30 Nisan 2009 Perşembe
OKTAY EMRE İLE YAZIŞMALARA DAYALI DİYALOĞUMUZ.... YAZIŞMA SIRASI İLE
Merhabahttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/iftira-geri-tepti-tiyatro-ogrencileri.htmlhttp://www.tiyatrom.com/tyt/erbilin_yalani.htmhttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/hic-cildirma-bre-buktel.html?showComment=1241117220000http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/bozgun-gunlukleri-1.htmlLinkte bulunan siteleri okudum ve düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını ve neredeyse hakaret içeren seviyelerde konuşmaların olduğunu gördüm. Yaptığınız bu aldatmadan ötürü sizlerden koca bir özür bekliyorum ve linklere yazmış olduğum sorularımın cevaplanmasını bekliyorum.Şuanda yürüttüğünüz kampanyanın taraflı olması beni fazlaca sinirlendirmiş ve üzmüştür.AYRICA BENİ LİSTEDEN ÇIKARMANIZ GEREKTİĞİNİ SANIRIM SÖYLEMEME HACET YOK!(Bilgisayar başında sizden @mail, linkteki sorularıma cevap ve listeden çıkarılmamı bekliyorum)...Oktay EMRE-----------------------------------------------------------
Oktay bey
hocanıza karşı gösterdiğiniz sadakati ve hassasiyeti anlayabiliyoruz
Lakin bu örnek verdiğiniz yazılardaki içeriği sorgulayabiliyorsanız bu durumda önce hocam dediğiniz kişinin bunun önceli olan yazısını da sorgulamalısınız
Zira ortada atılan bir iftira ve bu iftiranın dile getirilişinde kullanılan üslup bir akademisyenin ne üslubu ne işi olmamalıdır
Sitelerinden ana aavrat sövenlere sahip çıkan ve bununla da yetinmeyip açacağımız kampanya öncesi bizi sitesini çökertmekle suçlayan ve iftira atan kişiye gayet teknik bilgiler de içeren ve onun üslubu yanında hafif dahi kalan bir yanıttır örnek verdiğiniz
Elbette ki bir akademisyene saygı duyarız Lakin o akadmeisyen de bu ünvanına bu saygınlığa uygun davranırsa saygınlığı hak eder.
Bakınız bizim destekçi listemizde de 3 profesör 4-5 doçent vardır. bunlar da akademisyenlerdir. şimdi sırf sizin hocanız diye siz bu akademisyenden yana mı olacaksınız? Sakın o diğerlerini bizim aldatıp üye yaptığımızı zannetmeiniz,
bizim sitemize baktığınız gibi açınız Erbil hocanızın koruma altına almak istediği Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel sitelerini de biraz geriye gidip inceleyiniz. erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.
O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?
Sizin hocanızın saygınlığı mı önemli bir tek?
illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak?
Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz
Hocanız bu saygınlığı kazanamıyorsa siz onun adına hiç kazanamazsınız kusura bakmayın
Siz ne kadar zamandır tanırsınız bilemem Ben yaklaşık 7-8 yıldır tanırım Erbil Göktaş'ı ve daha evelsi güne dek de saygıyla hitabetmeye devam ettim ta ki mesnetsiz şekilde ve sırf bu ilan aldığı işbirliği yaptığı küfürbazlar için bize hakaret ve iftiraya dek
Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun...
isteğiniz üzerine listeden silinmiş bulunuyorsunuz. marım önce sanatçı duyarlılığı ve bağımsızlığı ile bir kez daha geçmişe dönük etüt edersiniz ve sonra özgür iradenizle karar verirsiniz
İyi günler dilerimE.TİMUR------------------------------------------------------------------------00:03 (3 saat önce) YanıtlasORULARIMI YANITLAMAK YERİNE SİLMEYİ Mİ YEĞ TUTUYORSUNUZ? SAMİMİYETİNİZ VE YÜREĞİNİZ BU KADAR MI?Oktay EMRE------------------------------------------------------------------------
00:41 (2 saat önce) Yanıtlae-mailinize yanıt vermiştim bilmem aldınız ve okudunuz mu?dilerseniz sorularım dediğiniz şeyleri emaille iletinizve yanıtlayarak hem sizin sorularınıza hem de benim yanıtıma yer vereyimkampanyadan dolayı çok yoğun bir dönem yaşadığım için ve bloglarımın kontrolden çıkmaması için yorumu kapamak zorunda kaldımSamimiyeti anlarım ama bunun "Yüreklilikle" ilgisini kuramadım yada kurmak istemedim. burada bir kavga çatışma yok ki yüreklilik göstermem gereksin?Buyurun dilediğiniz sayıda ve konuda sorularınızı bekliyorum
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:02 (2 saat önce) YanıtlaİLK YAZINIZ VE YANITIM YAYINDADIR GÖREBİLİRSİNİZSİZDEN YADA ARKADAŞLARINIZDAN YENİLERİNİ BEKLİYORUM
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:31 (1 saat önce) YanıtlaKampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır.Blokları kapatmanızdaki nedenin samimi olduğuna dair inancım kalmadı. Eğer sorularımı cevaplamak istiyor olsaydınız bunu blokları kapatmadan yapardınız.Bunun yürekli ilişi şudur ki yürüten kampanyanın ayyuka çıkmasını istemiyorsunuz. Lâkin bana ve diğer insanlara karşı yapılmış olan bu "yönemtimin sihirli çubuğu"nu kullanma girişiminiz başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Dokundurduğunuz sihirli blok kapatma çubuğunuzun sonuçlarını şuan itibariyle yüzlerce kişi öğrendi/öğrenmek üzere/öğrenecek...Eğer ki yüreklilikle ilişiğini hâlâ anlamak istemiyorsanız, inanın derin üzüntümle bunu size bildirmek zorundayım: bunu sizlere zaman ve biz göstermek durumunda kalacağız.Sizden sizin ve tiyatro dünyamız için ricam, bloğu yeniden açmanız ve yorumlara-sorulara cevaplar vermenizdir.Saygılarımla....Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
01:55 (1 saat önce) YanıtlaOktay bey samimiyetinize inanmak istiyor ve samimiyetinize en içten samimiyetimle yanıt veriyorumHiç bir sansürsüz istediğiniz soruyu yazıyı yorumu yayınlayacağımı bildiriyorumkaldı ki sizin savunduğunuz kişinin 5 blogu vardır ve bir tekinde dahi yorum açık değildirŞu an kaç işi birden yapmak zorundayım biliyor musunuz?Gelen emaillere yanıt vermek,Kampanyaya katılanların onayını yapmaksitede yeni bilgileri zaman zaman girip yüklemekHilmi Bulunmaz - Gerici ilişkileri dosyasını tamamlamaya çalışmakHepimiz bu kampanyaya kilitlenmiş durumdayız sürekli katılım varve bu yoğunlukta benim yorumları denetlemem yasadışı yada hakaret türü bir yorum varsa çabuklukla görmem ve müdahale etmem mümün olmayabilecektirBu şu aşamada bir güvenlik sorunudurBen size ne diyorum? Yazacağınız her satırı her soruyu yayınlayacağım ve yayınladım da. var mı bundan ötesi?Sizin savunduğunuz kişiler bana iftira ederken yanıt hakkımı da tanımadılar bense size güvence veriyorum daha ne bekliyorsunuz?sizin yok hayır benim yazım öyle değil böyle çıksın ısrarınız ancak şekilcilik olacaktır ki o zaman ben de bunun altında samimiyetsizlik ve art niyet ararım müsadenizle.Bu kampanyaya hocanızın hocası, onlarca tanınmış ve sizin de saygı duyduğunuza inandığım tiyatrocu , akademisyen yönetmen yazar destek veriyorsa orada biraz durup düşünmeniz gerek. Bu adamlar ne yapmış ki bu kadar nefret ediliyor demeniz gerek. Bunu düşünemiyorsanız ben sizi zaten daha fazla ikna etmeye çalışmam.Dilerseniz bir tiyatro öğrencisi ile MSN diyaloğundaki öğrenci arkadaşın msn ini de veririm karşılıklı görüşürsünüz ama yayınlayarak deşifre etmem.Evet daha ne istiyorsunuz?
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yeralmamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?AYRICA TÜM YAZIŞMALARIMIZI (BLOKLARI KAPATTIĞINIZ İÇİN) YAYIMLAMANIZ TEMENNİMDİR.SAYGILARIMLA...Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?LÜTFEN BANA ATTIĞINIZ MAİLLERİ VE ALTINA YANITLARIMI İLİŞTİRİNİZ Kİ BLOKLARI KAPATMAK SAMİMİYETİNİZE İNANCIM YENİDEN YERİNE GELSİN.SAYGILARIMI SUNARIM.(ve umarım "saygınlık bekçiliği" deyimimi yanlış anlamazsınız)Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
02:40 (37 dakika önce) YanıtlaAFEDERSİNİZ AMA NEDEN YAYIMLANMIYOR???--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
03:05 (12 dakika önce) Yanıtlaİyi gecelerbiraz aceleciyiz galiba :)Çok yoğun olduğumdan söz etmiştimyayınlayacağım henüz okumadım bilediğer mail adresimi denetliyordum ve birikmiş haberleri giriyordumHocanız benim yanıtımı şu an itibarıyla 27 saat oldu henüz yayınlamadı lütfen biraz sabır :)şimdi yazdıklarınızı okuyup yanıtımla birlikte yayına gireceğim
------------------------------------------------------------------------
İyi geceler,rahatsızlık verdiğim için özür dilerim, kusura bakmayın. Hocam ve ben ayrı bireyleriz, lütfen bunu kendisiyle görüşünüz. Ayrıca Attığınız başlığı da yeni farkettim "ERBİL GÖKTAŞ KENDİSİ TARAF OLMAKLA KALMADI ÖĞRENCİLERİ DE TARAFTAR OLMAYA BAŞLADI " inanın çok üzüldüm.Lütfen yazışmalarımızı karşılıklı yayımlayınız. Çok yoğun olduğunuz için söylemek gereksinimi duydum. Saat hayli geç olduğu için ve yarın güzel bir gün olduğu için artık uyumalıyım. Müsade buyurursanız yazışmalarımıza yarın devam edelim.İyi çalışmalar dilerim.Saygılarımla.--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
MAVİ RENKLER OKTAY EMRE'YE SİYAHLAR BANA AİTTİR
E.TİMUR
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yer almamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sırayla gitmeye çalışacağım. Bakın ben hep şunu vurgularım. Tarafsızlık diye bir şey olamaz. Ancak otlar bocekler tarafsız olur. Ben yaşamım boyunca hep taraf oldum. Elbette de burada da tarafım. En başta kendimden yana tarafım Bana o...ç.... diyen, 8 yıl hiç bir karşılık beklemeden ve tüm masrafını cebimden karşılayarak tiyatro yauıncılığı yapıp gelen normal bir reklamı bile geri çevirirken bana haksız yere sitesinde penis büyütücü satıyor damgası vuran, Tiyatrom yazarları şerefsizdir, o.ç.. dur yazan ve daha onlarca kez hakaret edenden yana taraf olamazdım herhalde. Bizim kampanyamıza katılanlar da taraftır. Küfüre karşı tarafıtr, hakarete karşı taraftır. Ve sizin de taraf olacağınız kuşkusuz. Ya bu kişiler gerçekten ölmüş insanlar dahil küfür ediyorsa saldırıyorsa iftira atıyorsa bende yeniden bu kampanyaya katılırım deyip taraf olacaksınız ya da küfür etmişlerse hak etmişlerdir gibi yada kendinizce başka nedenlerle bu kampanyaya katılmayarak taraf olacaksınız. hiç bir kampanya tarafsız değildir. Çevremizi güzelleştirelim dediğiniz anda bile çevreyi bozana kirletene karşı tarafsınız demektir. Tarafsız ancak hakemler ve hakimlerdir. Biz da hakem değil mağduruz yada mağdurluğa şahitiz ve elbette tarafız. Dmokrat olmak taraf olmamak değil tam tersine taraf olmaktır ki gelişmiş demokrasilerde her vatandaş bir çok örgüte, derneğe üyedir. Demokrat olmak elbette taraf olmaktır ama karşınızdakinin de kendi tarafını oluşturmasına yada kendi görüşünü yaymasına engel olmamaktır. Oysa bu kişiler en başta benim yanıt hakkımı engelleyip okurlarına tek yanlı bilgi verip onun yanıtlarına yer vermeyerek demokrat bile olamadıklarını sergilediler. Yani kısaca biz elbette tarafız, bu kampanyaya katılanlar taraftır pek çoğu tiyatrocu olduğu için olayın geçmişini de yaşananları da bu kişileri de tanıyorlardır hiç bir bilgisi olmayan da en azından bildirimizi okuyup ikna olmuştur. Şüphe duymuşsa elinin altında internetten araştırabilir yada katılmayıp okuyup geçebilirdi. Diliyorsa kendilerine ve haklılıklarına inanıyorlarsa karşımızdakiler de bir karşı bildiri karşı kampanya yapabilirler ve kamuoyunun hakemliğine başvurabilirler.
Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?
Benim seviyemle ilgili kararı size ve zamana bırakıyorum. Evet oradaki cümleyi açıklayacağım bir benzerini geçen hafalarda ben de hocanız Erbil Göktaş'a sormuş ve demiştim ki cevapların virgülüne bile dokunmadan yayınlıyoruz ne demek? Elbette yayınlayacaksınız aksi olabilir mi? vet Büktel ve Bulunmaz gerektiğinde faşist bir karaktere de bürünür alıştık bu nedenle cevap hakkı tanımamalarına ama bir akademisyen bunun aksini düşünebilir mi? Ama 30 saati geçti son yanıtımı yayınlamadı sayın hocanız bekliyorum. Benim bu vurguyu yapma nedenime gelince elbette ki bir öğrenci asker değildir, emirle hareket etmez ama bu ikili 10 yıldır bir mücadele verip sadece bir elin parmağı kadar taraftar buluyorsa ama Erbil göktaş'ın dahil olması ile hemen o gece 2 öğrencisi çıkıp da bize karşı yazılar döşeniyorsa doğal olarak ben de sizin ne kadar objektif olacağınızdan ne kadar hocanızın etkisinde kaldığınızdan şüphe duyacağım elbette.
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.
Erbil bey savda bulunmuyor iddiada bulunuyor ve suçlama yapıyor Suçlama yapan kişi kanıtlamakla yükümlüdür. Biz suçsuzluğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz o söylediklerini kanıtlamak zorundadır kanıtsız her iddia iftiradır. Bizimki de sav değildir kanıttır. Üç ayrı şirket yetkilisi yazılı olarak hayır böyle bir saldırı yoktur zaten sistemimiz o tür saldırılara karşı koruma altındadır diyorsa bu sav değil üç yetkili şahsın beyanıyla belgedir. diyelim ki bu iş mahkemeye gitti ve siz de hakimsiniz haydi bir kez daha gözden geçirelim. Erbil hoca diyor ki hakim bey ben tam bunları eleştirdim sitem yarım gün kapalı kaldı. Hakim ne der? Peki bunların yaptığına dair belgen kanıtın var mı? yok ama ben başkasını eleştirmedim bir tek bunları eleştirdim demek ki bunlar yaptı.Sonra bize döner bu iddialar karşısında söyleyecek bir şeyiniz var mı? Biz de deriz ki evet efendim bizimle hiç bir tanışıklığı bağı olmayan, hatta karşı taraftan para kazanan müşterileri olan ama bizle hiç bir bağı olmayan üç şirket yetkilisi tanığımız var. Ve hakim onları dinler. Üçü de hayır böyle bir saldırı olmamıştır teknik bir sorundur ve ana serverdaki sunucu sorunudur. Evet hakim bey şimdi sen kararını açıkla bakalım. Erbil hocanın ki kanıt mı? sadece zanna dayalı bir durum. Şüphelenmiş. Ama haklıdır ama haksızdır bu şüphesinde ama sadece şüphedir. Biz ise kanıtladık. Sen hala onunki de sav sizinki de sav diyebiliyorsan ben de gerçekten senin objektif olduğundan şüphe duyarım.
Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?
Bu kampanyaya destek veren akademisyenler yeterince bilgilidir zira kendileri de mağdur olanlardandır dolaysıyla sizden iyi bildikleri bir gerçek çünkü yaşamış ve görmüşlerdir. Özdemir Nutku'ya her tür alçaklık yapıldı. Madem kanıtın var git dava et neden küfür ediyorsun değil mi? Prof. Hasan Erkek'e yapılmadık hakaret kalmadı sadece ve sadece Özdemir Nutku2nun da üye olduğu OYÇED e başkan oldu diye. Doç.Dr nurah Tekerek'e de bir hayli saldırıda bulundular.... Görüyorsun değil mi tanımamalarına olanak yok. Ya sen ne kadar biliyorsun? sadece okuyabildiklerin kadar. Erbil beyin koruma altına alması deme nedenim objektif davransaydı şu kişileri şu tutumları ile kınıyorum ama ne olur olsun küfür edilmemeliydi diyebilirdi. Tiyatrom yazarlarına küfür edilmesini eleştirebilirdi. ma herkesin lanetlediği 2 kişiye Erbil göktaş bir tek evet bir tek olumsuz laf etmiyorsa bırakın da ben de onun objektif olmadığı yargısına varayım, onun bunları koruduğu yargısına varayım.
Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)
Önce hemen ben Hilmi Bulunmaz yerine size izin vereyim yayınlayabilirsiniz onun yanıtını. Zira onun temel kuralıdır özel yazşıma diye bir şey kabul etmiyorum ve her tür yazışmayı yayınlayabilirim der. Sizi nasıl bir cevap ikna etmeye yetmiş bilemediğim için geçiyorum bunu. Ama kişilere hakareti küfürü nobran bir dil deyip geçmek bu kadar kolay mı? Olmasını istemem ama yarın birisi sizin adınızı söyleyerek O....Ç... yazarsa (sebebi ne olursa olsun) heh heh canım arkadaş biraz nobrandır napalım o da onun huyu deyip geçer misiniz?Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.
Evet kişi kendi saygınlığını kendisi korur ve iki dengesiz kişi hiç bir saygın yaklaşımı dikkate almaksızın saldırp küfür edip hakaret ediyorsa mağdurlarının bir araya gelip birlikte hareket etmesi de kendi saygınlıklarını da korumak adına bir yöntemdir ve yapılan budur.
Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"
Evet aynen bunu dedim çünkü somut verilerden bahsediyorum. Hcanız ile bu kişilerin ticari ilişkisi var mı? Evet var... Tiyatro Dergisine karşı öfkeli mi ? evet öfkeli. Bakın ben bunları uydurmuyorum somut olanı söylüyorum. Bana çok daha vahim iddialar da geldi dergisini nerelede simitçi gibi sattığı ve ne şartlarda sattığı gibi ama bunların kanıtı yada adıyla soyadıyla şahiti olmadıkça sadece söylenti olarak anar geçerim. Şahidi olursa da en yakın arkadaşım olsa gözünün yaşına bakmam yazarım. Erbil Göktaş ile hilmi Bulunmaz arasında ticari ilişki vardır ve bunu da Hilmi Bulunmaz kendisi defalarca açıklamıştır.
BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?1- Ben 8 yıl boyunca tiyatro yayıncılığı yaptım bir çok anelde toplantıda bulundum kimi panelleri kendim organize ettim kiminde konuşmacıydım. Assitej toplantılarının aktif katılımcısı olduğumu hocan onaylayacaktır. Gençlik iyatroları oluşumunun kurucusu olduğumu da. Seneler sonra Bu yıl şehir tiyatrolarında 3 DT de 1 gençlik oyunu varsa bunda payımı da herkes size anlatacaktır, Hatta DT de bu oyunun galasına buna vesile olduğum için özel olarak davet edildim. Ve daha katıldığım onlarca panel seminer etkinlikden söz edebilirim ama katılamadığım da onlarcası olabilir. Herkes her şeye yetişemez kaldı ki ben sabah 08:00 akşam 17:00 işçi statüsünde çalışan biriyim ve bir eğitim kurumunda çalıştığım için Ekim-haziran arası şehirlerarası bir etkinliğe katılmam çok ama çok zor bir durumdur. Ben de sizin yada hocanızın katılmadığı yada katılamadığı bir etkinliği söyleyip madem tiyatro hocasısın şunda neden yoktun diyebilirim ama bu sizce de ölçüt olabilir mi?
2- İronik bir durum olduğu için ironi kullandım. Zira bir adam küfürler ediyor tüm tiyatro dünyasına saldırıyor 5 (yazıyla beş) taraftar bulamıyor tüm yaşmında ama Erbil Göktaş müşteri ilişkisi içinde iken bu kişiyle omuz omuza duruyorsa burada ironik hatta irin bir durum vardır. Hilmi Bulunmaz iki yıldan önce de vardı, Coşkun Büktel Özdemir Nutku iftirasını 10 yıldır söyleyegelmekteydi neden Erbil Göktaş o zaman bunların yanında değildi? Hatta o zaman hocanın bir sitesi yada dergisi yoktu Özdemir Nutku2ya methiye olan yazısını ben yayınlamıştım.
3- Tiyatro dergisini dağıtım bakımından da pek çok bakımdan da yetersiz görüyorum. tiyatro dergisinin savunucusu da değilim gerekirse Mustafa Demirkanlı savunur. Fakat Türkiye'de dergicilik konusunda yazımı mutlaka okumanızı öneririm dağıtım tekeli olan bir ülkede dergicilik zordur, ustafa Demirkanlı için de zordur, erbil göktaş için de. Erbil göktaş'ın Tiyatro dergisini rakip olarak görmesi demek her zaman satışa bağlı demek değildir. Ben ondan çok satıyorum dese dahi rekabet koşulları sadece satışa bağlı değildir. Bunu nereden çıkardığıma gelince elbette ki Erbil Göktaş'ın son bir kaç yazısından edindiğim izlenimdir ve her okurun okuduğu her yazıdan bazı izlenimler edinme hakkı vardır.
"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.
Hocanızı savunmadığınız buysa Allah bizleri hocasını savunanlardan korusun. kanıtsız iftira ile kendi şirketinin üç yetkilisinin yazılı açıklamasını eşdeğer sizden başka kim görebilirdi merak ediyorum. Dergi satışlarında hocanızın dergisinin yüksekliğine varana dek tüm yazınız hocanızda kendi yazsa çok afrklı olmayacak yaklaşımda değil mi sizce de? saygınlık bekçiliğini keşke siz de üstlenebilseydiniz. Keşke burada hocanızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini , iftirasında kendince haklılığını falan değil de tiyatro üzerine yazdığı bir tezini makalesini savunuyor olsaydnız.
Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?
İradenizin özgür olmadığını değil özgür olmasını umduğumu söyleyebilirim. Yaşamda herkes esir düşebilir kimi aylığı için patronuna, kimi ilan için ilan verenine, kimi not için hocasına diye uzayıp gidebilir bu liste. Ben öylesiniz demiyorum hiç bir zaman öyle olmamanızı olmayacağınızı ummayı ve temenni etmeyi dile getiriyorum.
-------------------------------------------------------------------
Ertesi gün
Merhaba“Tarafsızlık diye bir şey olamaz. Ancak otlar böcekler tarafsız olur. Ben yaşamım boyunca hep taraf oldum. Elbette de burada da tarafım. En başta kendimden yana tarafım (…)” demişsiniz. Madem “taraf olmak” deyimini felsefi söylemle başlayıp, biyolojik yanına da dokunduktan sonra kendinize yönlendirdiniz; ben de bu söylemimi açıklamak durumundayım: [(…)düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını(…)]“Taraf olmak” deyimini ben “taraftar” olmak “yandaş” olmak anlamında kullanmıştım. Nihayetinde ilerleyen cümlelerinizde siz de “taraf olmak” deyimini “taraftar” anlamında kullanmışsınız ve sizlere hakaretler edildiğini söylemişsiniz. Ayrıca bu kampanyaya katılan kişi ve kurumların da küfre karşı taraf olduğunu söylemişsiniz. Peki hemen ilk sorumu yönelteyim: Sizce bizler de (kampanyaya katılmayanlar) kişi ve kurumlara küfredilmesine mi tarafız? Bu soruyu müsadenizle ben yanıtlayayım: Elbette bizler de kişi ve kurumlara karşı küfre, hakarate, iftiraya, namusu olmayan girişimlere karşıyız. Lâkin sanatın tarafı: akımı, türü vb. oluşumlarının içerisinde olur. Bu bağlamda http://www.temiztiyatro.net/ sitesine tıkladığımızda karşımıza çıkan bir metin var ve başlığı da: “Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!”. Bu başlığı görüp de böyle bir oluşumun içerisinde yer almak istememenin altında ya art niyet vardır yada bu işin içinde bir bit yeniği vardır (?). Kişisel saldırıların, seviyesiz konuşmaların ve çamur politikalarının ardı arkası kesilmezken nasıl olur da böyle bir oluşumda (hakemli veya hakemsiz) yer almamı, bekleyebilirsiniz?Demişsiniz ki “Benim bu vurguyu yapma nedenime gelince elbette ki bir öğrenci asker değildir, emirle hareket etmez ama bu ikili 10 yıldır bir mücadele verip sadece bir elin parmağı kadar taraftar buluyorsa ama Erbil Göktaş'ın dahil olması ile hemen o gece 2 öğrencisi çıkıp da bize karşı yazılar döşeniyorsa doğal olarak ben de sizin ne kadar objektif olacağınızdan ne kadar hocanızın etkisinde kaldığınızdan şüphe duyacağım elbette.”Bu alıntıyı büyük harfle yazıyorum “(…)ELBETTE ASKER DEĞİLDİR, EMİRLE HAREKET ETMEZ AMA (…) dediniz ve kendinizi şimdiden mahvettiniz. Hocamın bu yazıları yazmamda etkisi olacağını da söylemişsiniz? Bunlar ne gibi etkilerdir acaba? Ayrıca ben yazılar döşemiyor, sizinle demokratik olarak yazışıyorum. Ama siz bunu benim kendi insiyatifimle yapmadığımı ileri sürüyorsunuz. Peki bu samimiyetsizliğinizi de açıklar mısınız?Demişsiniz ki: “Erbil bey savda bulunmuyor iddiada bulunuyor ve suçlama yapıyor Suçlama yapan kişi kanıtlamakla yükümlüdür. Biz suçsuzluğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz o söylediklerini kanıtlamak zorundadır kanıtsız her iddia iftiradır. (…)Sen hala onunki de sav sizinki de sav diyebiliyorsan ben de gerçekten senin objektif olduğundan şüphe duyarım (…).“” Evet, Erbil Bey de sizin gibi savda(iddiada) bulunuyor (sav: T.D.K Türkçe Sözlük sy.1710). ve eklemenizde internet sitesi çökertmek yada benzeri teknik bir durumdan bahsetmişsiniz. Bu sorunuzu yanıtlamıştım sanıyorum ve yanıtımı değiştirmeden yeniden ekliyorum: Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.“Bu kampanyaya destek veren akademisyenler yeterince bilgilidir zira kendileri de mağdur olanlardandır dolaysıyla sizden iyi bildikleri bir gerçek çünkü yaşamış ve görmüşlerdir. Özdemir Nutku'ya her tür alçaklık yapıldı. Madem kanıtın var git dava et neden küfür ediyorsun değil mi?” Bu düşüncenize yürekten katılıyorum ama aklımın iflas ettiği nokta taraf olmaktı. Özdemir Hocamın ve Sayın Coşkun Buktel’in toplantıdaki konuşmalarını, bu mevzuu patlak verdiği zaman internetten izlemiştim. Ortada bir suçlama yoktu. Özdemir Hocamın mağdur edilmesi için ve bu yaygaraları koparmanın bildiğim kadarıyla hiçbir tutarlı nedeni yoktu.“Erbil beyin koruma altına alması deme nedenim objektif davransaydı şu kişileri şu tutumları ile kınıyorum ama ne olur olsun küfür edilmemeliydi diyebilirdi. Tiyatrom yazarlarına küfür edilmesini eleştirebilirdi. Ama herkesin lanetlediği 2 kişiye Erbil Göktaş bir tek evet bir tek olumsuz laf etmiyorsa bırakın da ben de onun objektif olmadığı yargısına varayım, onun bunları koruduğu yargısına varayım.” Demişsiniz. Elbette istediğiniz yargıya varabilirsiniz lâkin yargınızı kamuya duyuracaksanız bunu temellendirmeniz gerekmez miydi? Erbil Bey de bir yazısında küfre karşı olduğunu yazıyor. Eğer yazı gözünüzden kaçmış ise yazıyı yeniden bulup yollayabilirim.Evet, ben 09.09.08 tarihinde de bireysel olarak buradaydım ve Sayın Bulunmaz’a bunun nedenini sordum. Peki siz bu hususta Sayın Bulunmaz’la iletişime geçtiniz mi?Yanıtın yayımlanması iznini, benim için Sayın Bulunmaz vermelidir. “Sizi nasıl bir cevap ikna etmeye yetmiş bilemediğim için geçiyorum bunu. Ama kişilere hakareti küfrü nobran bir dil deyip geçmek bu kadar kolay mı? Olmasını istemem ama yarın birisi sizin adınızı söyleyerek O....Ç... yazarsa (sebebi ne olursa olsun) heh heh canım arkadaş biraz nobrandır napalım o da onun huyu deyip geçer misiniz?” demişsiniz. Hayır, Sayın Bulunmaz beni ikna edemedi ve çamur atanın elinde iz elbette kalacaktır. Benim adımı söyleyerek birisi o… ç… yazarsa, ne tepki vereceğimi o zamanki koşullarım ve psikolojik durumum belirleyecektir. Ama ben bu bahsettiğiniz yazısını görmüş olsaydım elbette nobran (kaba) sözcüğünü kullanmazdım. Benim o yazıyı gönderme nedenim, kendi sitesinde Sayın Nutku’ya ve Sayın Haydar Ergüle’e dair söylemleri içindi.“Öfke” bir somut mudur, yoksa sizin savlarınızdan biri mi? Demişsiniz ki: “Bana çok daha vahim iddialar da geldi dergisini nerelerde simitçi gibi sattığı ve ne şartlarda sattığı gibi ama bunların kanıtı yada adıyla soyadıyla şahidi olmadıkça sadece söylenti olarak anar geçerim.” Bu konuyla neden bu kadar ilgilenme gereksinimi hissediyorsunuz? Bir sanat dergisi satmanın tek yöntemi dergiyi basıp Merkez Dağıtıma vermek midir? Yada Anadolu Yakasını ve Anadolu şehirlerini unutmak olabilir mi? Kaç aydır Tiyatro Tiyatro dergisine ulaşamıyorum. Sayın Bulunmaz ile Erbil Bey arasındaki ticari ilişkiden pay mı istiyorsunuz? Nedir maksadınız? Her derginin reklamcısıyla, matbaasıyla vb. maddi ilişkisi elbette olacaktır. Yani sorunu idrak edemedim? Açık konuşur musunuz?“Ben de sizin yada hocanızın katılmadığı yada katılamadığı bir etkinliği söyleyip madem tiyatro hocasısın şunda neden yoktun diyebilirim ama bu sizce de ölçüt olabilir mi?” Demişsiniz. Birçok etkinlik elbette ölçüt değildir ama bu bir etkinlikten öte bir ilkti ve elbette bu bir ölçüttür. Engeli olmayıp da bu etkinlikte olmamak, zannımca meslek-samimiyet-ölçüt üçgenini oluşturuyor.Son iki paragrafınıza geliyorum ve dergicilik işleri ile ilgili olan kısımları atlıyorum. Sondan bir önceki paragrafınızda " Hocanızı savunmadığınız buysa Allah bizleri hocasını savunanlardan korusun. kanıtsız iftira ile kendi şirketinin üç yetkilisinin yazılı açıklamasını eşdeğer sizden başka kim görebilirdi merak ediyorum. Dergi satışlarında hocanızın dergisinin yüksekliğine varana dek tüm yazınız hocanızda kendi yazsa çok afrklı olmayacak yaklaşımda değil mi sizce de? saygınlık bekçiliğini keşke siz de üstlenebilseydiniz. Keşke burada hocanızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini , iftirasında kendince haklılığını falan değil de tiyatro üzerine yazdığı bir tezini makalesini savunuyor olsaydnız.” Demişsiniz. Bu paragraftan çıkarabildiğim kadarıyla objektifliği bırakıp yeniden şahsıma yönelmişsiniz. Size bunu son olarak ve üzülerek yazıyorum: ben objektifliği yaşamak eyleminin içinde öğrendim!!! Söylemlerinizde: irademin hür olmadığını ve hocamın etkisinde olduğumu vb savlarınızı yineleyip duruyorsunuz. Bu kanı neden ve ispatınız nedir? Ayrıca yeniden şahsıma yönelecek olursanız, bu paylaşımımızı sonlandırmak mecburiyetinde kalacağım. Evet, yeniden gelelim yazınıza: Benim yazımda dergi satışlarına yönelik bir kelime veya bir imâ var da ben mi göremiyorum? Ben, bir sanat dergisinin kollarını Anadolu’dan çekmiş olmasının acısını dile getirmiştim yanlış ansımıyorsam. Eğer siz o kelimemi yada imâmı bulursanız, görürseniz, duyarsanız lütfen bildirin!!! Biz burada hocamızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini konuşmuyoruz ve konuşmadık!!! Lütfen bu konuşmamızı da bulunuz! Sanırım siz bunları konuşmamızı istiyorsunuz (?). Hocamın iftirasını da söyler misiniz? Umarım bir gün hocamın veya bir başka değerli araştırmacımızın da makalesini tartışırız.Allahın sizleri ve inançlarınızı, kimlerden isterseniz, işte onlardan umarım korur!SON PRAGRAFINIZDA DİYORSUNUZ Kİ: “İradenizin özgür olmadığını değil özgür olmasını umduğumu söyleyebilirim. Yaşamda herkes esir düşebilir kimi aylığı için patronuna, kimi ilan için ilan verenine, kimi not için hocasına diye uzayıp gidebilir bu liste. Ben öylesiniz demiyorum hiç bir zaman öyle olmamanızı olmayacağınızı ummayı ve temenni etmeyi dile getiriyorum.” Evet söylediğiniz gibi bu böylece uzayıp gider ama bir parantez açmak gerekecek sanırım İNSAN AÇ KALABİLİR, SUSUZ KALABİLİR, HAİN GECEDE KALABİLİR AMA ONURUYLA KALMAKTIR MÜHİM OLAN…TEMENNİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.SAYGILARIMLA
Oktay Emre
------------------------------------------------------------
Yazdıklarınızın hemen hemen tümünün yanıtı zaten daha önce verilmiştir karşılıklı anlama yada anladığımızdan farklı yorumlar çıkarmaya dayalı olarak bu her cümlenin permütasyonlarla tüm ihtimallerini sıralayarak sürüp günlerce de sürdürülebilir elbette. Ama ben yeni bir soru olduğunu düşünmüyorum verilmiş yanıtlardır. Bu nedenle daha olumlu konularda da bir gün yeni paylaşımlarda bulunmak üzere hoşçakalın diyorum. Elbette siz yeni yazmak isteyeceklerniz olursa yine yazabilir devam edebilirsiniz. Herkese her konuda açığız. Hocanıza ait bazı konuları da bırakalım kendisi sorsun da ben de direkt muhatabına yanıtlayayım üçüncü kişiler de bu vesileyle okusun. Konunun birinci dereceden muhatabı olan sayın Erbil Göktaş Üçüncü güne girmemize karşın henüz yanıt hakkıma saygı gösterip yer vermeyen hocanıza yazmam gereken bir şeyler var, Hilmi Bulunmaz'a yönelik başlayıp bitiremediğim ve merakla beklenilen bir yazı dizim var ve tabi süren ve bir hayli zaman dilimi ayırmam gereken bir kampanya var. Anlayışınıza şimdiden teşekkür ediyorum
E.Timur
Gönderen Özgür Sanat zaman: 17:08 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ŞENLİK PROGRAMI
ŞENLİK PROGRAMI4 Mayıs p.tesi -İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi-UncubozköyFestival yürüyüşü-Kısa oyunlar saat 12.00
Açılış oyunu CBÜ İktisat Oyuncuları "Carrar Ana'nın Tüfekleri" Yazan:B.Brecht yöneten:Nazım Sarıkaya saat 14.00 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziOyun, İstanbul Tiyatro Simurg "Yaz ki bahar olsun" Yazılar: Sabahattin Ali, Onat Kutlar, Müştak Eranus, Hasan Hüseyin oyunlaştıran ve yöneten: Mehmet Esatoğlu saat 15.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziSöyleşi-"Televizyon ve gençlik üzerindeki etkileri" Katılımcılar:Janset,Turgay Tanülkü, Mehmet Esatoğlu Moderatör:Nazım Sarıkaya Saat 17.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür Merkezi5 mayıs salı Muradiye kampüsüWork Shop "İmgeden söze sözden oyuna" Ümit Çırak saat 15.30 yer:Mühendislik alt bahçeSokak tiyatrosu, cbü iktisat oyuncuları "deli" yazan:Haldun Taner Derleyen ve yöneten: nazım sarıkaya saat:17.30 Ice kafe önü6 mayıs çarşamba Kırkağaç MYOOyun, Dokuz Eylül Üniversi Eylül Ateşi Tiyatro Kulubü "Ay Işığında Şamata" Yazan: Haldun Taner Yöneten:Fatih Altıntaş saat 13.00 Yer:Kültür SalonuSöyleşi, Gençlik ve tiyatro Katılımcılar:Ümit çırak, Turgay Tanülkü saat 15.30 Yer:yüksek okul çim sahasıOyun, Hikaye-i Mahmud Bedreddin Yazan:Mehmet Akan Yöneten:Hamit Demir saat 17.30 Yer:Kültür salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:32 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
KADIKÖY BARIŞ MANÇO REFİK DURBAŞ GECESİ YAPILDI
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:24 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE DÜNDEN BUGÜNE OPERA “SESLER HAZİNESİ
İstanbul Operasının kurucularından Devlet Sanatçısı Aydın Gün’ün (1918-2007) 1959 yılında İstanbul şehir Meclisinde söylediği bu tarihi cümlesinden etkilenerek yola çıkan Opera Sanatçısı Niyazi Ölmez, yedi yılık bir çalışmanın sonucu “SESLER HAZİNESİ” adlı projenin kitap ve belgeselini Konser eşliğinde; İstanbul’da Opera serüveninin nasıl geliştiğini “DÜNDEN BUGÜNE” sunacaktır.Piyano Simten Şenpolat, Soprano Gülbin Kunduz, Mezzo Stare Çelebi, Tenor Mehmet Salkım, Bas Ali Özinanç’tan oluşan genç solistler; Mozart’tan Sihirli flüt operası, G.Bizzet’in Carmen operası, Verdi’nin La Traviata operası, Gounod’nun Faust operası ve Ahmet Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosundan birer bölüm seslendireceklerdir. Danslarda Nora Şigaher ve Erdal Atik’in kareografisini izlemek mümkün olacak. Dinletiyi soprano Özlem Abacı ve bariton Niyazi Ölmez sunarken: Konserin Şan pedagogluğunu da Ünlü İtalyan Bariton Licinio Montefusco üstlenmektedir.Kadıköy Süreyya Operası’nda da sahne alan ekip, üçüncü konserlerini 06 Mayıs 2009 Çarşamba günü 13:15’de Doğuş Üniversitesi’nde sahneleyecektir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:22 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
VE DİĞER ŞEYLER TOPLULUĞU SÜPERMARKETTE “3. EVREN”İ ARIYOR!
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; her oyununda olduğu gibi yine klasik kuralların dışında bir sahneleme tekniğiyle sunduğu “3. Evren” adlı yeni tiyatro oyununu, 08 Mayıs – 20 Haziran 2009 tarihleri arasında GalataPerform’da sahneliyor.
“Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette geçen “3. Evren” adlı oyun; bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin’in, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine’nin ve eski komünist yeni kapitalist Devrim’in, süpermarkette üçüncü evreni arayışlarını aktarıyor.
Seyircinin karşılıklı iki farklı alana yerleştirilerek izlediği oyun, seyircilerin ortasında oynanıyor. Oyun sırasında kullanılan video, sahnede yer alan özel perdeler aracılığıyla mekan belirleyici olarak kullanılırken, aynı zamanda oyuncularla interaktif bir ilişki kuruyor. Aslında “non-place” olan (hiçbir yerde geçen) oyun; imajlar aracılığıyla oyun boyunca yeniden yaratılıyor.
“Meleğin Düşüşü” adlı filmle Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış olan Tülin Özen, ilk kez “3. Evren” oyununda Ve Diğer Şeyler Topluluğu ile bir arada. Diğer oyuncular Batur Belirdi ve Ayşe Burcu Eren ise; topluluğun yine bu sezon sahnelediği, yoğun ilgi gören “Noter” adlı oyunundan.
Kültür Bakanlığı desteğiyle sahnelenen “3. Evren”in prömiyeri; 08 Mayıs 2009, Cuma günü saat 20:30’da GalataPerform’da gerçekleşecek. Oyun; 20 Haziran 2009 Cumartesi gününe kadar, her hafta Perşembe ve Cuma günleri saat 20:30’da, Cumartesi günleri ise 15:30 ve 20:30’da GalataPerform’da izlenebilir.
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” Hakkında
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” 2001 yılında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulmuş olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinler arasılık konularına odaklanan bir tiyatro topluluğudur.
2001'den beri, Yeşim ÖZSOY GÜLAN’ın yazıp yönettiği “”, “Sene 2084”, “Ev-Kakofonik bir Oyun”, “Aksak İstanbul Hikayeleri”, “Playback”, “Son Dünya”, “Noter” adlı oyunlar, yurtiçi ve yurtdışında pek çok mekanda, topluluk tarafından sahnelenmiştir.
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; yurt içinde, 2003 yılında Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulan Galataperform’dan Kenter Tiyatrosu’na, AKM Aziz Nesin Sahnesi’ne kadar pek çok sahnede oyunlarını sahneleme fırsatı bulmuştur. Topluluğun katıldığı başlıca festivaller arasında Bonn Bienali, Şimdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu), Avrupa’dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden) ve İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bulunmakta.
Topluluğun bugüne kadar aldığı ödüller arasında 2005 ve 2007 Lions Halk Jürisi Yenilikçi Tiyatro Ödülü – (“Aksak İstanbul Hikayeleri” ve “Son Dünya” adlı oyunlarla) ve Afife Tiyatro Ödülleri 2006 – Cevat Fehmi Başkut En İyi Yerli Oyun Yazarı (“Aksak İstanbul Hikayeleri” adlı oyun ile) sayılabilir.
“3. EVREN”
Yazan ve yöneten: Yeşim Özsoy Gülan
Video Tasarım: Gülay Yiğitcan
Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan
Kostüm ve Dekor Tasarım: Aslı Sever Ersüzer
Oyuncular: Tülin Özen, Burhan Batur Belirdi, Ayşe Burcu Eren
Üç karakter, “Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette karşılaşırlar. Her gün uyku saatinden evvel uykuyla uyanıklık arasındaki bir saat 21 dakika boyunca açık olan bu sürreal markette, “3. Evren”e çıkışlarını sağlayacak olan bir kapıyı aramaktadırlar. Her biri kendi içinde büyük çelişkiler taşıyan bu değişik karakterler ürün rafları, indirim kuponları ve gündelik telaşlar arasında, umulmadık zamanlarda aslında yanı başımızda olan bambaşka bir evrenin varlığının peşindedirler. Burası “3. Evren”dir. Bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine ve eski komünist yeni kapitalist Devrim, Türkiye’nin zıtlıklar içinde var olan çelişkili ama bir o kadar da canlı yapısını temsil etmektedirler. Sonuna ulaşmaya çalıştıkları bir yarış gibi ilerleyen kısıtlı zamanları içinde, aslında her birine ütopyalarını temsil eden üçüncü evreni bulmak için uğraşırlar.
Bilgi İçin:
Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBUL
Tel: 0 212 243 99 91
Web: www.galataperform.com
www.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:19 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ORHAN AYDIN “Çekin elinizi ülkemden!”
Dünyaca ünlü Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles’ta verdiği konser sırasında ayağa kalkıp dinleyicilere seslenerek, ABD’nin militarist politikalarını protesto etti, ABD yönetimine “Çekin ellerinizi ülkemden” diye seslendi.
soL (HABER MERKEZİ) 20. yüzyılın ikinci yarısının en yetenekli konser piyanistlerinden biri olarak görülen Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles'ta verdiği konser sırasında yaptığı konuşmada, ABD politikalarına tepki gösterdi.
Zimerman, genel olarak pek konuşmayan bir insan olarak bilinse de, Disney Hall’daki konserde gerektiğinde sözünü sakınmayacağını da göstermiş oldu. Zimerman, akşamın son parçası olan Polonyalı besteci Karol Szimanovski’den “Bir Polonya Halk Ezgisi üzerine Çeşitlemeler”i çalmak üzereydi ki, salonda konseri izlemekte olan müzik eleştirmeni Mark Swed’in anlatımına göre, duraksadı, tam son parçanın ilk notalarına basacakken bir süre piyanoda sessizce oturdu, sonra da seyirciye döndü, “Bana bu akşam konuşmamamı söylediler, fakat…” diye söze girerek ABD politikalarını, militarizmi, Guantánamo üssünü, Polonya’daki füze kalkanını eleştiren bir konuşma yaptı.DEVAMI : http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/13388.html
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:12 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
"Deleuze ve Sanatlar " Konferans Dizisi
4 Mayıs Pazartesi, saat: 18.00 René SCHÉRER
‘Samuel Butler'ın "Erewhon"adlı hikayesi sadece ‘’hiçbir yer’’ değil, ama aynı zamanda şimdi ve burada anlamına mı gelmekte?’
5 Mayıs Salı, saat: 18.00 Éric ALLIEZ
‘Organsız beden nasıl yapılır?’ Ernesto Neto’nun Anti-Leviathan'ı
6 Mayıs Çarşamba, saat: 18.00 David LAPOUJADE
Deleuze ve Guattari'nin duygulara ve algılara bakışındaki sanatsal ifade
7 Mayıs Perşembe, saat: 18.00 Jean-Paul MANGANARO
Fellini'nin Poe' nun bir olağanüstü hikayesi Toby Dammit' ten yola çıkarak dünyaya verdiği güzel bir cevap
8 Mayıs Cuma, saat: 18.00 Ahmet SOYSAL
Deleuze ve müzik
9 Mayıs Cumartesi, saat: 15.00 Ali AKAY
‘Kafka'nın minör edebiyatı beraberinde güncel sanatta minör politikalara yol açmakta mı?’
http://www.akbanksanat.com/etkinlik/2/2009/05/04/750/konferans-dizisi-deleuze-ve-sanatlar
Etkinlikler ücretsizdir.
Konferanslarda simültane tercüme yapılacaktır.
Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz.
Akbank Sanatİstiklal Caddesi No:834435 Beyoğlu / İstanbulTel: +90 212 252 35 00 - 01Fax: +90 212 245 12 28akbanksanat@akbank.comwww.akbanksanat.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:08 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BEYKENT E BÜLTEN
Beykent Universitesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:06 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ULUSLARARASI İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİ
PROGRAM:
2 MAYIS CUMARTESİ 2009
Saat:19.00
Açılış Filmi Gala “100 Bin Kişiydiler” 2009 72’
Yönetmen: Metin KAYA
Konser: Melike DEMİRAĞ
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
“Avni Anıl Sahnesi”
3 MAYIS PAZAR 2009
15.20 Karanlığın Gözleri 29’
16.00 Süt ve Çikolata 20’
16.30 Guantanamo Diye Bir Yer 45’
17.20 İplik Hayatlar 27’
17.55 Bozuk Bando 107’
20.05 Hasta 123’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
4 MAYIS PAZARTESİ 2009
15.00 Lilith Kızkardeşleri 41’
15.45 Küresel Karmaşa 80’
17.15 Merdiven Altı Nobel 24’
17.45 Dünyayı Özelleştirmek 62’
18.55 Sevgili Mandela 6’
19.05 Portakal Hasadı 17’
19.30 Silikozis 30’
20.10 Sonbahar 99’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
15.30 Çalışan Çocuklar Üzerine 9’
15.50 Nene’nin Öyküsü 110’
18.00 Herkes İçin Dünya Ayarında Öyküler 40’
18.55 Adana-Paris: Yılmaz Güney 74’
20.10 İsyan 112’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
5 MAYIS SALI 2009
15.00 Porto Marhera 52’
16.00 Kedinin İçindeki Fare 10’
16.15 Emek Emperyalizmi 56’
17.15 Sınırdışı 22’
17.45 Demiryol 85’
19.20 Dönüş 18’
19.50 Sarhoş Atlar Zamanı 75’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
16.05 Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları 50’
17.05 Bitmeyen Yol 105’
19.00 Güvencesiz İşçiler Üzerine Direniş Öyküleri 120’
21.00 Arna’nın Çocukları 84’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
6 MAYIS ÇARŞAMBA 2009
15.30 Silikozis 30’
16.10 Kırlangıcın Yuvası 21’
16.40 Tüm İnsanlar Eşit ve Özgürdür 100’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Göç 21’
15.55 Nazım’ın Küba Seyahati 68’
17.10 Mandolinli Kız 19’
17.35 San Francisco 68 Grevi 56’
18.40 Ariel 72’
19.25 Portakal Hasadı 17’
20.00 Söyleşi İshak IŞITAN
21.00 Özel Gösterim: Brukmanlı Kadınlar
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
7 MAYIS PERŞEMBE 2009
15.30 Sevgili Mandela 6’
15.40 Şehir Sakin 132’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Cocalaro 94’
17.10 Tolya 9’
17.25 Ekmek Parası 17’
17.50 Toprağın Tuzu 94’
19.35 Kırlangıcın Yuvası 21’
20.00 İşte Özgür Dünya 96’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:01 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
FLAŞ HABER................ ERBİL GÖKTAŞ'A İKİNCİ HAYAT BİLGİSİ DERSİ VE ARTIK KIVIRMASIZ, İSTİSNASIZ ÖZÜR İSTEĞİDİR!
1- AYNI GECE "GECE TEKNİK SORUMLUSU"NDAN AÇIKLAMA2- ERTESİ SABAH BİR FİRMA YETKİLİSİNDEN AÇIKLAMA3- VE BU GÜN İTİBARIYLA DA DETAYLI RAPOR GELDİ....HAZIRLANIP YAYINA VERİLECEKTİR..BÜTÜN BUNLARI ELBETTE SUÇLAMA YAPMADAN ÖNCE ERBİL GÖKTAŞYAPMAK ZORUNDAYDI. BU ARAŞTIRMALARI İSTEMEK VE VARSA SALDIRI RAPORUNU ELDE ETMEK VE ONDAN SONRA SUÇLAMA YAPMAK YAPACAĞI DOĞRU TAVIRDIAMA ERBİL GÖKTAŞ BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR (İFTİRA) SAHİBİ OLUNCA BU GÖREV BİZE DÜŞTÜARTIK BU RAPORLA DA EN UFAK BİR SALDIRININ OLMADIĞI ORTAYA SERİLMİŞ OLDUĞUNA GÖRE ERBİL GÖKTAŞ BİR AKADEMİSYENE, YAYINCIYA DÜŞEN SORUMLULUĞU GEÇ DE OLSA YERİNE GETİRİP ÖZÜR DİLEYECEKTİR UMUDUNDAYIZ!.İŞTE FİRMA YETKİLİSİNDEN GELEN DETAYLI RAPORDAN BİR BÖLÜM :sistemimizde bulunan ag cihazlarinin ve sunucularimizdaki guvenlik yazilimlarinin ozellikleri nedeniyle o bahsedilen saldirilarin basariya ulasma orani cok dusuktur. Olay biraz teknik olmayan kisilerin, teknik aciklamalar yapmasindan kaynaklaniyor..DDoS vb. saldirilari otomatik olarak engelleyecek cihazlar bunyemizde bulunmaktadir. Saldiri tespit sistemleri bunlari tespit ettigi andan itibaren benzer ozellikteki istekler otomatik olarak reddedilir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 00:45 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
29 Nisan 2009 Çarşamba
SÖZLÜKTE BİLE 11 YIL GERİDEN GELENLERE TDK 2009 İNTERNET BASKISI KAPAK OLSUN
ALENİ KÜFÜRBAZLIKLARINDAN UTANMAYANLAR ALEMİ MECAZİ KÜFÜRBAZLIKLA İTHAM EDİYOR VE BUNU DA 11 YIL ÖNCEKİ SÖZLÜĞE DAYANDIRIYORLAR. OYSA İŞTE 2009 ELEKTRONİK ORTAMDA TDK SÖZLÜĞÜ BİR TIK ÖTENİZDE...
