçi gibi sattığı ve ne şartlarda sattığı gibi ama bunların kanıtı yada adıyla soyadıyla şahiti olmadıkça sadece söylenti olarak anar geçerim. Şahidi olursa da en yakın arkadaşım olsa gözünün yaşına bakmam yazarım. Erbil Göktaş ile hilmi Bulunmaz arasında ticari ilişki vardır ve bunu da Hilmi Bulunmaz kendisi defalarca açıklamıştır.
BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?1- Ben 8 yıl boyunca tiyatro yayıncılığı yaptım bir çok anelde toplantıda bulundum kimi panelleri kendim organize ettim kiminde konuşmacıydım. Assitej toplantılarının aktif katılımcısı olduğumu hocan onaylayacaktır. Gençlik iyatroları oluşumunun kurucusu olduğumu da. Seneler sonra Bu yıl şehir tiyatrolarında 3 DT de 1 gençlik oyunu varsa bunda payımı da herkes size anlatacaktır, Hatta DT de bu oyunun galasına buna vesile olduğum için özel olarak davet edildim. Ve daha katıldığım onlarca panel seminer etkinlikden söz edebilirim ama katılamadığım da onlarcası olabilir. Herkes her şeye yetişemez kaldı ki ben sabah 08:00 akşam 17:00 işçi statüsünde çalışan biriyim ve bir eğitim kurumunda çalıştığım için Ekim-haziran arası şehirlerarası bir etkinliğe katılmam çok ama çok zor bir durumdur. Ben de sizin yada hocanızın katılmadığı yada katılamadığı bir etkinliği söyleyip madem tiyatro hocasısın şunda neden yoktun diyebilirim ama bu sizce de ölçüt olabilir mi?
2- İronik bir durum olduğu için ironi kullandım. Zira bir adam küfürler ediyor tüm tiyatro dünyasına saldırıyor 5 (yazıyla beş) taraftar bulamıyor tüm yaşmında ama Erbil Göktaş müşteri ilişkisi içinde iken bu kişiyle omuz omuza duruyorsa burada ironik hatta irin bir durum vardır. Hilmi Bulunmaz iki yıldan önce de vardı, Coşkun Büktel Özdemir Nutku iftirasını 10 yıldır söyleyegelmekteydi neden Erbil Göktaş o zaman bunların yanında değildi? Hatta o zaman hocanın bir sitesi yada dergisi yoktu Özdemir Nutku2ya methiye olan yazısını ben yayınlamıştım.
3- Tiyatro dergisini dağıtım bakımından da pek çok bakımdan da yetersiz görüyorum. tiyatro dergisinin savunucusu da değilim gerekirse Mustafa Demirkanlı savunur. Fakat Türkiye'de dergicilik konusunda yazımı mutlaka okumanızı öneririm dağıtım tekeli olan bir ülkede dergicilik zordur, ustafa Demirkanlı için de zordur, erbil göktaş için de. Erbil göktaş'ın Tiyatro dergisini rakip olarak görmesi demek her zaman satışa bağlı demek değildir. Ben ondan çok satıyorum dese dahi rekabet koşulları sadece satışa bağlı değildir. Bunu nereden çıkardığıma gelince elbette ki Erbil Göktaş'ın son bir kaç yazısından edindiğim izlenimdir ve her okurun okuduğu her yazıdan bazı izlenimler edinme hakkı vardır.
"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.
Hocanızı savunmadığınız buysa Allah bizleri hocasını savunanlardan korusun. kanıtsız iftira ile kendi şirketinin üç yetkilisinin yazılı açıklamasını eşdeğer sizden başka kim görebilirdi merak ediyorum. Dergi satışlarında hocanızın dergisinin yüksekliğine varana dek tüm yazınız hocanızda kendi yazsa çok afrklı olmayacak yaklaşımda değil mi sizce de? saygınlık bekçiliğini keşke siz de üstlenebilseydiniz. Keşke burada hocanızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini , iftirasında kendince haklılığını falan değil de tiyatro üzerine yazdığı bir tezini makalesini savunuyor olsaydnız.
Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?
İradenizin özgür olmadığını değil özgür olmasını umduğumu söyleyebilirim. Yaşamda herkes esir düşebilir kimi aylığı için patronuna, kimi ilan için ilan verenine, kimi not için hocasına diye uzayıp gidebilir bu liste. Ben öylesiniz demiyorum hiç bir zaman öyle olmamanızı olmayacağınızı ummayı ve temenni etmeyi dile getiriyorum.