TDK NIN RESMİ SAYFASINDAN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
AÇIK VE ALENİ ŞEKİLDE VİDEOLU VE YAZILI OLARAK O.Ç.... DİYE SALYALARINI AKITARAK KÜFÜR EDENLER, TİYATROM YAZARLARI ŞEREFSİZDİR, O.Ç... DUR DİYENLERE ARTIK TİYATRO DÜNYASI YETER DEYİNCE KENDİ ALENİ KÜFÜRBAZLIKLARINI UNUTUP SÖZLÜKTEN BİLE AYIKLANIP ATILMIŞ MECAZİ KÜFÜRLE KENDİLERİNE KÜFÜR ORTAĞI ARAYIŞINA GİRDİ
küfür -früisim Arapça kufr1 . Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü: "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!"- A. İlhan.2 . din b. (***) Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 18:15 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ERBİL GÖKTAŞ'I DAHA İLK AÇIĞINDA YALNIZ BIRAKTILAR
ERBİL GÖKTAŞ HİLMİ BULUNMAZ VE COŞKUN BÜKTEL'İ SAVUNURKEN ŞARTSIZ BİR SAVUNUCULUK VERİYOR. ÖRNEĞİN ŞUNU ŞUNU YAPMIŞTIR AMA KÜFÜR ETMESİ DE YANLIŞ OLMUŞ DAHİ DİYEMİYOR.
FAKAT AYNI KİŞİLER ERBİL GÖKTAŞ'I DAHA İLK HATASINDA YALNIZ BIRAKMAKTA TEREDDÜT BİLE ETMİYORLAR...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 17:49 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
KINAMA !
.
LÜTFEN HEPİNİZ GİRİN VE KATILIN....
9 TİYATRO YAYINI , 5 TİYATRO DERNEĞİNİN
ORTAK . TAVRINA KAYITSIZ KALMAYINIZ...
http://www.Temiztiyatro.net/
.
GİRİP ÜYE FORMU DOLDURARAK İMZACILARA KATILINIZ
.
.
.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 14:26 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BİR AKADEMİSYENE YAKIŞMAYAN İDDİADA BULUNDU... ŞİMDİ GERÇEK ORTAYA ÇIKTI BİR AKADEMİSYENE YAKIŞIR ÖZÜR BEKLİYORUZ...
İDDİA ETTİ
Erbil Göktaş
29 Nisan 2009
.
Bilinmeyen kişi ve/veya kişiler (ASLINDA HEPSİNİ BİLİYORUZ; ŞİMDİLİK ÖYLE DİYORUZ…) tarafından web sayfamız olan http://www.yenitiyatrodergisi.com/'a yoğun bir saldırı söz konusudur. 28.04.2009 Salı günü öğleye doğru başlayan saldırılar, gece saat 22.00’de en “çirkef” noktasına ulaşmış ve halen devam eden bu saldırı veritabanımızı (database) ulaşılamaz hale getirmiştir. Hack dünyasında buna "DDoS Attack" denmektedir ve web sayfalarına sayısız veri gönderimiyle birlikte sistemin çalışamaz hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Tüm “basını” bu “iğrençliğe” karşı dayanışmaya çağırıyor ve DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE yapılmış bu saldırıları SÖZDE KÜFÜRE KARŞI ÇIKIYORMUŞ GİBİ YAPAN AMA ŞU ANKİ DURUŞLARI BÜYÜK BİR KÜFÜR OLAN kişileri deşifre eden Erbil GÖKTAŞ’ın http://www.yenitiyatrodergisi.com/ SİTESİNDEKİ YAZILARI YÜZÜNDEN gerçekleştirildiğini, NAMUSLU BASINA ve KAMUOYUNA DUYURURUZ…
..
ORTAYA ÇIKARDIK
.
Küfürbazlara karşı grubunun bizler olduğu aşikardır bunu ilan etmiştik. Son günlerde cevap verdiği kişilerin de bizler olduğumuz gibi. Yani bu iddia İATP-G üyesi arkadaşları, Mustafa demirkanlı'yı ve Ertuğrul Timur'u hedef almıştı.
İftira atmadan önce Kendi yapması gerekeni biz yaptık ve kendi yetkili firmasını aradık, gerek bir yetkiliden gerekse bir teknik elemandan sözlü ve yazılı olarak böyle bir saldırı olmadığının ve genel bir sunucu server arızası olduğunun bilgisini aldık.
İddiadan öte bir iftira gibi gündeme getirilen ve isimlerimiz anılmasa da açık adres olarak gösterildiğimiz bu iftiradan dolayı akademisyen, yayıncı Erbil Göktaş'tan özür bekliyoruz.
Bu ne bir yayıncılık sorumluluğuyla bağdaşır, ne de bir akademisyen sorumluluğu ile. Hatta insan olma vasıflarıyla dahi bağdaşmaz. Araştırmadan, soruşturmadan iddia ortaya atıp kişileri karalamak bu kadar kolay değil. Bir akademisyene yada yayıncıya yakışmayan bu tavırı bir akademisyene yakışacak bir özür hafifletebilir.
Sadece bizden değil yanıltılan okurlarından da özür dilemelidir.
Erbil Göktaş'ı özür dilemeye ve iddiasını düzeltmeye davet ediyoruz!
Gönderen Özgür Sanat zaman: 09:27 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BİZ GECENİN YARISI YETKİLİLERİ BULUP BİLGİ ALDIK AMA NEDENSE ONLAR KENDİ FİRMALARINDAN HALA BİLGİ ALAMADI
Bir iftira attılarEğer belgeleyemeseydik bu çamur bize yapıştığı ile kalacaktıFakat bizim de o saatlerde ayakta olmamız ve az çok teknik bilgimizle derhal Erbil Göktaş'ın internet hizmeti aldığı firmayı domain whois sorgulamayla ortaya çıkararak firmayla bağlantı kurup yenitiyatro.com a böyle bir saldırının söz konusu olup olmadığını sorgulamamız ve böyle bir saldırı olmadığını ama sunucularında genel bir sorun olduğunu , bundan kaynaklanan bir problem bilgisini alabilmemize karşın Bizim gecenin yarısında beş dakika gibi bir sürede ulaştığımız bilgiye nedense kirli ittifak üyeleri hala ulaşamadı...BİZİM ALDIĞIMIZ BU BİLGİYİ ERBİL GÖKTAŞ ALAMAZ MIYDI?dün sitesine girilme sorunu yaşandığında ilk yapması gereken firmasını arayıp bir sorun mu var demek olmalıydı. Elektriğiniz kesildiğinde önce sigortalarınıza bakarsınız, sonra elektrik idaresine sorarsınız beni sabote ettiler diye ortalığı kaldırmadan...Elbette bir akademisyen bunu düşünemeyecek ve firmasını arayıp bir sorun mu var diyemeyecek kadar düşünce yoksunu olamaz. Bu durumda mevcut durumu fırsat bilip kullanma ihtimali ne yazık ki güçlüdür.Bu yalandan, bu iftiradan yeni bir yalanla kurtulmanın senaryolarını düşünmediklerini umuyoruz çünkü son günlerde görüyoruz ki panik halindeki her hamleleri kendilerine dönüyor.Bu rezillik yeter özür dileyin yanlış değerlendirmişiz deyin bakın bu çok daha kolay ve çok daha erdemli!Hilmi Bulunmaz Feridun Çetinkaya ve Coşkun Büktel'in artık tiyatro dünyasından fazlaca bir beklentisi kalmamış olabilir, bu hoyratlıklarını, bu saldırganlıklarını, bu efelenmelerini bu beklentisizliklerinden hayal kırıklıklarından alıyor olabilirler. Ama ya Erbil Göktaş?Bu tiyatro dünyasında da , bu yayıncılık dünyasında da , akademik dünyada da daha beklentileri olduğunu düşünürsek bu yanlış adımlar onun için sanıyoruz ki onulmaz yaralar açacaktır.Dileğimiz elbette ki bu değildir, bir akademisyeni, sanat eğitimcisini yaralamak değildir, fakat bu yaşanırsa bunun nedeni biz olmayacağız kendisi olacaktır ve bu çok açıktır.ÖZÜR DİLEME ERDEMİNİ GÖSTERECEKLERİNİ UMUYOR VE HALA BEKLİYORUZ...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:54 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
PEKİŞTİRME
GECE GEÇ SAATLERDE KARŞILAŞTIĞIMIZ İFTİRA GİRİŞİMİNİ GEÇ SAATLERE DEK YAPTIĞIMIZ VE AŞAĞIDA OKUYABİLECEĞİNİZ AÇIKLAMADAKİ ŞEKİLDE BERTARAF ETTİK. BERTARAF ETMEKLE KALMAYIP YALANIN VE İFTİRANIN NE BOYUTLARA DEK VARABİLDİĞİNİ GÖSTERDİK.GECE HEM SÖZLÜ HEM YAZILI OLARAK İNTERNET FİRMASINDAN KESİNTİLERİN SEBEBİNİ ONAYLATTIĞIMIZ HALDE SABAH SAATLERİNDE DE FİRMA YETKİLİSİ BİR İSİMDEN BÖYLE BİR SALDIRIYA KARŞI SİSTEMLERİNİN KORUMADA OLUP OLMADIĞI BİLGİSİNİ YAZILI OLARAK SORARAK SİSTEMLERİNİN GÜVENLİ VE KORUMALI OLDUĞU TEYİDİNİ ALDIK. YANİ "İNTERNET ŞİRKETİMİZDE TEKNİK BİR SORUN OLABİLİR AMA AYRICA BİZ SÖZ ETTİĞİMİZ TÜRDE SALDIRIYI DA YAŞADIK" GİBİ BİR İDDİA DA DA BULUNAMAZLAR. EN AZINDAN DÜN İÇİN BÖYLE BİR SALDIRI OLMADIĞININ TEYİDİ VARDIR.ALDIĞIMIZ TÜM BİLGİLER BU DURUMDA 2 İHTİMALİ GEÇERLİ KILIYORA) ERBİL GÖKTAŞ SİTESİNDE DÜN YAŞANAN TEKNİK SORUNLARI PANİK ATAĞA KAPILARAK BİR SALDIRI GİBİ ALGILAMIŞTIR VE BU NEDENLE BELKİ İSTEMEDEN AMA PANİK ATAK BİR DAVRANIŞLA ARAŞTIRMADAN İFTİRA SAYILACAK AÇIKLAMADA BULUNMUŞTUR. BU DURUMDA BİZİM YAPTIĞIMIZ GİBİ İNTERNET ŞİRKETİNİ ARAYIP SAĞLIKLI BİLGİ EDİNMEDEN ORTALIĞI AYAĞA KALDIRIP İSTEMEDEN DE OLSA İFTİRA ATTIĞI İÇİN ÖZÜR DİLEMELİDİRB) BU TEKNİK AKSAKLIĞI (Kİ ASLINDA ERBİL GÖKTAŞIN SİTESİNDE DEĞİL O FİRMANIN TÜM SİSTEMİNDE YAŞANMIŞ) BİLEREK VE İSTEYEREK BÖYLE BİR ÇARPITMAYLA DEĞERLENDİRMEYİ DENEMİŞTİR Kİ BU DURUMDA ACABA BU DENLİ BİLİNÇLİ BİR KARALAMA VE İFTİRAYA BULAŞMIŞ BİR AKADEMİSYEN İŞİ DAHA NERELERE GÖTÜRECEKTİR? BİR KEZ DAHA DÜŞÜNMEYE VE KAMUOYUNDAN ÖZÜRE DAVET EDİYORUZ
Gönderen Özgür Sanat zaman: 01:03 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
28 Nisan 2009 Salı
TEŞEKKÜRLER........ TEŞEKKÜRLER...........
* Dün sitemizi 475 farklı kişi ziyaret etti, tekrar girişlerle 1.455 giriş yapıldı* En fazla ziyaretçi gönderen site 183 kişiyle Tiyatro Dergisi.com.tr idi teşekkür ediyoruz.* Arama motorlarından bulup giren ziyaretçi sayısı 47 idi.* Arama motorlarından en çok aranan kelime Arka sıradakiler Burak kelimesi oldu (8 kişi) *1* Saatlik ortalama ziyaretçi sayısı 19 kişidir
Okurlarımıza teşekkür ediyoruz.*1 : Arka Sıradakiler dizisi sitemizde Coşkun Büktel'den dolayı geçmektedir ve bu da aramalarda bizim de çıkmamıza neden olmaktadır. Bizim dolaylı bahsetmemize rağmen bir günde 8 kişi Arka sıradakilerin yakışıklı maçolarından Burak'ı arayarak sitemize giriş yapmışsa Arka sıradakilerin video, bölüm özeti vs gibi her tür materyaline bolca yer veren Coşkun Büktel'in sitesine günde kaç kişinin Coşkun Büktel ve sıkıcı yazıları için değil tesadüfen Arka sıradakilerin yakışıklı jönleri yada çıtır kızları için girdiğini varın siz tahmin edin.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:05 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
27 Nisan 2009 Pazartesi
TİYATRO HABERLERİ
Yenikapı Tiyatrosu - Umut (özel gösterim)
Yenikapı Tiyatrosu, daha önce Denizli Gölge Tiyatrosu, Tiyatro Ankara ve Van Gösteri Sanatları Topluluğu tarafından sergilenen "Umut" oyununu, özel gösterim olarak sahneye taşıyor. Sahneye konduğu 2000 yılından bu yana, 9 yılda 93 kez sahnelenen oyun, 94. kez, 24 Nisan 2009 Cuma günü saat:18.00 Fransız Kültür Merkezi sahnesinde olacak.F tipi yaşamların anlatıldığı oyun, içinde bulunduğumuz çıkmaza karşı bir direnişi, bir umudu adres gösteriyor.Oyun özel gösterim olarak 3 TL'ye oynanacak.Yenikapı Tiyatrosu oyunu; asılsız iddialarla tutuklanan ve Ankara Sincan F tipi cezaevinde tutulan Deniz Bakır, Serkan Akkuş ve Hasan Coşar'a ithaf ederken, oyunu izleyen ya da bu maili okuyan tüm sanatseverlere, duyarlı insanlara da F tipi hücrenin soğukluğunu yıkan, sıcacık bir mektubu Ankara Sincan F tipindeki dostlarımıza göndermelerini diliyor.İZMİR YENİKAPI TİYATROSUUMUTYazan - Yöneten: Orçun Masatçı24 Nisan 2009 Cuma18.00Fransız Kültür MerkeziAynı gün Fransız Kültür Merkezi'nde saat:20.00'de Mikado'nun Çöpleri oyunu sahne alacaktır. Oyunun bilet fiyatı da 5 TL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:04 0 yorum
. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği 22-23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir.
3. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği 22-23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir.şenliğimize 5 mayıs tarihine kadar tiyatro toplulukları başvurabilir. başvurudda tiyatrolarının özgeçmişi ve başvuran oyunun metni ya da özeti yer almalıdır. şenlik programı 9 mayısta açıklanacaktır. başvuru e-posta adresinden şenlikle iligli merak edilen bilgilerde öğrenilebilir.Erkan Yücel Ödüllerigeçtiğimiz yıl ilki dağıtılan Erkan Yücel ödülleri'nin ikincisi bu sene de şenliğe katılan tiyatrolar arasından bademler köyülülerince belirlenecektir.Erkan Yücel Ödülleri 30 Mayısta açıklanacaktır.Şenliğe başvuru için : bademlerkoyutiyatrosenligi@gmail.com adresi kullanılacaktır.3. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği komitesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:04 0 yorum
İSTANBUL BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ 3. GENÇ SAHNE TİYATRO GÜNLERİ
Bahçelievler Belediyesi'nin bu yıl 3. kez düzenlediği Genç Sahne Tiyatro Günleri "tiyatro her yerde" söylemi ile 1 Mayıs’ta yola çıkıyor.Birbirinden farklı yerli ve yabancı metinlerle, izleyiciye değişik lezzetler tattıracağına inanılan 3.Genç Sahne Tiyatro Günleri’nin, profesyonel ve amatör genç tiyatrocular için de tanışma imkânı olacağı düşünülmektedir.Genç Sahne Tiyatro Günleri ulusal niteliği ve genç içeriği ile Tiyatro çevresinin de dikkatini çekti ve Festival Koordinatörü Kerem Yılmaz bu yıl IX. Lions Tiyatro Ödülleri’nde “Genç Sahne Tiyatro Günleri ile genç tiyatrocuları teşvik ve bir araya getirmesi nedeniyle” jüri özel ödülüne layık görüldü.Festival’in bu yıl ki özel konukları; Engin Alkan ve Mehmet Ergen söyleşi ve atölye çalışmaları ile genç sanatçılarla buluşacak.Festivale bu yıl 44 ekip başvurdu başvuran ekiplerin 16’sı sahnede kendine yer bulabilecek. Ayrıca özel gösterimler festivale ayrı bir tat katıyor; İstanbul Büyükşehir Belediye Tiyatroları – “Maskeliler”, İstanbul Devlet Tiyatroları – “Kral Dairesi”, Semaver Kumpanya – “Cesaret Ana ve Çocukları”, Altıdan Sonra Tiyatro – “444”, Talimhane Tiyatrosu – “Yastık Adam”, Ankara Sanat Evi – “Eşref Paşalılar”, İstanbul Şiir Tiyatrosu “Aziz İstanbul”, Tiyatro Boyalı Kuş – “Tahterevallide Aşk” ve Oyuncu Tayfası – “Salaklar Sofrası” oyunlarını özel gösterimler bölümünde sergileyecek. Ayrıca festivalin kapanış programında İstanbul Gitar Üçlüsü konseri izleyiciye unutulmaz anlar yaşatacak.Bahçelievler Belediyesi’nin 11 gün boyunca 2 farklı sahnede ev sahipliği yapacağı festival, gençlerin sahnelerdeki varlığına tanık olmayı ve izleyiciyi genç sanatçılarla ve sanatçı adaylarıyla buluşturmayı hedefliyor. Ayrıca zor şartlara rağmen ayakta durmaya çalışan genç sanatçılara bir teşekkür niteliğinde olan bu organizasyonda, gençlere "genç sahneyle" kendini tanıtma imkânı sunulması da amaçlanmaktadır.Katılımın ve gösterimlerin ücretsiz olacağı bu festival, Bahçelievler Belediyesi'nin, son yıllarda tiyatroya verdiği desteğin devamı niteliğinde olan bir kültür hizmetidir.İletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:56 0 yorum
15. Bartın Tiyatro Festivali Ardından
15. Bartın Tiyatro Festivali her yıl olduğu gibi 27 Mart 2009 Dünya Tiyatrolar Günü ile coşkuyla başladı. Gelen telgraflar okundu, sonra festivale katkıda bulunanlara teşekkür plaketleri sunuldu. Ardından Geçmişten Günümüze Bartın Bölge Tiyatrosu adlı projeksiyon sunumu yapıldı. Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle Augusto Boal’in yazdığı uluslararası bildiri ve Temel Demirer’in yazdığı Türkiye Tiyatrolar Birliği Bildirisi’ni Bartın Sanat Tiyatrosu Genç Sahne oyuncusu Hazal Gecegörür okudu.Bartın Bölge Tiyatrosu Nazım Hikmet Ran’nın yazıp Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Kuvayi Milliye” oyunu sahnelendi. Kısa bir aradan sonra da Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu sahnelendi.28 Mart 2009 günü Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne Haldun Taner, Kandemir Konduk, Müjdat Gezen, Memet Baydur, Yılmaz Erdoğan gibi yazarların oyunlarından bölümlerle kolaj çalışması olarak Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Ortaya Kar-ışık” adlı oyunu sahneledi. Salonun tıklım tıklım dolu olduğu seyircilerin ayakta izlediği ve pek çok seyircimizi oyunun festivalde tekrar oynayacağını tarafımızdan söylenerek salondan geri dönmek zorunda kaldığı oyun büyük beğeni topladı.29 Mart 2009 Yerel Seçimler nedeniyle etkinlik konmamış bir gündü.30 Mart 2009 günü Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi Bölge Tiyatrosu Yönetmeni Seçkin Kaymaz gözlemci olarak katıldı aramıza. Türkiye Tiyatrolar Birliği üyesi de olan topluluğun yönetmeni 11 Nisan 2009 a kadar aramızda. Bartın Bölge Tiyatrosu Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu sahnelendi. Salonumuz yine doluydu ve bu bizi çok sevindirmişti.31 Mart 2009 Ankara Opera ve Balesi Murat Göksu’nun derleyip yönettiği “Çanakkale’de Zaman” adlı tek perdelik müzikli oyunu sahnelendi. Daha çok oratoryo şeklindeki oyun beklenenden farklı olması seçici seyirci tarafından oyun sonrası bize iletildi.01 Nisan 2009 Bartın Bölge Tiyatrosu Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu bir kez daha sahnelendi. Festivalde çok fazla yer aldığını düşündüğümüz halde ilgi yine çoktu.02-03 Nisan 2009 Ankara Devlet Tiyatrosu Hasan Erkek tarafından yazılmış ve Vacide Öksücü tarafından yönetilmiş “Eşik” adlı oyun sahnelendi. Metnin ağırlığı ve reji eksikliğine rağmen oyun teknik olanaklarla açığını kapatmaya çalışmıştı.04 Nisan 2009 günü yoğun bir gündü, saat 14.00’te Mehmet Esatoğlu’nun “Metinden Sahneye Nasıl Geçiyoruz?” atölyesi gerçekleşti. Bartın Bölge Tiyatrosu, Genç Sahne ve Eğitim Grubumuzun katıldığı atölye verimliydi. Saat 18.00’de “Drama ve Tiyatronun Eğitimde Önemi” konulu panel yapıldı. Panelde konuşmacı olarak İstanbul Tiyatro Simurg’dan Mehmet Esatoğlu, İzmir Yenikapı Tiyatrosu’ndan Orçun Masatçı ve Yönetici olarak Bartın Bölge Tiyatrosu’ndan Zafer Gecegörür vardı. Öğretmenlerin, eğitim gruplarının ve tiyatro oyuncularının katıldığı panel amacına ulaşmış bir şekilde bitti.Saat 20.30’da Tiyatro Simurg’un edebiyatımızın değişik yazarlarının düz metinlerinin oyunlaştırılmasıyla kurgulanan “Yaz Ki Bahar Olsun” festivalde perde açtı. Enver Gökçe, Sabahattin Ali, Onat Kutlar, Müştak Erenus, Hasan Hüseyin, Alain Resnais’in değişik metinlerinden oluşan oyunu Mehmet Esatoğlu derledi ve yönetti.05 Nisan 2009 günü festival emekçileri yorgunluğu başlamıştı ama festivalin daha ortasındaydık. Yoğun bir festival günüydü bu günde… Saat 14.00’te İzmir Yenikapı Tiyatrosu Orçun Masatçı’nın derleyip yönettiği iki sokak oyunu “Fırtına” ve “Palto” Bartın kentinin dolayısıyla çarşısının tam ortasında sahneledi. Sokak izleyenlerle doldu taştı. Oyunların zaman zaman seyircileri içine katması da çok keyifliydi. Saat 16.00’da Orçun Masatçı liderliğinde “Sokak Tiyatrosu” konulu atölye yapıldı. Sahne ve sokak oyunu farklılıkları ve incelikleri uygulamalı gösterildi. Atölye keyifli doğaçlama oyunlarla sonlandı.Saat 20.30’da İzmir Yenikapı Tiyatrosu Melih Cevdet Anday’ın yazdığı Orçun Masatçı’nın yönettiği “Mikado’nun Çöpleri” oyununu sahneledi. Festivalin beğenilen oyunlarından biriydi. Bir festivalden temelde beklenenlerdi bunlar. 06 Nisan 2009 günü Bartın Emn.Md. Tiyatro Topluluğu “Ahşap Konak” oyununu sahneledi. Oyun metninin ağırlığına rağmen elinden geleni yaptı topluluk.07 Nisan 2009 Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne “Ortaya Kar-ışık” bir kez daha sahnelendi. Daha önce gelip salondan dönenler ve daha önce izleyenlerden beğenilerini duyarak gelenlerle doldu taştı salon. Genç Sahne dinamik, seyirci memnun…08 Nisan 2009 Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu Konser verdi. Festival ilk kez yabancı bir topluluğu ağırladı.09 Nisan 2009 Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu Nazım Hikmet Ran’nın yazdığı şiirleri Mathieu Chardet oyunlaştırmış. "Sürgünden Sürgüne' adlı oyunu Fransızca oynadı. Türkçesi yanda projeksiyonla aktı. Nazım Hikmet bir kez daha devleşiyor seyircinin yüreğinde. Müziklerini Ayser Vançin canlı performansla yaptı. Oyuna da katılıyor belli aralıklarla. Oyun sonrası söyleşiyoruz tüm ekipler. Ortak bir proje yapmak üzere sözleşiyoruz Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu ile.10 Nisan 2009 Bartın Gençlik Merk.Tiyatro Topluluğu “İki Ters Bir Düz” oyununu sergileyecek ama salonda aynı oyunun adı gibi… Kalabalık bir tiyatro topluluğu hepside festivalde oynamanın heyecanı ile yakınlarıyla doldurmuş salonu. Salon kontrolden çıkmış. Festivale normal bir şekilde bilet alan birkaç seyircinin yerlerinde bile oyuncu yakınları var. Bu seyircilere rica edip ek sandalyelere oturtuyoruz. Gençlerin heyecanını anlayışla karşılıyoruz.11 Nisan 2009 üzüntülü bir gündü bizim için. Normalde Giresun Belediyesi Şehir Tiyatrosu oynayacaktı bu akşam. Ama Teknik Yönetmenleri Erhan Dizdar’dan öğrendik ki, birkaç gün önce talihsiz bir trafik kazası ile takla atmıştı arabaları. Oyuncularından Mehmet Aydeniz yoğun bakımdaydı, Cem Saraçoğlu ve Serdar Gür hafif yaralıydı, yine oyuncu Ayşegül Yenal Aydeniz eşinden dolayı üzgün. Neyse ki Festival bitmeden yoğun bakımdan çıktı arkadaşımız. Hepsine bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Üç gün öncesinden bildirmemize rağmen seyirci salonda ve biz de Bartın Bölge Tiyatrosu’nun Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyununu bir kez daha sahneledik. Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi Bölge Tiyatrosu Yönetmeni Seçkin Kaymaz gözlemci olarak katıldığı festivalimizden uğurladık onu da tekrar görüşme dileklerimizle.12 Nisan 2009 Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne “Ortaya Kar-ışık” bir kez daha sahneleniyor. Maç var diyoruz, gelen olmaz diyoruz. Şakayla kızdırıyoruz oyun öncesi Genç Sahne’yi. Ama salonda yine seyirci var yine tebrik var gençlere.13 Nisan 2009 değerli dost Ufuk Karakoç kalktı geldi İstanbul’dan festivalin bitiş konserini vermeye. Salonda insanlar Ufuk Karakoç ile adeta koro güzelliğinde katılıyor türkülere. Opera sanatçısı Ufuk Karakoç, Ruhi Su tadında bir bariton. Bartın önceden tanıyor onu. Çok konser verdi bu bölgede. Onu yeniden dinleyenler ve yeni dinleyenlerle dolu salon.Bir festival daha bitti. Tüm emek verenlere, katılan topluluk ve kişilere binlerce teşekkür…Anadolu’da 15 yıl festival yapmak zordur. Buna rağmen hala birilerini memnun edememek daha zordur. Bir yığın engellemelerle ve olanaksızlıklarla da uğraşmak ve buna rağmen bir sonraki yıl 16. Bartın Tiyatro Festivali’ni inatla yapmaya kalkmak işte bu çok daha zordur…Sağlık ve dostlukla,Zafer GecegörürBartın Bölge TiyatrosuBartın Sanat Tiyatrosu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:54 0 yorum
ODTÜ Tiyatro Şenliği Programı
Bu yıl, ODTÜ Oyuncuları’nın ev sahipliğini üstlendiği ‘ODTÜ Tiyatro Şenliği 24 Nisan-3 Mayıs 2009 tarihleri arasında “Şenlik ‘09” adıyla ODTÜ Mimarlık Amfisi’nde düzenleniyor.Şenlik '09 ProgramıCuma, 24 NisanSaat:20.30 ODTÜ Oyuncuları "Yaşlı Kadının Ziyareti" (F. Dürrenmatt)Cumartesi, 25 NisanSaat:12.00 Sabancı Üniversitesi Oda Tiyatrosu "İki İşkenceci" (F. Arrabal)Saat:13.30-16.00 Kemal Yiğitcan “Işık Atölyesi” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:16.00 Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “İş Ararım İş” (BÜO)Saat:20.30 İTÜ Sahnesi “Kömürcüler” (Aristophanes)Pazar, 26 NisanSaat:12.30 Mersin Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Otobüs” (S. Stratiev)Saat:14.30 Çağrışım Tiyatrosu “Evlenme Teklifi” (Anton Çehov) -Sokak Oyunu-Saat:16.00 Siyasal Bilgiler Fakültesi Tiyatro Topluluğu “İçerdekiler” (Melih Cevdet Anday)Saat:18.00-20.30 Kemal Yiğitcan “Işık Atölyesi” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:20.30 İTÜ Timis Oyuncuları “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” (Ahmet Hamdi Tanpınar)Pazartesi, 27 NisanSaat:12.45 Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı “Özgürlük Oyunu” (Adem Atar )Saat:17.00 Tiyatro Tesadüf “Ben. Kadın” (Dario Fo)Saat:20.30 Anadolu Üniversitesi Tiyatro Maskesiz “Turrandot ve Aklayıcılar Kongresi” (B. Brecht)Salı, 28 NisanSaat:13.30 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Mezarsız Ölüler” (J.P. Sartre)Saat:17.00 Oyun Arkadaşları “Gizli Oturum” (J.P. Sartre)Saat:20.30 Mülkiye Sahnesi “Bay Kolpert” (D.Giseselmann)Çarşamba, 29 NisanSaat:20.00 ODTÜ Oyuncuları “Yaşlı Kadının Ziyareti” (Friedrich Dürrenmatt)Perşembe, 30 NisanSaat:13.00 DestAR-Theatre “Reşê Şevê (Karabasan)” (Berfin Zenderlioğlu, Mirza Metin)Saat:15.30 Atölye Çalışması. Hareket Makamı “Celal Mordeniz”Saat:15.30 Söyleşi: Süreyya Karacabey ve Kadir Çevik “Brecht Üzerine Birtakım Düşünceler” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:17.30 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oyuncuları “Üç Ayak” -Sokak Oyunu-Saat:20.00 ÖKM Sahnesi “Adam Adamdır” (B.Brecht)Cuma, 1 MayısSaat:17.00 İMA Tiyatro Atölyesi "Gevezeliğin Manifestosu" -Sokak Oyunu-Saat:19.00 Seyyar Sahne “Tehlikeli Oyunlar” (Oğuz Atay)Cumartesi, 2 MayısSaat:12.30 Pose Theatre “The Poor Macbeth”Saat:14.30 Söyleşi: Hasan Erkek “Türkiye'de Çağdaş Oyun Yazarlığının Kaynakları”Saat:16.30 Tiyatro Kulübesi “Unutmak” (J.Jouanneu)Saat:20.30 Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü” (B.Brecht)Pazar, 3 MayısSaat:13.00 İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu “Yaşlı Hanımın Ziyareti” (F. Dürrenmatt)Saat:16.00 Söyleşi. Ayşegül Yüksel “Dürrrenmatt ve Grotesk Kullanımı” (Yer. Solmaz İzdemir Salonu)Saat:19.00 İstanbul Hayalperdesi “Salıncak - Ters Evlenme” (Karagöz Gölge) (Yer. Solmaz İzdemir Salonu)Saat:20.30 Eski Tiyatro “Git Gel Dolap” (Harold Pinter)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:52 0 yorum
TOBAV: “Ergenekon Estetik Değil”
Adalet estetikten ayrılamazETİK, ESTETİK ve ADALET ayrılmaz bütündür.SANAT felsefesinin de formülü!Demokrasi; SANAT’ın yaşam biçimi halidir!ERGENEKON ESTETİK DEĞİLDİR!Kamu vicdanını incitmektedir. Adil değildir.Kaba; duyarsız; özensizdir.Siyasi kimliklerin yerel seçim öncesi“Hesap soracağız” dedikleri kişileri,gözaltına alıyor tutukluyor;Etik değildir.Bütün bu kaba, özensiz tutumDEMOKRASİ olarak adlandırılabilir mi?DEMOKRASİ kültüründe;Eleştiri vardır!Farkındalık vardır!Öz güven vardır!Yaratıcılık vardır!Hukuk, adalet adına vardır! Eğitim vardır !Yargısız infaz yoktur !Çıkar gruplarının, muhaliflerinden“HESAP SORMASI” yoktur!Demokrasi gelişmiş insan kültürüdür,Hesap sormak ise gelişmemiş!Gelişmiş insan eleştiriye değer verir!Gelişmemiş duymazdan gelir!Bildiğini yapar! Diktatörce davranır!Gelişmiş insan; bilgi verir; tartışır!Kendini ifade eder!Gelişmemiş insan; bilgiye değer vermez!Hesap sorar!Sanat ona komik gelir!Eleştiri ise hakaret!ERGENEKON bu özellikleri gösteriyor.Demokrasi ESTETİK rejimidir.Ama ERGENEKON ESTETİK DEĞİL!TOBAV YÖNETİM KURULU
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:51 0 yorum
Kavuklu'nun 3. Sayısı Çıktı
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde AKM özlemiGelin birlikte durduralım Orhan AydınKriz mi? Hangi kriz? (2) Atila AlpögeRöportaj: Giordano Bruno’dan Galile’ ye Yolculuk- Erhan Gökgücü3. İzmir Uluslararası Kukla Günleri’nin ardından T.ÇolakÇıraklık Konusuna Devam R.BilekTiyatro dünyasının genç kalbi: Üniversite Tiyatroları...Benim “Üniversite-Tiyatroları”m Yılmaz OnayCelal Bayar Üniversitesi İktisat OyuncularıGelenekten geleceğe ODTÜ OyuncularıODTÜ Tiyatro Şenliği üzerineEge Üniversitesi Tiyatro TopluluğuGalatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluğu11. Uluslararası İstanbul Bienali’ne Dair Notlar (2) Nevzat SüsGeri dönen Marks mı, Bakunin mi, Zinn mi? Cansu FırıncıRöportaj: Eugenio Barba ile Tiyatro ÜzerineKısa Bir Yaşam; Oğuz Atay Oyun Oynayan ve Tutunamayan Aydın O.Güracarkavukludergi@gmail.cominfo@kavuklu.org
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:47 0 yorum
19 Nisan 2009 Pazar
Arşivden Seçme Filmler
Arşivden Seçme Filmler08.05. – 26.06.2009Goethe-InstitutYeni Çarşı Cad. 32Galatasaray- İstanbulAlmanca, Türkçe altyazılı
Giriş ücretsizdir22 film örneğinde Alman sinemasının yüz yıllık tarihine bir bakış: Goethe-Institut arşivinden oluşturulan bu seçki ile ilk sessiz filmler (Lubitsch), savaş öncesi (Sternberg) ve savaş sonrası (Käutner) filmler, 60’lı ve 70’li yılların yaratıcı filmleri (Kluge, Fassbinder) ve günümüzün yeni ve gerçekçi (Petzold, Dresen) sineması olmak üzere sinema tarihinin önemli devreleri sunuluyor. Seçilen filmler ait oldukları dönemin Almanyası'na göz atma fırsatı veriyor ve film ve film dilinin gelişimini belgeliyorlar.Goethe-Institut ilk bölümde, 1910 – 1940 yılları arasındaki dönemden 9 film gösteriyor.08.05.09, 18.00„Erkek Olmak İstemiyorum“1918, 45’, s/b Yönetmen: Ernst LubitschOyuncular: Ossi Oswalda, Curt Goetz, Ferry Sikla, Margarete Kupfer, Victor Janson Zıpçıktı bir genç kız (Ossi Oswalda) onu evde eğiten ve göz kulak olan öğretmenini (Curt Goetz) atlatarak erkek kılığına girer ve Berlin gece hayatına karışır. Orada öğretmenine rastlar ve onu tanıyamayan öğretmeniyle „erkek erkeğe“ kardeşliğe ve dostluğa kadeh kaldırırlar. Bu durum bir sürü karışıklığa yol açar ve sonuçta öğrenciyle öğretmen birbirlerine aşık olurlar.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:48 0 yorum
GOETHE ENSTİTÜ 1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı
1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı“Bir Bütün Olarak Dünya”· Milli Reasürans Sanat Galerisi, 1990’lar Alman Haber Fotoğrafçılığının farklı uslüplarından oluşan bir kesitini ‘Bir Bütün Olarak Dünya’ adlı sergiyle sunuyor.· Sergi ifa, Goethe Institut İstanbul ve Milli Reasürans Sanat Galerisi işbirliği ile gerçekleşiyor.· Sergi küratörü Ulf Erdmann Ziegler serginin açılışında bulunacaktır.· Sergi 28 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.“Bir Bütün Olarak Dünya” başlıklı sergi, Demir Perde’nin kalkması ve Almanya’nın yeniden birleşmesiyle uzun bir aradan sonra Doğu ile Batı’yı yeniden bir bütün olarak görmemizi sağlayan geçen yüzyılın son on yılını kapsıyor. Sergide yer alan fotoğraflar, 1990’lardaki bu tarihsel durumun toplumsal, siyasal ve kültürel sonuçlarına dikkat çekiyor.Haber fotoğrafçılarını, kamerasını ve donanımını yüklenmiş sansasyon peşinde bir ülkeden diğerine, bir felaketten ötekine koşturan gözü kara serüvenciler olarak düşünürüz. Oysa sergiye katılan fotoğrafçılar için durum biraz farklıydı. Temelde rahatsız edici, hatta şok edici sansasyonel fotoğraflar peşinde olmaktan ziyade duyarlı görsel haberlerdi ilgi alanları. Bu yaklaşım, genç kuşaktan kimi fotoğrafçının bağımsız bir görsel biçem geliştirmesine yol açtı. Yapıtlarındaki görsel imgelerin estetik ve psikolojik etkisini artırmak için büyük bir çaba gösterdiler. Ancak, fotoğraflarının sanatsal bir amaca ve yüksek bir estetiğe sahip olması, haber fotoğrafçılığının ötesine geçtiğini gösteriyor. Sanatçıların ortak çabasının, güncel olayları haberleştirmenin çok ötesine geçmeyi hedefleyen yenilikçi bir ifade biçimine ulaşmak olduğu söylenebilir. Hepsi, dar anlamda kendilerinden istenilen işleri yapan fotoğrafçılar değil, tıpkı bir yazar gibi kendi bireysel görsellikleriyle bir habere kendi damgasını vuran, belirli bir konuda ve özel bir görsel dilde uzmanlaşmış insanlar.Sergi, kendi işleriyle başkaları için çektikleri fotoğraflar arasında ayrım yapmayan, dünyayı verilen işin ötesinde bir bütün olarak, olduğu gibi ve gerçekliğe açık bir biçimde gösteren, kişisel duruşlarıyla şoke etmekten çok düşünmeye çağıran ve fotoğrafladıkları kişileri teşhir etmekten çok, hem sözde hem de özde onların onuruna saygı duyan sanatçıların yapıtlarından oluşuyor.Sergide çoğu serbest fotoğrafçı olarak çalışan, Almanya’da 1950 sonrası sanatçıları arasında yer alan Wolfgang Bellwinkel, Axel Boesten, Fred Dott, Stephan Erfurt, Nikolaus Geyer, Martin Fengel, Jitka Hanzlová, Peter Hendricks, Kai-Olaf Hesse, Enno Kapitza, Eva Leitolf, Barbara Müller, Frank Müller, Karin Apollonia Müller, Ulrike Myrzik ve Manfred Jarisch, Julia Sörgel, Ingo Taubhorn, Corinna Wichmann’ın yapıtları özgün olarak ve basında yayımlanan biçimleriyle sunuluyor.Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen bu sergi 28 Nisan – 30 Mayıs 2009 tarihleri arasında izlenebilir.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:44 0 yorum
16 Nisan 2009 Perşembe
Özgür Tiyatro 15. Emek Yılı
15.Emek Yılı Etkinlik Programı24 Nisan ‘09 Cuma20.30 Oyun...‘Jokond ile Siyau’25 Nisan ‘09 Cumartesi14.00 Oyun...‘Aşkın Vatanı Yoktur’15.30- 18.30...Panel‘Sanata Soldan Bakmak’B. Sadık ALBAYRAKOrhan AYDINHilmi BULUNMAZSemih ÇELENKErbil GÖKTAŞOrhan KAZBEKMehmet SARIOĞLUÖzgür BAŞKAYA (Panel Yöneticisi)20.30 Oyun...‘Jokond ile Siyau’ (Gala)26 Nisan ‘09 Pazar13.30 - 17.00...Forum‘Sanata Soldan Bakmak’Dernekler,Vakıflar,Meslek Odaları,Demokratik Kitle Örgütleri,Sendikalar,Dergi Çevreleri,Siyasi Partiler,Kültür-Sanat temsilcilerininkatılımıyla...18.30 Oyun...‘Şair ile Postacı’20.30 Kutlama...‘Belgelerle Özgür Tiyatro’ ‘Özgür Tiyatro’ Konuşmaları
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:38 0 yorum
TİYATRO TEM
!!!ISTANBUL’DA SON OYUN!!! Kral, oynuyor!Alem Buysa Kral Übü, 22 Nisan Çarşamba günü, saat 20.30’da Oyun Atölyesi’nde!Alem Buysa Kral Übü absürd tiyatronun öncüsü sayılan ünlü Fransız tiyatrocusu Alfred Jarry’nin Kral Übü oyunundan uyarlama bir yapım. Fransa’da ilk gösterimi 1896 yılında yapılan, 1898 yılında ise ilk kez kuklalarla oynanan Kral Übü, sahnelendiği ilk dönemden bugüne değin, izleyiciden, skandal ve rezalet hislerinden tutun da “hayranlık uyandıran öncü bir oyun” değerlendirmelerine kadar varan farklı ve zengin tepkiler almış. Tiyatrotem tarafından gölge oyunu, tekerleme ve anlatı geleneklerinin bir birleşimi olarak tasarlanan bu uyarlamada Şehsuvar Aktaş, Bilge Gültürk ve Ayşe Selen, hem gölgeleri oynatıyor hem kendileri oynuyorlar; bir yandan da tekerliyorlar. Çetin Sarıkartal da oyunun dramaturjisini yapıyor. Tiyatrotem ile İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin ortak yapımı olan Alem Buysa Kral Übü, mekân ve zaman aşırı yolculuklara ve yorumlara açık zengin oyun metnine dayanarak yapılan güncel bir çalışma. Oyun Atölyesi, Dr. Esat Işık Caddesi, 15, Moda-Kadıköy, 0216. 345 39 39
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:36 0 yorum
15 Nisan 2009 Çarşamba
GENÇ SAHNE TİYATRO GÜNLERİ 1-11 MAYIS 2009
1 Mayıs CUMA:Saat: 14:00- Gösteri Sanatları Merkezi -“Pusuda” Yön.: Hazar GENCELİYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 17:00- Arama Tiyatrosu -“Acılar Şenliği” Yön: Özkan SCHULZEYer:Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Oyuncu Tayfası -“Salaklar Sofrası” Yön: Kerem YILMAZYer: Yeni Sahne2 Mayıs CUMARTESİ:Saat: 15:00-Tiyatro Boyalı Kuş-“Tahterevallide Aşk” Yön: Jale KARABEKİRYer: Yeni SahneSaat: 20:30- Kadıköy Halk Eğitim Merkezi - “Küheylan” Yön:Oğuz BIYIKYer:Yeni Sahne3 Mayıs PAZAR:Saat: 12:30- SÖYLEŞİ - “Oyunculuk Sanatı Üzerine – Engin Alkan”Yer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 15:00- İstanbul Devlet Tiyatrosu -“Kral Dairesi” Yön: Toby WILSHERYer: Yeni SahneSaat: 20:30- MSM Tiyatro Öğrencileri- “Üç Kuruşluk Opera” Yön:Apo KAYAYer: Yeni Sahne4 Mayıs PAZARTESİ:Saat: 15:00- Müjdat Gezen Tiyatrosu-“Jekor Yine Ölmeli”Yön:Can CEYLANYer: Yeni SahneSaat: 20:30- AİBÜ Tiyatro Topluluğu -“Savaş 2.Perdede Çıkacak” Yön: Ramazan AKMANYer: Yeni Sahne5 Mayıs SALI:Saat: 15:00- Bilkent Üni. Drama Atölyesi -“Bişey Yap Met" Yön: Süha KOÇOĞLUYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Altıdan Sonra Tiyatro -“444” Yön: Yiğit SERTDEMİRYer: Yeni Sahne6 Mayıs ÇARŞAMBA:Saat: 17:00- Fatih Belediye Tiyatrosu -“Gelincik”Yön:Sonay BAHÇEKAPILIYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Ankara Sanat Evi -“Eşref Paşalılar” Yön: Burak TARIKYer: Yeni Sahne7 Mayıs PERŞEMBE:Saat: 15:00- Tiyatro Yansıma-“Lacivert Gölgeli Adamlar”Yön: Erkay YAVUZYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Semaver Kumpanya- “Cesaret Ana ve Çocukları” Yön: Işıl KASAPOĞLUYer: Yeni Sahne8 Mayıs CUMA:Saat: 15:00- Fatih Üni. Tiyatrosu -“Benden Sonra Ölüm Gelir” Yön: Aydemir GÜLTEKİNYer: Yeni SahneSaat: 20:30- Mimi Komedi Tiyatrosu -“Tanri” Yön: M.Barış TAŞKINYer: Yeni Sahne9 Mayıs CUMARTESİ:Saat: 17:00- Drama Kumpanyası -“Biraz Gelir Misiniz” Yön: Kemal ORUÇYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- İBB Şehir Tiyatroları-“Maskeliler” Yön: Taner BARLASYer: Yeni Sahne10 Mayıs PAZAR:Saat: 13:00:15:00-Talimhane Tiyatrosu -“Atölye Çalışması - Mehmet Ergen”Yer: Yeni SahneSaat: 20:30- Talimhane Tiyatrosu -“Yastık Adam” Yön: Mehmet ERGENYer: Yeni Sahne11 Mayıs PAZARTESİ:Saat: 15:00- Tiyatro Tesadüf - “Ben:Kadın!” Yön: Tufan ŞİMŞEKCANYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziKAPANIŞ PROGRAMISaat: 19:00- İstanbul Şiir Tiyatrosu-“Aziz İstanbul” Yön: Turgay KANTÜRKYer:Yeni SahneSaat: 20:30- İstanbul Gitar Üçlüsü - “KONSER” Cem Küçümen/Önder Arık/Sadi EnsariYer: Yeni SahneİletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:26 0 yorum
444 KENTER TİYATROSUNDA
ALTIDAN SONRA TİYATRO YOĞUN İSTEK ÜZERİNE SON OYUN 6 MAYIS ÇARŞAMBA 20:30’da KENTER TİYATROSU’nda “444”Gişe:Kenter Tiyatrosu Halaskargazi Cad. No: 35 HarbiyeTel: (212) 246 35 89 - 247 36 34www.kentertiyatrosu.orgBilgi : Nilgün Kurt nilgun@altidansonra.com(532) 255 55 80 (212) 240 25 08www.altidansonra.com “444”“…Gerçekten fevkalade yazılmış metnin yolculuğunda iki oyuncunun derin ve anlam dolu coşkusuna sizlerin de eşlik etmenizi dilerim…”Üstün Akmen, Evrensel 11 Mart’08 Oyun, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi”nin şikayet bölümünde, biri uzun zamandır çalışan, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. “444” Oyununun yazarı Yiğit Sertdemir ; 2008 yılı Afife Jale Tiyatro Ödüllleri-Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü “İlk Kez O Yıl Sahnelenmiş Olan En Başarılı Yerli Oyunun Yazarı” , 33.Ulusal İsmet Kuntay Tiyatro Ödülleri “En İyi Oyun Yazarı” ve Tiyatro…Tiyatro… Dergisi Tiyatro Ödülleri 2008 “Yılın Oyun Yazarı” ödüllerine layık görüldü. Yazan: Yiğit SerdemirYöneten: Y. Ömer ErzurumluOynayanlar: Gülhan Kadim, Yiğit SertdemirDekor-Kostüm Tasarımı: Aslı Can KortanIşık Tasarımı: Erkan KortanTeknik Tasarım: İhsan DehmenAfiş-Broşür Tasarımı: Aydın GürerDekor realizasyon: Zeki İlyas KızılışıkFotoğraflar: Aslı Can Kortan, Seda Özen YürükTek Perde
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:17 0 yorum
Akatlar Kültür merkezinde
16 Nisan Perşembe Akşamı saat 20:30'da Akatlar Kültür Merkezinde Küçük Genny Efsanesi Oyununu Kaçırmayın. 9. Lions Direklerarası Halk JürisiEn İyi Kadın Oyuncu Ödülü alan Oyunu Cem Kenar Yönetti, Can TuğcuoğluKostüm ve Dekor Tasarımını Yaptı. Oyuncular: Bengi Heval ÖZ, NuriKaradeniz, Derya Aslan, Umut Tabak, Nebil Sayın, Ozan Morgül. BiletlerTiyatro Z ve Akatlar Kültür Merkezinden temin edilebilir.http://www.tiyatro-z/0212 2491665
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:14 0 yorum
14 Nisan 2009 Salı
TİYATRO HABERİNDE EN HIZLI EN GENİŞ...
tiyatro...miyatro'da yer alan haberler birinci elden , her bir haberin kendi kaynağından bize ulaştırılmaktadır.Siz de oyun tanıtımlarınız, etkinlikleriniz ve haberlerinizin sitemizde yer almasını istiyorsanız iletilerinizi bekliyoruz.-KAYNAK GÖSTERİLMEDEN ALINTI YAPILAMAZ-
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:37 0 yorum
KIŞ MASALI
"Aşk korkunç şey kızım, korkunç şey...""Yabanım, sevgilim, esmerim, sebebim; bir gün bir kış masalında sevip yitirdiğim"... Soğuk bir kış gecesinde bir dağ evinde bulunan beş kişi. Geçmişin acı veren anıları, bugünün tedirgin eden gerçekliği ve bir Sezen Aksu şarkısının dizeleri eşliğinde kabusa dönüşen uykusuz bir gece.Sema yıllardır görmediği arkadaşı Aynur'dan kendisinden yardım isteyen bir mektup alınca, onu ve kocası Mahir'i Bolu yakınlarındaki dağ evlerinde ziyarete gelir. Şimdi en yakın arkadaşıyla evli olan Mahir onun eski nişanlısıdır. Ancak Sema beş yıl aradan sonra ilk kez gördüğünde Mahir'i de, Aynur'u da tanımakta güçlük çeker.Yaşadıkları büyük aşk ikisini de çok değiştirmiştir. Yıllar önce en sevdiği iki insanı sessizce, gönülsüzcebirbirlerine emanet etmiş olan Sema şimdi iki yabancıyla karşı karşıyadır. Çaresizce ondan yardım uman iki yabancıyla. Üstelik onlara yardım edebilmek için yalnız bir gece vardır önünde. Dışarda kurtların uluduğu, içerde telefonlarınçalışmadığı kapalı bir mekanda geçirilecek uzun, yorucu, boğucu bir tek gece... Ne kadar yakınmış meğer ölüm aşka, aşk ölüme....Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_kismasali.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=kis+masaliOyun biletlerimizi Ticketturk'ten veya oyun günü Cem Safran Sahnesi'nden temin edebilirsiniz.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:34 0 yorum
ELİM SENDE
2007 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri' nde mansiyon kazanan “Elim Sende”, birbirine paralel olarak ilerleyen iki öykü ekseninde anne-kız ilişkisinin fırtınalı dünyasını inceliyor. Kimi zaman hüzünlü, kimi zamansa gülünç sularda seyreden iki öykü boyunca anneler ve kızlar sürekli yer değiştirerek birbirlerinin karşısına çıkıyorlar.Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_elimsende.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=elim+sende
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:33 0 yorum
KARŞILAŞMALAR
H. Can Utku’nun yazıp yönettiği, Pelin Doğru ve Mustafa Eren’in rol aldıkları tek perdelik oyun, izleyiciyi 20’li, 40’lı ve 70’li yaşlardaki üç çiftin karşılaşma öykülerine tanık ediyor. Bir kadın ve bir erkek oyuncu, kendilerini yönlendiren dış sesin yardımıyla farklı yaş kuşaklarından üçkadın ve üç erkeği sırayla sahneye taşıyarak, kadın-erkek ilişkilerinde beklentilerde, yaşamı algılayış biçimlerinde ve ulaşılmak istenen amaçlardaki farklılıklardan doğan bir yönüyle komik, bir yanıyla trajik durumları buruk bir komediye dönüştürüyorlar.Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_karsilasmalar.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=karsilasmalar
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:31 0 yorum
MİTOS-BOYUT'TAN 3 YENİ KİTAP
Dizi No: 328 / PIERRE CORNEILLE / LE CİDTürkçesi: Gülay Oktar URALFransız trajedisinin kurucusu Pierre Corneille (1606-1684) 17. yy Fransız tiyatrosunun en büyük üç yazarından biridir. Fransız tiyatro tarihinin en önemli oyunu sayılan Le Cid, ilk sahnelendiğinde seyircinin büyük ilgisini toplamıştır. Yazarın “trajik komedya” olarak nitelediği oyun, Aristotelesçi tragedya kurallarına ve anlayışına uygun olmadığı ve ahlâka karşı olduğu gerekçesiyle Akademie Français tarafından suçlanmış, tiyatro tarihinde “Cid Tartışması” olarak bilinen ünlü tartışmaya yol açmıştır.Oyuncu Sayısı: 8 erkek, 3 kadın – ISBN: 975978778515-696 sayfa- fiyatı: 9 tlDizi No: 329 / LUIGI PIRANDELLOALTI KİŞİ YAZARINI ARIYOR – LIOLA –AĞZI ÇİÇEKLİ ADAM – MESLEK BELGESİTürkçesi:Gönül ÇAPAN – Prof. Dr. Necdet ADABAĞ – Hande AYGENNobel Edebiyat Ödülü Sahibi, İtalyan yazar Luigi Pirandello (1867-1936), oyunlarında insanların saçma ve kaotik dünyadaki çaresizliklerini sergiler. Modern dramaya örnek gösterilen Altı Kişi yazarını Arıyor, gerçek kişi, oyun kişisi ve rol düzlemleri arasındaki kişiliğin araştırılmasını konu ediniyor.Liola, kırsal kesimde yaşayan köylü bir şairin başından geçenleri anlatan bir komedi.Ağzı Çiçekli Adam, yazarın oyunlarına egemen kaygı verici yalnızlık temasını; Meslek Belgesi, kendine haksız yere “uğursuzluk” etiketi yapıştırılmış bir adamın hüzünlü öyküsünü anlatıyor.Oyuncu Sayısı: Altı Kişi yazarını Arıyor:8 er., 7 kad. 5 oyuncu / Liola:2 er., 9 kad. Ağzı Çiçekli Adam: 2 er., Meslek Belgesi: 6 er., 1 kad.ISBN: 978975778516-4208 sayfa – fiyatı: 18Dizi No: 330 / LATİN TRAGEDYALARISENECA / MEDEIATürkçesi: Samim SİNANOĞLULucius Annaeus Seneca (İ:Ö 04- İ.S. 65) Romalı düşünür, devlet adamı, tiyatrocu. Roma tragedyasının en önemli temsilcisidir. Oyunlarını, oynaması için değil, okunması için yazan Seneca, Euripides’i örnek aldığı halde, tarzı ondan çok farklıdır. Yazar bir efsaneden hareketle yazdığı Medeia’da, Yunan tragedyasından farklı olarak, seyirciyi/ okuyucuyu etkilemek için ölümleri ve çok kanlı olayları sahne üzerinde canlandırmayı yeğlemiştir.Oyuncu Sayısı: 2 kad., 3 er., KoroISBN: 978975778517-256 sayfa – fiyatı: 9 tl
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:27 0 yorum
“ASİLER, AZİZLER, ÂŞIKLAR”
Asileri (bazen) aziz, aşıkları asi, azizleri aşık yapan nedir? Birbirinden ne kadar farklı görünseler de bu üç kategori arasındaki geçişlilikleri, birbirlerine ne kadar yakın görünseler de bu üç tip arasındaki sınırları nasıl anlayabiliriz? Bölümün küratörlüğünü de üstlenen Harvard Üniversitesi Tarih Profesörü Cemal Kafadar’ın konuşmacı olarak katılacağı söyleşi, seçkide yer alan filmlerin ve tarihin sunduğu bol örneğin ışığında, isyan, ermişlik, aşk ve şiir arasındaki girift ilişkiler üzerinde düşünme ve tartışma ortamı yaratmak amacıyla düzenleniyor. 11 Nisan Cumartesi, 13:30Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır“SON DÖNEM TÜRK SİNEMASINDA ALIŞKANLIKLAR, DEĞİŞİMLER VE YENİ DURUŞLAR”
Sinemamız “yeni” bir biçim aldı mı veya “zaman” algımızda neler değişti? Ya da bildik yolda mı ilerliyoruz? 2008’de ilk filmlerini çeken ve son döneme damgasını vuran sinemacıların nispeten farklı görünen yeni seslerinin nerelerden beslendikleri ve öncekilere göre farklılıkları gibi konular, Türkiye’den ve yurtdışından katılacak sinema yazarları tarafından ele alınacak. Bu söyleşide kendini “yenilmiş kuşak” olarak tanımlayan kentlinin köklerini bulma arayışı, taşra manzarası dinginliğinde var oluş yüzleşmeleri ve tüm bu karmaşada kadının temsili gibi temaların sinemamızdaki yeni sunumları tartışılacak. Konuşmacılar:Prof. Dr. Tül Akbal (Film Eleştirmeni -Bahçeşehir Üniv.), Fatih Özgüven (Sinema Yazarı), Dan Fainaru (ScreenDaily), Rüdiger Suchsland (Frankfurter Allgemeine Zeitung)Moderatör: Esin Küçüktepepınar15 Nisan Çarşamba, 13:30Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.“DÜZENDE (ÇOK) KÜÇÜK BOZUKLUKLAR”
Uluslararası İstanbul Film Festivali, son dönem Türkiyeli sanatçıların eserlerinden oluşan bir programla ilk olarak bu yıl video sanatına açılıyor. Sinema gerek endüstrinin dayattığı üretim yöntemlerinden, gerek sinema dilinin görece katı kodlarından, gerekse algı mekanizmalarının sürekli kontrol altında olmasından dolayı (çok) düzenli bir sistem oluşturuyor. Video güncel sanatın yarattığı serbest bölgelerden yararlanarak bu düzene bir “bozukluk”, estetik ve politik bir alternatif getiriyor. Yekhan Pınarlıgil moderatörlüğünde Canan Şenol (sanatçı), Ozan Adam (sanatçı), Selda Asal (sanatçı), Şener Özmen (sanatçı ve eleştirmen), Ege Berensel’in (sanatçı) katılımlarıyla gerçekleştirilecek panel, festivalin bu yılki video programına kuramsal bir bakış getirecek. 18 Nisan Cumartesi, 13.00Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.
“BILL PLYMPTON” (SİNEMA DERSİ) MTV’den Nike reklamlarına canlandırma klipleriyle, Glamour dergisinden Rolling Stone dergisine karikatür ve çizimleriyle aşina olduğumuz Bill Plympton, 1988’de, kısa canlandırma filmi “Your Face” ile Oscar’a aday gösterildi. Çektiği beş uzun metrajlı filmle festivale konuk olan Plympton, üç bölüme ayırdığı sinema dersinde önce kariyerinden ve bağımsız bir canlandırma sanatçısı olmaktan söz edecek, ardından klasikleşmiş ve yeni hazırlamakta olduğu kısa filmlerinden örnekler gösterecek ve son olarak büyük kâğıtlara çizim yaparak canlandırma için ipuçları verecek. Üstelik katılan herkese Plympton’ın bir de hediyesi var! 18 Nisan Cumartesi, 16.00Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.
Facebook üyeliğiniz var ise, Facebook “Akbank Sanat (Akbank Art Center)” grubuna üye olabilirsiniz. Akbank Sanatİstiklal Caddesi No: 8Beyoğlu/İstanbulTel: +90 212 252 35 00 - 01Fax: +90 212 245 12 28akbanksanat@akbank.comwww.akbanksanat.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:23 0 yorum
ROMA HAMAMI VEDALAŞIYOR
Gösterime girdiği günden beri büyük ilgi gören; Stanislav Stratiev'in Roma Hamamı isimli oyunu, izleyicisi ile vedalaşıyor.Oyuncu Tayfası'nın 2008 Ocak ayından beri 46 kez izleyici ile buluşturduğu bu muhteşem Bulgar Oyununu kaçırmayın...Roma Hamamı8 Nisan Çarş. : 20.009 Nisan Perş. : 20.00Yöneten : Arif KuruTüm etkinliklerimiz Bahcelievler Belediyesi –Yeni Sahne’de yapılmaktadır. Ücretsizdir.İletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBULROMA HAMAMIYaz aylarında tatile hiç çıkamayan İvan Antonov’a rahatsızlanan müdürünün tatil kartı verilir. Evinin anahtarlarını salonunun döşemelerinin tamiri için ustalara bırakan Antonov’un kapıdan çıkmasıyla taksi durağında başlayan macerası evine dönmesiyle başlayacaktır.Salonundan eşsiz bir roma hamamı çıkmıştır. Ustalar şaşkın ve medya hazırdır. Bu arada eve yerleşmiş ve roma hamamıyla unvan ve paraya ulaşmak isteyen hatta bu uğurda nişanlısı Marta’yı bile ihmal eden Doçent Ananiev’inde hırs içinde bekleyişi Antanov’u şaşkınlık içinde bırakır. Hamamı yurtdışına kaçırmak isteyen Tsekov’la evi tarihi eserlere meraklı zengin müşterisine satmak isteyen Diamandiev ise evinde yabancılaştırılmış Antonov’un kafasını daha da karıştırmak için hazırdır. Tatil dönüşünde kendi baba ocağından atılmak üzere olan Antonov’un kurtulma şansı devletin roma hamamına atadığı Cankurtaran’la iyice trajikomik bir hale dönecektir.Stanislav Stratievin Roma Hamamı adlı eseri bizi evimizden çıkarken kapıyı açık bırakmamaya zorlayacak; “bu oyuna ikinci kez gelebilmeyi çok isterdik ama evi boş bırakmaya gelmez” diyeceksiniz.Ancak evi boş bırakmak riski, artık evinizdekiler gibi gördüğünüz Oyuncu Tayfası’nı izlemek için değer değil mi? 2. 3. ve 4. seyirlerinizde de koltuklarımız yine sizin…yazan : stanislav stratievçeviren : hüseyin mevsimyöneten : arif kuruışık tasarım : akın yılmazdekor tasarım : burhan yılmazgenel sanat yönetmeni : kerem yılmaz9.Lions Tiyatro Ödülleri; Oyuncu Tayfası 2 farklı ödüle layık görüldü; Kerem Yılmazer “Genç Yetenek” Teşvik Ödülleri (İstanbul) "Kubilay Yılmaz", Bir Tavsiye Mektubu, Oyuncu Tayfası. Özel Ödül; "Kerem Yılmaz" – Oyuncu Tayfası - Genç Sahne Tiyatro Günleri ile genç tiyatrocuları teşvik ve bir araya getirmesi nedeniyle.Nisan Ayı Oyun Programı--------------------------------------------------------------Gülücükler Prensi (Çocuk Oyunu)11 Nisan Cumartesi : 14.0014 Nisan Salı : 14.0025 Nisan Cumartesi : 14.0028 Nisan Salı : 14.00Yazan - Yöneten : K.Burak SalimoğluBir Akvaryum Hikayesi (Çocuk Oyunu)4 Nisan Cumartesi : 14.00Yöneten : Senem AkmancıBir Tavsiye Mektubu3 Nisan Cuma : 20.004 Nisan C.tesi : 20.0017 Nisan Cuma : 20.0018 Nisan C.tesi : 20.00Yöneten : Kerem Yılmaz
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:20 0 yorum
tempOdyssey / KÜÇÜK GENNY EFSANESİ
Tiyatro Z, çağdaş metinlere, yeni yazarlara, genç oyunculara verdiği önemle bir sezonda daha yeni bir oyunun Türkiye prömiyerini yapıyor. Dan Dietz”in yazdığı yönetmenliğini Cem Kenar”ın yaptığı tempOdyssey /Küçük Genny Efsanesi 2008-2009 sezonu boyunca Tiyatro Z sahnesinde izlenebilir.Geçici işlerde çalışan Genny”nin yeni başladığı bir işyerinde ilk ve son gününü izleriz. Bir bomba fabrikasında resepsiyonist olarak çalışmaya başlayan Genny”nin geçmişiyle geleceği çarpışırken sonuçlar patlama etkisi yaratacaktır. Telefonu kullanmayı öğrenmekle dinlenme odası arasında gidip gelirken yaşadığı geriye dönüşlerde Georgia eyaletindeki çocukluğunu ve onun neden bu kadar kaçık, duygusal olarak izole olmuş, asosyal bir insan haline geldiğinin gerekçelerini izleriz. Yazar Dietz bizi zamanda bir ileri bir geri atlayışlarla Amerika Birleşik Devletlerinin en doğusu ile en batısı arasında bir gezintiye çıkarır. “iş dünyası”, “sanal âlem”, “aile olgusu” “seks”, “ölümle insan”, “tanrılar ve insanlar”, “evrenin oluşumu”, “bilim dünyası” arasındaki ilişkileri irdeler. Ve en acımasızı da tüm bu olayları “Serbest Piyasa Ekonomisi”nin hâkim olduğu bir dünyada geçirir. Ölümcül bir çalışma temposunda, beyin uyuşturucu işlerin arasında gidip gelen bu geçici işçinin öyküsü plazalarda çalışanlar için korkutucu bir mizah duygusuna sahip. Kara Komedi türünde sahnelenmiş bu oyun,“Serbest Piyasa Ekonomisi”nin hâkim olduğu zeminde ve zamanda yaşayanlara şiddetle tavsiye edebileceğimiz gariplikte... Ve bazen garip bir şey izlemek eğlenceli olabilir!KÜÇÜK GENNY EFSANESİYazar: Dan DietzTürkçeye Çeviren: Murat Şevki Çoban-Bengi Heval ÖZYönetmen: Cem KenarKostüm ve Dekor Tasarım: Can TuğcuoğluIşık Tasarım: Cem KenarYönetmen Yardımcıları: Eylül Başoğlu, Selen AlmacıoğluYapım Asistanı: Nezih Tüzel, Eylül BaşoğluIşık Asistanı: Selen AlmacıoğluFotoğraflar:Ozan MorgülAfiş Tasarım: Togay KılıçoğluOyuncular:Genny: Bengi Heval ÖzÖlü Çocuk: Nuri KaradenizTorpilli Adam, Bilim Adamı: Umut TabakBaba: Nebil SayınSon Gün Kızı, Fran, Anne: Derya AslanGüvenlik görevlisi: Ozan MorgülKültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:18 0 yorum
“KENTSEL BÖLÜŞÜM KAR HANESİ”
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!Tiyatro Z’nin onuncu projesi olan “Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi” oyunu, Devletin çatırdayan çekirdeği olan aile kurumunu masaya yatırırken Avrupa Birliğine sunulacak bir “Büyük Proje” çılgınlığı ekseninde geçiyor.Ülkenin her santimetrekaresine sirayet etmiş bir yalanı, farklı saflardan aynı coşkuyla besleyen, duyarlılıklarına, imanlarına, ideolojilerine had safhada bağlı insanlar düşünün... Ayrı saflarda olmalarına rağmen bir büyük projede; Bir büyük yalanın içinde yan yana kavgaya duruşlarına bakın.Her şey barış, kardeşlik ve istikrar dolu global bir dünya anlayışı için!!!Proje, dosya, konsept, vs… Son günlerin en çok telaffuz edilen sözcükleri. “Proje” öyle büyülü bir sözcük ki; yurdumuzun asla bir araya gelemeyecek iki kesimini; kent soylu küçük burjuva ile yükselen taşra burjuvasını bir araya getirebiliyor, ortak hedeflere yöneltebiliyor.Burası Türkiye, Beyoğlu, Cihangir Semti…Toplumun 6 ayrı kesiminden gelen, farklı kültürler, inanışlar ve sosyo- ekonomik yapılardaki altı insan Cihangirde, aydın görünümlü bir köşe yazarının evinde nasıl buluşur? Ilımlı Müslümanından seks işçisine, öğrencisinden Kürt mafyasına kadar Türkiyenin tüm renklerini görmek için büyük fırsat.Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!Nebil Sayın’ın yazdığı Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi, %47’lik çoğunluğa karşı “amansız savaş” veren bir köşe yazarının nazik başlayan ama günün ilerleyen saatlerinde çatışmaya dönüşen hikayesini anlatır. Dünyaya farklı yerlerden bakan iki “dava adamının” karşılaşması, ortak paydada bir eylem birliğine girişmeleri, inanılmaz ama son derece gerçektir. Evin içindeki çatışma bir kadın satıcısının hakemliğinde gelişirken, işin içine Ukraynalı bir seks işçisi girer. Ve, yaşadığımız ülkenin garip fotoğrafı gözler önüne serilir.Politik vodvil tadında yazılan oyun Tiyatro Z nin kafe bölümünde izlenebilir.Yazan : Nebil SayınYöneten : Üveys AkıncıYönetmen Yardımcısı: Eren AzakYapım Asistanları: Eylül Başoğlu, Nezih TüzelOyuncular : Tarkan Çeper, Sena Işıldar, Haluk Yüksel, Senem Begisi, Hilal Özbay ve Nebil SayınGrafik Tasarımı: Togay KılıçoğluBiletler Biletix’ten ve Tiyatronun gişesinden temin edilebilir.TİYATRO ZADRES: Hacı Mimi Mah. Dibek Sok. no 17Kuledibi/Beyoğlu/İstanbulTel: 0212 2491665http://www.tiyatro-z.com/
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:15 0 yorum
4 artı 4 DÖRTLEMENİN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ ...
Geçtiğimiz yıllarda bir dörtlemenin parçası olarak sahnelenen “ 4 bölü 4” ve “4 eksi 4” oyunlarının devamı olarak “4 artı 4” bu sezon Tiyatro Z”nin kafe bölümünde sahneleniyor. Kostüm ve Dekor Tasarımı Gözde Akpınar”ın, Hareket Koreografisini Aytül Hasaltun”un, Video ve Kurguyu Gözde Koyuncu”nun, Reji Asistanlığını Ozan Morgül”ün yaptığı, Cem KENAR’ın yazıp yönettiği oyunda; Yılan Hikâyesi, Kaygısızlar, Pars Kiraz Operasyonu gibi yapımlardan hatırlanacak oyuncuDamla ÖZEN rol alıyor.Dörtlemenin ilk bölümü “4 bölü 4” Lions Tiyatro Kurulu Jüri Özel Ödülünü almıştı. “4 eksi 4” ise bu oyunun devamı mahiyetinde geçtiğimiz sezon sergilendi. Dörtlemeni diğer bölümlerini izlememiş seyirciler için bile keyif veren bu parça diğer bölümlerde de olduğu gibi çoklu kişilik bozukluğu olan bir kadının iç dünyasında yolculuğa çıkarıyor seyirciyi. Bu oyunu kafede otururken oyuncunun soluğunu yanınızda hissederek izleyebilirsiniz. Sınırlı sayıda seyirci alınmakta. Oyun 17 yaşından küçükler için tavsiye edilmiyor.Biletler tiyatronun gişesinden ve Biletix”ten temin edilebilir.TİYATRO Zwww.tiyatro-z.com0212 2491665Adres:Hacı Mimi MahDibek sok. No 17Kuledibi/Beyoğlu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:07 0 yorum
KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ’NDEN 5. YIL TASARIM YARIŞMASI“BAK”
Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kuruluşunun 5. yılı etkinlikleri çerçevesinde, tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilecek “BAK!” ana başlıklı tasarım yarışması düzenliyor. Bambaşka bir gözle hiç bakmadığın bir açıdan bakmakGüzel Sanatlar Fakültesi; alışılagelen algılama ve kavramsallaştırma alışkanlıklarının dışında arayışlara yönelmeyi, toplumsal kalıpların olduğu kadar, öznel sınırların da dışında düşünmeyi, yepyeni bir bakışla daha önce görülmemiş olanı keşfetmeyi, bir başka deyişle ‘bambaşka bir gözle bakmayı’ yüreklendirmek amacıyla "kente, tarihe, kültüre, çevreye, 'öteki'ne, kendine, daha önce bakmadığın bir 'açıdan', bir 'perspektiften', bir 'şekilde' BAK! diyor. Yarışma kapsamında Grafik Tasarım Bölümü öğrencileri, Haliç Bölgesine ve tarihe içeriden “BAK”acak; Cibali ve çevresine dikkat çekecek posterler ve gazete tasarımı hazırlayacak. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü içerisinde günlük kullanılan mekanlara daha önce hiç bakmadığı bir açıdan “BAK”acak; belirlenen problem alanları için kullanıcı gereksinimleri ve deneyimlerini birleştirerek çözüm önerileri geliştirecek. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencileri de Haliç bölgesine ve tarihine “BAK”acak; Haliç bölgesini, tarihi ve yerleşik yapısını, sokaklarını tanıtma ve gezdirmeye yönelik shuttle tipi küçük bir araç tasarlayacak. Tiyatro Bölümü öğrencileri ise farklı bir beden ve benlik algılamasını ortaya çıkaracak beden ve ses odaklı doğaçlamalar hazırlayıp sunacaklar. Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi “BAK” tasarım yarışması ödül töreni ve sergi açılışı 29 Mayıs 2009 tarihinde yapılacak.Ayrıntılı BilgiAyça Genç Yılmazelaycag@khas.edu.tr0212 533 65 32 (1225)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:05 0 yorum
HİLMİ BULUNMAZ! GERÇEKTEN UTANIYORSAN GENCO ERKAL'I ÖRNEK AL!
Genco Erkal dakikalarca ayakta alkışlanarak aldığı ödülün yanısıra kendisine verilen para ödülünü hiç tereddüt etmeden 50 bin TL'yi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışladı.Kültür Bakanlığından destek alanları aşağılayan ve hakaret eden Hüseyin Hilmi Bulunmaz kendisnin de 2 kez bu yardımı aldığı ortaya çıkarılınca çok pişman olduğunu ve b.. yediğini saydığını ifade eden açıklamalarda bulunmuştu.Şimdi bu durumda Hilmi Bulunmaz'ın ne derece samimi olduğunu ve geçmişindeki büyük hata saydığı bu olayı telafi etmesini bekliyoruz.Mustafa Demirkanlı'nın yaptığı çağrıyı biz bir adım ileri taşıyor ve diyoruz kiHilmi Bulunmaz!Genco Erkal kadar olabilmeyi becerO devletin ve halkın vergisinden kesilmediği halde aldığı 50.000 TL yi bağışladı,Sen de iki defada aldığın 20.000 TL yi o günden bugüne geçen süreçteki efektif banka fazi de hesaplanıp üzerine eklenerek bir eğitim kurumuna veya başka halk yararına bir kuruluşa bağışla!,.HEM HALKTAN ALINAN VERGİLERLE SANA VERİLMİŞ BU PARA HALKA DÖNSÜN,HEM SEN BU UTANÇTAN KURTULHEM DE EN AZ GENCO ERKAL KADAR ŞEREFLİ OLDUĞUNU GÖSTER!HAYDİ BULUNMAZ PAMUK ELLER CEBE!BU EN FAZLA SENİN BU YILKİ NAPOLİ TATİLİNİN YARI MASRAFINA PATLAR,YAP BUNU SAMİMİYETİNİ GÖRELİMYAP YEDİĞİN B..TAN KURTUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:39 0 yorum
TEB (Tütkiye Eleştirmenler Birliği) : Üstün Akmen ifade verdi
Yönetim Kurulu Başkanımız Üstün Akmen, bu sabah İstanbul Başsavcılığı'na giderek Keşan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda ifade verdi. CMK 253. maddesi mucibi uzlaşma kabul etmeyen Üstün Akmen, Keşan'da Tuncay Özinel Tiyatrosu'nun oyununun 18 Mart gösterileri bahane edilerek engellenmesini eleştirmek amacıyla beyanat verdiğini, hakaret amacı olmadığını, dolayısıyla suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Yasaklama olayının "vahim" olduğunu sözlerine ekleyen Akmen, anılan kaymakam hakkında Keşan Valisi'nin de soruşturma başlattığını söyledi ve konuyla ilgili gazete kupurünü savcılığa verdi.Üstün Akmen, Tuncay Özinel Tiyatrosu'nun Kültür Bakanlığınca desteklenen bir tiyatro olduğunu vurgularken: "Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin temel işlevi eleştiridir. Demokratik bir baskı grubu olarak demokratik hak ve işlev yerine getirilmiştir. Suçun unsurları oluşmamıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum," dedi.Yönetim Kurulu olarak Üstün Akmen'e, dolayısıyla Birliğimize sahip çıkan tüm tiyatroculara teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.Metin BoranGenel Sekreter
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:34 0 yorum
KÜLTÜR BAŞKENTİ (!...) İSTANBUL'DAN
SANATIN GÖRÜNMEYEN GÖZYAŞLARI... Bu bir sanat fotoğrafı değildir; Türkiye'de sanata verilen değerin fotoğrafıdır... Devlet tiyatrosunun elinden alınan tarihi sahnesinin, tabelasını bile indirme gereği duymadan köfteci dükkanı haline getirildiğinin fotoğrafıdır...
Akın Erozan(Bir Devlet Tiyatrosu Çalışanı)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 03:05 0 yorum
BU SEZON İSTANBUL’DA KAPALI GİŞE OYNAYAN “NOTER” ALMANYA’DA!
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”nun, sahneye konduğu andan itibaren kapalı gişe oynayan, izleyicisinin tiyatro mekanına girdiğinde kendisini noter binasının içindeki bir müşteri gibi hissettiği “NOTER” adlı tiyatro oyunu; Almanya - Duisburg Akzente Festivali’nde “Almanya Prömiyeri”ni gerçekleştiriyor!Risk almaktan kaçınmayan bir tiyatro alanı yaratma hedefiyle kurulan “Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; 16. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde Türkiye prömiyeri yapılan oyunu “NOTER” ile bu kez Almanya’daki tiyatro severlerle buluşuyor. Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği “NOTER”in dekorunun seyirci-oyuncu alanı ayrımını bozan ve yeniden kurgulayan bir yapıya sahip olması izleyiciyi oyunun içine çekiyor.İzleyicisinin tiyatro mekânına girdiği andan itibaren, bireyin devletle burun buruna geldiği kurumlardan biri olan noter binasının içindeki bir müşteri gibi hissettiği oyun; devlet ve kişi arasındaki boşluklar ve sessizlikler üzerine kurulu. Günümüz Türkiye’sinde farklı nedenlerle susturulan, sessizleştirilen, yeri geldiğinde öldürülen bireyin yakarışının aktarıldığı “NOTER”de, devletin bireyden üstün tutulduğu bir yapının içinde yaşananlar konu ediliyor. Noter ortamına dayanarak, bir ses ve sessizlikler bütünü olarak yorumlanan oyunda; sararmış sayfaların, eski masaların, dolapların ve bıkkın yüzlerin ardında çok garip şeyler oluyor!“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” tarafından, 26 – 27 Nisan 2009 tarihlerinde saat 20:00’de, 32. Akzente Festivali kapsamında sahnelenecek “NOTER” adlı tiyatro oyunu, Almanya’nın Duisburg kentinde yer alan “Festivalcentrum”da “Almanya Prömiyeri” ile tiyatro severlerle buluşacak.“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” Hakkında“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” 2001 yılında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Yeşim Özsoy Gülan tarafından kurulmuş olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinler arasılık konularına odaklanan bir tiyatro topluluğudur.2001'den beri, Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği “”, “Sene 2084”, “Ev-Kakofonik bir Oyun”, “Aksak İstanbul Hikayeleri”, “Playback”, “Son Dünya”, “Noter” adlı oyunlar, yurtiçi ve yurtdışında pek çok mekanda, topluluk tarafından sahnelenmiştir.“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; yurt içinde, 2003 yılında Yeşim Özsoy Gülan tarafından kurulan Galataperform’dan Kenter Tiyatrosu’na, AKM Aziz Nesin Sahnesi’ne kadar pek çok sahnede oyunlarını sahneleme fırsatı bulmuştur. Topluluğun katıldığı başlıca festivaller arasında Bonn Bienali, Şimdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu), Avrupa’dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden) ve İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bulunmakta.Topluluğun bugüne kadar aldığı ödüller arasında 2005 ve 2007 Lions Halk Jürisi Yenilikçi Tiyatro Ödülü – (“Aksak İstanbul Hikayeleri” ve “Son Dünya” adlı oyunlarla) ve Afife Tiyatro Ödülleri 2006 – Cevat Fehmi Başkut En İyi Yerli Oyun Yazarı (“Aksak İstanbul Hikayeleri” adlı oyun ile) sayılabilir.“NOTER”Yazan & Yöneten: Yeşim Özsoy GülanDramaturji: Ceren ErcanDekor & Kostüm Tasarım: Bahar UyandıranMakyaj: Aslı ErsüzerIşık Tasarımı: Enver BaşarMüzik Danışmanı: Alper MaralReji Asistanı: Lara AysalSanat Danışmanı: Genco GülanFotoğraf: Ali Karatuna / Alengirhane FotoğrafOyuncular:Noter: Saydam YeniayBaşkatip: Koray TarhanŞahsenem Hanım: Ayşe Burcu ErenÇaycı Osman: Özer ArslanSelim Bey: Batur BelirdiErdem Güçbilmez: Mark LevitasMelis Hanım: Buket YanmazUzaylı Teyze: Nükhet AkkayaAhmet: Emre YetimEce: Selin ZafertepeElvan: Neşe MengüloğluBilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:54 0 yorum
ALMANYA, DUISBURG AKZENTE SANAT FESTİVALİ TÜRK SANATÇILARIN GÖSTERİSİ İLE AÇILIYOR!
Bu yıl, 24 Nisan – 10 Mayıs 2009 tarihlerinde, Almanya'nın Duisburg kentinde 32.si gerçekleşen “Duisburg Akzente Sanat Festivali”nin açılışı; Yeşim Özsoy Gülan ve Genco Gülan tarafından hazırlanan “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü” adlı gösterinin “Dünya Prömiyeri” ile gerçekleşecek.Yüz kişinin üstünde oyuncu, müzisyen, dansçı ve teknik kadronun görev aldığı “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü”; Osmanlı şenlikleri temel alınarak oluşturulan çağdaş bir yorum. Klasik bir İstanbul düğünü formatında günümüze uyarlanan gösteride; balonların uçurduğu, otomobillerin ve raks eden insanların taşıdığı metal minyatür heykeller, Duisburg şehrinin Opera meydanını bir heykel bahçesine dönüştürecek.Ödüllü oyun yazarı Yeşim Özsoy ve çağdaş sanatçı Genco Gülan'ın hazırladığı deneysel bir gösteri olan “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü” projesinin çıkış noktası, ismini de aldığı iki adet Surname: Surname-i Hümayun ve Surname-i Vehbi. Piyasada basımları dolaşımda olan 16. ve 18. yüzyıllardan kalma iki “düğün kitabı” referans alınarak gerçekleştirilen proje, bu kitapların üstüne inşa edilmiş. Ancak “Surname 09”; dönemin kopyasını yeniden kurgulayarak sahnelemek yerine yorum katarak; iç içe geçmiş bir gösteri ve heykel serisi sunuyor.Gösteride; yazılarında Osmanlı düğünlerini çağdaş gösteriler ile karşılaştıran rahmetli Metin And’ın ayak izleri takip ediliyor. Üstat And, eş zamanlı aksiyonların, doğaçlamanın, hareketli heykellerin klasik batı kalıplarına göre bir avantaj olduğunu vurgular. Gösteri de, günümüzde -herkesin davetli olabileceği- bir İstanbul şehir düğünü formatına oturtuluyor. Düğünde dört aile, biri Amerikalı iki damat, iki gelin ve bir sünnet çocuğu heyecanla başlarına gelecekleri bekliyorlar…"Surname 09"da kullanılan ve Surname figürlerinin çağdaş yorumu olan 41 parça metal heykel ise; görsel Osmanlı minyatür imgelerini üç boyutlu olarak karşımıza çıkarıyor. Minyatürde “batı” resmindeki gibi bir perspektif olmadığı gibi, bu figürlerin yorumu olan heykeller de -aynı birer şablon gibi- 3. boyuttan yoksul bırakılmışlardır. Gösteride; bakır, alüminyum, demir ve çelik heykeller – Osmanlı düğünlerindeki benzerlerinde olduğu gibi- hareketli olarak sunuluyor. Kuş heykeli bir balon vasıtasıyla uçurulurken, dört büyük parça, Alman otomobilleri üzerinde gezdiriliyor. On beş büyük parça, dansçıların sırtına monte onlarla beraber hareket ediyor. Geri kalan parçalar da, yine Surname’dekiler gibi büyükçe birer düğün hediyesi olarak elde taşınıyor. Düğünde eğlence arttıkça, misafirler, heykellerin de ağırlığı ile yoruluyorlar.Boğaziçi temalı Akzente festivalinin açılış gösterisinde; düğün havasını "Ve Diğer Şeyler Topluluğu" oyuncularının yanı sıra, Duisburg ve Ruhr havzasından gelen yerel Türk ve Alman grupların katılımı sağlayacak. Duisburg’un şehir meydanı; pop müzikten, operaya, türkülerden Türk sanat müziğine kadar farklı tarz ve üslup bir arada büyük bir cümbüş yaratacak. John Plenge’nin Alper Maral ile beraber gerçekleştireceği müzikal alt yapı tüm bu kaosu
harmanlayacak. Heykeller hareketlerini sürdürdükçe takım elbise giymiş folklorcular seyircilerle birlikte daha fazla terleyecekler. Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” adlı kitabında çağdaşlıkla gelenek arasındaki bir kavganın konusu olan minyatür figürleri, belki de ilk defa geçmişleriyle barışıp günümüzde çağdaş bir performans denklemi içinde vücut bulacaklar.32. Akzente Festivali kapsamında; 24 Nisan 2009, Cuma günü saat 21:45’te, Almanya’nın, Duisburg kentindeki König-Heinrich Meydanı’nda “Dünya Prömiyeri” gerçekleşecek “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü”ne tüm Alman ve Türk halkı davetli…SURNAME 09: GEÇİCİ HEYKEL BAHÇESİ OLARAK BİR İSTANBUL DÜĞÜNÜ (SURNAME 09: AN ISTANBUL CELEBRATION AS A TEMPORARY SCULPTURE GARDEN ) HAKKINDAProje: Yeşim Özsoy ve Genco GülanYöneten, heykeller: Genco GülanYazan: Yeşim Özsoy GülanSes ve Müzik Kompozisyon: John Plenge, Alper MaralTeknik Direktör: Ecmel PehlivanoğluIşık Tasarımı: Arek NişanyanOyuncular: Pelinsu Öznal, Gökçe Akyıldız, Neylan Özgüle, Münibe Millet, Alper Akçay, Kemal Erhan Özkan, Özlem Kaya, Zeynep Özyurt, Evren Gülseven, Sena Taşkapılıoğlu, Max Jacob Kornhauser, Emre Yetim, Özer Arslan, Saydam Yeniay, Ayşe Burcu Eren, Selin Zafertepe, Eda Nükhet Akkaya, Koray Bülent Tarhan, Neşe Mengüloğlu, Burhan Batur Belirdi ve Sinan Can Gülan.Misafir Gruplar: Afir Dans Topluluğu, Dünya Magnuna Dans Grubu, Akasyalar Türk Sanat Müziği Korosu, Yurdun Sesi Korosu (Die Heimat) ve Duisburg Şehir Operası mensupları…Görsel Tasarım: Berke Soyuer, Aslı ErsüzerTeknik Ekip: Yusuf Dölen, İsmail Hazır, Tuncay KurtOrganizasyon: Aylin Ominç, Ebru ÖzbakırReji Asistanları: Lara Aysal, Aslı ErsüzerGENCO GÜLAN HAKKINDAGenco Gülan; Boğaziçi Üniveritesi’nde Siyaset Bilimi ve sanat okumuş daha sonra New York’ta New School Üniversitesi’nde Medya alanında Yüksek Lisans yapmıştır. Görsel Sanatlar alanında uzmanlaşan Gülan’ın eserleri Centre Pompidou; AKM, Proje 4L; ZKM, rhizome.org ve Museu de Arte Moderna do Rio de Janeiro, Triennale Bovisa di Milano gibi önemli kurumlarda ve Ars Electronica, Steirishes Herbst, Mediaterra, Balkan Art ve prog:me gibi önemli festivallerde sergilenmiştir.Yapıtları Hunters College, Rice University, Hacettepe Üniversitesi ve U.C.S.B.’da müfredata girmiştir. BP, New School, Lions ve E.M.A.F.’tan ödülleri olan Gülan Yale, SVA, New York Institute of Technology ve Köln Üniversite’lerinde seminerler vermiştir. İstanbul Çağdaş Sanat Müzesi, iS:CaM’in kurucusu olan Genco Gülan halen İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır.YEŞİM ÖZSOY GÜLAN HAKKINDAYeşim Özsoy Gülan; Boğaziçi Üniversitesinde Sosyoloji eğitimi alırken katıldığı Stüdyo Oyuncuları'nda önce öğrenci sonra eğitmen olarak devam etti. New York'ta bir süre Columbia Üniversitesi, Sarah Lawrence Koleji gibi okullardan ders alıp oyunculuk, teori ve yönetmenlik dersleri aldıktan sonra Chicago'da Northwestern Üniversitesinde Gösteri Araştırmaları Tiyatro Teorisi bölümünden lisans üstü diplomasını aldı. Tezi, Osmanlı Gösteri Sanatlarının Türk Tiyatro Tarihi Yazımındaki Yeri üzerineydi. Ocak 2002'de Ve Diğer Şeyler Topluluğunu (VeDST) kurdu. Şimdiye kadar yedi değişik oyuna imzasını atmıştır: Oyun Alaturka, Ev-Kakofonik bir Oyun, Sene 2084, Aksak İstanbul Hikayeleri, PLAYBACK, Son Dünya ve Noter. Yurt içi ve yurt dışında katıldığı festivaller sırasıyla; İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali 2004, Avrupa'dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali 2004 (Wiesbaden), Berlin-Hebbel Theatre, Türk-Alman Tiyatro Festivali (Köln), Dünyadan Tiyatro Festivali (Stuttgart), 0090 Kunsten Tiyatro Festivali’dir. Ödülleri: LİONS HALK JÜRİSİ 2005 YENİLİKÇİ TİYATRO ÖDÜLÜ (Aksak İstanbul Hikayeleri), AFİFE TİYATRO ÖDÜLLERİ 2006 - Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü (Aksak İstanbul Hikayeleri), LİONS HALK JÜRİSİ 2007 YENİLİKÇİ TİYATRO ÖDÜLÜ (Son Dünya) Özsoy Gülan, halen Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi’nin (ÇGSG) ve OYUN adlı tiyatro dergisinin yazı kurulunda görev yapmakta.Bilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.comFestival Bilgi: http://www.duisburger-akzente.de/de/pressetexte/bosporus.php
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:49 0 yorum
Hayır Unutmadım, Unutmayacağım
ORHAN AYDIN14.04.2009
Elli beş yaşındayım.
Henüz algılamalarım açık, belleğimin silinip yok edilmesine izin vermeyeceğim.
Hayır, bu onursuzluğu kabullenmeyeceğim.
Katil’e katil demeyi bir insanlık görevi olarak biliyorum ve öyle de yaşayacağım.
Bütün bir ülke olarak, bu duygu ile hesaplaşmadığımız sürece, katillerimizle birlikte yaşamayı sürdürerek, çocuklarımızın bile geleceğini kararttığımızı anlayana dek inadımı sürdüreceğim.
Eli kanlı katillerin baş tacı edildiği bir ülkede eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik yan yana yaşabilir mi?
Susmak, cinayet çetelerini de aklamak değil midir?
Tanığı olduğumuz tüm cinayetlerin ortaya çıkması için; bizde saklı kalan, hiç bir an, hiç bir sözcük olmamalıdır.
12 Mart ve 12 Eylül faşizmi’nin üstünü örttüğü tüm cinayetlerin tanıklarının büyükçe çoğunluğu hayattalar.
Şimdi, tarihe tanıklık etme vaktidir.
Yoksa, onuru ile mücadele etmiş namuslu, yiğit insanların katilleri; “Komünist öldürmek bir insanlık göreviydi” deyip, reislerini tanrı mertebesine ulaştırmak için, dişlerini göstermeye devam ediyorlar.
Suskunluğumuzdan aldıkları sinsi cesaretle bunu sürdürerek, yeni düzmece kahramanlık öyküleri kurup, akıl karıştırmak için her tür kirli bilgiyi kullanıyorlar.
Susmamalıyız.
Bildiklerimizi haykırmak için ortaklaşmalıyız.
Siz 16 Mart’ın tanıkları, Bahçelievler katliamı’nın tanıkları, Maraş’ın tanıkları, Çorum ve Yozgat’ın tanıkları, 1 Mayıs 1977’ nin tanıkları, Sivas 93’ün tanıkları yeniden ve inatla ortaya çıkmalısınız.
Faşist katillerin işledikleri tüm siyasal cinayetlerin tanıkları, susmamalısınız!
Katile, katil demenin suç sayılmayacağı bir ülke istiyorsak, bunu yapmalıyız.
Bu Ülkenin gerçek sahiplerinin kim olduğunun bir kez daha anlaşılması gerektiği açıktır.
Üstümüzdeki kara örtüyü kaldırmalıyız.
Faşizm ile uzlaşmaya davet eden, “geçmişi unutun, geleceğe bakın” diyen tutumun aslında kimlerin çıkarına olduğu da açıktır.
Bin kez söyledim, bir kez daha yinelemek istiyorum.
Bu ülkenin namuslu insanları, sosyalistleri, işçileri, emekçileri, devrimcileri; eğer 12 mart faşizmi ile siyasal hesaplaşmayı becerebilseydik, ne 12 Eylül faşizmini nede ardından gelen kıyımları, cinayetleri, toplumsal katliamları yaşardık.
Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.
Kirlenmeden ve çürümeden arınmanın başkaca yolları da vardır, olmalıdır.
Liboşların, döneklerin, işbirlikçi hainlerin de halka hesap vermek zorunda kalacağı yeni bir süreç mutlak başlatılmalıdır.
Gazete sütunlarından, TV ekranlarından emekçi halka ve onların toplumsal duyarlılıklarına saldıran bu sinsi zavallılık, mutlak püskürtülmelidir.
Ben, katilleriyle birlikte yaşayan bir ülkenin yurttaşı olmayı, onuruma yapılmış en büyük saldırı olarak algılıyorum.
Hayır unutmadım, unutmayacağım.
Faşizmin katlettiği hiçbir kardeşimi de asla unutturmayacağım.