Gönderen Özgür Sanat zaman: 17:08
Yenikapı Tiyatrosu Sokakta Muhsin Ertuğrul'u andı!
Yenikapı Tiyatrosu Sokakta Muhsin Ertuğrul'u andı!İzmir Yenikapı Tiyatrosu 29 Nisan çarşamba günü Alsancak Kültür Merkezi önünde oynadığı Palto oyunuyla Muhsşn Ertuprul'u andı. oyundan sonra toplanan kalabalığa konuşan Yenikapı Tiyatrosu oyuncusu Timur Özçıngırak Muhsin Ertuğrul'un Türkiye tiyatrosuna yaptığı katkıları ve hayatının kısa bir bölümünü anlattı. Özçıngırak sözlerini şöyle tamamladı ; "Yenikapı Tiyatrosu halkın değerlerini sokakla buluşturmaya ve onların mücadele içindeki önemlerini vurgulamaya devam edecektir. bizler Muhsin Ertuğrul'u saygıyla anarken bir kez daha halkımızı 1 mayıs işçi bayramında Picasso'nun oldukça anlamlı çalışması "guernica" pankartı arkasında kirli savaşa ve krize karşı yürümeye çağırıyoruz. Muhsin Ertuğrul ölümsüzdür ! Muhsin Ertuğrul, Mehmet Ulusoy, Erkan Yücel, Haldun Taner, Vasıf Öngören 1 Mayısta Yenikapı Tiyatrosyla alanda olacaklardır. yaşamları yolumuza ışık tutuyor"
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:39
İSTANBUL AMATÖR TİYATRO GÜNLERİ 2009 BAŞLIYOR

İSTANBUL AMATÖR TİYATRO GÜNLERİ 2009 BAŞLIYOR

Alternatif tiyatrolar İstanbul Amatör Tiyatro Günleri (İATG) kapsamında Mayıs ayı boyunca seyirciyle buluşuyor. İATP-G (İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu-Girişimi) tarafından düzenlenen tiyatro festivali İTÜ Maslak Kampüsü, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ÖKM, Terakki Vakfı Kültür Merkezi, İTÜ Gümüşsuyu Kampüsü’nde yapılıyor.

25 tiyatro topluluğunun katılacağı İATG kapsamında oyunların yansıra atölye çalışmaları ile sunumlar da yer alıyor. “İnsan Hakları” teması çerçevesinde düzenlenen festivale Tiyatro Boğaziçi, İzmir Yenikapı Tiyatrosu, Esmeray, Mimkomedi Tiyatrosu, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulubü, Kocaeli Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Oyuncuları, Taşkışla Sahnesi, Yaşayan Tiyatro, Tiyagamm,, Ege Sanat Atölyesi, İTÜ Sahnesi, İstanbul Üniversitesi Deneysel Sahne, İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu, Şişli Terakki Lisesi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi, Zeytinburnu Halk Sahnesi, Sırçasız Tiyatro, Orhan Veli İlköğretim Okulu, Muallim Naci İlköğretim Okulu, Yeraltı ve Atölye toplulukları katılıyor.

Çocuklar ve Gençlerle Oyundan Dramaya, Dramadan Tiyatroya: Yöntem ve Müfredat Önerileri başlıklı panelin yanısıra festivalde Tiyatro Boğaziçi “Kollektif Oyunlaştırma Atölyesi” düzenliyor.
Festivalde ayrıca 4. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma programı ile ortak olarak Esmeray “Tecavüz” adlı oyunu sergilerken oyun öncesi “Heteroseksizmi Anlamak” başlıklı panel yapılıyor.

Detaylı bilgi: http://www.iatp-web.org/

İATG 2009 Programı

2 Mayıs Cumartesi:
İTÜ Maslak Kampüsü Kültür Sanat Birliği Oditoryum
14:00 Kocaeli Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Kafkas Tebeşir Dairesi
17:00 İstanbul Üniversitesi Psikoloji Oyuncuları (İÜPO) / Yalancının Resmi

3 Mayıs Pazar:
İTÜ Maslak Kampüsü Kültür Sanat Birliği Oditoryum
13:00 Mimikomedi Tiyatrosu / Tanrı
16:00 İzmir Yenikapı Tiyatrosu / Mikado’nun Çöpleri
19:00 İzmir Yenikapı Tiyatrosu / Palto

6 Mayıs Çarşamba:
İstanbul Üni. Öğrenci Kültür Merkezi (ÖKM)
20:00 Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları / İş Ararım, İş…

7 Mayıs Perşembe:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
20:00 Taşkışla Sahnesi / Dikkat! Anarşist düşebilir

9 Mayıs Cumartesi:
Boğaziçi Üni. Garanti Kültür Merkezi (GKM)
16:00 Yaşayan Tiyatro / Cadı Kazanı
20:00 Tiyagamm / Ders

10 Mayıs Pazar:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
16:00 Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu / Mahagonny Kentinin Yükselişi Ve Düşüşü
20:30 Ege Sanat Atölyesi / Sekerat

11 Mayıs Pazartesi:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
20:30 İTÜ Sahnesi / Şimdiki Zamanın Rivayeti

12 Mayıs Salı:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
17:00 Panel: Heteroseksizmi anlamak
20:00 Esmeray / Tecavüz

14 Mayıs Perşembe:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
20:00 İstanbul Üniversitesi Eğitim-Araştırma Topluluğu Deneysel Sahne / Düğün

15 Mayıs Cuma:
Boğaziçi Üni. Garanti Kültür Merkezi (GKM)
17.30 Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü / Tersname

20 Mayıs Çarşamba:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
18:00 İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu / Yaşlı Hanımın Ziyareti

21 Mayıs Perşembe:
Terakki Vakfı Kültür Merkezi
19:30 Özel Şişli Terakki Lisesi – Terakki Oyuncuları / Endülüs’ün Üç Gülü