oaydinoaydin@gmail.com.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:13 0 yorum
AYDIN DOĞAN VAKFI ÖDÜLLERİ
NEDİM SABANAYDIN DOĞAN VAKFI ÖDÜLLERİNE DEVLET ŞÜREKASI KATILMADI,KEREVİZ, LAHANA, PIRASA ŞAŞAKALDIBu yıl Aydın Doğan Vakfı, tiyatroyu taçlandırdı.Kaşınmaya başladılar....Hürriyet Gazetesi'nde tiyatro köşesi yok, Radikal'de çok sevdiğim tiyatro eleştirmeni Hasan Anamur'u tatile çıkartmışlar. Posta'da Rıfat Ababay bir yenilik getirdi ama sanırım tiyatro eleştirmenleri ayda 30.000 dolar maaş isteyince, sayfalar kaldırıldı!Gazetelerinde tiyatro köşeleri yok ama tiyatroyu taçlandırıyorlar.Kaşınıyorlar.Geçen yıl da heykele ödül vermişler. Melih Gökçek sinir olmuş.Melih hoca Doğan Grubu gazetecilerine "gezeceğim, seveceğim, görürsün sana neler edeceğim" diye iç geçirmiş uzaktan uzaktan! Kemer Belediye başkan adayı geceyi uzaktan uzağa izlemiş,gelir gelmez ilçedeki heykeli kaldırtmış.Yahu tiyatroya ödül verilir mi?Kaşınıyor musunuz?Uzaktan uzaktan size kızanları, kızabilenleri, kızabilecekleri, sizi kızgın yağda eritebilecekleri hesap etmiyor musunuz?Yakından kızamazlar zaten çünkü geceye gelmediler!Efendim, yıllarca Aydın Doğan Ödülü vermek için sıraya giren bakanların hiçbiri bu yıl İstanbul Hilton'a teşrif etmemişler.Buna da en çok Hilton'un aşçısı üzüldü.Ödül töreninden sonra yanıma geldi."Bakın Nedim Bey, kerevizim kaldı, lahana yapraklarım sarardı, kuskusum renk attı, ben bunları ne edicem dedi."Acaba Ankara Hilton'a mı gittiler diye düşündük önce. Olur ya, yolu şaşırmışlardır. Hani bazıları parti şaşırıyorlar. CHP'den AKP'ye geçen bakan var, ne bileyim DSP'den MHP'ye geçen belediye başkanı olur, haydi haydi İstanbul Hilton yerine Ankara Hilton'a giden bakan da vardır!Yok efendim nerede?Aşçıya akıl verdim, Amerikalıların "doggy bag" (köpek paketi) dediklerinden yapıp, gelemeyen erkana gönderecek.Ama olaylara aşçıbaşının gözüyle bakmak yüzeysel bir bakış açısı olur tabi!Niye gelmedi bu şureka onu derrrinden sorgulamak gerek?Mesela tiyatroya değil de, güreşe ya da futbola ödül verilse, spor bakanı gelir miydi?Pekala, tiyatroya ödül verilince, kültür bakanı niçin gelmedi?Acaba, barkovizyonda da olsa Fazıl Say'la karşılaşmaktan mı korktu?Ya da şöyle soralım: Sözgelimi bu ödül Cüneyt Gökçer hocaya verilseydi, Yıldız Kenter'e verilseydi, birkaç bakan teşrif eder miydi?Soruları genişletelim: (pardon aşçıbaşım): ödülü Aydın Doğan Vakfı değil de, başka bir vakıf (ama güçlü bir vakıf) verseydi,kaç bakan gelirdi?Aşçıbaşından son kez özür dileyerek: Ödül, 2009'da Aydın Doğan Vakfı tarafından değil de, 2007 de filan, statükoylabiraz daha barışıkken verilseydi, kimler gelirdi. (Right time, right place sorunsalı)Ödül töreninde Tilbe Saran'la, Zuhal Olcay şarkı söyledi ya, o zaman Ajda Pekkan : "Kimler Geldi, kimler geçti" der miydi?2009 Aydın Doğan Ödülü tiyatro sanatının saygın ustasına verildi: Genco Erkal'a!Biliyor musunuz ki, artık usta sanatçı olmanın ötesinde, usta insan olmak gerekiyor.Genco, usta insan. Çağına tanıklık eden, onurlu, dik duran bir kişi. Şvayk mı oynamış, Übü mü oynamış, Nazım mı seslendirmiş, Sokrates, Galileo ile belleklere nasıl yer etmiş, bunlar ikincil derecede önem taşıyor.Üç maymunu oynayan onursuz insanların ödüllendirildiği bir toplumda, Genco Erkal, 2009 Aydın Doğan TiyatroÖdülü'nü alıyor.12. Ergenekon Dalllgaası, eğitimin, kültürün, aydınlığın alnına kurşun sıkmış.O gece 50,000 TL ödülünü Türkan Saylan'a armağan ediyor usta insan Genco!Oysa tiyatrosu rahatça yeni bir prodüksiyona imza atabilir bu parayla.İşte usta sanatçının usta insana dönüştüğü an.Ve tabi Aydın Doğan Vakfı'nın kaşındığı an.Hem karikatür ödülü, hem heykel ödülü, hem tiyatro, biraz fazla.Aşçıbaşı, gelecek yıla kuzu kapama yapıyor. Yemekler artarsa kıyameti kopartır.Bakın: En iyi gökkdellenn, en iyi belediye sarayı, en iyi çok amaçlı salon projesi, en manyak alışveriş merkezi projesi,spor kompleksi(!).Bunlar sizin başınızı belaya sokmaz.Ne olur bırakın şu kahramanlığı. Tiyatro köşesi bile olmayan medyaya yakışmıyor.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:05 0 yorum
Hüseyin Hilmi Bulunmaz 10'ar bin TL'leri iç edip "Madem rahatsızlık duydun, Geri ver" çağrısını duymazdan gelirken Genco Erkal'a yakışan jest
Aydın Doğan Ödülü'nün bu yılki sahibi, oyuncu, yönetmen, dramaturg, uyarlamacı olarak 50 yıldır tutarlı çizgisinden ödün vermeyen ünlü bir tiyatrocu oldu.Her yıl sanatın ve bilimin farklı alanındaki öncü bir isme verilen "2009 Aydın Doğan Ödülü" düzenlenen tören ile tiyatro sanatçısı Genco Erkal'a verildi. Harbiye'deki Hilton Oteli'nde gerçekleştirilen törende tiyatro sanatçısı Genco Erkal ödülünü İstanbul Valisi Muammer Güler ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın elinden aldı. Törene, İstanbul Valisi Muammer Güler ile eşi Neval Güler, Doğan Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Star TV İcra Kurulu Başkanı ve Star TV den Sorumlu Doğan TV Holding Başkan Yardımcısı Begümhan Doğan Faraylı, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Gazeteci Güneri Civaoğlu, Aydın Doğan Vakfı üyeleri ile Rutkay Aziz, Tarık Akan, Derya Sazak'ın da aralarında bulunduğu sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Bu yılki ödülü veren seçici kurul Doğan Hızlan başkanlığında, Orhan Alkaya, Lemi Bilgin, Prof. Dr. Cevat Çapan, Prof. Dr. Dikmen Gürün, Gencay Gürün, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Turgut Özakman, Seçkin Selvi, Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr. Ayşegül Yüksel'den oluştu.Kaynak ve haberin devamı : http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=827
Gönderen Özgür Sanat zaman: 00:54 0 yorum
13 Nisan 2009 Pazartesi
BÜKTEL VE BULUNMAZ YAZILARI SANSÜRLE HAPSETMEYE ÇALIŞIRKEN "ADRESİ MAPHUSHANE, ROTASI ÖZGÜR GÖKYÜZÜ"
Özgür satırlarına prangalar vuruldu, hayatını parmaklıklar ardında sürdürmeye mahkûm edildi ama esaret kalemini kıramadı ve Kemal Tahir, Türk Edebiyatı’nın kalıplaşmış sınırların dışına çıkmaya cesaret eden ilk marjinali oldu… Bu büyük şair İstanbul’un kültür ilçesi Küçükçekmece’de adına yakışır bir etkinlikle anılıyor. Konusunu esaretten, ilhamını mücadeleden alan Kemal Tahir, vefatının 36. yılında Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek programa dizelerini bağışlıyor… Usta yönetmen Halit REFİĞ’in de katılacağı etkinlikte, sizleri de aramızda görmek dileğiyle…PROGRAM18.00 “Karılar Koğuşu” – Senaryosu Kemal TAHİR’in aynı adlı romanından uyarlanan filmin gösterimi19.30 Düşünce Hayatımızda Kemal Tahir ve Sinema (Söyleşi)KATILANLAROturum Başkanı : Necip Fazıl KURTKonuşmacılar : Halit REFİĞ (Yönetmen)Bahtiyar ASLAN (İst. Ün. Arş. Görevlisi)YER : Cennet Kültür&Sanat MerkeziCennet Mah. Yahya Kemal Beyatlı Cad.KÜÇÜKÇEKMECE (0 212 598 5 525)TARİH : 13 Nisan 2009, PazartesiSAAT : 19.30
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:29 0 yorum
COŞKUN BÜKTEL SANSÜRCÜLÜK VE FAŞİZM UYGULARKEN BAZILARI SANAT İÇİN KALEM BAŞINDA! PATİKA YENİ SAYISIYLA BAYİİLERDE
* Nisan, Mayıs, Haziran 2009 * 65. Sayı * 19. Yıl *Web: http://www.patikadergi.com/E-posta: patikadergisi@yahoo.comKapak Resmi: A. CELAL BİNZET. İnceleme-Araştırma: AMBROSE BİERCE Üzerine > HÜSEYİN İÇEN, ADALET AĞAOĞLU’nun “Fikrimin İnce Gülü”nde Toplumsal Dönüşüm > GÜNAY GÜNER, ADNAN BİNYAZAR’ın Romanları > HÜSEYİN ALTUNYA, Alemdağ’da Var Bir Yılan: Bir SAİT FAİK Öyküsü Çözümlemesi > MÜNEVVER OĞAN, Türkiye ve Türkçe Özlemi Sağanağında “Eskici” Hikâyesi > ÖMER KEMİKSİZ, “Tutar Ellerinden Kaldırırsın Adı Kötüye Çıkmış Tüm Sözcükleri” CEMAL SÜREYA Şiirinde Aşk ve Kadın Bedeni > ÖZLEM SEZER. Söyleşi: SEVİM AK ile Söyleşi > PATİKA. Gezi: Gezi Notları/m 1 Almanya’da Bir Sorun Bin Açıklama > TACİM ÇİÇEK. Çeviri: Edebi Motif: Bir Tanım ve Değerlendirme WİLLİAM FREEDMAN > FUNDA ÖZŞENER. Deneme: Bırakılmış Biri: ORHAN DURU > MUZAFFER İLHAN ERDOST, CEYHUN ATUF KANSU’yu Anarken > DAVER DARENDE, Gerçekçi Edebiyatımızda Yeni Bir Adres: “ABDULLAH BAŞTÜRK İşçi Edebiyatı Yarışması” ve “Umut Direniyor” Romanı > REMZİ İNANÇ. Öykü: Tül > NİLÜFER ALTUNKAYA, Pastoral Aşk > SUNA DÜNDAR, Adem’in Elması > GİZEM KODAK, Apartman Çocukları > ÖZLEM YILDIZ, Nano Öyküler > SULTAN SU ESEN, Kaçış Planı > ALİ YILDIZ. Müzik: Ölümünün 200. Yılında Klasik Senfoni Biçiminin Öncüsü: FRANZ JOSEPH HAYDN > SERDAR ONGURLAR, Türkünün Çağdaş Devrimcisi: ÂŞIK MAHSUNİ ŞERİF > ÖNER YAĞCI. Sinema: Kriz ve Sinema > SERHAN EVYAPAN, “Çöküş (Downfall)” Filminde Erkek Temsili > LOKMAN ZOR, Türkiye’de Sinema Dergiciliği > HALUK GÜNİZ. Şiir: Güz için Prelüdler > AHMET ADA, Göçmen Bürosu > ERSAN ERÇELİK, Kilci Kervanı > ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN, Sancı Fabrikası > MUSTAFA ERGİN KILIÇ, Yıldızlara Savrulan Kılıç > VOLKAN HACIOĞLU, Reşâkat Hanım > ABDULLAH ŞEVKİ, Ağaç Açlığı > MELEK AVCI, Kadın > ÖZGÜR ÖZMERAL, Dantel Perde > SERDAR ÜNVER, Öteki Gözlerim > SEDEF ÜNAL, Nehir > ZEKİ YARAMAZ, Aydın Karanlığı > MEHMET KIYAT, Taklak > MURAT SAYIM, Renk İdim/Beyaz > TÜRKER ÖZŞEKERLİ. Kitap Tanıtım: Yüzümdeki Nehir > UMUT YAŞAR ABAT, Hiçliğin Kırık Adresinde Üç Şair, Üç Kitap > BURAK TOKCAN. Derleme: Düşünenler Ne Düşünüyor? > HÜSEYİN İÇEN. Günce: Kış Günlüğü > ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN. Karikatür: NEZİH DANYAL. Desen: ALİ YILDIZ.* 96 sayfalık Patika Dergisi’nin 65. sayısı, kitabevleri ve gazete bayilerinde... *
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:23 0 yorum
EYLEM KIRICI H. HİLMİ BULUNMAZ GERİCİLERE SATILMIŞLIK YAPARKEN LİSELİ GENÇLER SORUNLARINI, TEPKİLERİNİ OYUN YAZARAK GÖSTERİYOR
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; liseli gençlere, tepkilerini dile getirmeleri için yeni bir fırsat sunarak, gençleri “Yeni Metin Yeni Tiyatro” projesi kapsamında oyun yazmaya çağırıyor!“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; “Yeni Metin Yeni Tiyatro” projesi kapsamında yaptığı çalışmalar içinde liseli gençlere yönelik oyun yazarlığı atölyesi de düzenliyor. Atölye; her gün televizyonda aynı şeyleri izlemekten sıkılan, sınav kaygısından bunalan, hayatına bir değişiklik getirmek isteyen, deneyimlerini ve güncel meselelere karşı tepkilerini dillendirmek isteyen liseli gençleri yazmaya teşvik ediyor. Liseli genç yazarları, yazdıkları metinleri sahnede izleme imkanını da bulacağı heyecanlı günler bekliyor.Oyun yazarı, dramaturg ve İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümünden akademisyenlerin, lise öğrencileriyle, oyun yazımı üzerine bilgi ve deneyimlerini paylaşacakları atölye çalışmalarında yazılacak oyunların ana temasını, gençlerin yaşadıkları sorunlar ve edindikleri deneyimler oluşturacak.Düşündüklerini ve hissettiklerini kâğıda dökmek isteyen liseli gençler; kendilerini tanıtan bir yazıyı, iletişim bilgileriyle birlikte yenimetinyenitiyatro@gmail.com adresine yollayarak başvurabilirler.Bilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:20 0 yorum
Hüseyin Hilmi Bulunmaz faşizme taziyeye sessiz kalırken Faşizm Tiyatroya kayıtsız kalmıyor yasaklıyor. "Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nden açıklama"
YÖNETİM KURULU BAŞKANIMIZ ÜSTÜN AKMEN,TUNCAY ÖZİNEL TİYATROSU'NUN "HIRSIZNAME" OYUNUNUNKEŞAN'DA KAYMAKAM TARAFINDAN ENGELLENMESİ ÜZERİNEMİLLİYET GAZETESİ'NE (BİZZAT) VERDİĞİ (EKLİ) BEYANAT İLE İLGİLİ OLARAK YARIN T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BASIN BÜROSU'NATÜRK CEZA KANUNU MADDE 125/3 SUÇLAMASIYLA İFADE VERECEKTİR.BİLGİ OLARAK DUYURUYORUZ..METİN BORANGENELSEKRETERÇAĞDAŞ TİYATRODA ÇEVİRİ-YORUM PANELİ9 Nisan 2009 Perşembe, saat: 10.30 – 18.00İstanbul Fransız Kültür Merkezi, Taksim«Yazmak, çevirmek, oynamak, sahnelemek aynı düşünceden yola çıkar. O düşünce de çevirme eylemi üzerine kuruludur; yani dilin içinde ve diller arasında, bedenlerin içinde ve bedenler arasında, yaşlar arasında, bir cinsiyet ve öteki arasında durmaksızın olası denklikler ortaya çıkarma kapasitesi, gerekliliği ve zevki üzerine kuruludur.»- Antoine VitezVe Diğer Şeyler Topluluğu tarafından düzenlenen “Yeni Metin Yeni Tiyatro”, Fransız Kültür Merkezi ile işbirliği içinde çağdaş tiyatronun en temel ve en ihmal edilen unsuru olan “çeviri”yi farklı boyutlarıyla tartışmaya açıyor.Comédie-Française dramaturgu, Maison Antoine Vitez’in sanat yönetmeni ve çevirmen Laurent Muhleisen’in yanı sıra Türkiye’den tiyatro alanında önemli isimlerin de katılacağı panel üç bölümden oluşuyor.Panel Koordinatörleri:Sibel Arslan Yeşilay, Okan UrunProgram1. Oturum: 10.30 – 13.00Nasıl Çevriliyor?Çevirmenler tarafından çağdaş tiyatro metinlerinin çeviri süreci.Konuşmacılar:Yiğit Bener (yazar, çevirmen), Bilge Emin (çevirmen), Mehmet Ergen (yönetmen, çevirmen), Zerrin Yanıkkaya (dramaturg, çevirmen), Sibel Arslan Yeşilay (dramaturg, çevirmen)Moderatör:Okan Urun (oyuncu, çevirmen)2. Oturum: 14.00 – 15.30Nasıl Destekleniyor?Avrupa’da çağdaş tiyatro metinlerinin dolaşımı; kurumların yazar ve çevirmenlere destek programları.Konuşmacılar:Laurent Muhleisen (çevirmen), Sibel Arslan Yeşilay (dramaturg, çevirmen), Özen Yula (yazar, yönetmen)Moderatör:Yeşim Özsoy Gülan (yazar, yönetmen)3. Oturum: 16.00 – 18.00Nasıl Sahneleniyor?Dramaturg ve yönetmenlerin gözüyle çeviri metinlerin seyirciyle buluşma süreci.Konuşmacılar:Arif Akkaya (yönetmen), Selen Korad Birkiye (dramaturg), Murat Daltaban (oyuncu, yönetmen), Dilek Tekintaş (dramaturg)Moderatör:Ceren Ercan (dramaturg)Ayrıntılı bilgi için: 0212 243 99 91(GalataPerform)http://www.vedigerseyler.comhttp://www.galataperform.comhttp://www.infist.org
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:36 0 yorum
10 Nisan 2009 Cuma
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ GOYGOYCULUK'LA COŞKUN BÜKTEL MÜRİDLİĞİ YAPARKEN BAZILARI TİYATRO YAPIYOR! "GAGARİN SOKAĞI"
İzmir turnesinde bini aşkın seyirciye oynadık. Sonrasında Caddebostan Kültür Merkezi'nde yeniden Istanbul seyircisiyle buluşuyoruz.14 Nisan Salı 20.30 CKM (Gişe tel: Caddebostan Kültür Merkezi - Caddebostan - 0 216 467 25 68)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:13 0 yorum
09 Nisan 2009 Perşembe
Hüseyin Hilmi Bulunmaz Faşizme destek verirken, Reklamcıyı Sanatçı ilan ederken, Coşkun Büktel dezenformasyonu sürdürürken 15.Bartın tiyatro festivali
İzmir Yenikapı Tiyatrosu 15. Bartın Tiyatro Festivalinde sokakta ve sahnedeydi ! İzmir Yenikapı Tiyatrosu Bartın Tiyatro Festivali kapsamında 5 Nisan Pazar günü gündüz belediye binası önünde "fırtına" ve "palto" sisimli sokak oyununu arka arkaya sahneledi. geçen yılda festivale sokak oyunuyla da katılan yenikapı tiyatrosu o yıldan bu yana sokakta seyircilerin artış gösterdiğini gözlemleme fırsatı buldu. oldukça kalabalık bir topluluğa oyunlarını sergileyen Yenikapılılar oyunlardan sonra uzun süre alkışlandılar.FATSA FİKRİ SÖNMEZ ! Festivalde 5 Nisan akşamı Melih Cevdet Anday'ın Mikado'nun çöpleri oyununu sergileyen Yenikapı Tiyatrosu bu oyununda da kalabalık bir izleyivi kitlesiyle buluştu. her oyunu bir olaya ya da kişiye ithaf eden Yenikapılılar bu geleneğini Bartında da sürdürdü ve oyunu terzi fikri'ye ithaf etti. Fatsa(lı) Fikri(')nin hala yaşadığını ise seyirci koltuklarında yükselen ve uzun süre devam eden alkışlar kanıtlar gibiydi. Festivalin 4 Nisan günü gerçekleşen eğitimde drama ve tiyatro'nun önemi konulu panelde ise Mehmet Esatoğlu ve Zafer Gecegörür'le birlikte Orçun Masatçı'da yer aldı. panel Öğretmenlerin sorularıyla oldukça verimli bir hale geldi. İzmir Yenikapı Tiyatrosu Bartın Festivali sonrasında Amasra, safranbolu ve Karabük'ü de gezerek İzmir'e döndü.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:53 0 yorum
MÜJDE! TÜRK TİYATROSUNUN HAK ETTİĞİ "OYUN" ÇOK YAKINDA BAYİLERDE !...
EN USTA KALEMLER, EN PROFESYONEL YAYIN EKİBİ, TİYATRO YAYINCILIĞINDA YILLARIN DENEYİMLİ EKİBİ, TÜRK TİYATROSUNUN TARTIŞILMAZ İSİMLERİ İLE "OYUN" YAKINDA BAYİLERDE... TÜRK TİYATROSUNUN HAK ETTİĞİ TİYATRO DERGİSİ GELİYOR!
-----------------------------------------------------------------------------------DİKKAT: ŞU SIRALAR 3 AMATÖR'ÜN ÇIKARMAYI PLANLADIĞI DERGİ İLE KARIŞTIRMAYINIZ...
GENİŞ BİLGİ : http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/mujde-turk-tiyatrosunun-hak-ettigi-oyun.html
Gönderen Özgür Sanat zaman: 14:02 0 yorum
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ TELİF ÖDEMEDEN GENÇLERİN OYUNLARINI DERGİ İLAVESİ OLARAK PEŞKEŞ ÇEKERKEN OYÇED SÜREKLİ BAŞARI ÖDÜLLERİ
OYÇED-Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği, 20 yılı aşkın süredir oynanmakta olan tiyatro oyunlarını desteklemek ve bu oyunların sürekli başarılarına kamuoyunun dikkatini çekmek için onları ödüllendirme kararı almıştır.Bu oyunlar; Hüzzam (Devlet Tiyatroları), Lüküs Hayat (İstanbul Şehir Tiyatroları), Ferhangi Şeyler (Ortaoyuncular), Yargı (Bizim Tiyatro), Bir Garip Orhan Veli (Kenterler Tiyatrosu), Ben Anadolu (Kenterler Tiyatrosu) ve Samah (Ankara Deneme Sahnesi) olarak saptanmıştır.Oyun yazarları ve çevirmenleri olarak, sözcüklerimizi, düşlerimizi ve dile getirmek istediğimiz gerçekleri, bu kadar uzun süre, seyircilere etkili bir biçimde ileten ve bizleri seyircilerimizle buluşturan yapımları sahneleyen tiyatrolara, bu yapımlarda görev alan sanatçılara ve emekçilere teşekkür borçluyuz.Ödül plaketleri, adı geçen yapımlar için düzenlenecek olan törenlerde sözkonusu yapımları sahneleyen tiyatrolara verilecektir. Bunlardan ilki, 12 Nisan 2009 tarihinde, 25.yılını kutlayacak olan Lüküs Hayat”i sahnelemiş olan İstanbul Şehir Tiyatroları’na, ikincisi ise, 15 Nisan 2009’da, 23 yıldır Ferhangi Şeyler’i oynamakta olan Ortaoyuncular’a sunulacaktır.OYÇED YÖNETİM KURULUBilgi için:http://www.oyunyazarlarivecevirmenleri.org/0533 635 00 6705352380406053255072899053255072899
Gönderen Özgür Sanat zaman: 13:39 0 yorum
GALA DAVETİYESİ
cocukhaklari2@hotmail.comSelam, Bugün Türkiye’de Diyarbakır, Adana, Mersin, Hatay, Mardin, Siirt, Şırnak, Van ve İzmir’de 13–17 yaş arası 800 civarı çocuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 80’li yıllarda imzaladığı BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak, 2006 yılında değişiklik yapılan Terörle Mücadele Kanunu sebebiyle ‘yetişkin’ koşullarında yargılanıyor. Çocuklardan bazıları ‘yetişkin’ koşullarında hapiste tutuluyor ve yine ‘yetişkin’ koşullarında 50 küsur yıla varan cezalara çarptırılıyor. Bu çocuklar pedagojik yardım alamıyor, eğitimlerine devam edemiyor ve bir bölümü yetişkinlerle aynı koğuşlarda kalıyor. Bu hafta yine Silopi’de ‘Amarah Yürüyüşü’ sırasındaki şiddeti protesto gösterilerine katılan 15 ve 17 yaşındaki iki çocuk daha Cumhuriyet Savcılığı tarafından Terörle Mücadele Kanunu ile tutuklanarak cezaevine kondu. Seçim öncesi göz boyamak için yapılan tahliyeler durdu. Kaldı ki bu tahliyeler çocukların beraat etmesi, özgür kalması anlamına gelmiyor. Mahkemeler bu çocuklara TMK nedeniyle cezalar veriyor ve Yargıtay cezayı onayladığında (onaylamaması mümkün değil), çocuklar yeniden tutuklanarak hapsediliyor. Sadece bu hafta TMK nedeniyle ceza alan çocukların durumu şu şekilde: Siirt’teki çocukların duruşmasından tahliye çıkmadı. Adana’da taş attığı iddia edilerek 14–16 yaşları arasında 4 çocuğa 3,5 ile 7 yıl arasında ceza verildi. Hatay’da örgüt propagandası yapmak iddiasıyla 14–17 yaşındaki iki çocuğa 3,5 ve 4,5 buçuk yıl ceza verildi. Yalnızca 2009 Ocak ayı içinde çeşitli şehirlerde duruşmaları yapılan 26 çocuğa TMK ile toplam 75 yıl ceza verildi. Maalesef kamuoyu büyük ölçüde durumun vahametinden haberdar değil. Bu nedenle doğrudan başına gelmemiş insanlar empati kurup sivil hassasiyet geliştiremiyor. Dolayısıyla acilen gösterilmesi gereken toplumsal reaksiyon gecikiyor. Çocuklar şu an genellikle doğuda ceza alıyor olabilir. Bu yarın aynı koşulların batıda da geçerli olmayacağı anlamına gelmez. Çocuk haklarını ihlal eden TMK uygulaması bugünkü haliyle devam ettikçe yarın aynı mağduriyeti bizim çocuklarımızın, kardeşlerimizin yaşamayacağı garantisini kimse veremez. Bu memlekette hiç değilse çocukları ötekileştirmeyelim. Bu çocuklar ‘başkalarının çocukları’ rahatlığına düşmeden insan olmanın gereğini yerine getirelim. Doğu’da-Batı’da nerede olursa olsun çocuklar bizim. Bu çocuklar da bizim çocuklarımız gibi çocuk olarak yaşamayı hak ediyorlar. Bu çocuklar da bizim çocuklarımız gibi çocuk olarak muamele görmeyi hak ediyorlar. Doğudaki olaylara karıştığı iddia edilen çocuklarla ilgili çekilmiş mevcut tek film olan Gözmece belgesel filminin galasını yapıyoruz. Filmin yönetmeni Aydın Sevinç çektiği belgesel nedeniyle Türkiye’den İsviçre’ye iltica ettiğinden galaya bizzat katılamıyor. Aydın Sevinç Gala’da okunmak üzere yazdığı mektupla aramızda olacak, sesini duyuracak.GALA AKIŞI: Açılış Sunumu: Nilüfer AçıkalınHukuki Sunum: Ayşenur DemirkalePedagojik Sunum: Ayten Zara PageYönetmenin mektubunun okunması: Halil ErgünTanıklık Sunumu: Sebahat TuncelFilm gösterimiİkramGÖZMECE(Filmin süresi 45 dk.) Diyarbakırlı çocukların oyunlarından adını alan belgesel, 28 Mart 2006 tarihinde yaşanan olaylar ve sonrasını gerçek görüntülerle anlatıyor. Olayların içinde bulunan çocuklar ve yaşamını yitiren çocukların aileleri, arkadaşları ve kardeşleri yaşadıklarını, hissettiklerini gördükleri şekliyle anlatıyor. Yıllardır orada yaşanan savaşa en acı, en keskin yanlarıyla maruz kaldıkları için psikolojik, toplum tarafından ötekileştirildikleri için sosyolojik, şiddetin ve işkencenin en ağırını yaşadıkları için fiziksel olarak etkilenen çocukları dinleyin. Çocukça bakıp çocukça dinleyip çocukları anlamak için; orada olan biteni bir de çocuklardan dinleyin. Saat: 16:30 Yer: Renkahenk Sanatevi Adres: Olivia Sk. Olivia Han Kat: 2 Beyoğlu Tel; (212) 292 32 47-48Genel irtibat: Melek Ulagay Taylan 0549 423 33 23 melektaylan@gmail.com Görsel için irtibat: Gülsüm Ekinci 0535 938 96 39 gulsumekinci@gmail.com Yönetmen için irtibat: Serkan Bayrak 0534 334 90 94 istanbulahali@gmail.comÇOCUKLAR İÇİN ADALET ÇAĞRICILARI Abdulselam Duran, Adnan Özyalçıner, Ahmet Cemal, Ahmet Çakaloz, Ahmet İnsel, Ahmet Tüzün, Akif Karapınar, Ali Akay, Ali Nesin, Ali Poyrazoğlu, Aliraşit Karakılıç, Ali Uysal, Alin Taşçıyan, Alişan Akpınar, Alper Görmüş, Arzu Başaran, Aşiran Barut, Aslı Erdoğan, Aslı Öngören, Asmin N. Singez, Avi Haligua, Ayça Damgacı, Aydın Çubukçu, Aydın Engin, Ayfer Gürdal Ünal, Ayla Algan, Ayşe Bengi, Ayşe Bircan, Ayşe Böhürler, Ayşe Buğra, Ayşe Hür, Ayşe Kalyoncu, Ayşe Lebriz Berkem, Ayşegül Akyapraklı, Ayşegül Devecioğlu, Ayşen Ertur, Ayşen Hadımıoğlu, Ayşenur Demirkale, Ayten Zara Page, Bahar Şahin, Balam Kenter, Banu Vardar Karabeyoğlu, Barış Sulu, Baskın Oran, Başak Güçlü, Bawer Çakır, Bekir Berat Özipek, Bennu Yıldırımlar, Berat Günçıkan, Beria Atamturk, Bertan Onaran, Bilgehan Oğuz, Burcu Koçyiğit, Buse Kılıçkaya, Bülent Erkmen, Büşra Ersanlı, Cafer Solgun, Can Başkent, Can İzar, Canan Atabay, Cansu Demir, Celalettin Can, Cem Selcen, Cemil Ertem, Cengiz Alğan, Cengiz Güleç, Ceyhan Begüm Yıldız, Cezmi Ersöz, Cihan Aktaş, Cihan Demir, Civan Canova, Cuma Boynukara, Çağatay Anadol, Çağdaş Aşan, Çiğdem Mater, Defne Asal Er, Deniz Atamtürk, Deniz Kavukçuoğlu, Deniz Türkali, Derya Alabora, Dikmen Gürün, Dilek Kurban, Duygu Öz, Ece Temelkuran, Elif Çakır, Emine Özkaya, Emine Uşaklıgil, Emrah Kırımsoy, Emre Kınay, Erdir Zat, Eren Keskin, Ergin Cinmen, Erkan Şen, Erol Özkoray, Ersin Kalkan, Ertuğrul Kürkçü, Esen Çamurdan, Esra Altem, Esra Çiftçi, Esra Demir, Esra Mungan, Eşber Yağmurdereli, Etyen Mahçupyan, Evrim Altuğ, Ezgi Başaran, Faik Akçay, Fatma Benli, Fatma Ufuk Gürler, Fatmagül Berktay, Ferda Keskin, Ferhat Kentel, Feryal Öney, Feyza Hepçilingirler, Fırat Bingöl, Fırat Korkma, Figen Batur, Fikret Başkaya, Fikret İlkiz, Gökhan Gençay, Gencay Gürsoy, Gül Emek, Gülay Göktürk, Gülenay Börekçi, Gülnur Elçik, Gülsüm Ekinci, Gülten Kaya, Gün Zileli, Günay Aslan, Hakan Tahmaz, Halil Berktay, Halil İbrahim Özcan, Halil Savda, Haluk Tekeli, Handan Öztürk, Hande Demircioğlu, Hasan Gürkan, Hatice Uçum, Haydar Ergülen, Hidayet Şefkatli Tuksal, Hilal Kaplan, Hulusi Zeybel, Hülya Tarman, Hülya Tanrıöver, Hülya Üçpınar, Işıl Özgentürk, İbrahim Betil, İbrahim Halil Şimşek, İlhan Döğüş, İsmail Beşikçi, Jale Parla, Jülide Kural, Kamile Batur, Kemal Doğan, Kenan Işık, Kemal Pulgu, Kerem Kurdoğlu, Korkut Boratav, Kutbettin Özer, Kürşad Kahramanoğlu, Latife Tekin, Leman Yurtsever, Levent Arslan, Leyla İpekçi, Mahmut Alınak, Mahmut Toğrul, Maide Tülin Coşandal, Mebuse Tekay, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Baydemir, Mehmet Güç, Mehmet Özdal, Mehmet Sander, Mehmet Tarhan, Mehmet Teoman, Mehmet Uçum, Mehveş Evin, Melek Ulagay Taylan, Melih Altınok, Meltem Ahiska, Memet Ali Alabora, Memik Horuz, Meral Danış, Meral Okay, Meral Tamer, Merve Erol, Mesud Fırat, Mete Elçi, Migirdiç Margosyan, Mihriban Karakaya, Mithat Sancar, Mualla Gülnaz Kavuncu, Muharrem Erbey, Murat Paker, Murat Çelikkan, Murathan Mungan, Mustafa Alabora, Mustafa Çinkılıç, Mustafa Dağıstanlı, Mustafa Demirkanlı, Mustafa Elveren, Mustafa Erhan Kaya, Müge İplikçi, Nadire Mater, Naim Dilmener, Naz Erayda, Nazlı Alatlı, Necmiye Alpay, Nedim Saban, Neslihan Acu, Neslihan Akbulut, Neslihan Demir, Neşe Ozan, Neşe Yaşın, Nihal Bengisu Karaca, Nihal G. Koldaş, Nihal Yeğinobalı, Nihat Behram, Nihat Ziyalan, Nil Demirkazık, Nil Mutluer, Nilüfer Açıkalın, Nilüfer Kuyaş, Nimet Tanrıkulu, Nurgül Cangüleç, Ohannes Şaşkal, Okan Arslan, Onur Caymaz, Onur Günay, Oral Çalışlar, Orhan Miroğlu, Oruç Aruoba, Osman Kavala, Oya Baydar, Ömer Madra, Ömer Yıldırmaz, Övül Durmuşoğlu, Özcan Yurdalan, Özkan Küçük, Özlem Dalkıran, Pelin Batu, Pınar Ecevitoğlu, Pınar Kür, Pınar Selek, R.İhsan Eliaçık, Rabia Özgökçe, Ragıp Duran, Ragıp Zarakolu, Recep Maraşlı, Sadık Yalsızuçanlar, Salih Yıldız, Sanem Öge, Selahattin Özpalabıyıklar, Selami İnce, Selda Tuncer, Semih Kaplanoğlu, Semra Somersan, Sennur Sezer, Seray Gözler, Serdar Aydoğdu, Serdar M. Degirmencioglu, Serdar Şengün, Serra Bucak, Serra Müderrisoğlu, Serra Yılmaz, Sevim Soylu, Sevin Okyay, Sevinç İldan, Seyfettin Gürsel, Seza Mis Horuz, Sezai Sarıoğlu, Sibel Eraslan, Sibel Köse, Sibel Özbudun, Sibel Yarız, Songül Beydilli, Stella Ovadia, Suna Coşkun, Şahika Yüksel, Şanar Yurdatapan, Şakir Sağlam, Şebnem Korur Fincancı, Şeyhmus Diken, Şule Perinçek, Taha Parla, Tahir Elçi, Taner Koçak, Tannur Arat, Tarık Günersel, Tayfun Mater, Tayfun Pirselimoğlu, Temel Demirer, Tevfik Taş, Tolga Taşar, Tilbe Saran, Tuncer Cücenoğlu, Tülin Karabeyoğlu, Ümit Kardaş, Üstün Akmen, Vedat Yıldırım, Viki Ciprut, Yalçın Ergündoğan, Yaman Tüzcet, Yankı Yazgan, Yaprak Zihnioğlu, Yasemin Göksu, Yasin Aktay, Yeşim Dorman, Yeşim Özsoy Gülan, Yıldıray Oğur, Yıldız Ramazanoğlu, Yücel Tunca, Zafer Gökdemir, Zeki Korkut, Zelal Dağ, Zeyneb Taşcı, Zeynep Gambetti, Zeynep Kaya, Zeynep Oral, Zeynep Tanbay
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:46 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
TİYATRO
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TİYATRO FESTİVALİ
Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü 13 yıllık geçmişi boyunca biriktirdiği hayalleri gerçeğe dönüştürmekten YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TİYATRO FESTİVALİ'ne ev sahipliği yapmaktan son derece mutluluk ve onur duyar.27 Nisan - 12 Mayıs Tarihleri arasında oyunlar mı dersiniz, söyleşiler mi, workshoplar mı...İlk göz ağrımız...bizim için çok kıymetli bir organizasyon...Sizler için de sanat dolu...keyif dolu...dolu dolu bir organizasyon olacak...27 Nisan 2009PAZARTESİ Söyleşi - Sinan Bengier ( Tiyatro Oyuncusu )ve Kaktüs Kabare Tiyatrosu saat 12:00 Üzeyir Garih Salonu28 Nisan 2009SALI - Sabancı Üniversitesi / Oyunlarla Yaşayanlar Yazan: Oğuz Atay saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu29 Nisan 2009 ÇARŞAMBA - Koç Üniversitesi / Romeolar ve Julietler Yazan: Shakespeare saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu5 Mayıs 2009SALI - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Sıradan Bir Gün ve Diğer Komediler Yazan: Dario Fo Yönetmen: Mevra Ustaoğlu saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu6 Mayıs 2009ÇARŞAMBA - Söyleşi - Emre Kınay ( Duru Tiyatro) saat 14:00 - 16:00 Yeşil Salon & Oyun:Duru Tiyatro / Şah Mat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu7 Mayıs 2009PERŞEMBE - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Kadınlık Bizde Kalsın Yazan: Yılmaz Erdoğan Yönetmen:Barış Kıralioğlu saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu11 Mayıs 2009PAZARTESİ - Söyleşi - Yetkin Dikinciler ( Devlet Tiyatrosu Oyuncusu, Babam ve Oğlum, Mavi Gözlü Dev, Ulak Filmleri ve Eşref Saati Dizisi oyuncusu ) saat:12:00 - 14:00 Üzeyir Garih Salonu12 Mayıs 2009SALI - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Oyun Nasıl Oynanmalı ? Yazan: Vasıf Öngören Yönetmen: Arda Öztürk saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu-- *Üniversitelerin sahneleyeceği oyunlar ücretsizdir.**Oyunların hepsi 1200 kişilik İnan Kıraç Konferans Salonu'nda sahne alacaktır.Şimdiden Keyifli SeyirlerYeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübüwww.yeditepetiyatro.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:53 0 yorum
Tiyatroevi İzmir Hikaye-i Mahmud Bedreddin ile 4 mayıs'ta sahne alıyor. Mehmet Akan'ın yazdığı ve Hamit Demir'in yönettiği oyun 4 mayıs'ta İzmir Fuar İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde sahnelenecek. Tarih: 4 Mayıs 2009 PazartesiSaat: 20:00Yer: Fuar İsmet İnönü Kültür Merkezi Davetiyeler:1- Tüyap Kitap Fuarı'nda TİYATROEVİ standından temin edilebilir.2- Telefonla rezervasyon yapılabilir.3- E-posta yoluyla rezervasyon yapılabilir.Davetiye ücreti: 5 TL.- İletişim: 0232 329 31 200537 725 81 82iletisim@iyatroevi.comwww.tiyatroevi.com-- Hamit DemirGölge Tiyatro DergisiGenel Yayın Yönetmeni
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:14 0 yorum
GALA BU AKŞAM...
“KENTSEL BÖLÜŞÜM KAR HANESİ”
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!
Tiyatro Z’nin onuncu projesi olan “Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi” oyunu, Devletin çatırdayan çekirdeği olan aile kurumunu masaya yatırırken Avrupa Birliğine sunulacak bir “Büyük Proje” çılgınlığı ekseninde geçiyor.
Ülkenin her santimetrekaresine sirayet etmiş bir yalanı, farklı saflardan aynı coşkuyla besleyen, duyarlılıklarına, imanlarına, ideolojilerine had safhada bağlı insanlar düşünün... Ayrı saflarda olmalarına rağmen bir büyük projede; Bir büyük yalanın içinde yan yana kavgaya duruşlarına bakın.
Her şey barış, kardeşlik ve istikrar dolu global bir dünya anlayışı için!!!
Proje, dosya, konsept, vs… Son günlerin en çok telaffuz edilen sözcükleri. “Proje” öyle büyülü bir sözcük ki; yurdumuzun asla bir araya gelemeyecek iki kesimini; kent soylu küçük burjuva ile yükselen taşra burjuvasını bir araya getirebiliyor, ortak hedeflere yöneltebiliyor.
Burası Türkiye, Beyoğlu, Cihangir Semti…
Toplumun 6 ayrı kesiminden gelen, farklı kültürler, inanışlar ve sosyo- ekonomik yapılardaki altı insan Cihangirde, aydın görünümlü bir köşe yazarının evinde nasıl buluşur? Ilımlı Müslümanından seks işçisine, öğrencisinden Kürt mafyasına kadar Türkiyenin tüm renklerini görmek için büyük fırsat.
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!
Nebil Sayın’ın yazdığı Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi, %47’lik çoğunluğa karşı “amansız savaş” veren bir köşe yazarının nazik başlayan ama günün ilerleyen saatlerinde çatışmaya dönüşen hikayesini anlatır. Dünyaya farklı yerlerden bakan iki “dava adamının” karşılaşması, ortak paydada bir eylem birliğine girişmeleri, inanılmaz ama son derece gerçektir. Evin içindeki çatışma bir kadın satıcısının hakemliğinde gelişirken, işin içine Ukraynalı bir seks işçisi girer. Ve, yaşadığımız ülkenin garip fotoğrafı gözler önüne serilir.
Politik vodvil tadında yazılan oyun Tiyatro Z nin kafe bölümünde izlenebilir.
Yazan : Nebil Sayın
Yöneten : Üveys Akıncı
Yönetmen Yardımcısı: Eren Azak
Yapım Asistanları: Eylül Başoğlu, Nezih Tüzel
Oyuncular : Tarkan Çeper, Sena Işıldar, Haluk Yüksel, Senem Begisi, Hilal Özbay ve Nebil Sayın
Grafik Tasarımı: Togay Kılıçoğlu
Biletler Biletix’ten ve Tiyatronun gişesinden temin edilebilir.
TİYATRO Z
ADRES: Hacı Mimi Mah. Dibek Sok. no 17
Kuledibi/Beyoğlu/İstanbul
Tel: 0212 2491665
www.tiyatro-z.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:11 0 yorum
YUĞ Devlet Tiyatrosu ve Azerbaycan OYUN Çocuk Tiyatrosu 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI
Azerbaycan YUĞ Devlet Tiyatrosunun bünyesindekiÇOCUK TİYATROSU LABORATUARI ve AZERBAYCAN OYUN ÇOCUK TİYATROSU’NUN23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASIİrade gücüyle kurulan Cumhuriyetimiz, genç nesillere emanet edilmiş, şanlı bir tarih yazılarak başarılı bir demokrasi sınavı verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı 23 Nisan 1923 tarihinde, Dünyanın ilk ve tek çocuk bayramını, Türkiye’de bizimle birlikte kutlamak için yıllardır ülkemize gelen ve bizlerin misafiri olan, farklı coğrafyaların ve dillerin bir araya geldiği gün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bu nedenle sevincimiz bir kat daha artmaktadır. “Çocuklarına yatırım yapan toplumlar, güçlenir.” Dünya geleceğinin en önemli hazinesi, insanlığın ortak umudu çocuklar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, tüm çocuklarımıza ve yurttaşlarımıza Azerbaycan’dan esenlikler diliyoruz.Bugün Azerbaycan’daki çocuklara, Bir Millet iki devlet Olmanın sevincini, milli liderlerimizden aldığımız ruhla, bayramlarını kutlamak üzere, Kimsesiz Çocuklar Evi’nde 5, 6 yaşındaki küçük kardeşlerimize ve 7, 8 yaşlı ilköğretim öğrencisi kardeşlerimize yönelik hazırladığımız iki çocuk oyunumuzu hediye edeceğiz. Ayrıca oyun sonunda çocuklarımıza değişik kitap hediyeleri vererek okuma sevinci de kazandırmak istiyoruz. Azerbaycan YUĞ Devlet Tiyatrosunun bünyesindekiÇOCUK TİYATROSU LABORATUARI oyuncularından oluşan ekiple yapacağımız daha birçok önemli adımdan sadece biri 23 Nisan Çocuk Bayramı oyunlarımız... Biz deniz kenarında, plajda, güneşin altında kurumak üzere olan denizyıldızlarından birini de kurtarmak aşkı ile elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz her çocuk bayramında.ÇOCUK TİYATROSU LABARATUARI ve Azerbaycan OYUN Çocuk Tiyatrosu adına Supervizör Prof. Dr. Vagif İbrahimoğlu, Pedagog rejisör Dr. Rasim Aşın, Rejisor Ayten Memmedova, Reji asistanı İsa Karslı, Tiyatro Kuramcısı ve Eleştirmeni Dr. Feride Celilova, Tiyatro eleştirmeni Sevda Ağayeva, Oyun Yazarı Vüsale Ağayeva, müzikolog Ali Halilov, Dekor tasarım Mücahid Can, Çocuk Psikologu Sevda Memmedova, Gazeteci Samire Behbudgızı, Ruqiyye Yaşar, Elnare Deniz, Şebnem Mutellimzade, EL-Togrul, Elvin Adıgözelov, Savaş Işık, Orhan Şekili,isa karslı"Tiyatro bir memleketin kültür seviyesinin aynasıdır" Mustafa Kemal Atatürk
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:10 0 yorum
Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivaline Başvurular Başladı
BASIN BÜLTENİ
Fatih Üniversitesi Tiyatrosu “Tiyatro Fatih daha önce ulusal boyutta düzenlediği Tiyatro Festivalini bu yıl uluslararası boyuta taşıyor. 27 Nisan -3 Mayıs 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivaline”, yurt içi ve yurt dışından çeşitli tiyatro grupları katılıyor. Festivalde çeşitli dillerde tiyatro oyunlarının sahnelenmesi, tiyatro sanatçıları ile söyleşiler, atölye çalışmaları, müzik dinletileri ve çeşitli açık hava gösterileri gerçekleştirilecek. Festivalin galası ise 27 Nisan Pazartesi günü İstanbul Devlet Tiyatroları Şişli Cevahir Sahnesinde yapılacak. Galada emektar tiyatro sanatçılarına çeşitli hediyeler ve plaketler sunulacak ve Tiyatro Fatih’in yeni oyunu tiyatroseverlerin beğenisine sunulacak. Ayrıntılı Bilgi için www.tiyatrofatih.com TEL:0212 866 33 00/4042.
Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivali Gala Gecesi
Tarih:27 Nisan Pazartesi
Saat:20:30
Yer: İstanbul Devlet Tiyatroları Şişli Cevahir Sahnesi Cevahir AVM içi
– PROGRAM AÇILIŞI SUNUCU KONUŞMASI
– TİYATRO FATİH VTR’Sİ
– TİYATRO FATİH MONOLOG
– FATİH ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NÜN KONUŞMASI
– TİYATRO FATİH SAHNE BAŞARI ÖDÜLÜ TAKDİMİ- KONUŞMALAR
– TİYATRO ONUR ÖDÜLÜ TAKDİMİ- SANATÇI VTR’Sİ -KISA KONUŞMALAR
– TİYATRO FATİH OYUNU GALASI
Not:Program öncesi enstrümantel müzik dinletisi yapılacaktır.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:04 0 yorum
DestAR-Theatre “Reşê Şevê” ile Ankara Turnesinde
DestAR-Theatre “Reşê Şevê” ile Ankara Turnesinde.
Kürt tiyatro gruplarının ve Kürtçe oyunların giderek arttığı bu günlerde “Reşê Şevê” (Karabasan) adlı oyunla iyi bir çıkış yapan DestAR-Theatre Ankara turnesine çıkıyor. Oyunun Nisan ayının başında İstanbul Su Gösteri Sanatları Sahnesinde galası gerçekleşmiş ve ardından Bilgi Üniversitesinde gösterilmişti. Oyun biçimi ve oyunculuk performansıyla ilgi uyandırmıştı.
Oyun ilk olarak 28 Nisan Salı günü saat 19.30 da Ankara Ekin Sanat Tiyatrosunda gösterilecek ve ardından da 1966’dan beri sürdürülen ve tiyatro gruplarının önemli buluşma platformlarından biri olan ODTÜ Tiyatro Şenliği’nde 30 Nisan Perşembe günü saat 13.00 da seyirci karşısına çıkacak. Bu yıl, ODTÜ Oyuncuları'nın ev sahipliğini üstlendiği şenlik 24 Nisan - 3 Mayıs 2009 tarihleri arasında “ŞENLİK '09” adıyla ODTÜ Mimarlık Amfisi'nde düzenlenecek.
Berfin Zenderlioğlu ve Mirza Metin’in kaleme aldığı oyun, “eril bir kurgu” üzerine kurulmuş “dişil bir hikâye”dir. Eril dünyanın kaosuna kapılmış bir kadının geçmişine dair yaşadığı sanrılar, onun, hayatındaki erkeklerle hesaplaşmasına dönüşür. Oyunda kadının sokaktan kâğıt toplayarak yaşamını sürdürmesi bir sonuçtur ve “şimdi”dir. Keskin geçişlerle yaşadığı sanrılar ise “geçmiş”tir. Ancak oyunun başından sonuna kadar sahnede olan ve finalde kendini “erkeğin kaosu” olarak tanıtan “eril gölge” ise “geniş zaman”dır. “Gelecek” ise yaşama bırakılmış bir muammadır.
“Mêrê Şevê”(Gecenin erkeği) ya da “Reşikê Şevê” olarak da bilinen Anadolu ve Ortadoğu’da daha birçok ismi ve versiyonu olan “Reşê Şevê”(Gecenin karası), dev gölgeler ve siluetler biçiminde görünen cinler ve yaratıklar gibi ruhani varlıklar olarak bilinir. Ve bu varlıklar çocukluktan başlayarak insanlarda psikolojik bir korku ve baskı aracına dönüşmüştür. Halen de onlara dair hikâyeler anlatıldığında insanlar ürperirler. “Reşê Şevê” ve üretilmiş diğer bütün isimler Kürtçe gramer olarak “eril”dir.
Yönetmenliğini Mirza Metin’in yaptığı oyunun müzikleri ise Mehmet Atlı ve Murat Öztürk imzası taşıyor. Oyunun Dekor tasarımı Metin Çelik’e, Işık Tasarımı Alev Topal’a ve Kostüm-Aksesuar tasarımı ise Sevgi Turan ve Zozan Eres’e ait.
DestAR-Theatre 2008 yılının Ekim ayında Kürt Tiyatrocuları Mirza Metin ve Berfin Zenderlioğlu öncülüğünde kurulan ve Kürt tiyatrosuna özgün eserler ve modern tekstler kazandırmayı hedefleyen yeni bir gruptur.
İletişim:
www.destartiyatro.com
destar-t@hotmail.com
0555 996 10 43
İstanbul
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:05 0 yorum
Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında
Cihan Demirci'nin görsel sunumlu söyleşisi:"Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında" 30 Nisan Perşembe günüBeyoğlu'nda Attila İlhan Kültür Merkezinde... Mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci’nin uzun yılların emeğiyle hazırladığı "Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında" başlıklı görsel sunumlu söyleşi30 Nisan Perşembe günü, saat:15-00-17 00 arasında Beyoğlu'ndaki Attila İlhan Kültür Merkezinde gerçekleşecek. Attila İlhan Kültür Merkezi adresi: Meşrutiyet Cad. No: 3 Kat:2 Galatasaray-Beyoğlu http://www.attilailhankulturmerkezi.com/ adresinden de bilgi alınabilir. Cihan Demirci, bu söyleşide; 1869'da ilk mizah dergisinin bu topraklarda yayınlanmasından 2009'a kadar geçen 140 yıllık süredeki mizah yayıncılığı serüvenini görsel sunum eşliğinde anlatıyor ve izleyenleri 140 yıllık bir mizah yolculuğuna çıkarıyor...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:02 0 yorum
1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı
“Bir Bütün Olarak Dünya”
· Milli Reasürans Sanat Galerisi, 1990’lar Alman Haber Fotoğrafçılığının farklı uslüplarından oluşan bir kesitini ‘Bir Bütün Olarak Dünya’ adlı sergiyle sunuyor.
· Sergi ifa, Goethe-Institut Istanbul ve Milli Reasürans Sanat Galerisi işbirliği ile gerçekleşiyor.
· Sergi küratörü Ulf Erdmann Ziegler serginin açılışında bulunacaktır.
· Sergi 28 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.
“Bir Bütün Olarak Dünya” başlıklı sergi, Demir Perde’nin kalkması ve Almanya’nın yeniden birleşmesiyle uzun bir aradan sonra Doğu ile Batı’yı yeniden bir bütün olarak görmemizi sağlayan geçen yüzyılın son on yılını kapsıyor. Sergide yer alan fotoğraflar, 1990’lardaki bu tarihsel durumun toplumsal, siyasal ve kültürel sonuçlarına dikkat çekiyor.
Haber fotoğrafçılarını, kamerasını ve donanımını yüklenmiş sansasyon peşinde bir ülkeden diğerine, bir felaketten ötekine koşturan gözü kara serüvenciler olarak düşünürüz. Oysa sergiye katılan fotoğrafçılar için durum biraz farklıydı. Temelde rahatsız edici, hatta şok edici sansasyonel fotoğraflar peşinde olmaktan ziyade duyarlı görsel haberlerdi ilgi alanları. Bu yaklaşım, genç kuşaktan kimi fotoğrafçının bağımsız bir görsel biçem geliştirmesine yol açtı. Yapıtlarındaki görsel imgelerin estetik ve psikolojik etkisini artırmak için büyük bir çaba gösterdiler.
Ancak, fotoğraflarının sanatsal bir amaca ve yüksek bir estetiğe sahip olması, haber fotoğrafçılığının ötesine geçtiğini gösteriyor. Sanatçıların ortak çabasının, güncel olayları haberleştirmenin çok ötesine geçmeyi hedefleyen yenilikçi bir ifade biçimine ulaşmak olduğu söylenebilir. Hepsi, dar anlamda kendilerinden istenilen işleri yapan fotoğrafçılar değil, tıpkı bir yazar gibi kendi bireysel görsellikleriyle bir habere kendi damgasını vuran, belirli bir konuda ve özel bir görsel dilde uzmanlaşmış insanlar.
Sergi, kendi işleriyle başkaları için çektikleri fotoğraflar arasında ayrım yapmayan, dünyayı verilen işin ötesinde bir bütün olarak, olduğu gibi ve gerçekliğe açık bir biçimde gösteren, kişisel duruşlarıyla şoke etmekten çok düşünmeye çağıran ve fotoğrafladıkları kişileri teşhir etmekten çok, hem sözde hem de özde onların onuruna saygı duyan sanatçıların yapıtlarından oluşuyor.
Sergide çoğu serbest fotoğrafçı olarak çalışan, Almanya’da 1950 sonrası sanatçıları arasında yer alan Wolfgang Bellwinkel, Axel Boesten, Fred Dott, Stephan Erfurt, Nikolaus Geyer, Martin Fengel, Jitka Hanzlová, Peter Hendricks, Kai-Olaf Hesse, Enno Kapitza, Eva Leitolf, Barbara Müller, Frank Müller, Karin Apollonia Müller, Ulrike Myrzik ve Manfred Jarisch, Julia Sörgel, Ingo Taubhorn, Corinna Wichmann’ın yapıtları özgün olarak ve basında yayımlanan biçimleriyle sunuluyor.
Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen bu sergi 28 Nisan – 30 Mayıs 2009 tarihleri arasında izlenebilir.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:00 0 yorum
Konak Belediyesinden Mayıs Etkinlikleri
2 MAYIS CUMARTESİ
IV. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali
2 – 7 Mayıs 2009
Düzenleyen: Konak Belediyesi, Halkevleri
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi – Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
2 MAYIS CUMARTESİ 2009 Saat:19.00
Açılış Filmi Gala “100 Bin Kişiydiler” 2009 72’
Yönetmen: Metin KAYA
Konser Melike DEMİRAĞ
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
3 MAYIS PAZAR 2009
15.20 Karanlığın Gözleri 29’
16.00 Süt ve Çikolata 20’
16.30 Guantanamo Diye Bir Yer 45’
17.20 İplik Hayatlar 27’
17.55 Bozuk Bando 107’
20.05 Hasta 123’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
4 MAYIS PAZARTESİ 2009
15.00 Lilith Kızkardeşleri 41’
15.45 Küresel Karmaşa 80’
17.15 Merdiven Altı Nobel 24’
17.45 Dünyayı Özelleştirmek 62’
18.55 Sevgili Mandela 6’
19.05 Portakal Hasadı 17’
19.30 Silikozis 30’
20.10 Sonbahar 99’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
15.30 Çalışan Çocuklar Üzerine 9’
15.50 Nene’nin Öyküsü 110’
18.00 Herkes İçin Dünya Ayarında Öyküler 40’
18.55 Adana-Paris: Yılmaz Güney 74’
20.10 İsyan 112’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
5 MAYIS SALI 2009
15.00 Porto Marhera 52’
16.00 Kedinin İçindeki Fare 10’
16.15 Emek Emperyalizmi 56’
17.15 Sınırdışı 22’
17.45 Demiryol 85’
19.20 Dönüş 18’
19.50 Sarhoş Atlar Zamanı 75’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
16.05 Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları 50’
17.05 Bitmeyen Yol 105’
19.00 Güvencesiz İşçiler Üzerine Direniş Öyküleri 120’
21.00 Arna’nın Çocukları 84’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
6 MAYIS ÇARŞAMBA 2009
15.30 Silikozis 30’
16.10 Kırlangıcın Yuvası 21’
16.40 Tüm İnsanlar Eşit ve Özgürdür 100’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Göç 21’
15.55 Nazım’ın Küba Seyahati 68’
17.10 Mandolinli Kız 19’
17.35 San Francisco 68 Grevi 56’
18.40 Ariel 72’
19.25 Portakal Hasadı 17’
20.00 Söyleşi İshak IŞITAN
21.00 Özel Gösterim: Brukmanlı Kadınlar
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
7 MAYIS PERŞEMBE 2009
15.30 Sevgili Mandela 6’
15.40 Şehir Sakin 132’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Cocalaro 94’
17.10 Tolya 9’
17.25 Ekmek Parası 17’
17.50 Toprağın Tuzu 94’
19.35 Kırlangıcın Yuvası 21’
20.00 İşte Özgür Dünya 96’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
(*)Saat:20.00
Tiyatro
“Dünya’nın Başkenti’nin Mimari”
Yazan: Esther VİLAR, Yöneten: Baran KAYA
İzmir Sahne Tiyatro Oyuncuları
Düzenleyen: İzmir Sahne Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
İletişim: Osman AKIN - 506 417 04 70
4 MAYIS PAZARTESİ
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 4 -14 MAYIS 2009
Su Grubu “Görsel Dokunuşlar” Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
5 MAYIS SALI
Saat:11.00
“ Şiirin, Bireysel Zeka ve Kültürü Geliştirici Etkisiyle Bilimsel Düşüncenin Yaygınlaşması ve Toplumsal Gelişime Katkısı”
Sunum: Babür ÇAĞATAY, Parodide Şiir
Yöneten: Emine CİN
Yorumlayıcı: Dr. Mustafa YULUĞ
Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Koristi Bedri BULUT katkı yapacaktır.