23 Mayıs Cumartesi:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
13:00 Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi / Cimri
16:00 BGST-Tiyatro Boğaziçi / Moliere (Deneme Gösterimi)
18.00 Çocuklar ve Gençlerle Oyundan Dramaya, Dramadan Tiyatroya: Yöntem ve Müfredat Önerileri - Panel

24 Mayıs Pazar:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
12:30 Zeytinburnu Halk Bahnesi- Çcuklar / Öykümüzü Kendimiz Yazdık
14.00 Sırçasız Tiyatro - Baharistan
14.40 Orhan Veli İlköğretim Okulu 5/B Sınıfı - Roman Çocuklar
15.30 Muallim Naci İlköğretim Okulu - Ayşegül Ormanda
17.00 Zeytinburnu Halk Sahnesi/Gençler- Ellerimiz (Kesit)


30 Mayıs Cumartesi:
Boğaziçi Üni. Demir Demirgil Tiyatro Salonu (ÖFB)
16.00 BGST-Tiyatro Boğaziçi / Kolektif Oyunlaştırma Çalışması Sunumu
İstanbul Üniversitesi Eğitim-Araştırma Topluluğu Deneysel Sahne Mezunları / Siyah Süt[1][1]
19.00 Yeraltı / Hayvanat Bahçesi Masalı

31 Mayıs Pazar:
İTÜ İşletme Fakültesi Tiyatro Salonu - Maçka
15.00 Atölye / Ödemeli Arama





Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:35
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ŞENLİK PROGRAMI
ŞENLİK PROGRAMI4 Mayıs p.tesi -İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi-UncubozköyFestival yürüyüşü-Kısa oyunlar saat 12.00
Açılış oyunu CBÜ İktisat Oyuncuları "Carrar Ana'nın Tüfekleri" Yazan:B.Brecht yöneten:Nazım Sarıkaya saat 14.00 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziOyun, İstanbul Tiyatro Simurg "Yaz ki bahar olsun" Yazılar: Sabahattin Ali, Onat Kutlar, Müştak Eranus, Hasan Hüseyin oyunlaştıran ve yöneten: Mehmet Esatoğlu saat 15.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziSöyleşi-"Televizyon ve gençlik üzerindeki etkileri" Katılımcılar:Janset,Turgay Tanülkü, Mehmet Esatoğlu Moderatör:Nazım Sarıkaya Saat 17.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür Merkezi5 mayıs salı Muradiye kampüsüWork Shop "İmgeden söze sözden oyuna" Ümit Çırak saat 15.30 yer:Mühendislik alt bahçeSokak tiyatrosu, cbü iktisat oyuncuları "deli" yazan:Haldun Taner Derleyen ve yöneten: nazım sarıkaya saat:17.30 Ice kafe önü6 mayıs çarşamba Kırkağaç MYOOyun, Dokuz Eylül Üniversi Eylül Ateşi Tiyatro Kulubü "Ay Işığında Şamata" Yazan: Haldun Taner Yöneten:Fatih Altıntaş saat 13.00 Yer:Kültür SalonuSöyleşi, Gençlik ve tiyatro Katılımcılar:Ümit çırak, Turgay Tanülkü saat 15.30 Yer:yüksek okul çim sahasıOyun, Hikaye-i Mahmud Bedreddin Yazan:Mehmet Akan Yöneten:Hamit Demir saat 17.30 Yer:Kültür salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:32
Emperyalizme Oligarşiye Karşı Yürüyüş Sayı: 11 ÇIKTI
Yürüyüş’ün 11. Sayısı’nda okuyabilirsiniz!u 1 MAYIS ALANI BİZİMDİR! ALANIMIZI İSTİYORUZ, ALACAĞIZ!Açlığa, İşsizliğe, İşkencelere, İşbirlikçiliğe Karşı 1 Mayıs'ta Taksim'e, 1 Mayıs Alanı'na!u 1 Mayıs'ı Bölmenin Tarihsel Sorumluluğu Ağır, 1 Mayıs Alanı'nı Kazanmanın Tarihsel Onuru BüyüktürTürkiye devrimci hareketi adına, ülkemiz emekçileri adına, somut bir tarihsel kazanımın coşkusunu ve gururunu taşıyoruz. Yaklaşık 30 yıllık bir mücadeleydi bu; 1 Mayıs'ı yasakladıkları, unutturmayı denedikleri, içini boşaltmaya çalıştıkları dönemleri geçtik; alanlara çıkmanın işkenceye alınmakla, kurşunlanmakla özdeş hale getirildiği günleri yaşadık. Bunlara rağmen büyük bir irade ortaya koyduk. 23 Nisan 2009 günü, 2009 1 Mayısından bir hafta önce, TBMM'de kabul edilen yasa, 30 yıllık irademizin, kararlılığımızın sonucudur. 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan eden bu yasa, 1 Mayıslar'a ilişkin devrimci politikanın tarihsel kazanımı ve bu politikanın doğruluğunun tarihsel kanıtıdır.u Sorunlarımızı, Taleplerimizi, Öfkemizi, İnancımızı, 1 Mayıs Alanı'na Taşıyalım!u 1 MAYIS'TA HALK CEPHESİ SAFLARINDA BİRLEŞELİM!u 1 Mayıs Alanı Taksim Meşru Hakkımızdır.Korku yayanlar, tehdit edenler, haklılığımız, meşruluğumuz ve kararlılığımız karşısında acze düşenlerdiru 1 milyon kuşlama... 100 bin bildiri... Yüzlerce pankart, yüzlerce bayrak...u AKP, tüm muhaliflere karşı sindirme operasyonu sürdürüyoru Faşizmin Teslim Alma Politikası AKP Eliyle SürdürülüyorAKP, tüm muhaliflere karşı sindirme operasyonu sürdürüyoru O bir insandı Ama ONU TUTUKLAYAN DÜZEN İNSANLIKTAN NASİPSİZDİ!Metris Hapishanesi Doktoru'nun İfadesindenu Burjuva Demokrasisi Ve İŞKENCEu ZENGİNLER VE YOKSULLAR ARASINDAKİ DUVARLAR YÜKSELİYORu ABD halâ aynı sakızı çiğniyor: 'Küba demokratikleşsin'DEMOKRATİKLEŞMEYE İHTİYACI OLAN KİM?u Genelkurmay "açılımı"nın ömrü bir hafta / Alevi Bezirganları, Alevi Katillerle Birlikteu Öğretmenimiz; KIRILMAYAN BİR CESARET, BİTMEYEN UMUT VE YENİDEN YENİDEN DENEME ISRARIu Gençliğin Kürsüsü; KAVGAMIZIN BAYRAMINDA KAVGAMIZIN ALANINAu Gene mi münferit? Bıkmadınız mı bu kelimeden?/ Çocuk zindancılarıın çocuk bayramı şovuEmperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş dergisinin 11. Sayısı Bayilerde
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:30
KADIKÖY BARIŞ MANÇO REFİK DURBAŞ GECESİ YAPILDI

Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:24
DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE DÜNDEN BUGÜNE OPERA “SESLER HAZİNESİ
İstanbul Operasının kurucularından Devlet Sanatçısı Aydın Gün’ün (1918-2007) 1959 yılında İstanbul şehir Meclisinde söylediği bu tarihi cümlesinden etkilenerek yola çıkan Opera Sanatçısı Niyazi Ölmez, yedi yılık bir çalışmanın sonucu “SESLER HAZİNESİ” adlı projenin kitap ve belgeselini Konser eşliğinde; İstanbul’da Opera serüveninin nasıl geliştiğini “DÜNDEN BUGÜNE” sunacaktır.Piyano Simten Şenpolat, Soprano Gülbin Kunduz, Mezzo Stare Çelebi, Tenor Mehmet Salkım, Bas Ali Özinanç’tan oluşan genç solistler; Mozart’tan Sihirli flüt operası, G.Bizzet’in Carmen operası, Verdi’nin La Traviata operası, Gounod’nun Faust operası ve Ahmet Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosundan birer bölüm seslendireceklerdir. Danslarda Nora Şigaher ve Erdal Atik’in kareografisini izlemek mümkün olacak. Dinletiyi soprano Özlem Abacı ve bariton Niyazi Ölmez sunarken: Konserin Şan pedagogluğunu da Ünlü İtalyan Bariton Licinio Montefusco üstlenmektedir.Kadıköy Süreyya Operası’nda da sahne alan ekip, üçüncü konserlerini 06 Mayıs 2009 Çarşamba günü 13:15’de Doğuş Üniversitesi’nde sahneleyecektir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:22
VE DİĞER ŞEYLER TOPLULUĞU SÜPERMARKETTE “3. EVREN”İ ARIYOR!





“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; her oyununda olduğu gibi yine klasik kuralların dışında bir sahneleme tekniğiyle sunduğu “3. Evren” adlı yeni tiyatro oyununu, 08 Mayıs – 20 Haziran 2009 tarihleri arasında GalataPerform’da sahneliyor.

“Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette geçen “3. Evren” adlı oyun; bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin’in, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine’nin ve eski komünist yeni kapitalist Devrim’in, süpermarkette üçüncü evreni arayışlarını aktarıyor.

Seyircinin karşılıklı iki farklı alana yerleştirilerek izlediği oyun, seyircilerin ortasında oynanıyor. Oyun sırasında kullanılan video, sahnede yer alan özel perdeler aracılığıyla mekan belirleyici olarak kullanılırken, aynı zamanda oyuncularla interaktif bir ilişki kuruyor. Aslında “non-place” olan (hiçbir yerde geçen) oyun; imajlar aracılığıyla oyun boyunca yeniden yaratılıyor.

“Meleğin Düşüşü” adlı filmle Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış olan Tülin Özen, ilk kez “3. Evren” oyununda Ve Diğer Şeyler Topluluğu ile bir arada. Diğer oyuncular Batur Belirdi ve Ayşe Burcu Eren ise; topluluğun yine bu sezon sahnelediği, yoğun ilgi gören “Noter” adlı oyunundan.

Kültür Bakanlığı desteğiyle sahnelenen “3. Evren”in prömiyeri; 08 Mayıs 2009, Cuma günü saat 20:30’da GalataPerform’da gerçekleşecek. Oyun; 20 Haziran 2009 Cumartesi gününe kadar, her hafta Perşembe ve Cuma günleri saat 20:30’da, Cumartesi günleri ise 15:30 ve 20:30’da GalataPerform’da izlenebilir.