Düzenleyen: Şiir Tiyatrosu Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
4/ B Salonu
Saat: 18.00
Sergi Açılışı / 5 – 20 MAYIS 2009
Azime Akbaş YAZICI “Nefes Ten Köprü 2”Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
6.Kat Sanat Galerisi
6 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat:19.00
Çarşamba Toplantıları
“Çocuk Edebiyatının Önemi, Sorunları ve Çözüm Önerileri”
Yöneten: Nevzat SÜER SEZGİN
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat:20.00
Tiyatro Oyunu
“Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı”
Yazan: Aziz NESİN
Yöneten: Burcu AKSAKAL
Konak Belediyesi Tiyatro Kursiyerleri
Oynayanlar: Sacide YILMAZ, Aysel GÜNTÜRKÜN, Nur KÖROĞLU, Reyhan TAŞKINLAR, Mutlu AYGÜN, Gülten CAN, Korhan ÇAMLIBEL, Esra ÖZBAY, Udkan KARGACI, İsmail ÖNEN, Pelin PARLAK, Elif AYDINKAYA, Gülşah SETER, Melike FUTTU, Sera Sevgi ZOR, Elmas Damla BİÇER, Vehbi TETİK, Onur COŞKUN
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
7 MAYIS PERŞEMBE
Saat:14.00
Film Gösterimi - Söyleşi
“Özgürlük ve Bağımsızlık” Yönetmen: Carolin DASSEL 70’
Sahaja Yoga’nın Kurucusu Shri MATAJİ Biyografisi
Düzenleyen: Sağlıklı Yaşam Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat:14.30
“Mastektomi Sonrası Yaşam”
Konuşmacı: Araş. Göv. Züleyha SEKİ
(Ege Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu - Memekander Sekreteri)
Düzenleyen: Meme Kanseri ile Savaşım Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat:20.30
Udi Bestekârlar Türk Sanat Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Kadri Kudret GÜNER
Konak Belediyesi Çağdaş Emekliler Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
Saat: 20.30
Türk Sanat Müziği Bahar Konseri
Şef: Haydar ENGİN
Güzelyalı - Göztepe İyileştirme Platformu Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı - Göztepe İyileştirme Platformu (GİP)
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
8 MAYIS CUMA
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 8 – 20 MAYIS 2009
S. O. S “Sevgi Olsun Sanat” Karma Sergi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Sanat Galerisi
(*)Saat:20.00
“Dışarıda Kapının Önünde”
Yazan: Wolfgang Borchert
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat:20.00
Yıl Sonu Dinletisi
Düzenleyen: Özel Nilgün DERE Müzik Kursu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
9 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 14.00
Söyleşi
"Yönetim ve Yönetenlerin Dili"Konuşmacı: Ramazan URGANCIOĞLU
Düzenleyen: Dil Derneği İzmir Temsilciliği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
4/B Salonu
Saat: 14.00
Panel
“Yazar Gelişiminde Edebiyat Örgütlerinin İşlevi”
Katılımcılar: Sevim Korkmaz DİNÇ, Hayri K. YETİK,
Namık KUYUMCU, Hasan ÖZKILIÇ
Düzenleyen: Kadın Yazarlar Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 19.00
Arkadaş Z. ÖZGER 2009 Ödül Töreni
“Arkadaş Z. ÖZGER Şiir Ödülü 2009” Nurullah KUZU “Dağınık Kara”
“Mehmet H. DOĞAN Jüri Özel Ödülü” Nur İpek ÖNDER “Kan Rüyayı Bozar”
“İlk Kitap Özel Ödülü” Burak ACAR “Ateş Akvaryumu” Pan/Heves Kitaplığı Yayınları
Düzenleyen: Mayıs Yayınları
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
(*)Saat:20.00
“Güneşli Bataklık”
Senaryo: Vedat TÜRKALİ
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat: 20.00
Türk Müziği Bahar Konseri
Şef: Türker BEKAT
Düzenleyen: Türker BEKAT Türk Müziği Korosu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
11 MAYIS PAZARTESİ
(*) Saat: 19.00
Osmanlı Tarihi Seminerleri
“Osmanlı’dan Cumhuriyete Geçiş…”
Osmanlı Tarihi Çalışmaları
Konuşmacı: Yrd. Doç. Dr. Fikret YILMAZ
Düzenleyen: Ebruli Turizm
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
İletişim: 464 07 18 – 463 60 43
12 MAYIS SALI
(*)Saat:10.00–11.00–13.45–14.45
Çocuk Oyunu
“Yonca Mutluluk Adasında”
Yazan-Yöneten: Erçin SICAKKAN
Düzenleyen: Sıcakkan Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 381 36 57
Saat: 18.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Av. Sanih ÇINAR
Çağdaş Yorumcular Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Çağdaş Yorumcular Korosu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 20.00
Dans Gösterisi
Ada Dans Topluluğu
Düzenleyen: Ada Kültür Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
13 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat: 13.00
(*)Çocuk Oyunu Opera
“Kurbağa Prens”
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir Devlet Opera ve Balesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 484 64 45
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 13 MAYIS – 1 HAZİRAN 2009
Adil SALİH Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Sanat Galerisi
Saat:19.00
Çarşamba Toplantıları
“Psikodrama Günleri”
Yöneten: Doç. Dr. İnci DOĞANER
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat: 19.00
Dia Gösterisi
Vildan BOZACI
Düzenleyen: İZDOF ( İzmir Doğa Fotoğrafçıları Derneği )
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.00
Tiyatro Oyunu
“Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı”
Yazan: Aziz NESİN
Yöneten: Burcu AKSAKAL
Konak Belediyesi Tiyatro Kursiyerleri
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
14 MAYIS PERŞEMBE
Saat: 18.00
Konferans
“Şifalı Bitkiler ve Sağlığımız”
Katılımcı: Dr. Cenk Durmuşkaya
Düzenleyen: Anatolica Doğal ve Organik Ürünler
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
15 MAYIS CUMA
Saat: 13.00 /15.00
(*)Çocuk Oyunu Opera
“Kurbağa Prens”
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir Devlet Opera ve Balesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 484 64 45
Saat: 14.00
Panel
“İşgal Yıllarında İzmir”
Katılımcılar: Doç. Dr. Mevlüt ÇELEBİ, Yard. Doç. Dr. Ünal ŞENEL,
Yrd. Doç. Dr. Hasan MERT, Araştırma Görevlisi Bülent AKYAY
Düzenleyen: Türk Kültür ve Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 15 – 24 MAYIS 2009
Uyum Grubu Karma Sergi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
Saat:18.00
Söyleşi ve Sunum
“Kentiçi Ulaşımda Bisiklet Kullanımı”
Gürkan YILMAZ
Düzenleyen: İzmir Bisiklet Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Mülkiyeliler Birliği 150. Yıl Etkinlikleri
Kemeraltı Esnaf Derneği Yararına
Şef: Udi Gürkan ÖZTÜRK
Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Nikâh Salonu
16 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 15.00
Edebiyatımızda Fethi SAVAŞÇI
Yöneten: Recai ATALAY (Şair - Yazar)
Konuşmacılar: Asım ÖZTÜRK (Şair - Yazar)
S. Sıtkı GÖR( Şair), Hasan Devrim ( Yazar)
Düzenleyen: BESAM İzmir Temsilciliği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:18.30
Foto Söyleşi
“ Buzullarından Denizine Fotoğraflarla Doğu Karadeniz”
Katılımcılar: Metin ERTEN, Ertuğrul BARKA, Erdoğan GÜLER
Düzenleyen: İzmir Doğu Karadeniz Derelerini Koruma Platformu, EGEÇEP
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Mustafa KIRIŞMAN
Güzelyalı Kültür Sanat Derneği Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı Kültür Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
20 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat: 19.00
Dia Gösterisi
Tamer ZEYBEK
Düzenleyen: İZDOF ( İzmir Doğa Fotoğrafçıları Derneği )
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
21 MAYIS PERŞEMBE
(*)Saat:10.00–11.00–13.45–14.45
Çocuk Oyunu
“Yonca Mutluluk Adasında”
Yazan-Yöneten: Erçin SICAKKAN
Düzenleyen: Sıcakkan Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 381 36 57
Saat: 19.30
Konser
Piyano ve Keman Dinletisi
Hazan BARAK ve Öğrencileri
Düzenleyen: Hazan BARAK
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.30
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Hayrettin EGE
Düzenleyen: Özel Nilgün DERE Müzik Kursu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
22 MAYIS CUMA
Saat: 18.30
Söyleşi
Mülkiyeliler Birliği 150. Yıl Etkinlikleri
“ II. Dünya Savaşında Türkiye’ye Gelen Yunanların Öyküsü”
Asya MİNÖR Yeniden Belgesel Gösterimi
( TRT Belgesel Film Yarışması İkincilik Ödülü 2008)
Rembetiko Dinletisi
Düzenleyen: Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
23 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 14.00
Kitap Tanıtımı
Sevim AY TÜMAY “Geçmiş Mazi Olmadı”
Düzenleyen: Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı ( TÜSTAV)
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 19.00
Konak Belediyesi Gitar Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Ender Hulisi BİLGE
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
25 MAYIS PAZARTESİ
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 25 MAYIS – 6 HAZİRAN 2009
Hale OZANSOY Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
Saat: 19.30
Konak Belediyesi Keman Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Gamze ALTAY
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat: 20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Yaşar CEYLAN
Düzenleyen: Amatör Besteci ve Söz Yazarları Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
Saat: 20.00
Fotoğraf Sunumu
Hakan KUYUMCU “Düş Bakışı”
Düzenleyen: İzmir Amatör Fotoğrafçıları Derneği (İZAFOD)
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi Önü
26 MAYIS SALI
Saat: 19.30
Konak Belediyesi Gitar Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Atilla IRGIZ
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
27 MAYIS ÇARŞAMBA
27–28–29 Mayıs 2009
8. Alsancak Şenliği
Konserler – Sergiler –
Tiyatro ve Dans Sokak Gösterimleri
Düzenleyen: Konak Belediyesi, Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği
Saat: 20.30
Türk Halk Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Hakan AKMAZ
Konak Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
28 MAYIS PERŞEMBE
Saat:13.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Bilsen EZENCİ
Güzelyalı Kültür Sanat Derneği Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı Kültür Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat:19.00
Müziğin, Dansın ve Tiyatronun Diliyle:
Sevgi, Barış, Emek ve Direniş Şiirleri Gösterisi ve Oratoryosu
Uyarlayan ve Yöneten: Şevki ÖZDEMİR
Yönlendirici: Emine CİN
Şiir Tiyatrosu Topluluğu Gösteri Grubu
Aydın YAVUZER, Aytekin ULUSOY, Bedri BULUT, Eftelya ÖZDEMİR, Elan KARAKURT, Emel KAYALI, Emine CİN, Fatma AYDIN, Fevzi OKUMUŞ, Gerçek DELİKAN, Gonca DELİKAN, Güneş ATAALP, İbrahim GÜLEÇ, Mustafa YULUĞ, Raziye TÜRK, Salih KAPLAN, Selman CAN, Şevki ÖZDEMİR
Düzenleyen: Şiir Tiyatrosu Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
Saat: 20.30
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Ömer KURBANOĞLU
Türk Ticaret Bankası Emeklileri Korosu
Düzenleyen: Türk Ticaret Bankası Emeklileri Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
29 MAYIS CUMA
Saat:20.30
Türk Halk Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Hakan AKMAZ
Konak Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
Saat: 20.00
Konak Belediyesi Piyano Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Muzaffer YİĞİT
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
30 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 13.30
Panel - Söyleşi
Muzaffer İZGÜ Etkinliği
Sunum: Esma Zafer ERTAN
“Muzaffer İZGÜ’ nün Yaşam Öyküsü” Gülseren ENGİN
“Çocuk Yazınında Muzaffer İZGÜ”
Katılımcılar: Zübeyde Seven TURAN, Hünsan ŞEKER, Sevgi Arkılıç SONGÖREN
Gürol TOMBUL ve Soyer Kültür Sanat Fabrikası Oyuncuları
“Bir Öyküsünün Canlandırılması”
“Muzaffer İZGÜ’ nün Romanları”
Katılımcılar: Vicdan EFE, İncila ÇALIŞKAN, Hülya SOYŞEKERÇİ
“Anılarda Muzaffer İZGÜ”
Hidayet KARAKAŞ, Hüseyin YURTTAŞ, Zehra ÜNÜVAR
Söz Muzaffer İZGÜ’ de
Düzenleyen: Egeli Kadın Yazarlar Platformu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
(*)Saat:20.00
“Güneşli Bataklık”
Senaryo: Vedat TÜRKALİ
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat: 19.00
Konak Belediyesi Çocuk Korosu Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Emel AKSAYLI - Aslıhan Çiftçi AKSOY
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:57 0 yorum
İBB Şehir Tiyatroları Ailesine Açık Mektup,
Gerek Genel Sanat Yönetmeni Sayın Orhan Alkaya ve gerekse Yönetim Kurulu üyelerimiz tarafından konuyla ilgili resmi toplantı ve özel sohbetlerde yıllardır kullanılamadığı için biriken münhal A kadrolarımızın Maliye Bakanlığı tarafından stajyer kadroya çevrildiği, yıllardır kadro bekleyen bizlerin ancak stajyer kadroya alınabileceği bildirildi, söylendi.
Bir kısmımıza da birkaç ay önce stajyerlik sınavına girdiğimize dair belgeler imzalatıldı. Ben Musahipzade Celal Sahnesi’nde bizzat Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Sayın Süha Volkan Sağırosmanoğlu eşliğindeki “imza törenim” sırasında, “21 sene sonunda gerçekten stajyer kadrosuna mı alınacağımı” sorarken, “A kadrosuna alınan olup olmadığını da” imza atmadan önce bilmek istediğimi ayrı bir soru olarak yönelttim.
Kendisi bana sadece hepimizin bildiği gibi “Osman Gidişoğlu”nun alındığını ama bu konuda kendilerinin bir dahli olmadığını, söyledi. Art niyetsiz, güven duygusu gelişmiş bir yapım olduğu ve bana bunu söyleyen kişinin, 21 yıldır tanıdığı bana doğruyu söyleyeceğine inancım sonsuz olduğu için “inanmış” olarak ayrıldım...
22.04.2009 günü Sahne Direktörlüğümüz tarafından telefon edilerek; kadrolarımızın geldiği gerekli belgelerin 5 gün içinde tamamlanması gerektiği bildirildi.
Ancak bugün öğrendim ki; hal bize aktarıldığı gibi değilmiş.
5 adet A Kadro yerleştirilmesi yapılmış!
Osman Gidişoğlu
Jülide Kural
Şahika Tekand
Hüseyin Avni Danyal
Ali Mert Yavuzcan (birkaç ay önce oyun bırakıp -Üç Kız Kardeş-, tazminat alarak ayrılan arkadaşımız)
Ayrıca;
Stajyer kadrosuna giren herkes stajyerlik süresi sonunda tekrar sınava tabii tutulacaktır.
Bu usulsüz kadro yerleştirmelerinden dolayı “hak gaspına” uğradığımı(zı) düşünüyor, benim durumuma düşen arkadaşlarımı, yıllardır verdikleri emek hiçe sayılarak “mektepsiz” denilerek kadro dışı bırakılan arkadaşlarımı da bilgilendirmeyi görev biliyor, kurumum içinde bulamadığım hakkımı aramak için üzülerek hukuk yoluna başvuracağımı tarafınıza bildiriyorum...
Saygı ve sevgilerimle...
Ümran İnceoğlu
24 Nisan 2009
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:50 0 yorum
18 MAYIS'A ÇAĞRI
Sanırım her şey, benden önceki kuşakların köy enstitülerinin, halk evlerinin kapanmalarına sessiz kalmalarıyla başladı. Belki de o gün, bizi milletlikten ümmetliğe döndürmeye çalışanların bayramıydı.
Garip bir toplumuz. Sahip olduğumuz değerleri korumak için bile parmağımızın ucunu kıpırdatmak istemiyoruz. Ve bu rehavet içinde bir gün bir de bakmışız, “ılımlı İslam” yaftası yapıştırılmak isteniyor üstümüze. Şöyle biraz kıpırdanıyoruz. Ama “Hadi canım öyle şey olur mu” filan diye geçiştiriyor, kendimizi kandırıyoruz.
Bugün cumhuriyetimizin büyük bir sınavdan geçtiğini düşünüyorum. ABD’de Bush yönetimi çok yıpranmıştı. Aynı dönemde, bizler de sonunda cumhuriyet mitinglerinde bir araya gelebilmeyi düşünebilmiştik. Ne darbe istiyorduk ne şeriat. Sadece cumhuriyetin bize kazandırdıklarını geri vermek istemiyorduk. Çağdaş bir eğitim istiyorduk. Aydınlık Türkiye’yi yaratacak bir eğitim istiyorduk.
Ben de bu nedenle o mitinglerde, değerli hocamız Türkan Saylan’ın arkasında saf tutuyordum. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin saygın, özveriyle kendilerini doğru eğitime adamış üyeleri arasında…
Bugün inanıyorum ki, o cumhuriyet mitinglerinde yüz binler bir araya gelip laiklik adına seslerini duyurmasalardı, ABD’nin yeni başkanı sayın Barack Obama ayağının tozuyla Anıtkabir’e gidip o sözleri yazmaz, Türkiye’nin laik bir devlet olduğunun altını birkaç kere çizmezdi.
Şimdi gelelim Ergenekon’un 12. dalgasının yarattığı kargaşaya…
Bir kere bugün bu operasyonun gidişatını, adaletsiz tutumlarını eleştirmek, darbeyi desteklemek değildir, unutmayalım. Ve gene bugün saygın ordumuzun adını anmak, bazı insanlara neden hemen darbeyi hatırlatıyor? Bu ülkede artık asker de dahil, kimse darbe istemiyor. Şeriat da istemiyor. Herkes toplumun her kesimi için adalet, eşitlik, demokrasi istiyor.
Git gide yargının herkese aynı mesafede durmadığını görüyoruz. Bu operasyon, Mehmet Haberal gibi bazı değerli akademisyenlere, eğitim gönüllerine verdiği kişisel zararın yanı sıra hukuka, yargıya olan inancımızı da zedeliyor.
Türkan Saylan’a geçmiş olsun ziyaretinden sonra televizyon kameralarına konuşurken söze “Türkan Hanım’ın yaşarken heykelini dikmek gerekir” diye başlamıştım. Şimdi manen, insanların desteğiyle her gün heykeli dikiliyor, Türkan Hanım her gün biraz daha ölümsüzleşiyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kapatmaya çalışanlar, vaktiyle köy enstitülerini kapatanların torunları olabilirler mi acaba?
Ben ülkemizde eğitimsiz çocuğun kalmadığı gün düze çıkacağımıza inanıyorum.
Bir noktaya daha değinmek isterim. Gündem Ergenekon’un 12. dalgasıyla meşgulken TBMM’den hangi yasa tasarıları geçiyor, bunun farkında mıyız acaba? Dikkat!
Sözlerimi çok yakında keybettiğimiz sevgili Türkel Minibaş’ın hala telefonumdan silmediğim, 2007 tarihli meajıyla bitirmek istiyorum: “30 Ağustos Zafer Bayramın kutlu olsun. Unutma ki gecenin en karanlık anı, gündüze en yakın olan anıdır. Sevgilerimle, Türkel Minibaş”.
Ayrıca benim gibi düşünen, laik Türkiye’nin laik sanatçılarını Galatasaray’dan Taksim’e kadar el ele yürümeye davet ediyorum. Bu davet benim.
Değerli meslektaşlarım,
Bu davet küçük camiamızda ilgi gördü. Ve bu yürüyüşü gerçekleştirmeye karar verdik. Diyoruz ki, Galatasaray veya Tünel’den yürüyüp Taksim Anıtı’na çiçek koyup saygı duruşunda bulunalım ve dağılalım. Her kafadan bir ses çıkmadan. Yalnız tiyatrocular ve tiyatroyla bire bir ilişkili çalışanlar.
Birlikte bir slogan bulalım. Benim kaleme aldığım konuşmadan olabilir, sizlerin daha başka, daha farklı önerleriniz olabilir. En doğrusunu seçelim.
Tarih 18 Mayıs. Saati henüz saptanmadı. Herkes çalışıyor, katılmanız zor. Tiyatrocular el ele veremez diyenler var. Mesleğimiz için el ele veremedik, ellerimiz ülkemiz için buluşsun. Bunu yapmak, varlığımızın gücünü göstermek çok önemli. Gücümüzün farkında olalım, fark ettirelim.
Giyimli, saygılı bir yürüyüş. Konuşmadan, ama yüzümüzü de asmadan... Tavrımızı koymanın zamanı gelmedi mi?
Bu davet bizim.
OKTAY EMRE İLE YAZIŞMALARA DAYALI DİYALOĞUMUZ.... YAZIŞMA SIRASI İLE
Merhabahttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/iftira-geri-tepti-tiyatro-ogrencileri.htmlhttp://www.tiyatrom.com/tyt/erbilin_yalani.htmhttp://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/hic-cildirma-bre-buktel.html?showComment=1241117220000http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/bozgun-gunlukleri-1.htmlLinkte bulunan siteleri okudum ve düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını ve neredeyse hakaret içeren seviyelerde konuşmaların olduğunu gördüm. Yaptığınız bu aldatmadan ötürü sizlerden koca bir özür bekliyorum ve linklere yazmış olduğum sorularımın cevaplanmasını bekliyorum.Şuanda yürüttüğünüz kampanyanın taraflı olması beni fazlaca sinirlendirmiş ve üzmüştür.AYRICA BENİ LİSTEDEN ÇIKARMANIZ GEREKTİĞİNİ SANIRIM SÖYLEMEME HACET YOK!(Bilgisayar başında sizden @mail, linkteki sorularıma cevap ve listeden çıkarılmamı bekliyorum)...Oktay EMRE-----------------------------------------------------------
Oktay bey
hocanıza karşı gösterdiğiniz sadakati ve hassasiyeti anlayabiliyoruz
Lakin bu örnek verdiğiniz yazılardaki içeriği sorgulayabiliyorsanız bu durumda önce hocam dediğiniz kişinin bunun önceli olan yazısını da sorgulamalısınız
Zira ortada atılan bir iftira ve bu iftiranın dile getirilişinde kullanılan üslup bir akademisyenin ne üslubu ne işi olmamalıdır
Sitelerinden ana aavrat sövenlere sahip çıkan ve bununla da yetinmeyip açacağımız kampanya öncesi bizi sitesini çökertmekle suçlayan ve iftira atan kişiye gayet teknik bilgiler de içeren ve onun üslubu yanında hafif dahi kalan bir yanıttır örnek verdiğiniz
Elbette ki bir akademisyene saygı duyarız Lakin o akadmeisyen de bu ünvanına bu saygınlığa uygun davranırsa saygınlığı hak eder.
Bakınız bizim destekçi listemizde de 3 profesör 4-5 doçent vardır. bunlar da akademisyenlerdir. şimdi sırf sizin hocanız diye siz bu akademisyenden yana mı olacaksınız? Sakın o diğerlerini bizim aldatıp üye yaptığımızı zannetmeiniz,
bizim sitemize baktığınız gibi açınız Erbil hocanızın koruma altına almak istediği Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel sitelerini de biraz geriye gidip inceleyiniz. erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.
O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?
Sizin hocanızın saygınlığı mı önemli bir tek?
illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak?
Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz
Hocanız bu saygınlığı kazanamıyorsa siz onun adına hiç kazanamazsınız kusura bakmayın
Siz ne kadar zamandır tanırsınız bilemem Ben yaklaşık 7-8 yıldır tanırım Erbil Göktaş'ı ve daha evelsi güne dek de saygıyla hitabetmeye devam ettim ta ki mesnetsiz şekilde ve sırf bu ilan aldığı işbirliği yaptığı küfürbazlar için bize hakaret ve iftiraya dek
Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun...
isteğiniz üzerine listeden silinmiş bulunuyorsunuz. marım önce sanatçı duyarlılığı ve bağımsızlığı ile bir kez daha geçmişe dönük etüt edersiniz ve sonra özgür iradenizle karar verirsiniz
İyi günler dilerimE.TİMUR------------------------------------------------------------------------00:03 (3 saat önce) YanıtlasORULARIMI YANITLAMAK YERİNE SİLMEYİ Mİ YEĞ TUTUYORSUNUZ? SAMİMİYETİNİZ VE YÜREĞİNİZ BU KADAR MI?Oktay EMRE------------------------------------------------------------------------
00:41 (2 saat önce) Yanıtlae-mailinize yanıt vermiştim bilmem aldınız ve okudunuz mu?dilerseniz sorularım dediğiniz şeyleri emaille iletinizve yanıtlayarak hem sizin sorularınıza hem de benim yanıtıma yer vereyimkampanyadan dolayı çok yoğun bir dönem yaşadığım için ve bloglarımın kontrolden çıkmaması için yorumu kapamak zorunda kaldımSamimiyeti anlarım ama bunun "Yüreklilikle" ilgisini kuramadım yada kurmak istemedim. burada bir kavga çatışma yok ki yüreklilik göstermem gereksin?Buyurun dilediğiniz sayıda ve konuda sorularınızı bekliyorum
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:02 (2 saat önce) YanıtlaİLK YAZINIZ VE YANITIM YAYINDADIR GÖREBİLİRSİNİZSİZDEN YADA ARKADAŞLARINIZDAN YENİLERİNİ BEKLİYORUM
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
01:31 (1 saat önce) YanıtlaKampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır.Blokları kapatmanızdaki nedenin samimi olduğuna dair inancım kalmadı. Eğer sorularımı cevaplamak istiyor olsaydınız bunu blokları kapatmadan yapardınız.Bunun yürekli ilişi şudur ki yürüten kampanyanın ayyuka çıkmasını istemiyorsunuz. Lâkin bana ve diğer insanlara karşı yapılmış olan bu "yönemtimin sihirli çubuğu"nu kullanma girişiminiz başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Dokundurduğunuz sihirli blok kapatma çubuğunuzun sonuçlarını şuan itibariyle yüzlerce kişi öğrendi/öğrenmek üzere/öğrenecek...Eğer ki yüreklilikle ilişiğini hâlâ anlamak istemiyorsanız, inanın derin üzüntümle bunu size bildirmek zorundayım: bunu sizlere zaman ve biz göstermek durumunda kalacağız.Sizden sizin ve tiyatro dünyamız için ricam, bloğu yeniden açmanız ve yorumlara-sorulara cevaplar vermenizdir.Saygılarımla....Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
01:55 (1 saat önce) YanıtlaOktay bey samimiyetinize inanmak istiyor ve samimiyetinize en içten samimiyetimle yanıt veriyorumHiç bir sansürsüz istediğiniz soruyu yazıyı yorumu yayınlayacağımı bildiriyorumkaldı ki sizin savunduğunuz kişinin 5 blogu vardır ve bir tekinde dahi yorum açık değildirŞu an kaç işi birden yapmak zorundayım biliyor musunuz?Gelen emaillere yanıt vermek,Kampanyaya katılanların onayını yapmaksitede yeni bilgileri zaman zaman girip yüklemekHilmi Bulunmaz - Gerici ilişkileri dosyasını tamamlamaya çalışmakHepimiz bu kampanyaya kilitlenmiş durumdayız sürekli katılım varve bu yoğunlukta benim yorumları denetlemem yasadışı yada hakaret türü bir yorum varsa çabuklukla görmem ve müdahale etmem mümün olmayabilecektirBu şu aşamada bir güvenlik sorunudurBen size ne diyorum? Yazacağınız her satırı her soruyu yayınlayacağım ve yayınladım da. var mı bundan ötesi?Sizin savunduğunuz kişiler bana iftira ederken yanıt hakkımı da tanımadılar bense size güvence veriyorum daha ne bekliyorsunuz?sizin yok hayır benim yazım öyle değil böyle çıksın ısrarınız ancak şekilcilik olacaktır ki o zaman ben de bunun altında samimiyetsizlik ve art niyet ararım müsadenizle.Bu kampanyaya hocanızın hocası, onlarca tanınmış ve sizin de saygı duyduğunuza inandığım tiyatrocu , akademisyen yönetmen yazar destek veriyorsa orada biraz durup düşünmeniz gerek. Bu adamlar ne yapmış ki bu kadar nefret ediliyor demeniz gerek. Bunu düşünemiyorsanız ben sizi zaten daha fazla ikna etmeye çalışmam.Dilerseniz bir tiyatro öğrencisi ile MSN diyaloğundaki öğrenci arkadaşın msn ini de veririm karşılıklı görüşürsünüz ama yayınlayarak deşifre etmem.Evet daha ne istiyorsunuz?
E.TİMUR
------------------------------------------------------------------------
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yeralmamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?AYRICA TÜM YAZIŞMALARIMIZI (BLOKLARI KAPATTIĞINIZ İÇİN) YAYIMLAMANIZ TEMENNİMDİR.SAYGILARIMLA...Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?LÜTFEN BANA ATTIĞINIZ MAİLLERİ VE ALTINA YANITLARIMI İLİŞTİRİNİZ Kİ BLOKLARI KAPATMAK SAMİMİYETİNİZE İNANCIM YENİDEN YERİNE GELSİN.SAYGILARIMI SUNARIM.(ve umarım "saygınlık bekçiliği" deyimimi yanlış anlamazsınız)Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
02:40 (37 dakika önce) YanıtlaAFEDERSİNİZ AMA NEDEN YAYIMLANMIYOR???--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
03:05 (12 dakika önce) Yanıtlaİyi gecelerbiraz aceleciyiz galiba :)Çok yoğun olduğumdan söz etmiştimyayınlayacağım henüz okumadım bilediğer mail adresimi denetliyordum ve birikmiş haberleri giriyordumHocanız benim yanıtımı şu an itibarıyla 27 saat oldu henüz yayınlamadı lütfen biraz sabır :)şimdi yazdıklarınızı okuyup yanıtımla birlikte yayına gireceğim
------------------------------------------------------------------------
İyi geceler,rahatsızlık verdiğim için özür dilerim, kusura bakmayın. Hocam ve ben ayrı bireyleriz, lütfen bunu kendisiyle görüşünüz. Ayrıca Attığınız başlığı da yeni farkettim "ERBİL GÖKTAŞ KENDİSİ TARAF OLMAKLA KALMADI ÖĞRENCİLERİ DE TARAFTAR OLMAYA BAŞLADI " inanın çok üzüldüm.Lütfen yazışmalarımızı karşılıklı yayımlayınız. Çok yoğun olduğunuz için söylemek gereksinimi duydum. Saat hayli geç olduğu için ve yarın güzel bir gün olduğu için artık uyumalıyım. Müsade buyurursanız yazışmalarımıza yarın devam edelim.İyi çalışmalar dilerim.Saygılarımla.--Oktay EMRE
------------------------------------------------------------------------
MAVİ RENKLER OKTAY EMRE'YE SİYAHLAR BANA AİTTİR
E.TİMUR
Merhaba"Ne ilginçtir ki 5 tiyatro derneği, 9 tiyatro yayını 3 profesör, 4 doçent akademisyenin, çok sayıda tiyatro topluluğunun daha ilk günden yüzlerce tiyatrocunun onayladığı kampanyanın karşısında sadece kamanyada kınanan Coşkun Büktel , hilmi Bulunmaz ve onlara başından beri eşlik eden Feridun Çetinkaya dışında sadece Erbil Göktaş ve öğrencileri karşı tepki gösteriyor. Siz ce de çok objektif değil mi?" demişsiniz.Size ilk olarak kurduğum cümle şu idi "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ve tiyatromuza getiriden çok götürüsü olacaktır. " Öyle sanıyorum ki kurduğum cümleyi tam olarak okumamış bulunmaktasınız. Orda isterseniz yüzlerce profesör bulunsun, onların varlığı muhakeme etmemi elbette sağlayacaktır ama aynı safta yer almamı gerektirmeyecektir. Ayrıca aynı cümlemden yenden alıntı yapıyorum "Kampanya olarak bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi "Sırayla gitmeye çalışacağım. Bakın ben hep şunu vurgularım. Tarafsızlık diye bir şey olamaz. Ancak otlar bocekler tarafsız olur. Ben yaşamım boyunca hep taraf oldum. Elbette de burada da tarafım. En başta kendimden yana tarafım Bana o...ç.... diyen, 8 yıl hiç bir karşılık beklemeden ve tüm masrafını cebimden karşılayarak tiyatro yauıncılığı yapıp gelen normal bir reklamı bile geri çevirirken bana haksız yere sitesinde penis büyütücü satıyor damgası vuran, Tiyatrom yazarları şerefsizdir, o.ç.. dur yazan ve daha onlarca kez hakaret edenden yana taraf olamazdım herhalde. Bizim kampanyamıza katılanlar da taraftır. Küfüre karşı tarafıtr, hakarete karşı taraftır. Ve sizin de taraf olacağınız kuşkusuz. Ya bu kişiler gerçekten ölmüş insanlar dahil küfür ediyorsa saldırıyorsa iftira atıyorsa bende yeniden bu kampanyaya katılırım deyip taraf olacaksınız ya da küfür etmişlerse hak etmişlerdir gibi yada kendinizce başka nedenlerle bu kampanyaya katılmayarak taraf olacaksınız. hiç bir kampanya tarafsız değildir. Çevremizi güzelleştirelim dediğiniz anda bile çevreyi bozana kirletene karşı tarafsınız demektir. Tarafsız ancak hakemler ve hakimlerdir. Biz da hakem değil mağduruz yada mağdurluğa şahitiz ve elbette tarafız. Dmokrat olmak taraf olmamak değil tam tersine taraf olmaktır ki gelişmiş demokrasilerde her vatandaş bir çok örgüte, derneğe üyedir. Demokrat olmak elbette taraf olmaktır ama karşınızdakinin de kendi tarafını oluşturmasına yada kendi görüşünü yaymasına engel olmamaktır. Oysa bu kişiler en başta benim yanıt hakkımı engelleyip okurlarına tek yanlı bilgi verip onun yanıtlarına yer vermeyerek demokrat bile olamadıklarını sergilediler. Yani kısaca biz elbette tarafız, bu kampanyaya katılanlar taraftır pek çoğu tiyatrocu olduğu için olayın geçmişini de yaşananları da bu kişileri de tanıyorlardır hiç bir bilgisi olmayan da en azından bildirimizi okuyup ikna olmuştur. Şüphe duymuşsa elinin altında internetten araştırabilir yada katılmayıp okuyup geçebilirdi. Diliyorsa kendilerine ve haklılıklarına inanıyorlarsa karşımızdakiler de bir karşı bildiri karşı kampanya yapabilirler ve kamuoyunun hakemliğine başvurabilirler.
Sizden ricam şudur: benimle konuşurken seviyenizi koruyunuz ve varsayımlar üzerine konuşmayınız! Ben objektif olmayı yaşamak eyleminin içinde öğrendim! Diyorsunuz ki "Erbil Göktaş'ın öğrencileri dahil her karşı görüşe açığız" bu sanırım objektif duruşun sadece küçük bir parçası olacaktır! (Ayrıca "dahil" sözcüğüyle kastınızı açıklamanızı rica ederim)"Kampanya yoğunluğu ve gerginleşmiş ortam nedeniyle yorumları takip edememe riskine karşı yorumlarımızı kapamış bulunuyoruz" demişsiniz ve yazacağım şeyleri istersem yayımlayacağınızı söylemişsiniz. Acaba gergin olan ortam mıdır yoksa şahsınız mıdır?
Benim seviyemle ilgili kararı size ve zamana bırakıyorum. Evet oradaki cümleyi açıklayacağım bir benzerini geçen hafalarda ben de hocanız Erbil Göktaş'a sormuş ve demiştim ki cevapların virgülüne bile dokunmadan yayınlıyoruz ne demek? Elbette yayınlayacaksınız aksi olabilir mi? vet Büktel ve Bulunmaz gerektiğinde faşist bir karaktere de bürünür alıştık bu nedenle cevap hakkı tanımamalarına ama bir akademisyen bunun aksini düşünebilir mi? Ama 30 saati geçti son yanıtımı yayınlamadı sayın hocanız bekliyorum. Benim bu vurguyu yapma nedenime gelince elbette ki bir öğrenci asker değildir, emirle hareket etmez ama bu ikili 10 yıldır bir mücadele verip sadece bir elin parmağı kadar taraftar buluyorsa ama Erbil göktaş'ın dahil olması ile hemen o gece 2 öğrencisi çıkıp da bize karşı yazılar döşeniyorsa doğal olarak ben de sizin ne kadar objektif olacağınızdan ne kadar hocanızın etkisinde kaldığınızdan şüphe duyacağım elbette.
Ben inak olgulara karşı sanırım fazlaca uzağım ve duyularım insan duyularıdır. Yani demem o ki: sadakat olgusu daha çok akıl-mantık yetisi olmayan (hayvanlarda) şeylerde bulunur. Evet, hocamın ve sizlerin de yazılarını okudum ve herkesin okuması için linki yollamış bulunduğum maillere eklemiş bulunmaktayım. Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.
Erbil bey savda bulunmuyor iddiada bulunuyor ve suçlama yapıyor Suçlama yapan kişi kanıtlamakla yükümlüdür. Biz suçsuzluğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz o söylediklerini kanıtlamak zorundadır kanıtsız her iddia iftiradır. Bizimki de sav değildir kanıttır. Üç ayrı şirket yetkilisi yazılı olarak hayır böyle bir saldırı yoktur zaten sistemimiz o tür saldırılara karşı koruma altındadır diyorsa bu sav değil üç yetkili şahsın beyanıyla belgedir. diyelim ki bu iş mahkemeye gitti ve siz de hakimsiniz haydi bir kez daha gözden geçirelim. Erbil hoca diyor ki hakim bey ben tam bunları eleştirdim sitem yarım gün kapalı kaldı. Hakim ne der? Peki bunların yaptığına dair belgen kanıtın var mı? yok ama ben başkasını eleştirmedim bir tek bunları eleştirdim demek ki bunlar yaptı.Sonra bize döner bu iddialar karşısında söyleyecek bir şeyiniz var mı? Biz de deriz ki evet efendim bizimle hiç bir tanışıklığı bağı olmayan, hatta karşı taraftan para kazanan müşterileri olan ama bizle hiç bir bağı olmayan üç şirket yetkilisi tanığımız var. Ve hakim onları dinler. Üçü de hayır böyle bir saldırı olmamıştır teknik bir sorundur ve ana serverdaki sunucu sorunudur. Evet hakim bey şimdi sen kararını açıkla bakalım. Erbil hocanın ki kanıt mı? sadece zanna dayalı bir durum. Şüphelenmiş. Ama haklıdır ama haksızdır bu şüphesinde ama sadece şüphedir. Biz ise kanıtladık. Sen hala onunki de sav sizinki de sav diyebiliyorsan ben de gerçekten senin objektif olduğundan şüphe duyarım.
Madem bir akademisyenin (sanat akademisyeninin) ünvanına saygın olmasının gerekleri nelerdir, biliyorsunuz; inanın bunu ben de bilmek isterim. Bu oluşuma destek veren akademisyenlerin yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünemiyorum (aklım burada iflas ediyor). Üçüncü kez yinelemek durumnda kaldığım için üzgünüm "bahsettğiniz oluşuma ben de seve seve destek vermiştim ve çok mutlu olmuştum lâkin biraz araştırınca gördüm ki kampanya dediğiniz oluşum taraf olmak meselesi ""(...)Erbil Bey'in koruma altına almak istediği(...)" derken kastınız tam olarak nedir?
Bu kampanyaya destek veren akademisyenler yeterince bilgilidir zira kendileri de mağdur olanlardandır dolaysıyla sizden iyi bildikleri bir gerçek çünkü yaşamış ve görmüşlerdir. Özdemir Nutku'ya her tür alçaklık yapıldı. Madem kanıtın var git dava et neden küfür ediyorsun değil mi? Prof. Hasan Erkek'e yapılmadık hakaret kalmadı sadece ve sadece Özdemir Nutku2nun da üye olduğu OYÇED e başkan oldu diye. Doç.Dr nurah Tekerek'e de bir hayli saldırıda bulundular.... Görüyorsun değil mi tanımamalarına olanak yok. Ya sen ne kadar biliyorsun? sadece okuyabildiklerin kadar. Erbil beyin koruma altına alması deme nedenim objektif davransaydı şu kişileri şu tutumları ile kınıyorum ama ne olur olsun küfür edilmemeliydi diyebilirdi. Tiyatrom yazarlarına küfür edilmesini eleştirebilirdi. ma herkesin lanetlediği 2 kişiye Erbil göktaş bir tek evet bir tek olumsuz laf etmiyorsa bırakın da ben de onun objektif olmadığı yargısına varayım, onun bunları koruduğu yargısına varayım.
Demişsniz ki "erbil hocanızın da hocası olan özdemir Nutku'ya yaptıkları hakaretleri prof.dr Hasan erkek e yaptıkları küfürleri Doç.Dr. Nurhan Tekerek e hakaretlerini ölüm döşeğindeki sanatçılara soytarı ölüyor tarzı aşağılamaları ve daha onlarca örneği de görünüz.O zaman neredeydiniz sayın oktay Emre?"Ben o zaman da buradaydım ve sizin gibi bir oluşum yaratmak durumum olmadığı için 09.09.08 tarihinde sayın Bulunmaz'a şu iletiyi attım:Hilmi bey merhabaAdım Oktay. Sitenizde Haydar Ergülen’i eleştirmenizi; Yeni Tiyatro Dergisi’nde Çoşkun Büktel’i savunmanızı, Özdemir Nutku’nun tutumunu yermenizi… sanırım hepsini anlayabiliyorum (bütün olarak) ama anlayamadığım iki şey var! İlki şu: yererken ki kullandığınız dilin çok nobran olması! Yani haklı olduğunuz durumlarda bile, haksız gibi duruyorsunuz yazılarınızda. Anlamadığım diğer bir şey ise: bir hakareti nasıl savunabiliyorsunuz (OYÇED’e yarasa, it sürüsü vs. denilmesini)?(EĞER SAYIN BULUNMAZ MÜSADE EDERSE YANITINI DA SİZLERLE PAYLAŞABİLİRİM)
Önce hemen ben Hilmi Bulunmaz yerine size izin vereyim yayınlayabilirsiniz onun yanıtını. Zira onun temel kuralıdır özel yazşıma diye bir şey kabul etmiyorum ve her tür yazışmayı yayınlayabilirim der. Sizi nasıl bir cevap ikna etmeye yetmiş bilemediğim için geçiyorum bunu. Ama kişilere hakareti küfürü nobran bir dil deyip geçmek bu kadar kolay mı? Olmasını istemem ama yarın birisi sizin adınızı söyleyerek O....Ç... yazarsa (sebebi ne olursa olsun) heh heh canım arkadaş biraz nobrandır napalım o da onun huyu deyip geçer misiniz?Benim gördüğüm kadarıyla burada yapılan münakaşa (yada benzeri) saygınlık savaşımı değil, taraf savaşımıdır.Demişsiniz ki "(...)illallah deyip sonunda kampanyamıza katılmış yukarıdaki hakaretlere maruz kalan hocaların saygınlığı ne olacak? (...)" Öyle sanıyorum ki her insan kendi saygınlığını kendisi korur ve saygınlığın bekçiliği olmaz.
Evet kişi kendi saygınlığını kendisi korur ve iki dengesiz kişi hiç bir saygın yaklaşımı dikkate almaksızın saldırp küfür edip hakaret ediyorsa mağdurlarının bir araya gelip birlikte hareket etmesi de kendi saygınlıklarını da korumak adına bir yöntemdir ve yapılan budur.
Yine demişsiniz ki "Hayır efendim hiç kusura bakmayın sizin hocanız bunlardan dergisine paralı ilan alıyor diye , rakibi gördüğü tiyatro dergisine düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bu küfürbazlara sahip çıkacak ve onlara sahip çıkmak üzere bize hakaret edip iftirada bulunacak sonra da siz bize yazıp hocanızın saygınlığından söz edeceksiniz(...)"
Evet aynen bunu dedim çünkü somut verilerden bahsediyorum. Hcanız ile bu kişilerin ticari ilişkisi var mı? Evet var... Tiyatro Dergisine karşı öfkeli mi ? evet öfkeli. Bakın ben bunları uydurmuyorum somut olanı söylüyorum. Bana çok daha vahim iddialar da geldi dergisini nerelede simitçi gibi sattığı ve ne şartlarda sattığı gibi ama bunların kanıtı yada adıyla soyadıyla şahiti olmadıkça sadece söylenti olarak anar geçerim. Şahidi olursa da en yakın arkadaşım olsa gözünün yaşına bakmam yazarım. Erbil Göktaş ile hilmi Bulunmaz arasında ticari ilişki vardır ve bunu da Hilmi Bulunmaz kendisi defalarca açıklamıştır.
BU PRAGRAFINIZA BLOKLARDAN SİLMİŞ OLDUĞUNUZ SORULARIMI YENİDEN YÖNLENDİRİYORUM:1-) Madem sizler de ülkemiz tiyatrosunda varsınız ve emek veriyorsunuz, sizleri neden ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilen Ulusal Oyun Yazarları Sempozyumunda göremedik?2-) Sayın Erbil Göktaş ile Hilmi Bulunmaz arasında "[(...)(ilana dayalı) ticari ilişkisinin yanısıra(...)] olarak nitelendirdiğiniz ilişki ağından bahsederken neden iğneleme yada ironi kurma çabasındasınız?3-)Diyorsunuz ki "(...)belli ki rakip olarak da gördüğü Tiyatro Dergisine çelme takma fırsatı(...) öyle sanıyorum ki Yeni Tiyatro Dergisi'nin böyle bir fırsat kollamaya gereksinimi yok. Tiyatro Tiyatro dergisi epeydir Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde yok. Oysa Yeni Tiyatro Dergisi'ni Anadolu Yakasında ve Anadolu şehirlerinde görmek mümkün. Kaldı ki piyasada ne kadar tiyatro dergisi varsa hepsini düzenli olarak edinmekteyim ve Yeni Tiyatro dergisinin Tiyatro Tiyatro dergisini rakip olarak görmesinin olanağı yok. Siz bu kanıya nasıl vardınız?1- Ben 8 yıl boyunca tiyatro yayıncılığı yaptım bir çok anelde toplantıda bulundum kimi panelleri kendim organize ettim kiminde konuşmacıydım. Assitej toplantılarının aktif katılımcısı olduğumu hocan onaylayacaktır. Gençlik iyatroları oluşumunun kurucusu olduğumu da. Seneler sonra Bu yıl şehir tiyatrolarında 3 DT de 1 gençlik oyunu varsa bunda payımı da herkes size anlatacaktır, Hatta DT de bu oyunun galasına buna vesile olduğum için özel olarak davet edildim. Ve daha katıldığım onlarca panel seminer etkinlikden söz edebilirim ama katılamadığım da onlarcası olabilir. Herkes her şeye yetişemez kaldı ki ben sabah 08:00 akşam 17:00 işçi statüsünde çalışan biriyim ve bir eğitim kurumunda çalıştığım için Ekim-haziran arası şehirlerarası bir etkinliğe katılmam çok ama çok zor bir durumdur. Ben de sizin yada hocanızın katılmadığı yada katılamadığı bir etkinliği söyleyip madem tiyatro hocasısın şunda neden yoktun diyebilirim ama bu sizce de ölçüt olabilir mi?
2- İronik bir durum olduğu için ironi kullandım. Zira bir adam küfürler ediyor tüm tiyatro dünyasına saldırıyor 5 (yazıyla beş) taraftar bulamıyor tüm yaşmında ama Erbil Göktaş müşteri ilişkisi içinde iken bu kişiyle omuz omuza duruyorsa burada ironik hatta irin bir durum vardır. Hilmi Bulunmaz iki yıldan önce de vardı, Coşkun Büktel Özdemir Nutku iftirasını 10 yıldır söyleyegelmekteydi neden Erbil Göktaş o zaman bunların yanında değildi? Hatta o zaman hocanın bir sitesi yada dergisi yoktu Özdemir Nutku2ya methiye olan yazısını ben yayınlamıştım.
3- Tiyatro dergisini dağıtım bakımından da pek çok bakımdan da yetersiz görüyorum. tiyatro dergisinin savunucusu da değilim gerekirse Mustafa Demirkanlı savunur. Fakat Türkiye'de dergicilik konusunda yazımı mutlaka okumanızı öneririm dağıtım tekeli olan bir ülkede dergicilik zordur, ustafa Demirkanlı için de zordur, erbil göktaş için de. Erbil göktaş'ın Tiyatro dergisini rakip olarak görmesi demek her zaman satışa bağlı demek değildir. Ben ondan çok satıyorum dese dahi rekabet koşulları sadece satışa bağlı değildir. Bunu nereden çıkardığıma gelince elbette ki Erbil Göktaş'ın son bir kaç yazısından edindiğim izlenimdir ve her okurun okuduğu her yazıdan bazı izlenimler edinme hakkı vardır.
"Sakın bana hocanızı savunmaya kalkmayın eğer savunulabilecek bir yanı kaldıysa bırakın da o kendisini savunsun..." demişsiniz lâkin gördüğünüz üzre kimseyi savunmuyorum (en azından sizin üstlenmiş bulunduğunuz saygınlık bekçiliğini) yapmıyorum.
Hocanızı savunmadığınız buysa Allah bizleri hocasını savunanlardan korusun. kanıtsız iftira ile kendi şirketinin üç yetkilisinin yazılı açıklamasını eşdeğer sizden başka kim görebilirdi merak ediyorum. Dergi satışlarında hocanızın dergisinin yüksekliğine varana dek tüm yazınız hocanızda kendi yazsa çok afrklı olmayacak yaklaşımda değil mi sizce de? saygınlık bekçiliğini keşke siz de üstlenebilseydiniz. Keşke burada hocanızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini , iftirasında kendince haklılığını falan değil de tiyatro üzerine yazdığı bir tezini makalesini savunuyor olsaydnız.
Ve son olarak irademin özgür olmadığından bahsetmişsiniz ama inanın bunu idrak edebilmiş değilim. Yani demek istediğiniz irademin esir olduğu mu? Eğer böyleyse izahını da yapar mısınız?
İradenizin özgür olmadığını değil özgür olmasını umduğumu söyleyebilirim. Yaşamda herkes esir düşebilir kimi aylığı için patronuna, kimi ilan için ilan verenine, kimi not için hocasına diye uzayıp gidebilir bu liste. Ben öylesiniz demiyorum hiç bir zaman öyle olmamanızı olmayacağınızı ummayı ve temenni etmeyi dile getiriyorum.
-------------------------------------------------------------------
Ertesi gün
Merhaba“Tarafsızlık diye bir şey olamaz. Ancak otlar böcekler tarafsız olur. Ben yaşamım boyunca hep taraf oldum. Elbette de burada da tarafım. En başta kendimden yana tarafım (…)” demişsiniz. Madem “taraf olmak” deyimini felsefi söylemle başlayıp, biyolojik yanına da dokunduktan sonra kendinize yönlendirdiniz; ben de bu söylemimi açıklamak durumundayım: [(…)düzenlenmiş olan imza kampanyasının tarafsız olmadığını(…)]“Taraf olmak” deyimini ben “taraftar” olmak “yandaş” olmak anlamında kullanmıştım. Nihayetinde ilerleyen cümlelerinizde siz de “taraf olmak” deyimini “taraftar” anlamında kullanmışsınız ve sizlere hakaretler edildiğini söylemişsiniz. Ayrıca bu kampanyaya katılan kişi ve kurumların da küfre karşı taraf olduğunu söylemişsiniz. Peki hemen ilk sorumu yönelteyim: Sizce bizler de (kampanyaya katılmayanlar) kişi ve kurumlara küfredilmesine mi tarafız? Bu soruyu müsadenizle ben yanıtlayayım: Elbette bizler de kişi ve kurumlara karşı küfre, hakarate, iftiraya, namusu olmayan girişimlere karşıyız. Lâkin sanatın tarafı: akımı, türü vb. oluşumlarının içerisinde olur. Bu bağlamda http://www.temiztiyatro.net/ sitesine tıkladığımızda karşımıza çıkan bir metin var ve başlığı da: “Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!”. Bu başlığı görüp de böyle bir oluşumun içerisinde yer almak istememenin altında ya art niyet vardır yada bu işin içinde bir bit yeniği vardır (?). Kişisel saldırıların, seviyesiz konuşmaların ve çamur politikalarının ardı arkası kesilmezken nasıl olur da böyle bir oluşumda (hakemli veya hakemsiz) yer almamı, bekleyebilirsiniz?Demişsiniz ki “Benim bu vurguyu yapma nedenime gelince elbette ki bir öğrenci asker değildir, emirle hareket etmez ama bu ikili 10 yıldır bir mücadele verip sadece bir elin parmağı kadar taraftar buluyorsa ama Erbil Göktaş'ın dahil olması ile hemen o gece 2 öğrencisi çıkıp da bize karşı yazılar döşeniyorsa doğal olarak ben de sizin ne kadar objektif olacağınızdan ne kadar hocanızın etkisinde kaldığınızdan şüphe duyacağım elbette.”Bu alıntıyı büyük harfle yazıyorum “(…)ELBETTE ASKER DEĞİLDİR, EMİRLE HAREKET ETMEZ AMA (…) dediniz ve kendinizi şimdiden mahvettiniz. Hocamın bu yazıları yazmamda etkisi olacağını da söylemişsiniz? Bunlar ne gibi etkilerdir acaba? Ayrıca ben yazılar döşemiyor, sizinle demokratik olarak yazışıyorum. Ama siz bunu benim kendi insiyatifimle yapmadığımı ileri sürüyorsunuz. Peki bu samimiyetsizliğinizi de açıklar mısınız?Demişsiniz ki: “Erbil bey savda bulunmuyor iddiada bulunuyor ve suçlama yapıyor Suçlama yapan kişi kanıtlamakla yükümlüdür. Biz suçsuzluğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz o söylediklerini kanıtlamak zorundadır kanıtsız her iddia iftiradır. (…)Sen hala onunki de sav sizinki de sav diyebiliyorsan ben de gerçekten senin objektif olduğundan şüphe duyarım (…).“” Evet, Erbil Bey de sizin gibi savda(iddiada) bulunuyor (sav: T.D.K Türkçe Sözlük sy.1710). ve eklemenizde internet sitesi çökertmek yada benzeri teknik bir durumdan bahsetmişsiniz. Bu sorunuzu yanıtlamıştım sanıyorum ve yanıtımı değiştirmeden yeniden ekliyorum: Site çökertmek teknik bir durumdur ve bu konuda yeterince bilgim olmadığı için susmayı yeğ tutmak durumundayım. Lâkin şunu da ekleyeyim ki bu konuda en az sizin savlarınız kadar Erbil Bey'in savları da tutarlı.“Bu kampanyaya destek veren akademisyenler yeterince bilgilidir zira kendileri de mağdur olanlardandır dolaysıyla sizden iyi bildikleri bir gerçek çünkü yaşamış ve görmüşlerdir. Özdemir Nutku'ya her tür alçaklık yapıldı. Madem kanıtın var git dava et neden küfür ediyorsun değil mi?” Bu düşüncenize yürekten katılıyorum ama aklımın iflas ettiği nokta taraf olmaktı. Özdemir Hocamın ve Sayın Coşkun Buktel’in toplantıdaki konuşmalarını, bu mevzuu patlak verdiği zaman internetten izlemiştim. Ortada bir suçlama yoktu. Özdemir Hocamın mağdur edilmesi için ve bu yaygaraları koparmanın bildiğim kadarıyla hiçbir tutarlı nedeni yoktu.“Erbil beyin koruma altına alması deme nedenim objektif davransaydı şu kişileri şu tutumları ile kınıyorum ama ne olur olsun küfür edilmemeliydi diyebilirdi. Tiyatrom yazarlarına küfür edilmesini eleştirebilirdi. Ama herkesin lanetlediği 2 kişiye Erbil Göktaş bir tek evet bir tek olumsuz laf etmiyorsa bırakın da ben de onun objektif olmadığı yargısına varayım, onun bunları koruduğu yargısına varayım.” Demişsiniz. Elbette istediğiniz yargıya varabilirsiniz lâkin yargınızı kamuya duyuracaksanız bunu temellendirmeniz gerekmez miydi? Erbil Bey de bir yazısında küfre karşı olduğunu yazıyor. Eğer yazı gözünüzden kaçmış ise yazıyı yeniden bulup yollayabilirim.Evet, ben 09.09.08 tarihinde de bireysel olarak buradaydım ve Sayın Bulunmaz’a bunun nedenini sordum. Peki siz bu hususta Sayın Bulunmaz’la iletişime geçtiniz mi?Yanıtın yayımlanması iznini, benim için Sayın Bulunmaz vermelidir. “Sizi nasıl bir cevap ikna etmeye yetmiş bilemediğim için geçiyorum bunu. Ama kişilere hakareti küfrü nobran bir dil deyip geçmek bu kadar kolay mı? Olmasını istemem ama yarın birisi sizin adınızı söyleyerek O....Ç... yazarsa (sebebi ne olursa olsun) heh heh canım arkadaş biraz nobrandır napalım o da onun huyu deyip geçer misiniz?” demişsiniz. Hayır, Sayın Bulunmaz beni ikna edemedi ve çamur atanın elinde iz elbette kalacaktır. Benim adımı söyleyerek birisi o… ç… yazarsa, ne tepki vereceğimi o zamanki koşullarım ve psikolojik durumum belirleyecektir. Ama ben bu bahsettiğiniz yazısını görmüş olsaydım elbette nobran (kaba) sözcüğünü kullanmazdım. Benim o yazıyı gönderme nedenim, kendi sitesinde Sayın Nutku’ya ve Sayın Haydar Ergüle’e dair söylemleri içindi.“Öfke” bir somut mudur, yoksa sizin savlarınızdan biri mi? Demişsiniz ki: “Bana çok daha vahim iddialar da geldi dergisini nerelerde simitçi gibi sattığı ve ne şartlarda sattığı gibi ama bunların kanıtı yada adıyla soyadıyla şahidi olmadıkça sadece söylenti olarak anar geçerim.” Bu konuyla neden bu kadar ilgilenme gereksinimi hissediyorsunuz? Bir sanat dergisi satmanın tek yöntemi dergiyi basıp Merkez Dağıtıma vermek midir? Yada Anadolu Yakasını ve Anadolu şehirlerini unutmak olabilir mi? Kaç aydır Tiyatro Tiyatro dergisine ulaşamıyorum. Sayın Bulunmaz ile Erbil Bey arasındaki ticari ilişkiden pay mı istiyorsunuz? Nedir maksadınız? Her derginin reklamcısıyla, matbaasıyla vb. maddi ilişkisi elbette olacaktır. Yani sorunu idrak edemedim? Açık konuşur musunuz?“Ben de sizin yada hocanızın katılmadığı yada katılamadığı bir etkinliği söyleyip madem tiyatro hocasısın şunda neden yoktun diyebilirim ama bu sizce de ölçüt olabilir mi?” Demişsiniz. Birçok etkinlik elbette ölçüt değildir ama bu bir etkinlikten öte bir ilkti ve elbette bu bir ölçüttür. Engeli olmayıp da bu etkinlikte olmamak, zannımca meslek-samimiyet-ölçüt üçgenini oluşturuyor.Son iki paragrafınıza geliyorum ve dergicilik işleri ile ilgili olan kısımları atlıyorum. Sondan bir önceki paragrafınızda " Hocanızı savunmadığınız buysa Allah bizleri hocasını savunanlardan korusun. kanıtsız iftira ile kendi şirketinin üç yetkilisinin yazılı açıklamasını eşdeğer sizden başka kim görebilirdi merak ediyorum. Dergi satışlarında hocanızın dergisinin yüksekliğine varana dek tüm yazınız hocanızda kendi yazsa çok afrklı olmayacak yaklaşımda değil mi sizce de? saygınlık bekçiliğini keşke siz de üstlenebilseydiniz. Keşke burada hocanızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini , iftirasında kendince haklılığını falan değil de tiyatro üzerine yazdığı bir tezini makalesini savunuyor olsaydnız.” Demişsiniz. Bu paragraftan çıkarabildiğim kadarıyla objektifliği bırakıp yeniden şahsıma yönelmişsiniz. Size bunu son olarak ve üzülerek yazıyorum: ben objektifliği yaşamak eyleminin içinde öğrendim!!! Söylemlerinizde: irademin hür olmadığını ve hocamın etkisinde olduğumu vb savlarınızı yineleyip duruyorsunuz. Bu kanı neden ve ispatınız nedir? Ayrıca yeniden şahsıma yönelecek olursanız, bu paylaşımımızı sonlandırmak mecburiyetinde kalacağım. Evet, yeniden gelelim yazınıza: Benim yazımda dergi satışlarına yönelik bir kelime veya bir imâ var da ben mi göremiyorum? Ben, bir sanat dergisinin kollarını Anadolu’dan çekmiş olmasının acısını dile getirmiştim yanlış ansımıyorsam. Eğer siz o kelimemi yada imâmı bulursanız, görürseniz, duyarsanız lütfen bildirin!!! Biz burada hocamızın ticari ilişkisini, dergi satış grafiğini konuşmuyoruz ve konuşmadık!!! Lütfen bu konuşmamızı da bulunuz! Sanırım siz bunları konuşmamızı istiyorsunuz (?). Hocamın iftirasını da söyler misiniz? Umarım bir gün hocamın veya bir başka değerli araştırmacımızın da makalesini tartışırız.Allahın sizleri ve inançlarınızı, kimlerden isterseniz, işte onlardan umarım korur!SON PRAGRAFINIZDA DİYORSUNUZ Kİ: “İradenizin özgür olmadığını değil özgür olmasını umduğumu söyleyebilirim. Yaşamda herkes esir düşebilir kimi aylığı için patronuna, kimi ilan için ilan verenine, kimi not için hocasına diye uzayıp gidebilir bu liste. Ben öylesiniz demiyorum hiç bir zaman öyle olmamanızı olmayacağınızı ummayı ve temenni etmeyi dile getiriyorum.” Evet söylediğiniz gibi bu böylece uzayıp gider ama bir parantez açmak gerekecek sanırım İNSAN AÇ KALABİLİR, SUSUZ KALABİLİR, HAİN GECEDE KALABİLİR AMA ONURUYLA KALMAKTIR MÜHİM OLAN…TEMENNİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.SAYGILARIMLA
Oktay Emre
------------------------------------------------------------
Yazdıklarınızın hemen hemen tümünün yanıtı zaten daha önce verilmiştir karşılıklı anlama yada anladığımızdan farklı yorumlar çıkarmaya dayalı olarak bu her cümlenin permütasyonlarla tüm ihtimallerini sıralayarak sürüp günlerce de sürdürülebilir elbette. Ama ben yeni bir soru olduğunu düşünmüyorum verilmiş yanıtlardır. Bu nedenle daha olumlu konularda da bir gün yeni paylaşımlarda bulunmak üzere hoşçakalın diyorum. Elbette siz yeni yazmak isteyeceklerniz olursa yine yazabilir devam edebilirsiniz. Herkese her konuda açığız. Hocanıza ait bazı konuları da bırakalım kendisi sorsun da ben de direkt muhatabına yanıtlayayım üçüncü kişiler de bu vesileyle okusun. Konunun birinci dereceden muhatabı olan sayın Erbil Göktaş Üçüncü güne girmemize karşın henüz yanıt hakkıma saygı gösterip yer vermeyen hocanıza yazmam gereken bir şeyler var, Hilmi Bulunmaz'a yönelik başlayıp bitiremediğim ve merakla beklenilen bir yazı dizim var ve tabi süren ve bir hayli zaman dilimi ayırmam gereken bir kampanya var. Anlayışınıza şimdiden teşekkür ediyorum
E.Timur
Gönderen Özgür Sanat zaman: 17:08 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ŞENLİK PROGRAMI
ŞENLİK PROGRAMI4 Mayıs p.tesi -İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi-UncubozköyFestival yürüyüşü-Kısa oyunlar saat 12.00
Açılış oyunu CBÜ İktisat Oyuncuları "Carrar Ana'nın Tüfekleri" Yazan:B.Brecht yöneten:Nazım Sarıkaya saat 14.00 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziOyun, İstanbul Tiyatro Simurg "Yaz ki bahar olsun" Yazılar: Sabahattin Ali, Onat Kutlar, Müştak Eranus, Hasan Hüseyin oyunlaştıran ve yöneten: Mehmet Esatoğlu saat 15.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür MerkeziSöyleşi-"Televizyon ve gençlik üzerindeki etkileri" Katılımcılar:Janset,Turgay Tanülkü, Mehmet Esatoğlu Moderatör:Nazım Sarıkaya Saat 17.30 Yer:Süleyman Demirel Kültür Merkezi5 mayıs salı Muradiye kampüsüWork Shop "İmgeden söze sözden oyuna" Ümit Çırak saat 15.30 yer:Mühendislik alt bahçeSokak tiyatrosu, cbü iktisat oyuncuları "deli" yazan:Haldun Taner Derleyen ve yöneten: nazım sarıkaya saat:17.30 Ice kafe önü6 mayıs çarşamba Kırkağaç MYOOyun, Dokuz Eylül Üniversi Eylül Ateşi Tiyatro Kulubü "Ay Işığında Şamata" Yazan: Haldun Taner Yöneten:Fatih Altıntaş saat 13.00 Yer:Kültür SalonuSöyleşi, Gençlik ve tiyatro Katılımcılar:Ümit çırak, Turgay Tanülkü saat 15.30 Yer:yüksek okul çim sahasıOyun, Hikaye-i Mahmud Bedreddin Yazan:Mehmet Akan Yöneten:Hamit Demir saat 17.30 Yer:Kültür salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:32 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
KADIKÖY BARIŞ MANÇO REFİK DURBAŞ GECESİ YAPILDI
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:24 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE DÜNDEN BUGÜNE OPERA “SESLER HAZİNESİ
İstanbul Operasının kurucularından Devlet Sanatçısı Aydın Gün’ün (1918-2007) 1959 yılında İstanbul şehir Meclisinde söylediği bu tarihi cümlesinden etkilenerek yola çıkan Opera Sanatçısı Niyazi Ölmez, yedi yılık bir çalışmanın sonucu “SESLER HAZİNESİ” adlı projenin kitap ve belgeselini Konser eşliğinde; İstanbul’da Opera serüveninin nasıl geliştiğini “DÜNDEN BUGÜNE” sunacaktır.Piyano Simten Şenpolat, Soprano Gülbin Kunduz, Mezzo Stare Çelebi, Tenor Mehmet Salkım, Bas Ali Özinanç’tan oluşan genç solistler; Mozart’tan Sihirli flüt operası, G.Bizzet’in Carmen operası, Verdi’nin La Traviata operası, Gounod’nun Faust operası ve Ahmet Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosundan birer bölüm seslendireceklerdir. Danslarda Nora Şigaher ve Erdal Atik’in kareografisini izlemek mümkün olacak. Dinletiyi soprano Özlem Abacı ve bariton Niyazi Ölmez sunarken: Konserin Şan pedagogluğunu da Ünlü İtalyan Bariton Licinio Montefusco üstlenmektedir.Kadıköy Süreyya Operası’nda da sahne alan ekip, üçüncü konserlerini 06 Mayıs 2009 Çarşamba günü 13:15’de Doğuş Üniversitesi’nde sahneleyecektir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:22 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
VE DİĞER ŞEYLER TOPLULUĞU SÜPERMARKETTE “3. EVREN”İ ARIYOR!
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; her oyununda olduğu gibi yine klasik kuralların dışında bir sahneleme tekniğiyle sunduğu “3. Evren” adlı yeni tiyatro oyununu, 08 Mayıs – 20 Haziran 2009 tarihleri arasında GalataPerform’da sahneliyor.
“Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette geçen “3. Evren” adlı oyun; bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin’in, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine’nin ve eski komünist yeni kapitalist Devrim’in, süpermarkette üçüncü evreni arayışlarını aktarıyor.
Seyircinin karşılıklı iki farklı alana yerleştirilerek izlediği oyun, seyircilerin ortasında oynanıyor. Oyun sırasında kullanılan video, sahnede yer alan özel perdeler aracılığıyla mekan belirleyici olarak kullanılırken, aynı zamanda oyuncularla interaktif bir ilişki kuruyor. Aslında “non-place” olan (hiçbir yerde geçen) oyun; imajlar aracılığıyla oyun boyunca yeniden yaratılıyor.
“Meleğin Düşüşü” adlı filmle Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış olan Tülin Özen, ilk kez “3. Evren” oyununda Ve Diğer Şeyler Topluluğu ile bir arada. Diğer oyuncular Batur Belirdi ve Ayşe Burcu Eren ise; topluluğun yine bu sezon sahnelediği, yoğun ilgi gören “Noter” adlı oyunundan.
Kültür Bakanlığı desteğiyle sahnelenen “3. Evren”in prömiyeri; 08 Mayıs 2009, Cuma günü saat 20:30’da GalataPerform’da gerçekleşecek. Oyun; 20 Haziran 2009 Cumartesi gününe kadar, her hafta Perşembe ve Cuma günleri saat 20:30’da, Cumartesi günleri ise 15:30 ve 20:30’da GalataPerform’da izlenebilir.
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” Hakkında
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” 2001 yılında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulmuş olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinler arasılık konularına odaklanan bir tiyatro topluluğudur.
2001'den beri, Yeşim ÖZSOY GÜLAN’ın yazıp yönettiği “”, “Sene 2084”, “Ev-Kakofonik bir Oyun”, “Aksak İstanbul Hikayeleri”, “Playback”, “Son Dünya”, “Noter” adlı oyunlar, yurtiçi ve yurtdışında pek çok mekanda, topluluk tarafından sahnelenmiştir.
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; yurt içinde, 2003 yılında Yeşim ÖZSOY GÜLAN tarafından kurulan Galataperform’dan Kenter Tiyatrosu’na, AKM Aziz Nesin Sahnesi’ne kadar pek çok sahnede oyunlarını sahneleme fırsatı bulmuştur. Topluluğun katıldığı başlıca festivaller arasında Bonn Bienali, Şimdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu), Avrupa’dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden) ve İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bulunmakta.
Topluluğun bugüne kadar aldığı ödüller arasında 2005 ve 2007 Lions Halk Jürisi Yenilikçi Tiyatro Ödülü – (“Aksak İstanbul Hikayeleri” ve “Son Dünya” adlı oyunlarla) ve Afife Tiyatro Ödülleri 2006 – Cevat Fehmi Başkut En İyi Yerli Oyun Yazarı (“Aksak İstanbul Hikayeleri” adlı oyun ile) sayılabilir.
“3. EVREN”
Yazan ve yöneten: Yeşim Özsoy Gülan
Video Tasarım: Gülay Yiğitcan
Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan
Kostüm ve Dekor Tasarım: Aslı Sever Ersüzer
Oyuncular: Tülin Özen, Burhan Batur Belirdi, Ayşe Burcu Eren
Üç karakter, “Üçüncü Evren’in Umudu” adında farklı bir süpermarkette karşılaşırlar. Her gün uyku saatinden evvel uykuyla uyanıklık arasındaki bir saat 21 dakika boyunca açık olan bu sürreal markette, “3. Evren”e çıkışlarını sağlayacak olan bir kapıyı aramaktadırlar. Her biri kendi içinde büyük çelişkiler taşıyan bu değişik karakterler ürün rafları, indirim kuponları ve gündelik telaşlar arasında, umulmadık zamanlarda aslında yanı başımızda olan bambaşka bir evrenin varlığının peşindedirler. Burası “3. Evren”dir. Bir zamanlar çarşaflı olan ama şimdilerde göbek dansçısı olarak çalışan Aylin, çok zengin ama aşırı derecede çevreci Serine ve eski komünist yeni kapitalist Devrim, Türkiye’nin zıtlıklar içinde var olan çelişkili ama bir o kadar da canlı yapısını temsil etmektedirler. Sonuna ulaşmaya çalıştıkları bir yarış gibi ilerleyen kısıtlı zamanları içinde, aslında her birine ütopyalarını temsil eden üçüncü evreni bulmak için uğraşırlar.
Bilgi İçin:
Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBUL
Tel: 0 212 243 99 91
Web: www.galataperform.com
www.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:19 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ORHAN AYDIN “Çekin elinizi ülkemden!”
Dünyaca ünlü Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles’ta verdiği konser sırasında ayağa kalkıp dinleyicilere seslenerek, ABD’nin militarist politikalarını protesto etti, ABD yönetimine “Çekin ellerinizi ülkemden” diye seslendi.
soL (HABER MERKEZİ) 20. yüzyılın ikinci yarısının en yetenekli konser piyanistlerinden biri olarak görülen Polonyalı piyanist Krystian Zimerman, Los Angeles'ta verdiği konser sırasında yaptığı konuşmada, ABD politikalarına tepki gösterdi.
Zimerman, genel olarak pek konuşmayan bir insan olarak bilinse de, Disney Hall’daki konserde gerektiğinde sözünü sakınmayacağını da göstermiş oldu. Zimerman, akşamın son parçası olan Polonyalı besteci Karol Szimanovski’den “Bir Polonya Halk Ezgisi üzerine Çeşitlemeler”i çalmak üzereydi ki, salonda konseri izlemekte olan müzik eleştirmeni Mark Swed’in anlatımına göre, duraksadı, tam son parçanın ilk notalarına basacakken bir süre piyanoda sessizce oturdu, sonra da seyirciye döndü, “Bana bu akşam konuşmamamı söylediler, fakat…” diye söze girerek ABD politikalarını, militarizmi, Guantánamo üssünü, Polonya’daki füze kalkanını eleştiren bir konuşma yaptı.DEVAMI : http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/13388.html
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:12 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
"Deleuze ve Sanatlar " Konferans Dizisi
4 Mayıs Pazartesi, saat: 18.00 René SCHÉRER
‘Samuel Butler'ın "Erewhon"adlı hikayesi sadece ‘’hiçbir yer’’ değil, ama aynı zamanda şimdi ve burada anlamına mı gelmekte?’
5 Mayıs Salı, saat: 18.00 Éric ALLIEZ
‘Organsız beden nasıl yapılır?’ Ernesto Neto’nun Anti-Leviathan'ı
6 Mayıs Çarşamba, saat: 18.00 David LAPOUJADE
Deleuze ve Guattari'nin duygulara ve algılara bakışındaki sanatsal ifade
7 Mayıs Perşembe, saat: 18.00 Jean-Paul MANGANARO
Fellini'nin Poe' nun bir olağanüstü hikayesi Toby Dammit' ten yola çıkarak dünyaya verdiği güzel bir cevap
8 Mayıs Cuma, saat: 18.00 Ahmet SOYSAL
Deleuze ve müzik
9 Mayıs Cumartesi, saat: 15.00 Ali AKAY
‘Kafka'nın minör edebiyatı beraberinde güncel sanatta minör politikalara yol açmakta mı?’
http://www.akbanksanat.com/etkinlik/2/2009/05/04/750/konferans-dizisi-deleuze-ve-sanatlar
Etkinlikler ücretsizdir.
Konferanslarda simültane tercüme yapılacaktır.
Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz.
Akbank Sanatİstiklal Caddesi No:834435 Beyoğlu / İstanbulTel: +90 212 252 35 00 - 01Fax: +90 212 245 12 28akbanksanat@akbank.comwww.akbanksanat.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:08 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BEYKENT E BÜLTEN
Beykent Universitesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:06 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ULUSLARARASI İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİ
PROGRAM:
2 MAYIS CUMARTESİ 2009
Saat:19.00
Açılış Filmi Gala “100 Bin Kişiydiler” 2009 72’
Yönetmen: Metin KAYA
Konser: Melike DEMİRAĞ
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
“Avni Anıl Sahnesi”
3 MAYIS PAZAR 2009
15.20 Karanlığın Gözleri 29’
16.00 Süt ve Çikolata 20’
16.30 Guantanamo Diye Bir Yer 45’
17.20 İplik Hayatlar 27’
17.55 Bozuk Bando 107’
20.05 Hasta 123’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
4 MAYIS PAZARTESİ 2009
15.00 Lilith Kızkardeşleri 41’
15.45 Küresel Karmaşa 80’
17.15 Merdiven Altı Nobel 24’
17.45 Dünyayı Özelleştirmek 62’
18.55 Sevgili Mandela 6’
19.05 Portakal Hasadı 17’
19.30 Silikozis 30’
20.10 Sonbahar 99’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
15.30 Çalışan Çocuklar Üzerine 9’
15.50 Nene’nin Öyküsü 110’
18.00 Herkes İçin Dünya Ayarında Öyküler 40’
18.55 Adana-Paris: Yılmaz Güney 74’
20.10 İsyan 112’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
5 MAYIS SALI 2009
15.00 Porto Marhera 52’
16.00 Kedinin İçindeki Fare 10’
16.15 Emek Emperyalizmi 56’
17.15 Sınırdışı 22’
17.45 Demiryol 85’
19.20 Dönüş 18’
19.50 Sarhoş Atlar Zamanı 75’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
16.05 Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları 50’
17.05 Bitmeyen Yol 105’
19.00 Güvencesiz İşçiler Üzerine Direniş Öyküleri 120’
21.00 Arna’nın Çocukları 84’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
6 MAYIS ÇARŞAMBA 2009
15.30 Silikozis 30’
16.10 Kırlangıcın Yuvası 21’
16.40 Tüm İnsanlar Eşit ve Özgürdür 100’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Göç 21’
15.55 Nazım’ın Küba Seyahati 68’
17.10 Mandolinli Kız 19’
17.35 San Francisco 68 Grevi 56’
18.40 Ariel 72’
19.25 Portakal Hasadı 17’
20.00 Söyleşi İshak IŞITAN
21.00 Özel Gösterim: Brukmanlı Kadınlar
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
7 MAYIS PERŞEMBE 2009
15.30 Sevgili Mandela 6’
15.40 Şehir Sakin 132’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Cocalaro 94’
17.10 Tolya 9’
17.25 Ekmek Parası 17’
17.50 Toprağın Tuzu 94’
19.35 Kırlangıcın Yuvası 21’
20.00 İşte Özgür Dünya 96’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 16:01 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
FLAŞ HABER................ ERBİL GÖKTAŞ'A İKİNCİ HAYAT BİLGİSİ DERSİ VE ARTIK KIVIRMASIZ, İSTİSNASIZ ÖZÜR İSTEĞİDİR!
1- AYNI GECE "GECE TEKNİK SORUMLUSU"NDAN AÇIKLAMA2- ERTESİ SABAH BİR FİRMA YETKİLİSİNDEN AÇIKLAMA3- VE BU GÜN İTİBARIYLA DA DETAYLI RAPOR GELDİ....HAZIRLANIP YAYINA VERİLECEKTİR..BÜTÜN BUNLARI ELBETTE SUÇLAMA YAPMADAN ÖNCE ERBİL GÖKTAŞYAPMAK ZORUNDAYDI. BU ARAŞTIRMALARI İSTEMEK VE VARSA SALDIRI RAPORUNU ELDE ETMEK VE ONDAN SONRA SUÇLAMA YAPMAK YAPACAĞI DOĞRU TAVIRDIAMA ERBİL GÖKTAŞ BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR (İFTİRA) SAHİBİ OLUNCA BU GÖREV BİZE DÜŞTÜARTIK BU RAPORLA DA EN UFAK BİR SALDIRININ OLMADIĞI ORTAYA SERİLMİŞ OLDUĞUNA GÖRE ERBİL GÖKTAŞ BİR AKADEMİSYENE, YAYINCIYA DÜŞEN SORUMLULUĞU GEÇ DE OLSA YERİNE GETİRİP ÖZÜR DİLEYECEKTİR UMUDUNDAYIZ!.İŞTE FİRMA YETKİLİSİNDEN GELEN DETAYLI RAPORDAN BİR BÖLÜM :sistemimizde bulunan ag cihazlarinin ve sunucularimizdaki guvenlik yazilimlarinin ozellikleri nedeniyle o bahsedilen saldirilarin basariya ulasma orani cok dusuktur. Olay biraz teknik olmayan kisilerin, teknik aciklamalar yapmasindan kaynaklaniyor..DDoS vb. saldirilari otomatik olarak engelleyecek cihazlar bunyemizde bulunmaktadir. Saldiri tespit sistemleri bunlari tespit ettigi andan itibaren benzer ozellikteki istekler otomatik olarak reddedilir
Gönderen Özgür Sanat zaman: 00:45 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
29 Nisan 2009 Çarşamba
SÖZLÜKTE BİLE 11 YIL GERİDEN GELENLERE TDK 2009 İNTERNET BASKISI KAPAK OLSUN
ALENİ KÜFÜRBAZLIKLARINDAN UTANMAYANLAR ALEMİ MECAZİ KÜFÜRBAZLIKLA İTHAM EDİYOR VE BUNU DA 11 YIL ÖNCEKİ SÖZLÜĞE DAYANDIRIYORLAR. OYSA İŞTE 2009 ELEKTRONİK ORTAMDA TDK SÖZLÜĞÜ BİR TIK ÖTENİZDE...
TDK NIN RESMİ SAYFASINDAN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
AÇIK VE ALENİ ŞEKİLDE VİDEOLU VE YAZILI OLARAK O.Ç.... DİYE SALYALARINI AKITARAK KÜFÜR EDENLER, TİYATROM YAZARLARI ŞEREFSİZDİR, O.Ç... DUR DİYENLERE ARTIK TİYATRO DÜNYASI YETER DEYİNCE KENDİ ALENİ KÜFÜRBAZLIKLARINI UNUTUP SÖZLÜKTEN BİLE AYIKLANIP ATILMIŞ MECAZİ KÜFÜRLE KENDİLERİNE KÜFÜR ORTAĞI ARAYIŞINA GİRDİ
küfür -früisim Arapça kufr1 . Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü: "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!"- A. İlhan.2 . din b. (***) Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 18:15 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
ERBİL GÖKTAŞ'I DAHA İLK AÇIĞINDA YALNIZ BIRAKTILAR
ERBİL GÖKTAŞ HİLMİ BULUNMAZ VE COŞKUN BÜKTEL'İ SAVUNURKEN ŞARTSIZ BİR SAVUNUCULUK VERİYOR. ÖRNEĞİN ŞUNU ŞUNU YAPMIŞTIR AMA KÜFÜR ETMESİ DE YANLIŞ OLMUŞ DAHİ DİYEMİYOR.
FAKAT AYNI KİŞİLER ERBİL GÖKTAŞ'I DAHA İLK HATASINDA YALNIZ BIRAKMAKTA TEREDDÜT BİLE ETMİYORLAR...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 17:49 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
KINAMA !
.
LÜTFEN HEPİNİZ GİRİN VE KATILIN....
9 TİYATRO YAYINI , 5 TİYATRO DERNEĞİNİN
ORTAK . TAVRINA KAYITSIZ KALMAYINIZ...
http://www.Temiztiyatro.net/
.
GİRİP ÜYE FORMU DOLDURARAK İMZACILARA KATILINIZ
.
.
.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 14:26 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BİR AKADEMİSYENE YAKIŞMAYAN İDDİADA BULUNDU... ŞİMDİ GERÇEK ORTAYA ÇIKTI BİR AKADEMİSYENE YAKIŞIR ÖZÜR BEKLİYORUZ...
İDDİA ETTİ
Erbil Göktaş
29 Nisan 2009
.
Bilinmeyen kişi ve/veya kişiler (ASLINDA HEPSİNİ BİLİYORUZ; ŞİMDİLİK ÖYLE DİYORUZ…) tarafından web sayfamız olan http://www.yenitiyatrodergisi.com/'a yoğun bir saldırı söz konusudur. 28.04.2009 Salı günü öğleye doğru başlayan saldırılar, gece saat 22.00’de en “çirkef” noktasına ulaşmış ve halen devam eden bu saldırı veritabanımızı (database) ulaşılamaz hale getirmiştir. Hack dünyasında buna "DDoS Attack" denmektedir ve web sayfalarına sayısız veri gönderimiyle birlikte sistemin çalışamaz hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Tüm “basını” bu “iğrençliğe” karşı dayanışmaya çağırıyor ve DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE yapılmış bu saldırıları SÖZDE KÜFÜRE KARŞI ÇIKIYORMUŞ GİBİ YAPAN AMA ŞU ANKİ DURUŞLARI BÜYÜK BİR KÜFÜR OLAN kişileri deşifre eden Erbil GÖKTAŞ’ın http://www.yenitiyatrodergisi.com/ SİTESİNDEKİ YAZILARI YÜZÜNDEN gerçekleştirildiğini, NAMUSLU BASINA ve KAMUOYUNA DUYURURUZ…
..
ORTAYA ÇIKARDIK
.
Küfürbazlara karşı grubunun bizler olduğu aşikardır bunu ilan etmiştik. Son günlerde cevap verdiği kişilerin de bizler olduğumuz gibi. Yani bu iddia İATP-G üyesi arkadaşları, Mustafa demirkanlı'yı ve Ertuğrul Timur'u hedef almıştı.
İftira atmadan önce Kendi yapması gerekeni biz yaptık ve kendi yetkili firmasını aradık, gerek bir yetkiliden gerekse bir teknik elemandan sözlü ve yazılı olarak böyle bir saldırı olmadığının ve genel bir sunucu server arızası olduğunun bilgisini aldık.
İddiadan öte bir iftira gibi gündeme getirilen ve isimlerimiz anılmasa da açık adres olarak gösterildiğimiz bu iftiradan dolayı akademisyen, yayıncı Erbil Göktaş'tan özür bekliyoruz.
Bu ne bir yayıncılık sorumluluğuyla bağdaşır, ne de bir akademisyen sorumluluğu ile. Hatta insan olma vasıflarıyla dahi bağdaşmaz. Araştırmadan, soruşturmadan iddia ortaya atıp kişileri karalamak bu kadar kolay değil. Bir akademisyene yada yayıncıya yakışmayan bu tavırı bir akademisyene yakışacak bir özür hafifletebilir.
Sadece bizden değil yanıltılan okurlarından da özür dilemelidir.
Erbil Göktaş'ı özür dilemeye ve iddiasını düzeltmeye davet ediyoruz!
Gönderen Özgür Sanat zaman: 09:27 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
BİZ GECENİN YARISI YETKİLİLERİ BULUP BİLGİ ALDIK AMA NEDENSE ONLAR KENDİ FİRMALARINDAN HALA BİLGİ ALAMADI
Bir iftira attılarEğer belgeleyemeseydik bu çamur bize yapıştığı ile kalacaktıFakat bizim de o saatlerde ayakta olmamız ve az çok teknik bilgimizle derhal Erbil Göktaş'ın internet hizmeti aldığı firmayı domain whois sorgulamayla ortaya çıkararak firmayla bağlantı kurup yenitiyatro.com a böyle bir saldırının söz konusu olup olmadığını sorgulamamız ve böyle bir saldırı olmadığını ama sunucularında genel bir sorun olduğunu , bundan kaynaklanan bir problem bilgisini alabilmemize karşın Bizim gecenin yarısında beş dakika gibi bir sürede ulaştığımız bilgiye nedense kirli ittifak üyeleri hala ulaşamadı...BİZİM ALDIĞIMIZ BU BİLGİYİ ERBİL GÖKTAŞ ALAMAZ MIYDI?dün sitesine girilme sorunu yaşandığında ilk yapması gereken firmasını arayıp bir sorun mu var demek olmalıydı. Elektriğiniz kesildiğinde önce sigortalarınıza bakarsınız, sonra elektrik idaresine sorarsınız beni sabote ettiler diye ortalığı kaldırmadan...Elbette bir akademisyen bunu düşünemeyecek ve firmasını arayıp bir sorun mu var diyemeyecek kadar düşünce yoksunu olamaz. Bu durumda mevcut durumu fırsat bilip kullanma ihtimali ne yazık ki güçlüdür.Bu yalandan, bu iftiradan yeni bir yalanla kurtulmanın senaryolarını düşünmediklerini umuyoruz çünkü son günlerde görüyoruz ki panik halindeki her hamleleri kendilerine dönüyor.Bu rezillik yeter özür dileyin yanlış değerlendirmişiz deyin bakın bu çok daha kolay ve çok daha erdemli!Hilmi Bulunmaz Feridun Çetinkaya ve Coşkun Büktel'in artık tiyatro dünyasından fazlaca bir beklentisi kalmamış olabilir, bu hoyratlıklarını, bu saldırganlıklarını, bu efelenmelerini bu beklentisizliklerinden hayal kırıklıklarından alıyor olabilirler. Ama ya Erbil Göktaş?Bu tiyatro dünyasında da , bu yayıncılık dünyasında da , akademik dünyada da daha beklentileri olduğunu düşünürsek bu yanlış adımlar onun için sanıyoruz ki onulmaz yaralar açacaktır.Dileğimiz elbette ki bu değildir, bir akademisyeni, sanat eğitimcisini yaralamak değildir, fakat bu yaşanırsa bunun nedeni biz olmayacağız kendisi olacaktır ve bu çok açıktır.ÖZÜR DİLEME ERDEMİNİ GÖSTERECEKLERİNİ UMUYOR VE HALA BEKLİYORUZ...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:54 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
PEKİŞTİRME
GECE GEÇ SAATLERDE KARŞILAŞTIĞIMIZ İFTİRA GİRİŞİMİNİ GEÇ SAATLERE DEK YAPTIĞIMIZ VE AŞAĞIDA OKUYABİLECEĞİNİZ AÇIKLAMADAKİ ŞEKİLDE BERTARAF ETTİK. BERTARAF ETMEKLE KALMAYIP YALANIN VE İFTİRANIN NE BOYUTLARA DEK VARABİLDİĞİNİ GÖSTERDİK.GECE HEM SÖZLÜ HEM YAZILI OLARAK İNTERNET FİRMASINDAN KESİNTİLERİN SEBEBİNİ ONAYLATTIĞIMIZ HALDE SABAH SAATLERİNDE DE FİRMA YETKİLİSİ BİR İSİMDEN BÖYLE BİR SALDIRIYA KARŞI SİSTEMLERİNİN KORUMADA OLUP OLMADIĞI BİLGİSİNİ YAZILI OLARAK SORARAK SİSTEMLERİNİN GÜVENLİ VE KORUMALI OLDUĞU TEYİDİNİ ALDIK. YANİ "İNTERNET ŞİRKETİMİZDE TEKNİK BİR SORUN OLABİLİR AMA AYRICA BİZ SÖZ ETTİĞİMİZ TÜRDE SALDIRIYI DA YAŞADIK" GİBİ BİR İDDİA DA DA BULUNAMAZLAR. EN AZINDAN DÜN İÇİN BÖYLE BİR SALDIRI OLMADIĞININ TEYİDİ VARDIR.ALDIĞIMIZ TÜM BİLGİLER BU DURUMDA 2 İHTİMALİ GEÇERLİ KILIYORA) ERBİL GÖKTAŞ SİTESİNDE DÜN YAŞANAN TEKNİK SORUNLARI PANİK ATAĞA KAPILARAK BİR SALDIRI GİBİ ALGILAMIŞTIR VE BU NEDENLE BELKİ İSTEMEDEN AMA PANİK ATAK BİR DAVRANIŞLA ARAŞTIRMADAN İFTİRA SAYILACAK AÇIKLAMADA BULUNMUŞTUR. BU DURUMDA BİZİM YAPTIĞIMIZ GİBİ İNTERNET ŞİRKETİNİ ARAYIP SAĞLIKLI BİLGİ EDİNMEDEN ORTALIĞI AYAĞA KALDIRIP İSTEMEDEN DE OLSA İFTİRA ATTIĞI İÇİN ÖZÜR DİLEMELİDİRB) BU TEKNİK AKSAKLIĞI (Kİ ASLINDA ERBİL GÖKTAŞIN SİTESİNDE DEĞİL O FİRMANIN TÜM SİSTEMİNDE YAŞANMIŞ) BİLEREK VE İSTEYEREK BÖYLE BİR ÇARPITMAYLA DEĞERLENDİRMEYİ DENEMİŞTİR Kİ BU DURUMDA ACABA BU DENLİ BİLİNÇLİ BİR KARALAMA VE İFTİRAYA BULAŞMIŞ BİR AKADEMİSYEN İŞİ DAHA NERELERE GÖTÜRECEKTİR? BİR KEZ DAHA DÜŞÜNMEYE VE KAMUOYUNDAN ÖZÜRE DAVET EDİYORUZ
Gönderen Özgür Sanat zaman: 01:03 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
28 Nisan 2009 Salı
TEŞEKKÜRLER........ TEŞEKKÜRLER...........
* Dün sitemizi 475 farklı kişi ziyaret etti, tekrar girişlerle 1.455 giriş yapıldı* En fazla ziyaretçi gönderen site 183 kişiyle Tiyatro Dergisi.com.tr idi teşekkür ediyoruz.* Arama motorlarından bulup giren ziyaretçi sayısı 47 idi.* Arama motorlarından en çok aranan kelime Arka sıradakiler Burak kelimesi oldu (8 kişi) *1* Saatlik ortalama ziyaretçi sayısı 19 kişidir
Okurlarımıza teşekkür ediyoruz.*1 : Arka Sıradakiler dizisi sitemizde Coşkun Büktel'den dolayı geçmektedir ve bu da aramalarda bizim de çıkmamıza neden olmaktadır. Bizim dolaylı bahsetmemize rağmen bir günde 8 kişi Arka sıradakilerin yakışıklı maçolarından Burak'ı arayarak sitemize giriş yapmışsa Arka sıradakilerin video, bölüm özeti vs gibi her tür materyaline bolca yer veren Coşkun Büktel'in sitesine günde kaç kişinin Coşkun Büktel ve sıkıcı yazıları için değil tesadüfen Arka sıradakilerin yakışıklı jönleri yada çıtır kızları için girdiğini varın siz tahmin edin.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:05 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
27 Nisan 2009 Pazartesi
TİYATRO HABERLERİ
Yenikapı Tiyatrosu - Umut (özel gösterim)
Yenikapı Tiyatrosu, daha önce Denizli Gölge Tiyatrosu, Tiyatro Ankara ve Van Gösteri Sanatları Topluluğu tarafından sergilenen "Umut" oyununu, özel gösterim olarak sahneye taşıyor. Sahneye konduğu 2000 yılından bu yana, 9 yılda 93 kez sahnelenen oyun, 94. kez, 24 Nisan 2009 Cuma günü saat:18.00 Fransız Kültür Merkezi sahnesinde olacak.F tipi yaşamların anlatıldığı oyun, içinde bulunduğumuz çıkmaza karşı bir direnişi, bir umudu adres gösteriyor.Oyun özel gösterim olarak 3 TL'ye oynanacak.Yenikapı Tiyatrosu oyunu; asılsız iddialarla tutuklanan ve Ankara Sincan F tipi cezaevinde tutulan Deniz Bakır, Serkan Akkuş ve Hasan Coşar'a ithaf ederken, oyunu izleyen ya da bu maili okuyan tüm sanatseverlere, duyarlı insanlara da F tipi hücrenin soğukluğunu yıkan, sıcacık bir mektubu Ankara Sincan F tipindeki dostlarımıza göndermelerini diliyor.İZMİR YENİKAPI TİYATROSUUMUTYazan - Yöneten: Orçun Masatçı24 Nisan 2009 Cuma18.00Fransız Kültür MerkeziAynı gün Fransız Kültür Merkezi'nde saat:20.00'de Mikado'nun Çöpleri oyunu sahne alacaktır. Oyunun bilet fiyatı da 5 TL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:04 0 yorum
. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği 22-23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir.
3. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği 22-23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir.şenliğimize 5 mayıs tarihine kadar tiyatro toplulukları başvurabilir. başvurudda tiyatrolarının özgeçmişi ve başvuran oyunun metni ya da özeti yer almalıdır. şenlik programı 9 mayısta açıklanacaktır. başvuru e-posta adresinden şenlikle iligli merak edilen bilgilerde öğrenilebilir.Erkan Yücel Ödüllerigeçtiğimiz yıl ilki dağıtılan Erkan Yücel ödülleri'nin ikincisi bu sene de şenliğe katılan tiyatrolar arasından bademler köyülülerince belirlenecektir.Erkan Yücel Ödülleri 30 Mayısta açıklanacaktır.Şenliğe başvuru için : bademlerkoyutiyatrosenligi@gmail.com adresi kullanılacaktır.3. Bademler Köyü Tiyatro Şenliği komitesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:04 0 yorum
İSTANBUL BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ 3. GENÇ SAHNE TİYATRO GÜNLERİ
Bahçelievler Belediyesi'nin bu yıl 3. kez düzenlediği Genç Sahne Tiyatro Günleri "tiyatro her yerde" söylemi ile 1 Mayıs’ta yola çıkıyor.Birbirinden farklı yerli ve yabancı metinlerle, izleyiciye değişik lezzetler tattıracağına inanılan 3.Genç Sahne Tiyatro Günleri’nin, profesyonel ve amatör genç tiyatrocular için de tanışma imkânı olacağı düşünülmektedir.Genç Sahne Tiyatro Günleri ulusal niteliği ve genç içeriği ile Tiyatro çevresinin de dikkatini çekti ve Festival Koordinatörü Kerem Yılmaz bu yıl IX. Lions Tiyatro Ödülleri’nde “Genç Sahne Tiyatro Günleri ile genç tiyatrocuları teşvik ve bir araya getirmesi nedeniyle” jüri özel ödülüne layık görüldü.Festival’in bu yıl ki özel konukları; Engin Alkan ve Mehmet Ergen söyleşi ve atölye çalışmaları ile genç sanatçılarla buluşacak.Festivale bu yıl 44 ekip başvurdu başvuran ekiplerin 16’sı sahnede kendine yer bulabilecek. Ayrıca özel gösterimler festivale ayrı bir tat katıyor; İstanbul Büyükşehir Belediye Tiyatroları – “Maskeliler”, İstanbul Devlet Tiyatroları – “Kral Dairesi”, Semaver Kumpanya – “Cesaret Ana ve Çocukları”, Altıdan Sonra Tiyatro – “444”, Talimhane Tiyatrosu – “Yastık Adam”, Ankara Sanat Evi – “Eşref Paşalılar”, İstanbul Şiir Tiyatrosu “Aziz İstanbul”, Tiyatro Boyalı Kuş – “Tahterevallide Aşk” ve Oyuncu Tayfası – “Salaklar Sofrası” oyunlarını özel gösterimler bölümünde sergileyecek. Ayrıca festivalin kapanış programında İstanbul Gitar Üçlüsü konseri izleyiciye unutulmaz anlar yaşatacak.Bahçelievler Belediyesi’nin 11 gün boyunca 2 farklı sahnede ev sahipliği yapacağı festival, gençlerin sahnelerdeki varlığına tanık olmayı ve izleyiciyi genç sanatçılarla ve sanatçı adaylarıyla buluşturmayı hedefliyor. Ayrıca zor şartlara rağmen ayakta durmaya çalışan genç sanatçılara bir teşekkür niteliğinde olan bu organizasyonda, gençlere "genç sahneyle" kendini tanıtma imkânı sunulması da amaçlanmaktadır.Katılımın ve gösterimlerin ücretsiz olacağı bu festival, Bahçelievler Belediyesi'nin, son yıllarda tiyatroya verdiği desteğin devamı niteliğinde olan bir kültür hizmetidir.İletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:56 0 yorum
15. Bartın Tiyatro Festivali Ardından
15. Bartın Tiyatro Festivali her yıl olduğu gibi 27 Mart 2009 Dünya Tiyatrolar Günü ile coşkuyla başladı. Gelen telgraflar okundu, sonra festivale katkıda bulunanlara teşekkür plaketleri sunuldu. Ardından Geçmişten Günümüze Bartın Bölge Tiyatrosu adlı projeksiyon sunumu yapıldı. Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle Augusto Boal’in yazdığı uluslararası bildiri ve Temel Demirer’in yazdığı Türkiye Tiyatrolar Birliği Bildirisi’ni Bartın Sanat Tiyatrosu Genç Sahne oyuncusu Hazal Gecegörür okudu.Bartın Bölge Tiyatrosu Nazım Hikmet Ran’nın yazıp Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Kuvayi Milliye” oyunu sahnelendi. Kısa bir aradan sonra da Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu sahnelendi.28 Mart 2009 günü Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne Haldun Taner, Kandemir Konduk, Müjdat Gezen, Memet Baydur, Yılmaz Erdoğan gibi yazarların oyunlarından bölümlerle kolaj çalışması olarak Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Ortaya Kar-ışık” adlı oyunu sahneledi. Salonun tıklım tıklım dolu olduğu seyircilerin ayakta izlediği ve pek çok seyircimizi oyunun festivalde tekrar oynayacağını tarafımızdan söylenerek salondan geri dönmek zorunda kaldığı oyun büyük beğeni topladı.29 Mart 2009 Yerel Seçimler nedeniyle etkinlik konmamış bir gündü.30 Mart 2009 günü Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi Bölge Tiyatrosu Yönetmeni Seçkin Kaymaz gözlemci olarak katıldı aramıza. Türkiye Tiyatrolar Birliği üyesi de olan topluluğun yönetmeni 11 Nisan 2009 a kadar aramızda. Bartın Bölge Tiyatrosu Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu sahnelendi. Salonumuz yine doluydu ve bu bizi çok sevindirmişti.31 Mart 2009 Ankara Opera ve Balesi Murat Göksu’nun derleyip yönettiği “Çanakkale’de Zaman” adlı tek perdelik müzikli oyunu sahnelendi. Daha çok oratoryo şeklindeki oyun beklenenden farklı olması seçici seyirci tarafından oyun sonrası bize iletildi.01 Nisan 2009 Bartın Bölge Tiyatrosu Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyunu bir kez daha sahnelendi. Festivalde çok fazla yer aldığını düşündüğümüz halde ilgi yine çoktu.02-03 Nisan 2009 Ankara Devlet Tiyatrosu Hasan Erkek tarafından yazılmış ve Vacide Öksücü tarafından yönetilmiş “Eşik” adlı oyun sahnelendi. Metnin ağırlığı ve reji eksikliğine rağmen oyun teknik olanaklarla açığını kapatmaya çalışmıştı.04 Nisan 2009 günü yoğun bir gündü, saat 14.00’te Mehmet Esatoğlu’nun “Metinden Sahneye Nasıl Geçiyoruz?” atölyesi gerçekleşti. Bartın Bölge Tiyatrosu, Genç Sahne ve Eğitim Grubumuzun katıldığı atölye verimliydi. Saat 18.00’de “Drama ve Tiyatronun Eğitimde Önemi” konulu panel yapıldı. Panelde konuşmacı olarak İstanbul Tiyatro Simurg’dan Mehmet Esatoğlu, İzmir Yenikapı Tiyatrosu’ndan Orçun Masatçı ve Yönetici olarak Bartın Bölge Tiyatrosu’ndan Zafer Gecegörür vardı. Öğretmenlerin, eğitim gruplarının ve tiyatro oyuncularının katıldığı panel amacına ulaşmış bir şekilde bitti.Saat 20.30’da Tiyatro Simurg’un edebiyatımızın değişik yazarlarının düz metinlerinin oyunlaştırılmasıyla kurgulanan “Yaz Ki Bahar Olsun” festivalde perde açtı. Enver Gökçe, Sabahattin Ali, Onat Kutlar, Müştak Erenus, Hasan Hüseyin, Alain Resnais’in değişik metinlerinden oluşan oyunu Mehmet Esatoğlu derledi ve yönetti.05 Nisan 2009 günü festival emekçileri yorgunluğu başlamıştı ama festivalin daha ortasındaydık. Yoğun bir festival günüydü bu günde… Saat 14.00’te İzmir Yenikapı Tiyatrosu Orçun Masatçı’nın derleyip yönettiği iki sokak oyunu “Fırtına” ve “Palto” Bartın kentinin dolayısıyla çarşısının tam ortasında sahneledi. Sokak izleyenlerle doldu taştı. Oyunların zaman zaman seyircileri içine katması da çok keyifliydi. Saat 16.00’da Orçun Masatçı liderliğinde “Sokak Tiyatrosu” konulu atölye yapıldı. Sahne ve sokak oyunu farklılıkları ve incelikleri uygulamalı gösterildi. Atölye keyifli doğaçlama oyunlarla sonlandı.Saat 20.30’da İzmir Yenikapı Tiyatrosu Melih Cevdet Anday’ın yazdığı Orçun Masatçı’nın yönettiği “Mikado’nun Çöpleri” oyununu sahneledi. Festivalin beğenilen oyunlarından biriydi. Bir festivalden temelde beklenenlerdi bunlar. 06 Nisan 2009 günü Bartın Emn.Md. Tiyatro Topluluğu “Ahşap Konak” oyununu sahneledi. Oyun metninin ağırlığına rağmen elinden geleni yaptı topluluk.07 Nisan 2009 Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne “Ortaya Kar-ışık” bir kez daha sahnelendi. Daha önce gelip salondan dönenler ve daha önce izleyenlerden beğenilerini duyarak gelenlerle doldu taştı salon. Genç Sahne dinamik, seyirci memnun…08 Nisan 2009 Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu Konser verdi. Festival ilk kez yabancı bir topluluğu ağırladı.09 Nisan 2009 Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu Nazım Hikmet Ran’nın yazdığı şiirleri Mathieu Chardet oyunlaştırmış. "Sürgünden Sürgüne' adlı oyunu Fransızca oynadı. Türkçesi yanda projeksiyonla aktı. Nazım Hikmet bir kez daha devleşiyor seyircinin yüreğinde. Müziklerini Ayser Vançin canlı performansla yaptı. Oyuna da katılıyor belli aralıklarla. Oyun sonrası söyleşiyoruz tüm ekipler. Ortak bir proje yapmak üzere sözleşiyoruz Cenevre Ad Hoc Tiyatrosu ile.10 Nisan 2009 Bartın Gençlik Merk.Tiyatro Topluluğu “İki Ters Bir Düz” oyununu sergileyecek ama salonda aynı oyunun adı gibi… Kalabalık bir tiyatro topluluğu hepside festivalde oynamanın heyecanı ile yakınlarıyla doldurmuş salonu. Salon kontrolden çıkmış. Festivale normal bir şekilde bilet alan birkaç seyircinin yerlerinde bile oyuncu yakınları var. Bu seyircilere rica edip ek sandalyelere oturtuyoruz. Gençlerin heyecanını anlayışla karşılıyoruz.11 Nisan 2009 üzüntülü bir gündü bizim için. Normalde Giresun Belediyesi Şehir Tiyatrosu oynayacaktı bu akşam. Ama Teknik Yönetmenleri Erhan Dizdar’dan öğrendik ki, birkaç gün önce talihsiz bir trafik kazası ile takla atmıştı arabaları. Oyuncularından Mehmet Aydeniz yoğun bakımdaydı, Cem Saraçoğlu ve Serdar Gür hafif yaralıydı, yine oyuncu Ayşegül Yenal Aydeniz eşinden dolayı üzgün. Neyse ki Festival bitmeden yoğun bakımdan çıktı arkadaşımız. Hepsine bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Üç gün öncesinden bildirmemize rağmen seyirci salonda ve biz de Bartın Bölge Tiyatrosu’nun Aziz Nesin’nin yazdığı öykü ve şiirlerden derlenip Zafer Gecegörür’ün yönettiği “Birtakım Azizlikler” oyununu bir kez daha sahneledik. Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesi Bölge Tiyatrosu Yönetmeni Seçkin Kaymaz gözlemci olarak katıldığı festivalimizden uğurladık onu da tekrar görüşme dileklerimizle.12 Nisan 2009 Bartın Sanat Tiyatrosu-Genç Sahne “Ortaya Kar-ışık” bir kez daha sahneleniyor. Maç var diyoruz, gelen olmaz diyoruz. Şakayla kızdırıyoruz oyun öncesi Genç Sahne’yi. Ama salonda yine seyirci var yine tebrik var gençlere.13 Nisan 2009 değerli dost Ufuk Karakoç kalktı geldi İstanbul’dan festivalin bitiş konserini vermeye. Salonda insanlar Ufuk Karakoç ile adeta koro güzelliğinde katılıyor türkülere. Opera sanatçısı Ufuk Karakoç, Ruhi Su tadında bir bariton. Bartın önceden tanıyor onu. Çok konser verdi bu bölgede. Onu yeniden dinleyenler ve yeni dinleyenlerle dolu salon.Bir festival daha bitti. Tüm emek verenlere, katılan topluluk ve kişilere binlerce teşekkür…Anadolu’da 15 yıl festival yapmak zordur. Buna rağmen hala birilerini memnun edememek daha zordur. Bir yığın engellemelerle ve olanaksızlıklarla da uğraşmak ve buna rağmen bir sonraki yıl 16. Bartın Tiyatro Festivali’ni inatla yapmaya kalkmak işte bu çok daha zordur…Sağlık ve dostlukla,Zafer GecegörürBartın Bölge TiyatrosuBartın Sanat Tiyatrosu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:54 0 yorum
ODTÜ Tiyatro Şenliği Programı
Bu yıl, ODTÜ Oyuncuları’nın ev sahipliğini üstlendiği ‘ODTÜ Tiyatro Şenliği 24 Nisan-3 Mayıs 2009 tarihleri arasında “Şenlik ‘09” adıyla ODTÜ Mimarlık Amfisi’nde düzenleniyor.Şenlik '09 ProgramıCuma, 24 NisanSaat:20.30 ODTÜ Oyuncuları "Yaşlı Kadının Ziyareti" (F. Dürrenmatt)Cumartesi, 25 NisanSaat:12.00 Sabancı Üniversitesi Oda Tiyatrosu "İki İşkenceci" (F. Arrabal)Saat:13.30-16.00 Kemal Yiğitcan “Işık Atölyesi” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:16.00 Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “İş Ararım İş” (BÜO)Saat:20.30 İTÜ Sahnesi “Kömürcüler” (Aristophanes)Pazar, 26 NisanSaat:12.30 Mersin Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Otobüs” (S. Stratiev)Saat:14.30 Çağrışım Tiyatrosu “Evlenme Teklifi” (Anton Çehov) -Sokak Oyunu-Saat:16.00 Siyasal Bilgiler Fakültesi Tiyatro Topluluğu “İçerdekiler” (Melih Cevdet Anday)Saat:18.00-20.30 Kemal Yiğitcan “Işık Atölyesi” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:20.30 İTÜ Timis Oyuncuları “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” (Ahmet Hamdi Tanpınar)Pazartesi, 27 NisanSaat:12.45 Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı “Özgürlük Oyunu” (Adem Atar )Saat:17.00 Tiyatro Tesadüf “Ben. Kadın” (Dario Fo)Saat:20.30 Anadolu Üniversitesi Tiyatro Maskesiz “Turrandot ve Aklayıcılar Kongresi” (B. Brecht)Salı, 28 NisanSaat:13.30 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Mezarsız Ölüler” (J.P. Sartre)Saat:17.00 Oyun Arkadaşları “Gizli Oturum” (J.P. Sartre)Saat:20.30 Mülkiye Sahnesi “Bay Kolpert” (D.Giseselmann)Çarşamba, 29 NisanSaat:20.00 ODTÜ Oyuncuları “Yaşlı Kadının Ziyareti” (Friedrich Dürrenmatt)Perşembe, 30 NisanSaat:13.00 DestAR-Theatre “Reşê Şevê (Karabasan)” (Berfin Zenderlioğlu, Mirza Metin)Saat:15.30 Atölye Çalışması. Hareket Makamı “Celal Mordeniz”Saat:15.30 Söyleşi: Süreyya Karacabey ve Kadir Çevik “Brecht Üzerine Birtakım Düşünceler” (Yer: Solmaz İzdemir Salonu)Saat:17.30 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oyuncuları “Üç Ayak” -Sokak Oyunu-Saat:20.00 ÖKM Sahnesi “Adam Adamdır” (B.Brecht)Cuma, 1 MayısSaat:17.00 İMA Tiyatro Atölyesi "Gevezeliğin Manifestosu" -Sokak Oyunu-Saat:19.00 Seyyar Sahne “Tehlikeli Oyunlar” (Oğuz Atay)Cumartesi, 2 MayısSaat:12.30 Pose Theatre “The Poor Macbeth”Saat:14.30 Söyleşi: Hasan Erkek “Türkiye'de Çağdaş Oyun Yazarlığının Kaynakları”Saat:16.30 Tiyatro Kulübesi “Unutmak” (J.Jouanneu)Saat:20.30 Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu “Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü” (B.Brecht)Pazar, 3 MayısSaat:13.00 İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu “Yaşlı Hanımın Ziyareti” (F. Dürrenmatt)Saat:16.00 Söyleşi. Ayşegül Yüksel “Dürrrenmatt ve Grotesk Kullanımı” (Yer. Solmaz İzdemir Salonu)Saat:19.00 İstanbul Hayalperdesi “Salıncak - Ters Evlenme” (Karagöz Gölge) (Yer. Solmaz İzdemir Salonu)Saat:20.30 Eski Tiyatro “Git Gel Dolap” (Harold Pinter)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:52 0 yorum
TOBAV: “Ergenekon Estetik Değil”
Adalet estetikten ayrılamazETİK, ESTETİK ve ADALET ayrılmaz bütündür.SANAT felsefesinin de formülü!Demokrasi; SANAT’ın yaşam biçimi halidir!ERGENEKON ESTETİK DEĞİLDİR!Kamu vicdanını incitmektedir. Adil değildir.Kaba; duyarsız; özensizdir.Siyasi kimliklerin yerel seçim öncesi“Hesap soracağız” dedikleri kişileri,gözaltına alıyor tutukluyor;Etik değildir.Bütün bu kaba, özensiz tutumDEMOKRASİ olarak adlandırılabilir mi?DEMOKRASİ kültüründe;Eleştiri vardır!Farkındalık vardır!Öz güven vardır!Yaratıcılık vardır!Hukuk, adalet adına vardır! Eğitim vardır !Yargısız infaz yoktur !Çıkar gruplarının, muhaliflerinden“HESAP SORMASI” yoktur!Demokrasi gelişmiş insan kültürüdür,Hesap sormak ise gelişmemiş!Gelişmiş insan eleştiriye değer verir!Gelişmemiş duymazdan gelir!Bildiğini yapar! Diktatörce davranır!Gelişmiş insan; bilgi verir; tartışır!Kendini ifade eder!Gelişmemiş insan; bilgiye değer vermez!Hesap sorar!Sanat ona komik gelir!Eleştiri ise hakaret!ERGENEKON bu özellikleri gösteriyor.Demokrasi ESTETİK rejimidir.Ama ERGENEKON ESTETİK DEĞİL!TOBAV YÖNETİM KURULU
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:51 0 yorum
Kavuklu'nun 3. Sayısı Çıktı
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde AKM özlemiGelin birlikte durduralım Orhan AydınKriz mi? Hangi kriz? (2) Atila AlpögeRöportaj: Giordano Bruno’dan Galile’ ye Yolculuk- Erhan Gökgücü3. İzmir Uluslararası Kukla Günleri’nin ardından T.ÇolakÇıraklık Konusuna Devam R.BilekTiyatro dünyasının genç kalbi: Üniversite Tiyatroları...Benim “Üniversite-Tiyatroları”m Yılmaz OnayCelal Bayar Üniversitesi İktisat OyuncularıGelenekten geleceğe ODTÜ OyuncularıODTÜ Tiyatro Şenliği üzerineEge Üniversitesi Tiyatro TopluluğuGalatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluğu11. Uluslararası İstanbul Bienali’ne Dair Notlar (2) Nevzat SüsGeri dönen Marks mı, Bakunin mi, Zinn mi? Cansu FırıncıRöportaj: Eugenio Barba ile Tiyatro ÜzerineKısa Bir Yaşam; Oğuz Atay Oyun Oynayan ve Tutunamayan Aydın O.Güracarkavukludergi@gmail.cominfo@kavuklu.org
Gönderen Özgür Sanat zaman: 10:47 0 yorum
19 Nisan 2009 Pazar
Arşivden Seçme Filmler
Arşivden Seçme Filmler08.05. – 26.06.2009Goethe-InstitutYeni Çarşı Cad. 32Galatasaray- İstanbulAlmanca, Türkçe altyazılı
Giriş ücretsizdir22 film örneğinde Alman sinemasının yüz yıllık tarihine bir bakış: Goethe-Institut arşivinden oluşturulan bu seçki ile ilk sessiz filmler (Lubitsch), savaş öncesi (Sternberg) ve savaş sonrası (Käutner) filmler, 60’lı ve 70’li yılların yaratıcı filmleri (Kluge, Fassbinder) ve günümüzün yeni ve gerçekçi (Petzold, Dresen) sineması olmak üzere sinema tarihinin önemli devreleri sunuluyor. Seçilen filmler ait oldukları dönemin Almanyası'na göz atma fırsatı veriyor ve film ve film dilinin gelişimini belgeliyorlar.Goethe-Institut ilk bölümde, 1910 – 1940 yılları arasındaki dönemden 9 film gösteriyor.08.05.09, 18.00„Erkek Olmak İstemiyorum“1918, 45’, s/b Yönetmen: Ernst LubitschOyuncular: Ossi Oswalda, Curt Goetz, Ferry Sikla, Margarete Kupfer, Victor Janson Zıpçıktı bir genç kız (Ossi Oswalda) onu evde eğiten ve göz kulak olan öğretmenini (Curt Goetz) atlatarak erkek kılığına girer ve Berlin gece hayatına karışır. Orada öğretmenine rastlar ve onu tanıyamayan öğretmeniyle „erkek erkeğe“ kardeşliğe ve dostluğa kadeh kaldırırlar. Bu durum bir sürü karışıklığa yol açar ve sonuçta öğrenciyle öğretmen birbirlerine aşık olurlar.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:48 0 yorum
GOETHE ENSTİTÜ 1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı
1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı“Bir Bütün Olarak Dünya”· Milli Reasürans Sanat Galerisi, 1990’lar Alman Haber Fotoğrafçılığının farklı uslüplarından oluşan bir kesitini ‘Bir Bütün Olarak Dünya’ adlı sergiyle sunuyor.· Sergi ifa, Goethe Institut İstanbul ve Milli Reasürans Sanat Galerisi işbirliği ile gerçekleşiyor.· Sergi küratörü Ulf Erdmann Ziegler serginin açılışında bulunacaktır.· Sergi 28 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.“Bir Bütün Olarak Dünya” başlıklı sergi, Demir Perde’nin kalkması ve Almanya’nın yeniden birleşmesiyle uzun bir aradan sonra Doğu ile Batı’yı yeniden bir bütün olarak görmemizi sağlayan geçen yüzyılın son on yılını kapsıyor. Sergide yer alan fotoğraflar, 1990’lardaki bu tarihsel durumun toplumsal, siyasal ve kültürel sonuçlarına dikkat çekiyor.Haber fotoğrafçılarını, kamerasını ve donanımını yüklenmiş sansasyon peşinde bir ülkeden diğerine, bir felaketten ötekine koşturan gözü kara serüvenciler olarak düşünürüz. Oysa sergiye katılan fotoğrafçılar için durum biraz farklıydı. Temelde rahatsız edici, hatta şok edici sansasyonel fotoğraflar peşinde olmaktan ziyade duyarlı görsel haberlerdi ilgi alanları. Bu yaklaşım, genç kuşaktan kimi fotoğrafçının bağımsız bir görsel biçem geliştirmesine yol açtı. Yapıtlarındaki görsel imgelerin estetik ve psikolojik etkisini artırmak için büyük bir çaba gösterdiler. Ancak, fotoğraflarının sanatsal bir amaca ve yüksek bir estetiğe sahip olması, haber fotoğrafçılığının ötesine geçtiğini gösteriyor. Sanatçıların ortak çabasının, güncel olayları haberleştirmenin çok ötesine geçmeyi hedefleyen yenilikçi bir ifade biçimine ulaşmak olduğu söylenebilir. Hepsi, dar anlamda kendilerinden istenilen işleri yapan fotoğrafçılar değil, tıpkı bir yazar gibi kendi bireysel görsellikleriyle bir habere kendi damgasını vuran, belirli bir konuda ve özel bir görsel dilde uzmanlaşmış insanlar.Sergi, kendi işleriyle başkaları için çektikleri fotoğraflar arasında ayrım yapmayan, dünyayı verilen işin ötesinde bir bütün olarak, olduğu gibi ve gerçekliğe açık bir biçimde gösteren, kişisel duruşlarıyla şoke etmekten çok düşünmeye çağıran ve fotoğrafladıkları kişileri teşhir etmekten çok, hem sözde hem de özde onların onuruna saygı duyan sanatçıların yapıtlarından oluşuyor.Sergide çoğu serbest fotoğrafçı olarak çalışan, Almanya’da 1950 sonrası sanatçıları arasında yer alan Wolfgang Bellwinkel, Axel Boesten, Fred Dott, Stephan Erfurt, Nikolaus Geyer, Martin Fengel, Jitka Hanzlová, Peter Hendricks, Kai-Olaf Hesse, Enno Kapitza, Eva Leitolf, Barbara Müller, Frank Müller, Karin Apollonia Müller, Ulrike Myrzik ve Manfred Jarisch, Julia Sörgel, Ingo Taubhorn, Corinna Wichmann’ın yapıtları özgün olarak ve basında yayımlanan biçimleriyle sunuluyor.Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen bu sergi 28 Nisan – 30 Mayıs 2009 tarihleri arasında izlenebilir.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:44 0 yorum
16 Nisan 2009 Perşembe
Özgür Tiyatro 15. Emek Yılı
15.Emek Yılı Etkinlik Programı24 Nisan ‘09 Cuma20.30 Oyun...‘Jokond ile Siyau’25 Nisan ‘09 Cumartesi14.00 Oyun...‘Aşkın Vatanı Yoktur’15.30- 18.30...Panel‘Sanata Soldan Bakmak’B. Sadık ALBAYRAKOrhan AYDINHilmi BULUNMAZSemih ÇELENKErbil GÖKTAŞOrhan KAZBEKMehmet SARIOĞLUÖzgür BAŞKAYA (Panel Yöneticisi)20.30 Oyun...‘Jokond ile Siyau’ (Gala)26 Nisan ‘09 Pazar13.30 - 17.00...Forum‘Sanata Soldan Bakmak’Dernekler,Vakıflar,Meslek Odaları,Demokratik Kitle Örgütleri,Sendikalar,Dergi Çevreleri,Siyasi Partiler,Kültür-Sanat temsilcilerininkatılımıyla...18.30 Oyun...‘Şair ile Postacı’20.30 Kutlama...‘Belgelerle Özgür Tiyatro’ ‘Özgür Tiyatro’ Konuşmaları
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:38 0 yorum
TİYATRO TEM
!!!ISTANBUL’DA SON OYUN!!! Kral, oynuyor!Alem Buysa Kral Übü, 22 Nisan Çarşamba günü, saat 20.30’da Oyun Atölyesi’nde!Alem Buysa Kral Übü absürd tiyatronun öncüsü sayılan ünlü Fransız tiyatrocusu Alfred Jarry’nin Kral Übü oyunundan uyarlama bir yapım. Fransa’da ilk gösterimi 1896 yılında yapılan, 1898 yılında ise ilk kez kuklalarla oynanan Kral Übü, sahnelendiği ilk dönemden bugüne değin, izleyiciden, skandal ve rezalet hislerinden tutun da “hayranlık uyandıran öncü bir oyun” değerlendirmelerine kadar varan farklı ve zengin tepkiler almış. Tiyatrotem tarafından gölge oyunu, tekerleme ve anlatı geleneklerinin bir birleşimi olarak tasarlanan bu uyarlamada Şehsuvar Aktaş, Bilge Gültürk ve Ayşe Selen, hem gölgeleri oynatıyor hem kendileri oynuyorlar; bir yandan da tekerliyorlar. Çetin Sarıkartal da oyunun dramaturjisini yapıyor. Tiyatrotem ile İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin ortak yapımı olan Alem Buysa Kral Übü, mekân ve zaman aşırı yolculuklara ve yorumlara açık zengin oyun metnine dayanarak yapılan güncel bir çalışma. Oyun Atölyesi, Dr. Esat Işık Caddesi, 15, Moda-Kadıköy, 0216. 345 39 39
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:36 0 yorum
15 Nisan 2009 Çarşamba
GENÇ SAHNE TİYATRO GÜNLERİ 1-11 MAYIS 2009
1 Mayıs CUMA:Saat: 14:00- Gösteri Sanatları Merkezi -“Pusuda” Yön.: Hazar GENCELİYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 17:00- Arama Tiyatrosu -“Acılar Şenliği” Yön: Özkan SCHULZEYer:Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Oyuncu Tayfası -“Salaklar Sofrası” Yön: Kerem YILMAZYer: Yeni Sahne2 Mayıs CUMARTESİ:Saat: 15:00-Tiyatro Boyalı Kuş-“Tahterevallide Aşk” Yön: Jale KARABEKİRYer: Yeni SahneSaat: 20:30- Kadıköy Halk Eğitim Merkezi - “Küheylan” Yön:Oğuz BIYIKYer:Yeni Sahne3 Mayıs PAZAR:Saat: 12:30- SÖYLEŞİ - “Oyunculuk Sanatı Üzerine – Engin Alkan”Yer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 15:00- İstanbul Devlet Tiyatrosu -“Kral Dairesi” Yön: Toby WILSHERYer: Yeni SahneSaat: 20:30- MSM Tiyatro Öğrencileri- “Üç Kuruşluk Opera” Yön:Apo KAYAYer: Yeni Sahne4 Mayıs PAZARTESİ:Saat: 15:00- Müjdat Gezen Tiyatrosu-“Jekor Yine Ölmeli”Yön:Can CEYLANYer: Yeni SahneSaat: 20:30- AİBÜ Tiyatro Topluluğu -“Savaş 2.Perdede Çıkacak” Yön: Ramazan AKMANYer: Yeni Sahne5 Mayıs SALI:Saat: 15:00- Bilkent Üni. Drama Atölyesi -“Bişey Yap Met" Yön: Süha KOÇOĞLUYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Altıdan Sonra Tiyatro -“444” Yön: Yiğit SERTDEMİRYer: Yeni Sahne6 Mayıs ÇARŞAMBA:Saat: 17:00- Fatih Belediye Tiyatrosu -“Gelincik”Yön:Sonay BAHÇEKAPILIYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Ankara Sanat Evi -“Eşref Paşalılar” Yön: Burak TARIKYer: Yeni Sahne7 Mayıs PERŞEMBE:Saat: 15:00- Tiyatro Yansıma-“Lacivert Gölgeli Adamlar”Yön: Erkay YAVUZYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- Semaver Kumpanya- “Cesaret Ana ve Çocukları” Yön: Işıl KASAPOĞLUYer: Yeni Sahne8 Mayıs CUMA:Saat: 15:00- Fatih Üni. Tiyatrosu -“Benden Sonra Ölüm Gelir” Yön: Aydemir GÜLTEKİNYer: Yeni SahneSaat: 20:30- Mimi Komedi Tiyatrosu -“Tanri” Yön: M.Barış TAŞKINYer: Yeni Sahne9 Mayıs CUMARTESİ:Saat: 17:00- Drama Kumpanyası -“Biraz Gelir Misiniz” Yön: Kemal ORUÇYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziSaat: 20:30- İBB Şehir Tiyatroları-“Maskeliler” Yön: Taner BARLASYer: Yeni Sahne10 Mayıs PAZAR:Saat: 13:00:15:00-Talimhane Tiyatrosu -“Atölye Çalışması - Mehmet Ergen”Yer: Yeni SahneSaat: 20:30- Talimhane Tiyatrosu -“Yastık Adam” Yön: Mehmet ERGENYer: Yeni Sahne11 Mayıs PAZARTESİ:Saat: 15:00- Tiyatro Tesadüf - “Ben:Kadın!” Yön: Tufan ŞİMŞEKCANYer: Necip Fazıl Kısakürek Kültür MerkeziKAPANIŞ PROGRAMISaat: 19:00- İstanbul Şiir Tiyatrosu-“Aziz İstanbul” Yön: Turgay KANTÜRKYer:Yeni SahneSaat: 20:30- İstanbul Gitar Üçlüsü - “KONSER” Cem Küçümen/Önder Arık/Sadi EnsariYer: Yeni SahneİletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:26 0 yorum
444 KENTER TİYATROSUNDA
ALTIDAN SONRA TİYATRO YOĞUN İSTEK ÜZERİNE SON OYUN 6 MAYIS ÇARŞAMBA 20:30’da KENTER TİYATROSU’nda “444”Gişe:Kenter Tiyatrosu Halaskargazi Cad. No: 35 HarbiyeTel: (212) 246 35 89 - 247 36 34www.kentertiyatrosu.orgBilgi : Nilgün Kurt nilgun@altidansonra.com(532) 255 55 80 (212) 240 25 08www.altidansonra.com “444”“…Gerçekten fevkalade yazılmış metnin yolculuğunda iki oyuncunun derin ve anlam dolu coşkusuna sizlerin de eşlik etmenizi dilerim…”Üstün Akmen, Evrensel 11 Mart’08 Oyun, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi”nin şikayet bölümünde, biri uzun zamandır çalışan, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. “444” Oyununun yazarı Yiğit Sertdemir ; 2008 yılı Afife Jale Tiyatro Ödüllleri-Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü “İlk Kez O Yıl Sahnelenmiş Olan En Başarılı Yerli Oyunun Yazarı” , 33.Ulusal İsmet Kuntay Tiyatro Ödülleri “En İyi Oyun Yazarı” ve Tiyatro…Tiyatro… Dergisi Tiyatro Ödülleri 2008 “Yılın Oyun Yazarı” ödüllerine layık görüldü. Yazan: Yiğit SerdemirYöneten: Y. Ömer ErzurumluOynayanlar: Gülhan Kadim, Yiğit SertdemirDekor-Kostüm Tasarımı: Aslı Can KortanIşık Tasarımı: Erkan KortanTeknik Tasarım: İhsan DehmenAfiş-Broşür Tasarımı: Aydın GürerDekor realizasyon: Zeki İlyas KızılışıkFotoğraflar: Aslı Can Kortan, Seda Özen YürükTek Perde
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:17 0 yorum
Akatlar Kültür merkezinde
16 Nisan Perşembe Akşamı saat 20:30'da Akatlar Kültür Merkezinde Küçük Genny Efsanesi Oyununu Kaçırmayın. 9. Lions Direklerarası Halk JürisiEn İyi Kadın Oyuncu Ödülü alan Oyunu Cem Kenar Yönetti, Can TuğcuoğluKostüm ve Dekor Tasarımını Yaptı. Oyuncular: Bengi Heval ÖZ, NuriKaradeniz, Derya Aslan, Umut Tabak, Nebil Sayın, Ozan Morgül. BiletlerTiyatro Z ve Akatlar Kültür Merkezinden temin edilebilir.http://www.tiyatro-z/0212 2491665
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:14 0 yorum
14 Nisan 2009 Salı
TİYATRO HABERİNDE EN HIZLI EN GENİŞ...
tiyatro...miyatro'da yer alan haberler birinci elden , her bir haberin kendi kaynağından bize ulaştırılmaktadır.Siz de oyun tanıtımlarınız, etkinlikleriniz ve haberlerinizin sitemizde yer almasını istiyorsanız iletilerinizi bekliyoruz.-KAYNAK GÖSTERİLMEDEN ALINTI YAPILAMAZ-
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:37 0 yorum
KIŞ MASALI
"Aşk korkunç şey kızım, korkunç şey...""Yabanım, sevgilim, esmerim, sebebim; bir gün bir kış masalında sevip yitirdiğim"... Soğuk bir kış gecesinde bir dağ evinde bulunan beş kişi. Geçmişin acı veren anıları, bugünün tedirgin eden gerçekliği ve bir Sezen Aksu şarkısının dizeleri eşliğinde kabusa dönüşen uykusuz bir gece.Sema yıllardır görmediği arkadaşı Aynur'dan kendisinden yardım isteyen bir mektup alınca, onu ve kocası Mahir'i Bolu yakınlarındaki dağ evlerinde ziyarete gelir. Şimdi en yakın arkadaşıyla evli olan Mahir onun eski nişanlısıdır. Ancak Sema beş yıl aradan sonra ilk kez gördüğünde Mahir'i de, Aynur'u da tanımakta güçlük çeker.Yaşadıkları büyük aşk ikisini de çok değiştirmiştir. Yıllar önce en sevdiği iki insanı sessizce, gönülsüzcebirbirlerine emanet etmiş olan Sema şimdi iki yabancıyla karşı karşıyadır. Çaresizce ondan yardım uman iki yabancıyla. Üstelik onlara yardım edebilmek için yalnız bir gece vardır önünde. Dışarda kurtların uluduğu, içerde telefonlarınçalışmadığı kapalı bir mekanda geçirilecek uzun, yorucu, boğucu bir tek gece... Ne kadar yakınmış meğer ölüm aşka, aşk ölüme....Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_kismasali.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=kis+masaliOyun biletlerimizi Ticketturk'ten veya oyun günü Cem Safran Sahnesi'nden temin edebilirsiniz.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:34 0 yorum
ELİM SENDE
2007 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri' nde mansiyon kazanan “Elim Sende”, birbirine paralel olarak ilerleyen iki öykü ekseninde anne-kız ilişkisinin fırtınalı dünyasını inceliyor. Kimi zaman hüzünlü, kimi zamansa gülünç sularda seyreden iki öykü boyunca anneler ve kızlar sürekli yer değiştirerek birbirlerinin karşısına çıkıyorlar.Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_elimsende.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=elim+sende
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:33 0 yorum
KARŞILAŞMALAR
H. Can Utku’nun yazıp yönettiği, Pelin Doğru ve Mustafa Eren’in rol aldıkları tek perdelik oyun, izleyiciyi 20’li, 40’lı ve 70’li yaşlardaki üç çiftin karşılaşma öykülerine tanık ediyor. Bir kadın ve bir erkek oyuncu, kendilerini yönlendiren dış sesin yardımıyla farklı yaş kuşaklarından üçkadın ve üç erkeği sırayla sahneye taşıyarak, kadın-erkek ilişkilerinde beklentilerde, yaşamı algılayış biçimlerinde ve ulaşılmak istenen amaçlardaki farklılıklardan doğan bir yönüyle komik, bir yanıyla trajik durumları buruk bir komediye dönüştürüyorlar.Oyunla ilgili detaylı bilgi için:http://www.otekihayatlar.com/oyun_karsilasmalar.phpBilet satın almak için:http://www.ticketturk.com/portal/tr/arama/5181/default.html?search_string=karsilasmalar
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:31 0 yorum
MİTOS-BOYUT'TAN 3 YENİ KİTAP
Dizi No: 328 / PIERRE CORNEILLE / LE CİDTürkçesi: Gülay Oktar URALFransız trajedisinin kurucusu Pierre Corneille (1606-1684) 17. yy Fransız tiyatrosunun en büyük üç yazarından biridir. Fransız tiyatro tarihinin en önemli oyunu sayılan Le Cid, ilk sahnelendiğinde seyircinin büyük ilgisini toplamıştır. Yazarın “trajik komedya” olarak nitelediği oyun, Aristotelesçi tragedya kurallarına ve anlayışına uygun olmadığı ve ahlâka karşı olduğu gerekçesiyle Akademie Français tarafından suçlanmış, tiyatro tarihinde “Cid Tartışması” olarak bilinen ünlü tartışmaya yol açmıştır.Oyuncu Sayısı: 8 erkek, 3 kadın – ISBN: 975978778515-696 sayfa- fiyatı: 9 tlDizi No: 329 / LUIGI PIRANDELLOALTI KİŞİ YAZARINI ARIYOR – LIOLA –AĞZI ÇİÇEKLİ ADAM – MESLEK BELGESİTürkçesi:Gönül ÇAPAN – Prof. Dr. Necdet ADABAĞ – Hande AYGENNobel Edebiyat Ödülü Sahibi, İtalyan yazar Luigi Pirandello (1867-1936), oyunlarında insanların saçma ve kaotik dünyadaki çaresizliklerini sergiler. Modern dramaya örnek gösterilen Altı Kişi yazarını Arıyor, gerçek kişi, oyun kişisi ve rol düzlemleri arasındaki kişiliğin araştırılmasını konu ediniyor.Liola, kırsal kesimde yaşayan köylü bir şairin başından geçenleri anlatan bir komedi.Ağzı Çiçekli Adam, yazarın oyunlarına egemen kaygı verici yalnızlık temasını; Meslek Belgesi, kendine haksız yere “uğursuzluk” etiketi yapıştırılmış bir adamın hüzünlü öyküsünü anlatıyor.Oyuncu Sayısı: Altı Kişi yazarını Arıyor:8 er., 7 kad. 5 oyuncu / Liola:2 er., 9 kad. Ağzı Çiçekli Adam: 2 er., Meslek Belgesi: 6 er., 1 kad.ISBN: 978975778516-4208 sayfa – fiyatı: 18Dizi No: 330 / LATİN TRAGEDYALARISENECA / MEDEIATürkçesi: Samim SİNANOĞLULucius Annaeus Seneca (İ:Ö 04- İ.S. 65) Romalı düşünür, devlet adamı, tiyatrocu. Roma tragedyasının en önemli temsilcisidir. Oyunlarını, oynaması için değil, okunması için yazan Seneca, Euripides’i örnek aldığı halde, tarzı ondan çok farklıdır. Yazar bir efsaneden hareketle yazdığı Medeia’da, Yunan tragedyasından farklı olarak, seyirciyi/ okuyucuyu etkilemek için ölümleri ve çok kanlı olayları sahne üzerinde canlandırmayı yeğlemiştir.Oyuncu Sayısı: 2 kad., 3 er., KoroISBN: 978975778517-256 sayfa – fiyatı: 9 tl
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:27 0 yorum
“ASİLER, AZİZLER, ÂŞIKLAR”
Asileri (bazen) aziz, aşıkları asi, azizleri aşık yapan nedir? Birbirinden ne kadar farklı görünseler de bu üç kategori arasındaki geçişlilikleri, birbirlerine ne kadar yakın görünseler de bu üç tip arasındaki sınırları nasıl anlayabiliriz? Bölümün küratörlüğünü de üstlenen Harvard Üniversitesi Tarih Profesörü Cemal Kafadar’ın konuşmacı olarak katılacağı söyleşi, seçkide yer alan filmlerin ve tarihin sunduğu bol örneğin ışığında, isyan, ermişlik, aşk ve şiir arasındaki girift ilişkiler üzerinde düşünme ve tartışma ortamı yaratmak amacıyla düzenleniyor. 11 Nisan Cumartesi, 13:30Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır“SON DÖNEM TÜRK SİNEMASINDA ALIŞKANLIKLAR, DEĞİŞİMLER VE YENİ DURUŞLAR”
Sinemamız “yeni” bir biçim aldı mı veya “zaman” algımızda neler değişti? Ya da bildik yolda mı ilerliyoruz? 2008’de ilk filmlerini çeken ve son döneme damgasını vuran sinemacıların nispeten farklı görünen yeni seslerinin nerelerden beslendikleri ve öncekilere göre farklılıkları gibi konular, Türkiye’den ve yurtdışından katılacak sinema yazarları tarafından ele alınacak. Bu söyleşide kendini “yenilmiş kuşak” olarak tanımlayan kentlinin köklerini bulma arayışı, taşra manzarası dinginliğinde var oluş yüzleşmeleri ve tüm bu karmaşada kadının temsili gibi temaların sinemamızdaki yeni sunumları tartışılacak. Konuşmacılar:Prof. Dr. Tül Akbal (Film Eleştirmeni -Bahçeşehir Üniv.), Fatih Özgüven (Sinema Yazarı), Dan Fainaru (ScreenDaily), Rüdiger Suchsland (Frankfurter Allgemeine Zeitung)Moderatör: Esin Küçüktepepınar15 Nisan Çarşamba, 13:30Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.“DÜZENDE (ÇOK) KÜÇÜK BOZUKLUKLAR”
Uluslararası İstanbul Film Festivali, son dönem Türkiyeli sanatçıların eserlerinden oluşan bir programla ilk olarak bu yıl video sanatına açılıyor. Sinema gerek endüstrinin dayattığı üretim yöntemlerinden, gerek sinema dilinin görece katı kodlarından, gerekse algı mekanizmalarının sürekli kontrol altında olmasından dolayı (çok) düzenli bir sistem oluşturuyor. Video güncel sanatın yarattığı serbest bölgelerden yararlanarak bu düzene bir “bozukluk”, estetik ve politik bir alternatif getiriyor. Yekhan Pınarlıgil moderatörlüğünde Canan Şenol (sanatçı), Ozan Adam (sanatçı), Selda Asal (sanatçı), Şener Özmen (sanatçı ve eleştirmen), Ege Berensel’in (sanatçı) katılımlarıyla gerçekleştirilecek panel, festivalin bu yılki video programına kuramsal bir bakış getirecek. 18 Nisan Cumartesi, 13.00Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.
“BILL PLYMPTON” (SİNEMA DERSİ) MTV’den Nike reklamlarına canlandırma klipleriyle, Glamour dergisinden Rolling Stone dergisine karikatür ve çizimleriyle aşina olduğumuz Bill Plympton, 1988’de, kısa canlandırma filmi “Your Face” ile Oscar’a aday gösterildi. Çektiği beş uzun metrajlı filmle festivale konuk olan Plympton, üç bölüme ayırdığı sinema dersinde önce kariyerinden ve bağımsız bir canlandırma sanatçısı olmaktan söz edecek, ardından klasikleşmiş ve yeni hazırlamakta olduğu kısa filmlerinden örnekler gösterecek ve son olarak büyük kâğıtlara çizim yaparak canlandırma için ipuçları verecek. Üstelik katılan herkese Plympton’ın bir de hediyesi var! 18 Nisan Cumartesi, 16.00Etkinlik ücretsizdir. Davetiyenizi etkinlik günü Akbank Sanat gişesinden alabilirsiniz. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinlik www.akbanksanat.com ’dan canlı olarak yayınlanacaktır.
Facebook üyeliğiniz var ise, Facebook “Akbank Sanat (Akbank Art Center)” grubuna üye olabilirsiniz. Akbank Sanatİstiklal Caddesi No: 8Beyoğlu/İstanbulTel: +90 212 252 35 00 - 01Fax: +90 212 245 12 28akbanksanat@akbank.comwww.akbanksanat.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:23 0 yorum
ROMA HAMAMI VEDALAŞIYOR
Gösterime girdiği günden beri büyük ilgi gören; Stanislav Stratiev'in Roma Hamamı isimli oyunu, izleyicisi ile vedalaşıyor.Oyuncu Tayfası'nın 2008 Ocak ayından beri 46 kez izleyici ile buluşturduğu bu muhteşem Bulgar Oyununu kaçırmayın...Roma Hamamı8 Nisan Çarş. : 20.009 Nisan Perş. : 20.00Yöneten : Arif KuruTüm etkinliklerimiz Bahcelievler Belediyesi –Yeni Sahne’de yapılmaktadır. Ücretsizdir.İletişimEposta : info@oyuncutayfasi.orgTel : 0212 441 98 930212 416 19 59 (fax)0212 416 19 29Adres : NECİP FAZIL KISAKÜREK KÜLTÜR MERKEZİBahçelievler Belediyesi Başkanlığı yanı Barbaros Cad. Bahçelievler - İSTANBULROMA HAMAMIYaz aylarında tatile hiç çıkamayan İvan Antonov’a rahatsızlanan müdürünün tatil kartı verilir. Evinin anahtarlarını salonunun döşemelerinin tamiri için ustalara bırakan Antonov’un kapıdan çıkmasıyla taksi durağında başlayan macerası evine dönmesiyle başlayacaktır.Salonundan eşsiz bir roma hamamı çıkmıştır. Ustalar şaşkın ve medya hazırdır. Bu arada eve yerleşmiş ve roma hamamıyla unvan ve paraya ulaşmak isteyen hatta bu uğurda nişanlısı Marta’yı bile ihmal eden Doçent Ananiev’inde hırs içinde bekleyişi Antanov’u şaşkınlık içinde bırakır. Hamamı yurtdışına kaçırmak isteyen Tsekov’la evi tarihi eserlere meraklı zengin müşterisine satmak isteyen Diamandiev ise evinde yabancılaştırılmış Antonov’un kafasını daha da karıştırmak için hazırdır. Tatil dönüşünde kendi baba ocağından atılmak üzere olan Antonov’un kurtulma şansı devletin roma hamamına atadığı Cankurtaran’la iyice trajikomik bir hale dönecektir.Stanislav Stratievin Roma Hamamı adlı eseri bizi evimizden çıkarken kapıyı açık bırakmamaya zorlayacak; “bu oyuna ikinci kez gelebilmeyi çok isterdik ama evi boş bırakmaya gelmez” diyeceksiniz.Ancak evi boş bırakmak riski, artık evinizdekiler gibi gördüğünüz Oyuncu Tayfası’nı izlemek için değer değil mi? 2. 3. ve 4. seyirlerinizde de koltuklarımız yine sizin…yazan : stanislav stratievçeviren : hüseyin mevsimyöneten : arif kuruışık tasarım : akın yılmazdekor tasarım : burhan yılmazgenel sanat yönetmeni : kerem yılmaz9.Lions Tiyatro Ödülleri; Oyuncu Tayfası 2 farklı ödüle layık görüldü; Kerem Yılmazer “Genç Yetenek” Teşvik Ödülleri (İstanbul) "Kubilay Yılmaz", Bir Tavsiye Mektubu, Oyuncu Tayfası. Özel Ödül; "Kerem Yılmaz" – Oyuncu Tayfası - Genç Sahne Tiyatro Günleri ile genç tiyatrocuları teşvik ve bir araya getirmesi nedeniyle.Nisan Ayı Oyun Programı--------------------------------------------------------------Gülücükler Prensi (Çocuk Oyunu)11 Nisan Cumartesi : 14.0014 Nisan Salı : 14.0025 Nisan Cumartesi : 14.0028 Nisan Salı : 14.00Yazan - Yöneten : K.Burak SalimoğluBir Akvaryum Hikayesi (Çocuk Oyunu)4 Nisan Cumartesi : 14.00Yöneten : Senem AkmancıBir Tavsiye Mektubu3 Nisan Cuma : 20.004 Nisan C.tesi : 20.0017 Nisan Cuma : 20.0018 Nisan C.tesi : 20.00Yöneten : Kerem Yılmaz
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:20 0 yorum
tempOdyssey / KÜÇÜK GENNY EFSANESİ
Tiyatro Z, çağdaş metinlere, yeni yazarlara, genç oyunculara verdiği önemle bir sezonda daha yeni bir oyunun Türkiye prömiyerini yapıyor. Dan Dietz”in yazdığı yönetmenliğini Cem Kenar”ın yaptığı tempOdyssey /Küçük Genny Efsanesi 2008-2009 sezonu boyunca Tiyatro Z sahnesinde izlenebilir.Geçici işlerde çalışan Genny”nin yeni başladığı bir işyerinde ilk ve son gününü izleriz. Bir bomba fabrikasında resepsiyonist olarak çalışmaya başlayan Genny”nin geçmişiyle geleceği çarpışırken sonuçlar patlama etkisi yaratacaktır. Telefonu kullanmayı öğrenmekle dinlenme odası arasında gidip gelirken yaşadığı geriye dönüşlerde Georgia eyaletindeki çocukluğunu ve onun neden bu kadar kaçık, duygusal olarak izole olmuş, asosyal bir insan haline geldiğinin gerekçelerini izleriz. Yazar Dietz bizi zamanda bir ileri bir geri atlayışlarla Amerika Birleşik Devletlerinin en doğusu ile en batısı arasında bir gezintiye çıkarır. “iş dünyası”, “sanal âlem”, “aile olgusu” “seks”, “ölümle insan”, “tanrılar ve insanlar”, “evrenin oluşumu”, “bilim dünyası” arasındaki ilişkileri irdeler. Ve en acımasızı da tüm bu olayları “Serbest Piyasa Ekonomisi”nin hâkim olduğu bir dünyada geçirir. Ölümcül bir çalışma temposunda, beyin uyuşturucu işlerin arasında gidip gelen bu geçici işçinin öyküsü plazalarda çalışanlar için korkutucu bir mizah duygusuna sahip. Kara Komedi türünde sahnelenmiş bu oyun,“Serbest Piyasa Ekonomisi”nin hâkim olduğu zeminde ve zamanda yaşayanlara şiddetle tavsiye edebileceğimiz gariplikte... Ve bazen garip bir şey izlemek eğlenceli olabilir!KÜÇÜK GENNY EFSANESİYazar: Dan DietzTürkçeye Çeviren: Murat Şevki Çoban-Bengi Heval ÖZYönetmen: Cem KenarKostüm ve Dekor Tasarım: Can TuğcuoğluIşık Tasarım: Cem KenarYönetmen Yardımcıları: Eylül Başoğlu, Selen AlmacıoğluYapım Asistanı: Nezih Tüzel, Eylül BaşoğluIşık Asistanı: Selen AlmacıoğluFotoğraflar:Ozan MorgülAfiş Tasarım: Togay KılıçoğluOyuncular:Genny: Bengi Heval ÖzÖlü Çocuk: Nuri KaradenizTorpilli Adam, Bilim Adamı: Umut TabakBaba: Nebil SayınSon Gün Kızı, Fran, Anne: Derya AslanGüvenlik görevlisi: Ozan MorgülKültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:18 0 yorum
“KENTSEL BÖLÜŞÜM KAR HANESİ”
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!Tiyatro Z’nin onuncu projesi olan “Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi” oyunu, Devletin çatırdayan çekirdeği olan aile kurumunu masaya yatırırken Avrupa Birliğine sunulacak bir “Büyük Proje” çılgınlığı ekseninde geçiyor.Ülkenin her santimetrekaresine sirayet etmiş bir yalanı, farklı saflardan aynı coşkuyla besleyen, duyarlılıklarına, imanlarına, ideolojilerine had safhada bağlı insanlar düşünün... Ayrı saflarda olmalarına rağmen bir büyük projede; Bir büyük yalanın içinde yan yana kavgaya duruşlarına bakın.Her şey barış, kardeşlik ve istikrar dolu global bir dünya anlayışı için!!!Proje, dosya, konsept, vs… Son günlerin en çok telaffuz edilen sözcükleri. “Proje” öyle büyülü bir sözcük ki; yurdumuzun asla bir araya gelemeyecek iki kesimini; kent soylu küçük burjuva ile yükselen taşra burjuvasını bir araya getirebiliyor, ortak hedeflere yöneltebiliyor.Burası Türkiye, Beyoğlu, Cihangir Semti…Toplumun 6 ayrı kesiminden gelen, farklı kültürler, inanışlar ve sosyo- ekonomik yapılardaki altı insan Cihangirde, aydın görünümlü bir köşe yazarının evinde nasıl buluşur? Ilımlı Müslümanından seks işçisine, öğrencisinden Kürt mafyasına kadar Türkiyenin tüm renklerini görmek için büyük fırsat.Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!Nebil Sayın’ın yazdığı Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi, %47’lik çoğunluğa karşı “amansız savaş” veren bir köşe yazarının nazik başlayan ama günün ilerleyen saatlerinde çatışmaya dönüşen hikayesini anlatır. Dünyaya farklı yerlerden bakan iki “dava adamının” karşılaşması, ortak paydada bir eylem birliğine girişmeleri, inanılmaz ama son derece gerçektir. Evin içindeki çatışma bir kadın satıcısının hakemliğinde gelişirken, işin içine Ukraynalı bir seks işçisi girer. Ve, yaşadığımız ülkenin garip fotoğrafı gözler önüne serilir.Politik vodvil tadında yazılan oyun Tiyatro Z nin kafe bölümünde izlenebilir.Yazan : Nebil SayınYöneten : Üveys AkıncıYönetmen Yardımcısı: Eren AzakYapım Asistanları: Eylül Başoğlu, Nezih TüzelOyuncular : Tarkan Çeper, Sena Işıldar, Haluk Yüksel, Senem Begisi, Hilal Özbay ve Nebil SayınGrafik Tasarımı: Togay KılıçoğluBiletler Biletix’ten ve Tiyatronun gişesinden temin edilebilir.TİYATRO ZADRES: Hacı Mimi Mah. Dibek Sok. no 17Kuledibi/Beyoğlu/İstanbulTel: 0212 2491665http://www.tiyatro-z.com/
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:15 0 yorum
4 artı 4 DÖRTLEMENİN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ ...
Geçtiğimiz yıllarda bir dörtlemenin parçası olarak sahnelenen “ 4 bölü 4” ve “4 eksi 4” oyunlarının devamı olarak “4 artı 4” bu sezon Tiyatro Z”nin kafe bölümünde sahneleniyor. Kostüm ve Dekor Tasarımı Gözde Akpınar”ın, Hareket Koreografisini Aytül Hasaltun”un, Video ve Kurguyu Gözde Koyuncu”nun, Reji Asistanlığını Ozan Morgül”ün yaptığı, Cem KENAR’ın yazıp yönettiği oyunda; Yılan Hikâyesi, Kaygısızlar, Pars Kiraz Operasyonu gibi yapımlardan hatırlanacak oyuncuDamla ÖZEN rol alıyor.Dörtlemenin ilk bölümü “4 bölü 4” Lions Tiyatro Kurulu Jüri Özel Ödülünü almıştı. “4 eksi 4” ise bu oyunun devamı mahiyetinde geçtiğimiz sezon sergilendi. Dörtlemeni diğer bölümlerini izlememiş seyirciler için bile keyif veren bu parça diğer bölümlerde de olduğu gibi çoklu kişilik bozukluğu olan bir kadının iç dünyasında yolculuğa çıkarıyor seyirciyi. Bu oyunu kafede otururken oyuncunun soluğunu yanınızda hissederek izleyebilirsiniz. Sınırlı sayıda seyirci alınmakta. Oyun 17 yaşından küçükler için tavsiye edilmiyor.Biletler tiyatronun gişesinden ve Biletix”ten temin edilebilir.TİYATRO Zwww.tiyatro-z.com0212 2491665Adres:Hacı Mimi MahDibek sok. No 17Kuledibi/Beyoğlu
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:07 0 yorum
KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ’NDEN 5. YIL TASARIM YARIŞMASI“BAK”
Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kuruluşunun 5. yılı etkinlikleri çerçevesinde, tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilecek “BAK!” ana başlıklı tasarım yarışması düzenliyor. Bambaşka bir gözle hiç bakmadığın bir açıdan bakmakGüzel Sanatlar Fakültesi; alışılagelen algılama ve kavramsallaştırma alışkanlıklarının dışında arayışlara yönelmeyi, toplumsal kalıpların olduğu kadar, öznel sınırların da dışında düşünmeyi, yepyeni bir bakışla daha önce görülmemiş olanı keşfetmeyi, bir başka deyişle ‘bambaşka bir gözle bakmayı’ yüreklendirmek amacıyla "kente, tarihe, kültüre, çevreye, 'öteki'ne, kendine, daha önce bakmadığın bir 'açıdan', bir 'perspektiften', bir 'şekilde' BAK! diyor. Yarışma kapsamında Grafik Tasarım Bölümü öğrencileri, Haliç Bölgesine ve tarihe içeriden “BAK”acak; Cibali ve çevresine dikkat çekecek posterler ve gazete tasarımı hazırlayacak. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü içerisinde günlük kullanılan mekanlara daha önce hiç bakmadığı bir açıdan “BAK”acak; belirlenen problem alanları için kullanıcı gereksinimleri ve deneyimlerini birleştirerek çözüm önerileri geliştirecek. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencileri de Haliç bölgesine ve tarihine “BAK”acak; Haliç bölgesini, tarihi ve yerleşik yapısını, sokaklarını tanıtma ve gezdirmeye yönelik shuttle tipi küçük bir araç tasarlayacak. Tiyatro Bölümü öğrencileri ise farklı bir beden ve benlik algılamasını ortaya çıkaracak beden ve ses odaklı doğaçlamalar hazırlayıp sunacaklar. Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi “BAK” tasarım yarışması ödül töreni ve sergi açılışı 29 Mayıs 2009 tarihinde yapılacak.Ayrıntılı BilgiAyça Genç Yılmazelaycag@khas.edu.tr0212 533 65 32 (1225)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:05 0 yorum
HİLMİ BULUNMAZ! GERÇEKTEN UTANIYORSAN GENCO ERKAL'I ÖRNEK AL!
Genco Erkal dakikalarca ayakta alkışlanarak aldığı ödülün yanısıra kendisine verilen para ödülünü hiç tereddüt etmeden 50 bin TL'yi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışladı.Kültür Bakanlığından destek alanları aşağılayan ve hakaret eden Hüseyin Hilmi Bulunmaz kendisnin de 2 kez bu yardımı aldığı ortaya çıkarılınca çok pişman olduğunu ve b.. yediğini saydığını ifade eden açıklamalarda bulunmuştu.Şimdi bu durumda Hilmi Bulunmaz'ın ne derece samimi olduğunu ve geçmişindeki büyük hata saydığı bu olayı telafi etmesini bekliyoruz.Mustafa Demirkanlı'nın yaptığı çağrıyı biz bir adım ileri taşıyor ve diyoruz kiHilmi Bulunmaz!Genco Erkal kadar olabilmeyi becerO devletin ve halkın vergisinden kesilmediği halde aldığı 50.000 TL yi bağışladı,Sen de iki defada aldığın 20.000 TL yi o günden bugüne geçen süreçteki efektif banka fazi de hesaplanıp üzerine eklenerek bir eğitim kurumuna veya başka halk yararına bir kuruluşa bağışla!,.HEM HALKTAN ALINAN VERGİLERLE SANA VERİLMİŞ BU PARA HALKA DÖNSÜN,HEM SEN BU UTANÇTAN KURTULHEM DE EN AZ GENCO ERKAL KADAR ŞEREFLİ OLDUĞUNU GÖSTER!HAYDİ BULUNMAZ PAMUK ELLER CEBE!BU EN FAZLA SENİN BU YILKİ NAPOLİ TATİLİNİN YARI MASRAFINA PATLAR,YAP BUNU SAMİMİYETİNİ GÖRELİMYAP YEDİĞİN B..TAN KURTUL
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:39 0 yorum
TEB (Tütkiye Eleştirmenler Birliği) : Üstün Akmen ifade verdi
Yönetim Kurulu Başkanımız Üstün Akmen, bu sabah İstanbul Başsavcılığı'na giderek Keşan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda ifade verdi. CMK 253. maddesi mucibi uzlaşma kabul etmeyen Üstün Akmen, Keşan'da Tuncay Özinel Tiyatrosu'nun oyununun 18 Mart gösterileri bahane edilerek engellenmesini eleştirmek amacıyla beyanat verdiğini, hakaret amacı olmadığını, dolayısıyla suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Yasaklama olayının "vahim" olduğunu sözlerine ekleyen Akmen, anılan kaymakam hakkında Keşan Valisi'nin de soruşturma başlattığını söyledi ve konuyla ilgili gazete kupurünü savcılığa verdi.Üstün Akmen, Tuncay Özinel Tiyatrosu'nun Kültür Bakanlığınca desteklenen bir tiyatro olduğunu vurgularken: "Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin temel işlevi eleştiridir. Demokratik bir baskı grubu olarak demokratik hak ve işlev yerine getirilmiştir. Suçun unsurları oluşmamıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum," dedi.Yönetim Kurulu olarak Üstün Akmen'e, dolayısıyla Birliğimize sahip çıkan tüm tiyatroculara teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.Metin BoranGenel Sekreter
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:34 0 yorum
KÜLTÜR BAŞKENTİ (!...) İSTANBUL'DAN
SANATIN GÖRÜNMEYEN GÖZYAŞLARI... Bu bir sanat fotoğrafı değildir; Türkiye'de sanata verilen değerin fotoğrafıdır... Devlet tiyatrosunun elinden alınan tarihi sahnesinin, tabelasını bile indirme gereği duymadan köfteci dükkanı haline getirildiğinin fotoğrafıdır...