“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” Hakkında

“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” 2001 yılında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulmuş olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinler arasılık konularına odaklanan bir tiyatro topluluğudur.

2001'den beri, Yeşim ÖZSOY GÜLAN’ın yazıp yönettiği “”, “Sene 2084”, “Ev-Kakofonik bir Oyun”, “Aksak İstanbul Hikayeleri”, “Playback”, “Son Dünya”, “Noter” adlı oyunlar, yurtiçi ve yurtdışında pek çok mekanda, topluluk tarafından sahnelenmiştir.

“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; yurt içinde, 2003 yılında Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulan Galataperform’dan Kenter Tiyatrosu’na, AKM Aziz Nesin Sahnesi’ne kadar pek çok sahnede oyunlarını sahneleme fırsatı bulmuştur. Topluluğun katıldığı başlıca festivaller arasında Bonn Bienali, Şimdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu), Avrupa’dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden) ve İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bulunmakta.

Topluluğun bugüne kadar aldığı ödüller arasında 2005 ve 2007 Lions Halk Jürisi Yenilikçi Tiyatro Ödülü – (“Aksak İstanbul Hikayeleri” ve “Son Dünya” adlı oyunlarla) ve Afife Tiyatro Ödülleri 2006 – Cevat Fehmi Başkut En İyi Yerli Oyun Yazarı (“Aksak İstanbul Hikayeleri” adlı oyun ile) sayılabilir.


“3. EVREN”

Yazan ve yöneten: Yeşim Özsoy Gülan
Video Tasarım: Gülay Yiğitcan
Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan
Kostüm ve Dekor Tasarım: Aslı Sever Ersüzer
Oyuncular: Tülin Özen, Burhan Batur Belirdi, Ayşe Burcu Eren

Üç karakter, “Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette karşılaşırlar. Her gün uyku saatinden evvel uykuyla uyanıklık arasındaki bir saat 21 dakika boyunca açık olan bu sürreal markette, “3. Evren”e çıkışlarını sağlayacak olan bir kapıyı aramaktadırlar. Her biri kendi içinde büyük çelişkiler taşıyan bu değişik karakterler ürün rafları, indirim kuponları ve gündelik telaşlar arasında, umulmadık zamanlarda aslında yanı başımızda olan bambaşka bir evrenin varlığının peşindedirler. Burası “3. Evren”dir. Bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine ve eski komünist yeni kapitalist Devrim, Türkiye’nin zıtlıklar içinde var olan çelişkili ama bir o kadar da canlı yapısını temsil etmektedirler. Sonuna ulaşmaya çalıştıkları bir yarış gibi ilerleyen kısıtlı zamanları içinde, aslında her birine ütopyalarını temsil eden üçüncü evreni bulmak için uğraşırlar.



Bilgi İçin:








Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBUL
Tel: 0 212 243 99 91
Web: www.galataperform.com
www.vedigerseyler.com



Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:19
ORHAN AYDIN “Çekin elinizi ülkemden!”
Dünyaca ünlü Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles’ta verdiği konser sırasında ayağa kalkıp dinleyicilere seslenerek, ABD’nin militarist politikalarını protesto etti, ABD yönetimine “Çekin ellerinizi ülkemden” diye seslendi.
soL (HABER MERKEZİ) 20. yüzyılın ikinci yarısının en yetenekli konser piyanistlerinden biri olarak görülen Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles'ta verdiği konser sırasında yaptığı konuşmada, ABD politikalarına tepki gösterdi.
Zimerman, genel olarak pek konuşmayan bir insan olarak bilinse de, Disney Hall’daki konserde gerektiğinde sözünü sakınmayacağını da göstermiş oldu. Zimerman, akşamın son parçası olan Polonyalı besteci Karol Szimanovski’den “Bir Polonya Halk Ezgisi üzerine Çeşitlemeler”i çalmak üzereydi ki, salonda konseri izlemekte olan müzik eleştirmeni Mark Swed’in anlatımına göre, duraksadı, tam son parçanın ilk notalarına basacakken bir süre piyanoda sessizce oturdu, sonra da seyirciye döndü, “Bana bu akşam konuşmamamı söylediler, fakat…” diye söze girerek ABD politikalarını, militarizmi, Guantánamo üssünü, Polonya’daki füze kalkanını eleştiren bir konuşma yaptı.DEVAMI : http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/13388.html
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:12
"Deleuze ve Sanatlar " Konferans Dizisi
4 Mayıs Pazartesi, saat: 18.00 René SCHÉRER
‘Samuel Butler'ın "Erewhon"adlı hikayesi sadece ‘’hiçbir yer’’ değil, ama aynı zamanda şimdi ve burada anlamına mı gelmekte?’
5 Mayıs Salı, saat: 18.00 Éric ALLIEZ
‘Organsız beden nasıl yapılır?’ Ernesto Neto’nun Anti-Leviathan'ı
6 Mayıs Çarşamba, saat: 18.00 David LAPOUJADE
Deleuze ve Guattari'nin duygulara ve algılara bakışındaki sanatsal ifade
7 Mayıs Perşembe, saat: 18.00 Jean-Paul MANGANARO
Fellini'nin Poe' nun bir olağanüstü hikayesi Toby Dammit' ten yola çıkarak dünyaya verdiği güzel bir cevap
8 Mayıs Cuma, saat: 18.00 Ahmet SOYSAL
Deleuze ve müzik
9 Mayıs Cumartesi, saat: 15.00 Ali AKAY
‘Kafka'nın minör edebiyatı beraberinde güncel sanatta minör politikalara yol açmakta mı?’
http://www.akbanksanat.com/etkinlik/2/2009/05/04/750/konferans-dizisi-deleuze-ve-sanatlar
Etkinlikler ücretsizdir.
Konferanslarda simültane tercüme yapılacaktır.
Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz.
Akbank Sanatİstiklal Caddesi No:834435 Beyoğlu / İstanbulTel: +90 212 252 35 00 - 01Fax: +90 212 245 12 28akbanksanat@akbank.comwww.akbanksanat.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:08
BEYKENT E BÜLTEN
Beykent Universitesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:06
ULUSLARARASI İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİ

PROGRAM:
2 MAYIS CUMARTESİ 2009
Saat:19.00
Açılış Filmi Gala “100 Bin Kişiydiler” 2009 72’
Yönetmen: Metin KAYA
Konser: Melike DEMİRAĞ
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
“Avni Anıl Sahnesi”
3 MAYIS PAZAR 2009
15.20 Karanlığın Gözleri 29’
16.00 Süt ve Çikolata 20’
16.30 Guantanamo Diye Bir Yer 45’
17.20 İplik Hayatlar 27’
17.55 Bozuk Bando 107’
20.05 Hasta 123’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
4 MAYIS PAZARTESİ 2009
15.00 Lilith Kızkardeşleri 41’
15.45 Küresel Karmaşa 80’
17.15 Merdiven Altı Nobel 24’
17.45 Dünyayı Özelleştirmek 62’
18.55 Sevgili Mandela 6’
19.05 Portakal Hasadı 17’
19.30 Silikozis 30’
20.10 Sonbahar 99’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
15.30 Çalışan Çocuklar Üzerine 9’
15.50 Nene’nin Öyküsü 110’
18.00 Herkes İçin Dünya Ayarında Öyküler 40’
18.55 Adana-Paris: Yılmaz Güney 74’
20.10 İsyan 112’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
5 MAYIS SALI 2009
15.00 Porto Marhera 52’
16.00 Kedinin İçindeki Fare 10’
16.15 Emek Emperyalizmi 56’
17.15 Sınırdışı 22’
17.45 Demiryol 85’
19.20 Dönüş 18’
19.50 Sarhoş Atlar Zamanı 75’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
16.05 Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları 50’
17.05 Bitmeyen Yol 105’
19.00 Güvencesiz İşçiler Üzerine Direniş Öyküleri 120’
21.00 Arna’nın Çocukları 84’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
6 MAYIS ÇARŞAMBA 2009
15.30 Silikozis 30’
16.10 Kırlangıcın Yuvası 21’
16.40 Tüm İnsanlar Eşit ve Özgürdür 100’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Göç 21’
15.55 Nazım’ın Küba Seyahati 68’
17.10 Mandolinli Kız 19’
17.35 San Francisco 68 Grevi 56’
18.40 Ariel 72’
19.25 Portakal Hasadı 17’
20.00 Söyleşi İshak IŞITAN
21.00 Özel Gösterim: Brukmanlı Kadınlar
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
7 MAYIS PERŞEMBE 2009
15.30 Sevgili Mandela 6’
15.40 Şehir Sakin 132’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Cocalaro 94’
17.10 Tolya 9’
17.25 Ekmek Parası 17’
17.50 Toprağın Tuzu 94’
19.35 Kırlangıcın Yuvası 21’
20.00 İşte Özgür Dünya 96’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:01
ERBİL GÖKTAŞ KENDİSİ TARAF OLMAKLA KALMADI ÖĞRENCİLERİ DE TARAFTAR OLMAYA BAŞLADI
Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor.Siz ce de çok objektif değil mi?Yüzlerce tiyatrocu, tiyatro topluluğu , akademisyen bu kampanyaya destek verirken nasıl bir tesadüfse sadece ve sadece Erbil göktaş'ın öğrencileri (toplamda şimdilik 2 kişi) karşı görüş bildiriyor. Belli ki Erbil hoca gündüz derslerinde objektif olmayı(!) bir hayli iyi öğretmekte.Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız. email yolladıkları takdirde bütün görüşler yer alacaktır tabi yanıtları da... Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz fakat her isteyen her görüşünü bize yazabilir ve mutlaka yayınlanacaktır.Bu arada 24 saat geçmesine karşın Erbil Göktaş yanıt hakkıma yer vermemiştir. Umuyorum verecektir. Sansürcülükte de bu yandaşı kişileri örnek almayacağını umuyorumİŞTE BİR ÖRNEK:OKTAY EMREMerhaba http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/iftira-geri-tepti-tiyatro-ogrencileri.htmlhttp://www.tiyatrom.com/tyt/erbilin_yalani.htmhttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/hic-cildirma-bre-buktel.html?showComment=1241117220000http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/bozgun-gunlukleri-1.htmlLinkte bulunan siteleri okudum ve düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını ve neredeyse hakaret içeren seviyelerde konuşmaların olduğunu gördüm. Yaptığınız bu aldatmadan ötürü sizlerden koca bir özür bekliyorum ve linklere yazmış olduğum sorularımın cevaplanmasını bekliyorum.Şuanda yürüttüğünüz kampanyanın taraflı olması beni fazlaca sinirlendirmiş ve üzmüştür. AYRICA BENİ LİSTEDEN ÇIKARMANIZ GEREKTİĞİNİ SANIRIM SÖYLEMEME HACET YOK!(Bilgisayar başında sizden @mail, linkteki sorularıma cevap ve listeden çıkarılmamı bekliyorum)...Oktay EMREYANITIMIZ :Oktay beyhocanıza karşı gösterdiğiniz sadakati ve hassasiyeti anlayabiliyoruzLakin bu örnek verdiğiniz yazılardaki içeriği sorgulayabiliyorsanız bu durumda önce hocam dediğiniz kişinin bunun önceli olan yazısını da sorgulamalısınızZira ortada atılan bir iftira ve bu iftiranın dile getirilişinde kullanılan üslup bir akademisyenin ne üslubu ne işi olmamalıdırSitelerinden ana aavrat sövenlere sahip çıkan ve bununla da yetinmeyip açacağımız kampanya öncesi bizi sitesini çökertmekle suçlayan ve iftira atan kişiye gayet teknik bilgiler de içeren ve onun üslubu yanında hafif dahi kalan bir yanıttır örnek verdiğinizElbette ki bir akademisyene saygı duyarız Lakin o akadmeisyen de bu ünvanına bu saygınlığa uygun davranırsa saygınlığı hak eder.Bakınız bizim destekçi listemizde de 3 profesör 4-5 doçent vardır. bunlar da akademisyenlerdir. şimdi sırf sizin hocanız diye siz bu akademisyenden yana mı olacaksınız? Sakın o diğerlerini bizim aldatıp üye yaptığımızı zannetmeiniz,bizim sitemize baktığınız gibi açınız Erbil hocanızın koruma altına almak istediği Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel sitelerini de biraz geriye gidip inceleyiniz. erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?Sizin hocanızın saygınlığı mı önemli bir tek?illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak?Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksinizHocanız bu saygınlığı kazanamıyorsa siz onun adına hiç kazanamazsınız kusura bakmayınSiz ne kadar zamandır tanırsınız bilemem Ben yaklaşık 7-8 yıldır tanırım Erbil Göktaş'ı ve daha evelsi güne dek de saygıyla hitabetmeye devam ettim ta ki mesnetsiz şekilde ve sırf bu ilan aldığı işbirliği yaptığı küfürbazlar için bize hakaret ve iftiraya dekSakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun...isteğiniz üzerine listeden silinmiş bulunuyorsunuz. marım önce sanatçı duyarlılığı ve bağımsızlığı ile bir kez daha geçmişe dönük etüt edersiniz ve sonra özgür iradenizle karar verirsinizİyi günler dilerim
Gönderen Özgür Sanat zaman: 14:49
HİÇ ÇILDIRMA BRE BÜKTEL !

Coşkun Büktel çıldırmış durumda. Ruhunun kirliliğini yansıtan kirli gri sitesinde sarı beyaz kırmızı Çingene çadırı gibi kocaman upuzun cümlelerle haykırıyor, kükrüyor, tehditler savuruyor ne yapacağını şaşırmış gibi dolaşıyor.Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde daha önce kullanılan ve tam da yerini bulan gamalı haçlı kolajını sanki bir suç unsuruymuş, bir hakaretmiş gibi veriyor.Yahu Büktel dur bir sakin ol.Ne var şimdi bunda neden yadırgıyorsun? Neden bu küplere binmelerin?Ne ektinse onu biçiyorsun, mahsulün hayırlı olsun!Sen kimsenin ehemmiyet vermediği bir iftira ile bir hocayı senelerce suçlamadın mı?Sana hak vermediğini söyleyenlere faşizanca baskı kurmaya çalışmadın mı?Hem delil var deyip hem yasal yollara başvurmak yerine çamur at izi kalsın yöntemini denemedin mi?10 yıllık çabana rağmen insanların senin deli saçması iddianı çok da mantıklı bulmaması ile çıldırıp etrafa baskı yapmadın mı?Senelerce sözde delil diye giyotin gibi kullandığın video kaydını kendi adınla yayınlamaya çekinip sonra Burak Caney adıyla yayınlatmadın mı?Ya da her kim ise bu Burak Caney, o bulup yayınladıktan sonra ancak yayınlamadın mı? Ve pek bir sarıldığın delilin olan videonu da yayınlamana karşın hala sana hak verenlerin sayısı bir elin beş parmağını bile bulabildi mi?Sen değil misin bir hocaya attığın iftira ile ve koparmaya çalıştığın fırtına ile baskıcı, despot faşist kimlik sergileyen?Sen değil misin belden aşağı iftiralarla bana türlü iftiralar atıp bunu da pişkinlik örneği göstererek mutlu mesut kamera karşısında anlatan?Sen değil misin Hilmi Bulunmaz'ı kışkırtıp, tetikçi gibi insanların üstüne salan?Sen değil misin yalan haberlerin üstüne atlayıp, yalan olduğu belgelense de pişkince görmezden gelen?Cevap hakkını hiçe sayıp "Hilmi'ye yayınlama" dedim diye verdiğin talimatla faşizan despot anti-demokrat kimliğinle övünen?Sen değil misin insanların cevap hakkını engelleyip, çöp kutularına attık diye alçakça, faşistçe, despotça davranan?Sen değil misin küfürlerle, sövgülerle O...Ç.... ları hakaretleriyle gri ruh sıkıcı sitenin manşetlerini dolduran?Sen değil misin sırf sana hak vermiyorlar diye tiyatro örgütlerine kara çalan, lakap takan?Sen değil misin emitasyon (çünkü antik yunan çağında yaşamadın günümüzde Antik Yunan yazmak olsa olsa emitasyon olur) Theope'nle kendi kutsal kitabını yaratan ve bu kutsal kitabına tapınmayanları topa tutmaya kalkan?Sen değil misin üç kuruşluk bilginle hiç anlamadığın anlayamadığın sosyalizme, 60 gençliğine, 70 gençliğine hakaretvari burun kıvıran?Sen değil misin bütün bu ruh halinle faşizmi ruhunun derinliklerinden kusan?Neden şimdi bu gocunma?Neden despot, baskıcı, ben merkeziyetçi, faşist, sansürcü, dezenformasyoncu, iftiracı ve küfürbaz kimliklerinden söz edilince rahatsız olman? Yarattığın, yaratmaya çalıştığın bu değil miydi? İçindeki canavarı sen besleyip büyütmedin mi? Bu canavar sana sevgili, jeep, şöhret olarak değil de finalde kötü bir dizide senaristlik ve binlerce insanın nefreti ve sadece 3-5 dosttan ibaret bir yaşam getirdiyse bize ne?Bütün bunlar sensin! Yüzleşmek istesen de istemesen de sen! Var git şimdi ister aynaya bak, istersen gri sitende biraz daha nefret kus daha da çirkinleş!Kimseyi de tehdidinle korkutamıyorsun bilmiş ol!
Coşkun Büktel, küfür, sövgü, tehditle insanları yıldıramayınca şimdi de mahkemeye vereceğim imasıyla insanları katılmaktan alıkoymaya çalışıyor. Bir despota da ancak böyle yeni bir tehdit yakışırdı. Ver bakalım mahkemeye Coşkun Efendi, bakalım hakimler somut, açık, aleni küfür ve iftiralara, somut o...ç...’na mı değer verecekyoksa 11 yıl öncesinin sözlüğünden atılmış mecazi anlamlı zorlama küfürleştirme çabana mı?Hodri meydan el mi yaman bey mi yaman görelim Coşkun Efendi!
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:52
FLAŞ HABER................ ERBİL GÖKTAŞ'A İKİNCİ HAYAT BİLGİSİ DERSİ VE ARTIK KIVIRMASIZ, İSTİSNASIZ ÖZÜR İSTEĞİDİR!
1- AYNI GECE "GECE TEKNİK SORUMLUSU"NDAN AÇIKLAMA2- ERTESİ SABAH BİR FİRMA YETKİLİSİNDEN AÇIKLAMA3- VE BU GÜN İTİBARIYLA DA DETAYLI RAPOR GELDİ....HAZIRLANIP YAYINA VERİLECEKTİR..BÜTÜN BUNLARI ELBETTE SUÇLAMA YAPMADAN ÖNCE ERBİL GÖKTAŞYAPMAK ZORUNDAYDI. BU ARAŞTIRMALARI İSTEMEK VE VARSA SALDIRI RAPORUNU ELDE ETMEK VE ONDAN SONRA SUÇLAMA YAPMAK YAPACAĞI DOĞRU TAVIRDIAMA ERBİL GÖKTAŞ BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR (İFTİRA) SAHİBİ OLUNCA BU GÖREV BİZE DÜŞTÜARTIK BU RAPORLA DA EN UFAK BİR SALDIRININ OLMADIĞI ORTAYA SERİLMİŞ OLDUĞUNA GÖRE ERBİL GÖKTAŞ BİR AKADEMİSYENE, YAYINCIYA DÜŞEN SORUMLULUĞU GEÇ DE OLSA YERİNE GETİRİP ÖZÜR DİLEYECEKTİR UMUDUNDAYIZ!.İŞTE FİRMA YETKİLİSİNDEN GELEN DETAYLI RAPORDAN BİR BÖLÜM :sistemimizde bulunan ag cihazlarinin ve sunucularimizdaki guvenlik yazilimlarinin ozellikleri nedeniyle o bahsedilen saldirilarin basariya ulasma orani cok dusuktur. Olay biraz teknik olmayan kisilerin, teknik aciklamalar yapmasindan kaynaklaniyor..DDoS vb. saldirilari otomatik olarak engelleyecek cihazlar bunyemizde bulunmaktadir. Saldiri tespit sistemleri bunlari tespit ettigi andan itibaren benzer ozellikteki istekler otomatik olarak reddedilir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 00:45