Akın Erozan(Bir Devlet Tiyatrosu Çalışanı)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 03:05 0 yorum
BU SEZON İSTANBUL’DA KAPALI GİŞE OYNAYAN “NOTER” ALMANYA’DA!
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”nun, sahneye konduğu andan itibaren kapalı gişe oynayan, izleyicisinin tiyatro mekanına girdiğinde kendisini noter binasının içindeki bir müşteri gibi hissettiği “NOTER” adlı tiyatro oyunu; Almanya - Duisburg Akzente Festivali’nde “Almanya Prömiyeri”ni gerçekleştiriyor!Risk almaktan kaçınmayan bir tiyatro alanı yaratma hedefiyle kurulan “Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; 16. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde Türkiye prömiyeri yapılan oyunu “NOTER” ile bu kez Almanya’daki tiyatro severlerle buluşuyor. Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği “NOTER”in dekorunun seyirci-oyuncu alanı ayrımını bozan ve yeniden kurgulayan bir yapıya sahip olması izleyiciyi oyunun içine çekiyor.İzleyicisinin tiyatro mekânına girdiği andan itibaren, bireyin devletle burun buruna geldiği kurumlardan biri olan noter binasının içindeki bir müşteri gibi hissettiği oyun; devlet ve kişi arasındaki boşluklar ve sessizlikler üzerine kurulu. Günümüz Türkiye’sinde farklı nedenlerle susturulan, sessizleştirilen, yeri geldiğinde öldürülen bireyin yakarışının aktarıldığı “NOTER”de, devletin bireyden üstün tutulduğu bir yapının içinde yaşananlar konu ediliyor. Noter ortamına dayanarak, bir ses ve sessizlikler bütünü olarak yorumlanan oyunda; sararmış sayfaların, eski masaların, dolapların ve bıkkın yüzlerin ardında çok garip şeyler oluyor!“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” tarafından, 26 – 27 Nisan 2009 tarihlerinde saat 20:00’de, 32. Akzente Festivali kapsamında sahnelenecek “NOTER” adlı tiyatro oyunu, Almanya’nın Duisburg kentinde yer alan “Festivalcentrum”da “Almanya Prömiyeri” ile tiyatro severlerle buluşacak.“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” Hakkında“Ve Diğer Şeyler Topluluğu” 2001 yılında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Yeşim Özsoy Gülan tarafından kurulmuş olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinler arasılık konularına odaklanan bir tiyatro topluluğudur.2001'den beri, Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği “”, “Sene 2084”, “Ev-Kakofonik bir Oyun”, “Aksak İstanbul Hikayeleri”, “Playback”, “Son Dünya”, “Noter” adlı oyunlar, yurtiçi ve yurtdışında pek çok mekanda, topluluk tarafından sahnelenmiştir.“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; yurt içinde, 2003 yılında Yeşim Özsoy Gülan tarafından kurulan Galataperform’dan Kenter Tiyatrosu’na, AKM Aziz Nesin Sahnesi’ne kadar pek çok sahnede oyunlarını sahneleme fırsatı bulmuştur. Topluluğun katıldığı başlıca festivaller arasında Bonn Bienali, Şimdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu), Avrupa’dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden) ve İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bulunmakta.Topluluğun bugüne kadar aldığı ödüller arasında 2005 ve 2007 Lions Halk Jürisi Yenilikçi Tiyatro Ödülü – (“Aksak İstanbul Hikayeleri” ve “Son Dünya” adlı oyunlarla) ve Afife Tiyatro Ödülleri 2006 – Cevat Fehmi Başkut En İyi Yerli Oyun Yazarı (“Aksak İstanbul Hikayeleri” adlı oyun ile) sayılabilir.“NOTER”Yazan & Yöneten: Yeşim Özsoy GülanDramaturji: Ceren ErcanDekor & Kostüm Tasarım: Bahar UyandıranMakyaj: Aslı ErsüzerIşık Tasarımı: Enver BaşarMüzik Danışmanı: Alper MaralReji Asistanı: Lara AysalSanat Danışmanı: Genco GülanFotoğraf: Ali Karatuna / Alengirhane FotoğrafOyuncular:Noter: Saydam YeniayBaşkatip: Koray TarhanŞahsenem Hanım: Ayşe Burcu ErenÇaycı Osman: Özer ArslanSelim Bey: Batur BelirdiErdem Güçbilmez: Mark LevitasMelis Hanım: Buket YanmazUzaylı Teyze: Nükhet AkkayaAhmet: Emre YetimEce: Selin ZafertepeElvan: Neşe MengüloğluBilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:54 0 yorum
ALMANYA, DUISBURG AKZENTE SANAT FESTİVALİ TÜRK SANATÇILARIN GÖSTERİSİ İLE AÇILIYOR!
Bu yıl, 24 Nisan – 10 Mayıs 2009 tarihlerinde, Almanya'nın Duisburg kentinde 32.si gerçekleşen “Duisburg Akzente Sanat Festivali”nin açılışı; Yeşim Özsoy Gülan ve Genco Gülan tarafından hazırlanan “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü” adlı gösterinin “Dünya Prömiyeri” ile gerçekleşecek.Yüz kişinin üstünde oyuncu, müzisyen, dansçı ve teknik kadronun görev aldığı “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü”; Osmanlı şenlikleri temel alınarak oluşturulan çağdaş bir yorum. Klasik bir İstanbul düğünü formatında günümüze uyarlanan gösteride; balonların uçurduğu, otomobillerin ve raks eden insanların taşıdığı metal minyatür heykeller, Duisburg şehrinin Opera meydanını bir heykel bahçesine dönüştürecek.Ödüllü oyun yazarı Yeşim Özsoy ve çağdaş sanatçı Genco Gülan'ın hazırladığı deneysel bir gösteri olan “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü” projesinin çıkış noktası, ismini de aldığı iki adet Surname: Surname-i Hümayun ve Surname-i Vehbi. Piyasada basımları dolaşımda olan 16. ve 18. yüzyıllardan kalma iki “düğün kitabı” referans alınarak gerçekleştirilen proje, bu kitapların üstüne inşa edilmiş. Ancak “Surname 09”; dönemin kopyasını yeniden kurgulayarak sahnelemek yerine yorum katarak; iç içe geçmiş bir gösteri ve heykel serisi sunuyor.Gösteride; yazılarında Osmanlı düğünlerini çağdaş gösteriler ile karşılaştıran rahmetli Metin And’ın ayak izleri takip ediliyor. Üstat And, eş zamanlı aksiyonların, doğaçlamanın, hareketli heykellerin klasik batı kalıplarına göre bir avantaj olduğunu vurgular. Gösteri de, günümüzde -herkesin davetli olabileceği- bir İstanbul şehir düğünü formatına oturtuluyor. Düğünde dört aile, biri Amerikalı iki damat, iki gelin ve bir sünnet çocuğu heyecanla başlarına gelecekleri bekliyorlar…"Surname 09"da kullanılan ve Surname figürlerinin çağdaş yorumu olan 41 parça metal heykel ise; görsel Osmanlı minyatür imgelerini üç boyutlu olarak karşımıza çıkarıyor. Minyatürde “batı” resmindeki gibi bir perspektif olmadığı gibi, bu figürlerin yorumu olan heykeller de -aynı birer şablon gibi- 3. boyuttan yoksul bırakılmışlardır. Gösteride; bakır, alüminyum, demir ve çelik heykeller – Osmanlı düğünlerindeki benzerlerinde olduğu gibi- hareketli olarak sunuluyor. Kuş heykeli bir balon vasıtasıyla uçurulurken, dört büyük parça, Alman otomobilleri üzerinde gezdiriliyor. On beş büyük parça, dansçıların sırtına monte onlarla beraber hareket ediyor. Geri kalan parçalar da, yine Surname’dekiler gibi büyükçe birer düğün hediyesi olarak elde taşınıyor. Düğünde eğlence arttıkça, misafirler, heykellerin de ağırlığı ile yoruluyorlar.Boğaziçi temalı Akzente festivalinin açılış gösterisinde; düğün havasını "Ve Diğer Şeyler Topluluğu" oyuncularının yanı sıra, Duisburg ve Ruhr havzasından gelen yerel Türk ve Alman grupların katılımı sağlayacak. Duisburg’un şehir meydanı; pop müzikten, operaya, türkülerden Türk sanat müziğine kadar farklı tarz ve üslup bir arada büyük bir cümbüş yaratacak. John Plenge’nin Alper Maral ile beraber gerçekleştireceği müzikal alt yapı tüm bu kaosu
harmanlayacak. Heykeller hareketlerini sürdürdükçe takım elbise giymiş folklorcular seyircilerle birlikte daha fazla terleyecekler. Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” adlı kitabında çağdaşlıkla gelenek arasındaki bir kavganın konusu olan minyatür figürleri, belki de ilk defa geçmişleriyle barışıp günümüzde çağdaş bir performans denklemi içinde vücut bulacaklar.32. Akzente Festivali kapsamında; 24 Nisan 2009, Cuma günü saat 21:45’te, Almanya’nın, Duisburg kentindeki König-Heinrich Meydanı’nda “Dünya Prömiyeri” gerçekleşecek “SURNAME 09 Geçici Heykel Bahçesi olarak bir İstanbul Düğünü”ne tüm Alman ve Türk halkı davetli…SURNAME 09: GEÇİCİ HEYKEL BAHÇESİ OLARAK BİR İSTANBUL DÜĞÜNÜ (SURNAME 09: AN ISTANBUL CELEBRATION AS A TEMPORARY SCULPTURE GARDEN ) HAKKINDAProje: Yeşim Özsoy ve Genco GülanYöneten, heykeller: Genco GülanYazan: Yeşim Özsoy GülanSes ve Müzik Kompozisyon: John Plenge, Alper MaralTeknik Direktör: Ecmel PehlivanoğluIşık Tasarımı: Arek NişanyanOyuncular: Pelinsu Öznal, Gökçe Akyıldız, Neylan Özgüle, Münibe Millet, Alper Akçay, Kemal Erhan Özkan, Özlem Kaya, Zeynep Özyurt, Evren Gülseven, Sena Taşkapılıoğlu, Max Jacob Kornhauser, Emre Yetim, Özer Arslan, Saydam Yeniay, Ayşe Burcu Eren, Selin Zafertepe, Eda Nükhet Akkaya, Koray Bülent Tarhan, Neşe Mengüloğlu, Burhan Batur Belirdi ve Sinan Can Gülan.Misafir Gruplar: Afir Dans Topluluğu, Dünya Magnuna Dans Grubu, Akasyalar Türk Sanat Müziği Korosu, Yurdun Sesi Korosu (Die Heimat) ve Duisburg Şehir Operası mensupları…Görsel Tasarım: Berke Soyuer, Aslı ErsüzerTeknik Ekip: Yusuf Dölen, İsmail Hazır, Tuncay KurtOrganizasyon: Aylin Ominç, Ebru ÖzbakırReji Asistanları: Lara Aysal, Aslı ErsüzerGENCO GÜLAN HAKKINDAGenco Gülan; Boğaziçi Üniveritesi’nde Siyaset Bilimi ve sanat okumuş daha sonra New York’ta New School Üniversitesi’nde Medya alanında Yüksek Lisans yapmıştır. Görsel Sanatlar alanında uzmanlaşan Gülan’ın eserleri Centre Pompidou; AKM, Proje 4L; ZKM, rhizome.org ve Museu de Arte Moderna do Rio de Janeiro, Triennale Bovisa di Milano gibi önemli kurumlarda ve Ars Electronica, Steirishes Herbst, Mediaterra, Balkan Art ve prog:me gibi önemli festivallerde sergilenmiştir.Yapıtları Hunters College, Rice University, Hacettepe Üniversitesi ve U.C.S.B.’da müfredata girmiştir. BP, New School, Lions ve E.M.A.F.’tan ödülleri olan Gülan Yale, SVA, New York Institute of Technology ve Köln Üniversite’lerinde seminerler vermiştir. İstanbul Çağdaş Sanat Müzesi, iS:CaM’in kurucusu olan Genco Gülan halen İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır.YEŞİM ÖZSOY GÜLAN HAKKINDAYeşim Özsoy Gülan; Boğaziçi Üniversitesinde Sosyoloji eğitimi alırken katıldığı Stüdyo Oyuncuları'nda önce öğrenci sonra eğitmen olarak devam etti. New York'ta bir süre Columbia Üniversitesi, Sarah Lawrence Koleji gibi okullardan ders alıp oyunculuk, teori ve yönetmenlik dersleri aldıktan sonra Chicago'da Northwestern Üniversitesinde Gösteri Araştırmaları Tiyatro Teorisi bölümünden lisans üstü diplomasını aldı. Tezi, Osmanlı Gösteri Sanatlarının Türk Tiyatro Tarihi Yazımındaki Yeri üzerineydi. Ocak 2002'de Ve Diğer Şeyler Topluluğunu (VeDST) kurdu. Şimdiye kadar yedi değişik oyuna imzasını atmıştır: Oyun Alaturka, Ev-Kakofonik bir Oyun, Sene 2084, Aksak İstanbul Hikayeleri, PLAYBACK, Son Dünya ve Noter. Yurt içi ve yurt dışında katıldığı festivaller sırasıyla; İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali 2004, Avrupa'dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali 2004 (Wiesbaden), Berlin-Hebbel Theatre, Türk-Alman Tiyatro Festivali (Köln), Dünyadan Tiyatro Festivali (Stuttgart), 0090 Kunsten Tiyatro Festivali’dir. Ödülleri: LİONS HALK JÜRİSİ 2005 YENİLİKÇİ TİYATRO ÖDÜLÜ (Aksak İstanbul Hikayeleri), AFİFE TİYATRO ÖDÜLLERİ 2006 - Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü (Aksak İstanbul Hikayeleri), LİONS HALK JÜRİSİ 2007 YENİLİKÇİ TİYATRO ÖDÜLÜ (Son Dünya) Özsoy Gülan, halen Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi’nin (ÇGSG) ve OYUN adlı tiyatro dergisinin yazı kurulunda görev yapmakta.Bilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.comFestival Bilgi: http://www.duisburger-akzente.de/de/pressetexte/bosporus.php
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:49 0 yorum
Hayır Unutmadım, Unutmayacağım
ORHAN AYDIN14.04.2009
Elli beş yaşındayım.
Henüz algılamalarım açık, belleğimin silinip yok edilmesine izin vermeyeceğim.
Hayır, bu onursuzluğu kabullenmeyeceğim.
Katil’e katil demeyi bir insanlık görevi olarak biliyorum ve öyle de yaşayacağım.
Bütün bir ülke olarak, bu duygu ile hesaplaşmadığımız sürece, katillerimizle birlikte yaşamayı sürdürerek, çocuklarımızın bile geleceğini kararttığımızı anlayana dek inadımı sürdüreceğim.
Eli kanlı katillerin baş tacı edildiği bir ülkede eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik yan yana yaşabilir mi?
Susmak, cinayet çetelerini de aklamak değil midir?
Tanığı olduğumuz tüm cinayetlerin ortaya çıkması için; bizde saklı kalan, hiç bir an, hiç bir sözcük olmamalıdır.
12 Mart ve 12 Eylül faşizmi’nin üstünü örttüğü tüm cinayetlerin tanıklarının büyükçe çoğunluğu hayattalar.
Şimdi, tarihe tanıklık etme vaktidir.
Yoksa, onuru ile mücadele etmiş namuslu, yiğit insanların katilleri; “Komünist öldürmek bir insanlık göreviydi” deyip, reislerini tanrı mertebesine ulaştırmak için, dişlerini göstermeye devam ediyorlar.
Suskunluğumuzdan aldıkları sinsi cesaretle bunu sürdürerek, yeni düzmece kahramanlık öyküleri kurup, akıl karıştırmak için her tür kirli bilgiyi kullanıyorlar.
Susmamalıyız.
Bildiklerimizi haykırmak için ortaklaşmalıyız.
Siz 16 Mart’ın tanıkları, Bahçelievler katliamı’nın tanıkları, Maraş’ın tanıkları, Çorum ve Yozgat’ın tanıkları, 1 Mayıs 1977’ nin tanıkları, Sivas 93’ün tanıkları yeniden ve inatla ortaya çıkmalısınız.
Faşist katillerin işledikleri tüm siyasal cinayetlerin tanıkları, susmamalısınız!
Katile, katil demenin suç sayılmayacağı bir ülke istiyorsak, bunu yapmalıyız.
Bu Ülkenin gerçek sahiplerinin kim olduğunun bir kez daha anlaşılması gerektiği açıktır.
Üstümüzdeki kara örtüyü kaldırmalıyız.
Faşizm ile uzlaşmaya davet eden, “geçmişi unutun, geleceğe bakın” diyen tutumun aslında kimlerin çıkarına olduğu da açıktır.
Bin kez söyledim, bir kez daha yinelemek istiyorum.
Bu ülkenin namuslu insanları, sosyalistleri, işçileri, emekçileri, devrimcileri; eğer 12 mart faşizmi ile siyasal hesaplaşmayı becerebilseydik, ne 12 Eylül faşizmini nede ardından gelen kıyımları, cinayetleri, toplumsal katliamları yaşardık.
Hiçbir şey için geç kalınmış değildir.
Kirlenmeden ve çürümeden arınmanın başkaca yolları da vardır, olmalıdır.
Liboşların, döneklerin, işbirlikçi hainlerin de halka hesap vermek zorunda kalacağı yeni bir süreç mutlak başlatılmalıdır.
Gazete sütunlarından, TV ekranlarından emekçi halka ve onların toplumsal duyarlılıklarına saldıran bu sinsi zavallılık, mutlak püskürtülmelidir.
Ben, katilleriyle birlikte yaşayan bir ülkenin yurttaşı olmayı, onuruma yapılmış en büyük saldırı olarak algılıyorum.
Hayır unutmadım, unutmayacağım.
Faşizmin katlettiği hiçbir kardeşimi de asla unutturmayacağım.
oaydinoaydin@gmail.com.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:13 0 yorum
AYDIN DOĞAN VAKFI ÖDÜLLERİ
NEDİM SABANAYDIN DOĞAN VAKFI ÖDÜLLERİNE DEVLET ŞÜREKASI KATILMADI,KEREVİZ, LAHANA, PIRASA ŞAŞAKALDIBu yıl Aydın Doğan Vakfı, tiyatroyu taçlandırdı.Kaşınmaya başladılar....Hürriyet Gazetesi'nde tiyatro köşesi yok, Radikal'de çok sevdiğim tiyatro eleştirmeni Hasan Anamur'u tatile çıkartmışlar. Posta'da Rıfat Ababay bir yenilik getirdi ama sanırım tiyatro eleştirmenleri ayda 30.000 dolar maaş isteyince, sayfalar kaldırıldı!Gazetelerinde tiyatro köşeleri yok ama tiyatroyu taçlandırıyorlar.Kaşınıyorlar.Geçen yıl da heykele ödül vermişler. Melih Gökçek sinir olmuş.Melih hoca Doğan Grubu gazetecilerine "gezeceğim, seveceğim, görürsün sana neler edeceğim" diye iç geçirmiş uzaktan uzaktan! Kemer Belediye başkan adayı geceyi uzaktan uzağa izlemiş,gelir gelmez ilçedeki heykeli kaldırtmış.Yahu tiyatroya ödül verilir mi?Kaşınıyor musunuz?Uzaktan uzaktan size kızanları, kızabilenleri, kızabilecekleri, sizi kızgın yağda eritebilecekleri hesap etmiyor musunuz?Yakından kızamazlar zaten çünkü geceye gelmediler!Efendim, yıllarca Aydın Doğan Ödülü vermek için sıraya giren bakanların hiçbiri bu yıl İstanbul Hilton'a teşrif etmemişler.Buna da en çok Hilton'un aşçısı üzüldü.Ödül töreninden sonra yanıma geldi."Bakın Nedim Bey, kerevizim kaldı, lahana yapraklarım sarardı, kuskusum renk attı, ben bunları ne edicem dedi."Acaba Ankara Hilton'a mı gittiler diye düşündük önce. Olur ya, yolu şaşırmışlardır. Hani bazıları parti şaşırıyorlar. CHP'den AKP'ye geçen bakan var, ne bileyim DSP'den MHP'ye geçen belediye başkanı olur, haydi haydi İstanbul Hilton yerine Ankara Hilton'a giden bakan da vardır!Yok efendim nerede?Aşçıya akıl verdim, Amerikalıların "doggy bag" (köpek paketi) dediklerinden yapıp, gelemeyen erkana gönderecek.Ama olaylara aşçıbaşının gözüyle bakmak yüzeysel bir bakış açısı olur tabi!Niye gelmedi bu şureka onu derrrinden sorgulamak gerek?Mesela tiyatroya değil de, güreşe ya da futbola ödül verilse, spor bakanı gelir miydi?Pekala, tiyatroya ödül verilince, kültür bakanı niçin gelmedi?Acaba, barkovizyonda da olsa Fazıl Say'la karşılaşmaktan mı korktu?Ya da şöyle soralım: Sözgelimi bu ödül Cüneyt Gökçer hocaya verilseydi, Yıldız Kenter'e verilseydi, birkaç bakan teşrif eder miydi?Soruları genişletelim: (pardon aşçıbaşım): ödülü Aydın Doğan Vakfı değil de, başka bir vakıf (ama güçlü bir vakıf) verseydi,kaç bakan gelirdi?Aşçıbaşından son kez özür dileyerek: Ödül, 2009'da Aydın Doğan Vakfı tarafından değil de, 2007 de filan, statükoylabiraz daha barışıkken verilseydi, kimler gelirdi. (Right time, right place sorunsalı)Ödül töreninde Tilbe Saran'la, Zuhal Olcay şarkı söyledi ya, o zaman Ajda Pekkan : "Kimler Geldi, kimler geçti" der miydi?2009 Aydın Doğan Ödülü tiyatro sanatının saygın ustasına verildi: Genco Erkal'a!Biliyor musunuz ki, artık usta sanatçı olmanın ötesinde, usta insan olmak gerekiyor.Genco, usta insan. Çağına tanıklık eden, onurlu, dik duran bir kişi. Şvayk mı oynamış, Übü mü oynamış, Nazım mı seslendirmiş, Sokrates, Galileo ile belleklere nasıl yer etmiş, bunlar ikincil derecede önem taşıyor.Üç maymunu oynayan onursuz insanların ödüllendirildiği bir toplumda, Genco Erkal, 2009 Aydın Doğan TiyatroÖdülü'nü alıyor.12. Ergenekon Dalllgaası, eğitimin, kültürün, aydınlığın alnına kurşun sıkmış.O gece 50,000 TL ödülünü Türkan Saylan'a armağan ediyor usta insan Genco!Oysa tiyatrosu rahatça yeni bir prodüksiyona imza atabilir bu parayla.İşte usta sanatçının usta insana dönüştüğü an.Ve tabi Aydın Doğan Vakfı'nın kaşındığı an.Hem karikatür ödülü, hem heykel ödülü, hem tiyatro, biraz fazla.Aşçıbaşı, gelecek yıla kuzu kapama yapıyor. Yemekler artarsa kıyameti kopartır.Bakın: En iyi gökkdellenn, en iyi belediye sarayı, en iyi çok amaçlı salon projesi, en manyak alışveriş merkezi projesi,spor kompleksi(!).Bunlar sizin başınızı belaya sokmaz.Ne olur bırakın şu kahramanlığı. Tiyatro köşesi bile olmayan medyaya yakışmıyor.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 02:05 0 yorum
Hüseyin Hilmi Bulunmaz 10'ar bin TL'leri iç edip "Madem rahatsızlık duydun, Geri ver" çağrısını duymazdan gelirken Genco Erkal'a yakışan jest
Aydın Doğan Ödülü'nün bu yılki sahibi, oyuncu, yönetmen, dramaturg, uyarlamacı olarak 50 yıldır tutarlı çizgisinden ödün vermeyen ünlü bir tiyatrocu oldu.Her yıl sanatın ve bilimin farklı alanındaki öncü bir isme verilen "2009 Aydın Doğan Ödülü" düzenlenen tören ile tiyatro sanatçısı Genco Erkal'a verildi. Harbiye'deki Hilton Oteli'nde gerçekleştirilen törende tiyatro sanatçısı Genco Erkal ödülünü İstanbul Valisi Muammer Güler ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın elinden aldı. Törene, İstanbul Valisi Muammer Güler ile eşi Neval Güler, Doğan Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Star TV İcra Kurulu Başkanı ve Star TV den Sorumlu Doğan TV Holding Başkan Yardımcısı Begümhan Doğan Faraylı, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Gazeteci Güneri Civaoğlu, Aydın Doğan Vakfı üyeleri ile Rutkay Aziz, Tarık Akan, Derya Sazak'ın da aralarında bulunduğu sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Bu yılki ödülü veren seçici kurul Doğan Hızlan başkanlığında, Orhan Alkaya, Lemi Bilgin, Prof. Dr. Cevat Çapan, Prof. Dr. Dikmen Gürün, Gencay Gürün, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Turgut Özakman, Seçkin Selvi, Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr. Ayşegül Yüksel'den oluştu.Kaynak ve haberin devamı : http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=827
Gönderen Özgür Sanat zaman: 00:54 0 yorum
13 Nisan 2009 Pazartesi
BÜKTEL VE BULUNMAZ YAZILARI SANSÜRLE HAPSETMEYE ÇALIŞIRKEN "ADRESİ MAPHUSHANE, ROTASI ÖZGÜR GÖKYÜZÜ"
Özgür satırlarına prangalar vuruldu, hayatını parmaklıklar ardında sürdürmeye mahkûm edildi ama esaret kalemini kıramadı ve Kemal Tahir, Türk Edebiyatı’nın kalıplaşmış sınırların dışına çıkmaya cesaret eden ilk marjinali oldu… Bu büyük şair İstanbul’un kültür ilçesi Küçükçekmece’de adına yakışır bir etkinlikle anılıyor. Konusunu esaretten, ilhamını mücadeleden alan Kemal Tahir, vefatının 36. yılında Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek programa dizelerini bağışlıyor… Usta yönetmen Halit REFİĞ’in de katılacağı etkinlikte, sizleri de aramızda görmek dileğiyle…PROGRAM18.00 “Karılar Koğuşu” – Senaryosu Kemal TAHİR’in aynı adlı romanından uyarlanan filmin gösterimi19.30 Düşünce Hayatımızda Kemal Tahir ve Sinema (Söyleşi)KATILANLAROturum Başkanı : Necip Fazıl KURTKonuşmacılar : Halit REFİĞ (Yönetmen)Bahtiyar ASLAN (İst. Ün. Arş. Görevlisi)YER : Cennet Kültür&Sanat MerkeziCennet Mah. Yahya Kemal Beyatlı Cad.KÜÇÜKÇEKMECE (0 212 598 5 525)TARİH : 13 Nisan 2009, PazartesiSAAT : 19.30
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:29 0 yorum
COŞKUN BÜKTEL SANSÜRCÜLÜK VE FAŞİZM UYGULARKEN BAZILARI SANAT İÇİN KALEM BAŞINDA! PATİKA YENİ SAYISIYLA BAYİİLERDE
* Nisan, Mayıs, Haziran 2009 * 65. Sayı * 19. Yıl *Web: http://www.patikadergi.com/E-posta: patikadergisi@yahoo.comKapak Resmi: A. CELAL BİNZET. İnceleme-Araştırma: AMBROSE BİERCE Üzerine > HÜSEYİN İÇEN, ADALET AĞAOĞLU’nun “Fikrimin İnce Gülü”nde Toplumsal Dönüşüm > GÜNAY GÜNER, ADNAN BİNYAZAR’ın Romanları > HÜSEYİN ALTUNYA, Alemdağ’da Var Bir Yılan: Bir SAİT FAİK Öyküsü Çözümlemesi > MÜNEVVER OĞAN, Türkiye ve Türkçe Özlemi Sağanağında “Eskici” Hikâyesi > ÖMER KEMİKSİZ, “Tutar Ellerinden Kaldırırsın Adı Kötüye Çıkmış Tüm Sözcükleri” CEMAL SÜREYA Şiirinde Aşk ve Kadın Bedeni > ÖZLEM SEZER. Söyleşi: SEVİM AK ile Söyleşi > PATİKA. Gezi: Gezi Notları/m 1 Almanya’da Bir Sorun Bin Açıklama > TACİM ÇİÇEK. Çeviri: Edebi Motif: Bir Tanım ve Değerlendirme WİLLİAM FREEDMAN > FUNDA ÖZŞENER. Deneme: Bırakılmış Biri: ORHAN DURU > MUZAFFER İLHAN ERDOST, CEYHUN ATUF KANSU’yu Anarken > DAVER DARENDE, Gerçekçi Edebiyatımızda Yeni Bir Adres: “ABDULLAH BAŞTÜRK İşçi Edebiyatı Yarışması” ve “Umut Direniyor” Romanı > REMZİ İNANÇ. Öykü: Tül > NİLÜFER ALTUNKAYA, Pastoral Aşk > SUNA DÜNDAR, Adem’in Elması > GİZEM KODAK, Apartman Çocukları > ÖZLEM YILDIZ, Nano Öyküler > SULTAN SU ESEN, Kaçış Planı > ALİ YILDIZ. Müzik: Ölümünün 200. Yılında Klasik Senfoni Biçiminin Öncüsü: FRANZ JOSEPH HAYDN > SERDAR ONGURLAR, Türkünün Çağdaş Devrimcisi: ÂŞIK MAHSUNİ ŞERİF > ÖNER YAĞCI. Sinema: Kriz ve Sinema > SERHAN EVYAPAN, “Çöküş (Downfall)” Filminde Erkek Temsili > LOKMAN ZOR, Türkiye’de Sinema Dergiciliği > HALUK GÜNİZ. Şiir: Güz için Prelüdler > AHMET ADA, Göçmen Bürosu > ERSAN ERÇELİK, Kilci Kervanı > ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN, Sancı Fabrikası > MUSTAFA ERGİN KILIÇ, Yıldızlara Savrulan Kılıç > VOLKAN HACIOĞLU, Reşâkat Hanım > ABDULLAH ŞEVKİ, Ağaç Açlığı > MELEK AVCI, Kadın > ÖZGÜR ÖZMERAL, Dantel Perde > SERDAR ÜNVER, Öteki Gözlerim > SEDEF ÜNAL, Nehir > ZEKİ YARAMAZ, Aydın Karanlığı > MEHMET KIYAT, Taklak > MURAT SAYIM, Renk İdim/Beyaz > TÜRKER ÖZŞEKERLİ. Kitap Tanıtım: Yüzümdeki Nehir > UMUT YAŞAR ABAT, Hiçliğin Kırık Adresinde Üç Şair, Üç Kitap > BURAK TOKCAN. Derleme: Düşünenler Ne Düşünüyor? > HÜSEYİN İÇEN. Günce: Kış Günlüğü > ERTUĞRUL ÖZÜAYDIN. Karikatür: NEZİH DANYAL. Desen: ALİ YILDIZ.* 96 sayfalık Patika Dergisi’nin 65. sayısı, kitabevleri ve gazete bayilerinde... *
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:23 0 yorum
EYLEM KIRICI H. HİLMİ BULUNMAZ GERİCİLERE SATILMIŞLIK YAPARKEN LİSELİ GENÇLER SORUNLARINI, TEPKİLERİNİ OYUN YAZARAK GÖSTERİYOR
“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; liseli gençlere, tepkilerini dile getirmeleri için yeni bir fırsat sunarak, gençleri “Yeni Metin Yeni Tiyatro” projesi kapsamında oyun yazmaya çağırıyor!“Ve Diğer Şeyler Topluluğu”; “Yeni Metin Yeni Tiyatro” projesi kapsamında yaptığı çalışmalar içinde liseli gençlere yönelik oyun yazarlığı atölyesi de düzenliyor. Atölye; her gün televizyonda aynı şeyleri izlemekten sıkılan, sınav kaygısından bunalan, hayatına bir değişiklik getirmek isteyen, deneyimlerini ve güncel meselelere karşı tepkilerini dillendirmek isteyen liseli gençleri yazmaya teşvik ediyor. Liseli genç yazarları, yazdıkları metinleri sahnede izleme imkanını da bulacağı heyecanlı günler bekliyor.Oyun yazarı, dramaturg ve İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümünden akademisyenlerin, lise öğrencileriyle, oyun yazımı üzerine bilgi ve deneyimlerini paylaşacakları atölye çalışmalarında yazılacak oyunların ana temasını, gençlerin yaşadıkları sorunlar ve edindikleri deneyimler oluşturacak.Düşündüklerini ve hissettiklerini kâğıda dökmek isteyen liseli gençler; kendilerini tanıtan bir yazıyı, iletişim bilgileriyle birlikte yenimetinyenitiyatro@gmail.com adresine yollayarak başvurabilirler.Bilgi İçin:Adres: Büyük Hendek Cad. No:21 Galata Kuledibi Beyoğlu ISTANBULTel: 0 212 243 99 91Web: www.galataperform.comwww.vedigerseyler.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 11:20 0 yorum
Hüseyin Hilmi Bulunmaz faşizme taziyeye sessiz kalırken Faşizm Tiyatroya kayıtsız kalmıyor yasaklıyor. "Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nden açıklama"
YÖNETİM KURULU BAŞKANIMIZ ÜSTÜN AKMEN,TUNCAY ÖZİNEL TİYATROSU'NUN "HIRSIZNAME" OYUNUNUNKEŞAN'DA KAYMAKAM TARAFINDAN ENGELLENMESİ ÜZERİNEMİLLİYET GAZETESİ'NE (BİZZAT) VERDİĞİ (EKLİ) BEYANAT İLE İLGİLİ OLARAK YARIN T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BASIN BÜROSU'NATÜRK CEZA KANUNU MADDE 125/3 SUÇLAMASIYLA İFADE VERECEKTİR.BİLGİ OLARAK DUYURUYORUZ..METİN BORANGENELSEKRETERÇAĞDAŞ TİYATRODA ÇEVİRİ-YORUM PANELİ9 Nisan 2009 Perşembe, saat: 10.30 – 18.00İstanbul Fransız Kültür Merkezi, Taksim«Yazmak, çevirmek, oynamak, sahnelemek aynı düşünceden yola çıkar. O düşünce de çevirme eylemi üzerine kuruludur; yani dilin içinde ve diller arasında, bedenlerin içinde ve bedenler arasında, yaşlar arasında, bir cinsiyet ve öteki arasında durmaksızın olası denklikler ortaya çıkarma kapasitesi, gerekliliği ve zevki üzerine kuruludur.»- Antoine VitezVe Diğer Şeyler Topluluğu tarafından düzenlenen “Yeni Metin Yeni Tiyatro”, Fransız Kültür Merkezi ile işbirliği içinde çağdaş tiyatronun en temel ve en ihmal edilen unsuru olan “çeviri”yi farklı boyutlarıyla tartışmaya açıyor.Comédie-Française dramaturgu, Maison Antoine Vitez’in sanat yönetmeni ve çevirmen Laurent Muhleisen’in yanı sıra Türkiye’den tiyatro alanında önemli isimlerin de katılacağı panel üç bölümden oluşuyor.Panel Koordinatörleri:Sibel Arslan Yeşilay, Okan UrunProgram1. Oturum: 10.30 – 13.00Nasıl Çevriliyor?Çevirmenler tarafından çağdaş tiyatro metinlerinin çeviri süreci.Konuşmacılar:Yiğit Bener (yazar, çevirmen), Bilge Emin (çevirmen), Mehmet Ergen (yönetmen, çevirmen), Zerrin Yanıkkaya (dramaturg, çevirmen), Sibel Arslan Yeşilay (dramaturg, çevirmen)Moderatör:Okan Urun (oyuncu, çevirmen)2. Oturum: 14.00 – 15.30Nasıl Destekleniyor?Avrupa’da çağdaş tiyatro metinlerinin dolaşımı; kurumların yazar ve çevirmenlere destek programları.Konuşmacılar:Laurent Muhleisen (çevirmen), Sibel Arslan Yeşilay (dramaturg, çevirmen), Özen Yula (yazar, yönetmen)Moderatör:Yeşim Özsoy Gülan (yazar, yönetmen)3. Oturum: 16.00 – 18.00Nasıl Sahneleniyor?Dramaturg ve yönetmenlerin gözüyle çeviri metinlerin seyirciyle buluşma süreci.Konuşmacılar:Arif Akkaya (yönetmen), Selen Korad Birkiye (dramaturg), Murat Daltaban (oyuncu, yönetmen), Dilek Tekintaş (dramaturg)Moderatör:Ceren Ercan (dramaturg)Ayrıntılı bilgi için: 0212 243 99 91(GalataPerform)http://www.vedigerseyler.comhttp://www.galataperform.comhttp://www.infist.org
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:36 0 yorum
10 Nisan 2009 Cuma
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ GOYGOYCULUK'LA COŞKUN BÜKTEL MÜRİDLİĞİ YAPARKEN BAZILARI TİYATRO YAPIYOR! "GAGARİN SOKAĞI"
İzmir turnesinde bini aşkın seyirciye oynadık. Sonrasında Caddebostan Kültür Merkezi'nde yeniden Istanbul seyircisiyle buluşuyoruz.14 Nisan Salı 20.30 CKM (Gişe tel: Caddebostan Kültür Merkezi - Caddebostan - 0 216 467 25 68)
Gönderen Özgür Sanat zaman: 12:13 0 yorum
09 Nisan 2009 Perşembe
Hüseyin Hilmi Bulunmaz Faşizme destek verirken, Reklamcıyı Sanatçı ilan ederken, Coşkun Büktel dezenformasyonu sürdürürken 15.Bartın tiyatro festivali
İzmir Yenikapı Tiyatrosu 15. Bartın Tiyatro Festivalinde sokakta ve sahnedeydi ! İzmir Yenikapı Tiyatrosu Bartın Tiyatro Festivali kapsamında 5 Nisan Pazar günü gündüz belediye binası önünde "fırtına" ve "palto" sisimli sokak oyununu arka arkaya sahneledi. geçen yılda festivale sokak oyunuyla da katılan yenikapı tiyatrosu o yıldan bu yana sokakta seyircilerin artış gösterdiğini gözlemleme fırsatı buldu. oldukça kalabalık bir topluluğa oyunlarını sergileyen Yenikapılılar oyunlardan sonra uzun süre alkışlandılar.FATSA FİKRİ SÖNMEZ ! Festivalde 5 Nisan akşamı Melih Cevdet Anday'ın Mikado'nun çöpleri oyununu sergileyen Yenikapı Tiyatrosu bu oyununda da kalabalık bir izleyivi kitlesiyle buluştu. her oyunu bir olaya ya da kişiye ithaf eden Yenikapılılar bu geleneğini Bartında da sürdürdü ve oyunu terzi fikri'ye ithaf etti. Fatsa(lı) Fikri(')nin hala yaşadığını ise seyirci koltuklarında yükselen ve uzun süre devam eden alkışlar kanıtlar gibiydi. Festivalin 4 Nisan günü gerçekleşen eğitimde drama ve tiyatro'nun önemi konulu panelde ise Mehmet Esatoğlu ve Zafer Gecegörür'le birlikte Orçun Masatçı'da yer aldı. panel Öğretmenlerin sorularıyla oldukça verimli bir hale geldi. İzmir Yenikapı Tiyatrosu Bartın Festivali sonrasında Amasra, safranbolu ve Karabük'ü de gezerek İzmir'e döndü.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 15:53 0 yorum
MÜJDE! TÜRK TİYATROSUNUN HAK ETTİĞİ "OYUN" ÇOK YAKINDA BAYİLERDE !...
EN USTA KALEMLER, EN PROFESYONEL YAYIN EKİBİ, TİYATRO YAYINCILIĞINDA YILLARIN DENEYİMLİ EKİBİ, TÜRK TİYATROSUNUN TARTIŞILMAZ İSİMLERİ İLE "OYUN" YAKINDA BAYİLERDE... TÜRK TİYATROSUNUN HAK ETTİĞİ TİYATRO DERGİSİ GELİYOR!
-----------------------------------------------------------------------------------DİKKAT: ŞU SIRALAR 3 AMATÖR'ÜN ÇIKARMAYI PLANLADIĞI DERGİ İLE KARIŞTIRMAYINIZ...
GENİŞ BİLGİ : http://ozgursanat.blogspot.com/2009/04/mujde-turk-tiyatrosunun-hak-ettigi-oyun.html
Gönderen Özgür Sanat zaman: 14:02 0 yorum
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ TELİF ÖDEMEDEN GENÇLERİN OYUNLARINI DERGİ İLAVESİ OLARAK PEŞKEŞ ÇEKERKEN OYÇED SÜREKLİ BAŞARI ÖDÜLLERİ
OYÇED-Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği, 20 yılı aşkın süredir oynanmakta olan tiyatro oyunlarını desteklemek ve bu oyunların sürekli başarılarına kamuoyunun dikkatini çekmek için onları ödüllendirme kararı almıştır.Bu oyunlar; Hüzzam (Devlet Tiyatroları), Lüküs Hayat (İstanbul Şehir Tiyatroları), Ferhangi Şeyler (Ortaoyuncular), Yargı (Bizim Tiyatro), Bir Garip Orhan Veli (Kenterler Tiyatrosu), Ben Anadolu (Kenterler Tiyatrosu) ve Samah (Ankara Deneme Sahnesi) olarak saptanmıştır.Oyun yazarları ve çevirmenleri olarak, sözcüklerimizi, düşlerimizi ve dile getirmek istediğimiz gerçekleri, bu kadar uzun süre, seyircilere etkili bir biçimde ileten ve bizleri seyircilerimizle buluşturan yapımları sahneleyen tiyatrolara, bu yapımlarda görev alan sanatçılara ve emekçilere teşekkür borçluyuz.Ödül plaketleri, adı geçen yapımlar için düzenlenecek olan törenlerde sözkonusu yapımları sahneleyen tiyatrolara verilecektir. Bunlardan ilki, 12 Nisan 2009 tarihinde, 25.yılını kutlayacak olan Lüküs Hayat”i sahnelemiş olan İstanbul Şehir Tiyatroları’na, ikincisi ise, 15 Nisan 2009’da, 23 yıldır Ferhangi Şeyler’i oynamakta olan Ortaoyuncular’a sunulacaktır.OYÇED YÖNETİM KURULUBilgi için:http://www.oyunyazarlarivecevirmenleri.org/0533 635 00 6705352380406053255072899053255072899
Gönderen Özgür Sanat zaman: 13:39 0 yorum
GALA DAVETİYESİ
cocukhaklari2@hotmail.comSelam, Bugün Türkiye’de Diyarbakır, Adana, Mersin, Hatay, Mardin, Siirt, Şırnak, Van ve İzmir’de 13–17 yaş arası 800 civarı çocuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 80’li yıllarda imzaladığı BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak, 2006 yılında değişiklik yapılan Terörle Mücadele Kanunu sebebiyle ‘yetişkin’ koşullarında yargılanıyor. Çocuklardan bazıları ‘yetişkin’ koşullarında hapiste tutuluyor ve yine ‘yetişkin’ koşullarında 50 küsur yıla varan cezalara çarptırılıyor. Bu çocuklar pedagojik yardım alamıyor, eğitimlerine devam edemiyor ve bir bölümü yetişkinlerle aynı koğuşlarda kalıyor. Bu hafta yine Silopi’de ‘Amarah Yürüyüşü’ sırasındaki şiddeti protesto gösterilerine katılan 15 ve 17 yaşındaki iki çocuk daha Cumhuriyet Savcılığı tarafından Terörle Mücadele Kanunu ile tutuklanarak cezaevine kondu. Seçim öncesi göz boyamak için yapılan tahliyeler durdu. Kaldı ki bu tahliyeler çocukların beraat etmesi, özgür kalması anlamına gelmiyor. Mahkemeler bu çocuklara TMK nedeniyle cezalar veriyor ve Yargıtay cezayı onayladığında (onaylamaması mümkün değil), çocuklar yeniden tutuklanarak hapsediliyor. Sadece bu hafta TMK nedeniyle ceza alan çocukların durumu şu şekilde: Siirt’teki çocukların duruşmasından tahliye çıkmadı. Adana’da taş attığı iddia edilerek 14–16 yaşları arasında 4 çocuğa 3,5 ile 7 yıl arasında ceza verildi. Hatay’da örgüt propagandası yapmak iddiasıyla 14–17 yaşındaki iki çocuğa 3,5 ve 4,5 buçuk yıl ceza verildi. Yalnızca 2009 Ocak ayı içinde çeşitli şehirlerde duruşmaları yapılan 26 çocuğa TMK ile toplam 75 yıl ceza verildi. Maalesef kamuoyu büyük ölçüde durumun vahametinden haberdar değil. Bu nedenle doğrudan başına gelmemiş insanlar empati kurup sivil hassasiyet geliştiremiyor. Dolayısıyla acilen gösterilmesi gereken toplumsal reaksiyon gecikiyor. Çocuklar şu an genellikle doğuda ceza alıyor olabilir. Bu yarın aynı koşulların batıda da geçerli olmayacağı anlamına gelmez. Çocuk haklarını ihlal eden TMK uygulaması bugünkü haliyle devam ettikçe yarın aynı mağduriyeti bizim çocuklarımızın, kardeşlerimizin yaşamayacağı garantisini kimse veremez. Bu memlekette hiç değilse çocukları ötekileştirmeyelim. Bu çocuklar ‘başkalarının çocukları’ rahatlığına düşmeden insan olmanın gereğini yerine getirelim. Doğu’da-Batı’da nerede olursa olsun çocuklar bizim. Bu çocuklar da bizim çocuklarımız gibi çocuk olarak yaşamayı hak ediyorlar. Bu çocuklar da bizim çocuklarımız gibi çocuk olarak muamele görmeyi hak ediyorlar. Doğudaki olaylara karıştığı iddia edilen çocuklarla ilgili çekilmiş mevcut tek film olan Gözmece belgesel filminin galasını yapıyoruz. Filmin yönetmeni Aydın Sevinç çektiği belgesel nedeniyle Türkiye’den İsviçre’ye iltica ettiğinden galaya bizzat katılamıyor. Aydın Sevinç Gala’da okunmak üzere yazdığı mektupla aramızda olacak, sesini duyuracak.GALA AKIŞI: Açılış Sunumu: Nilüfer AçıkalınHukuki Sunum: Ayşenur DemirkalePedagojik Sunum: Ayten Zara PageYönetmenin mektubunun okunması: Halil ErgünTanıklık Sunumu: Sebahat TuncelFilm gösterimiİkramGÖZMECE(Filmin süresi 45 dk.) Diyarbakırlı çocukların oyunlarından adını alan belgesel, 28 Mart 2006 tarihinde yaşanan olaylar ve sonrasını gerçek görüntülerle anlatıyor. Olayların içinde bulunan çocuklar ve yaşamını yitiren çocukların aileleri, arkadaşları ve kardeşleri yaşadıklarını, hissettiklerini gördükleri şekliyle anlatıyor. Yıllardır orada yaşanan savaşa en acı, en keskin yanlarıyla maruz kaldıkları için psikolojik, toplum tarafından ötekileştirildikleri için sosyolojik, şiddetin ve işkencenin en ağırını yaşadıkları için fiziksel olarak etkilenen çocukları dinleyin. Çocukça bakıp çocukça dinleyip çocukları anlamak için; orada olan biteni bir de çocuklardan dinleyin. Saat: 16:30 Yer: Renkahenk Sanatevi Adres: Olivia Sk. Olivia Han Kat: 2 Beyoğlu Tel; (212) 292 32 47-48Genel irtibat: Melek Ulagay Taylan 0549 423 33 23 melektaylan@gmail.com Görsel için irtibat: Gülsüm Ekinci 0535 938 96 39 gulsumekinci@gmail.com Yönetmen için irtibat: Serkan Bayrak 0534 334 90 94 istanbulahali@gmail.comÇOCUKLAR İÇİN ADALET ÇAĞRICILARI Abdulselam Duran, Adnan Özyalçıner, Ahmet Cemal, Ahmet Çakaloz, Ahmet İnsel, Ahmet Tüzün, Akif Karapınar, Ali Akay, Ali Nesin, Ali Poyrazoğlu, Aliraşit Karakılıç, Ali Uysal, Alin Taşçıyan, Alişan Akpınar, Alper Görmüş, Arzu Başaran, Aşiran Barut, Aslı Erdoğan, Aslı Öngören, Asmin N. Singez, Avi Haligua, Ayça Damgacı, Aydın Çubukçu, Aydın Engin, Ayfer Gürdal Ünal, Ayla Algan, Ayşe Bengi, Ayşe Bircan, Ayşe Böhürler, Ayşe Buğra, Ayşe Hür, Ayşe Kalyoncu, Ayşe Lebriz Berkem, Ayşegül Akyapraklı, Ayşegül Devecioğlu, Ayşen Ertur, Ayşen Hadımıoğlu, Ayşenur Demirkale, Ayten Zara Page, Bahar Şahin, Balam Kenter, Banu Vardar Karabeyoğlu, Barış Sulu, Baskın Oran, Başak Güçlü, Bawer Çakır, Bekir Berat Özipek, Bennu Yıldırımlar, Berat Günçıkan, Beria Atamturk, Bertan Onaran, Bilgehan Oğuz, Burcu Koçyiğit, Buse Kılıçkaya, Bülent Erkmen, Büşra Ersanlı, Cafer Solgun, Can Başkent, Can İzar, Canan Atabay, Cansu Demir, Celalettin Can, Cem Selcen, Cemil Ertem, Cengiz Alğan, Cengiz Güleç, Ceyhan Begüm Yıldız, Cezmi Ersöz, Cihan Aktaş, Cihan Demir, Civan Canova, Cuma Boynukara, Çağatay Anadol, Çağdaş Aşan, Çiğdem Mater, Defne Asal Er, Deniz Atamtürk, Deniz Kavukçuoğlu, Deniz Türkali, Derya Alabora, Dikmen Gürün, Dilek Kurban, Duygu Öz, Ece Temelkuran, Elif Çakır, Emine Özkaya, Emine Uşaklıgil, Emrah Kırımsoy, Emre Kınay, Erdir Zat, Eren Keskin, Ergin Cinmen, Erkan Şen, Erol Özkoray, Ersin Kalkan, Ertuğrul Kürkçü, Esen Çamurdan, Esra Altem, Esra Çiftçi, Esra Demir, Esra Mungan, Eşber Yağmurdereli, Etyen Mahçupyan, Evrim Altuğ, Ezgi Başaran, Faik Akçay, Fatma Benli, Fatma Ufuk Gürler, Fatmagül Berktay, Ferda Keskin, Ferhat Kentel, Feryal Öney, Feyza Hepçilingirler, Fırat Bingöl, Fırat Korkma, Figen Batur, Fikret Başkaya, Fikret İlkiz, Gökhan Gençay, Gencay Gürsoy, Gül Emek, Gülay Göktürk, Gülenay Börekçi, Gülnur Elçik, Gülsüm Ekinci, Gülten Kaya, Gün Zileli, Günay Aslan, Hakan Tahmaz, Halil Berktay, Halil İbrahim Özcan, Halil Savda, Haluk Tekeli, Handan Öztürk, Hande Demircioğlu, Hasan Gürkan, Hatice Uçum, Haydar Ergülen, Hidayet Şefkatli Tuksal, Hilal Kaplan, Hulusi Zeybel, Hülya Tarman, Hülya Tanrıöver, Hülya Üçpınar, Işıl Özgentürk, İbrahim Betil, İbrahim Halil Şimşek, İlhan Döğüş, İsmail Beşikçi, Jale Parla, Jülide Kural, Kamile Batur, Kemal Doğan, Kenan Işık, Kemal Pulgu, Kerem Kurdoğlu, Korkut Boratav, Kutbettin Özer, Kürşad Kahramanoğlu, Latife Tekin, Leman Yurtsever, Levent Arslan, Leyla İpekçi, Mahmut Alınak, Mahmut Toğrul, Maide Tülin Coşandal, Mebuse Tekay, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Baydemir, Mehmet Güç, Mehmet Özdal, Mehmet Sander, Mehmet Tarhan, Mehmet Teoman, Mehmet Uçum, Mehveş Evin, Melek Ulagay Taylan, Melih Altınok, Meltem Ahiska, Memet Ali Alabora, Memik Horuz, Meral Danış, Meral Okay, Meral Tamer, Merve Erol, Mesud Fırat, Mete Elçi, Migirdiç Margosyan, Mihriban Karakaya, Mithat Sancar, Mualla Gülnaz Kavuncu, Muharrem Erbey, Murat Paker, Murat Çelikkan, Murathan Mungan, Mustafa Alabora, Mustafa Çinkılıç, Mustafa Dağıstanlı, Mustafa Demirkanlı, Mustafa Elveren, Mustafa Erhan Kaya, Müge İplikçi, Nadire Mater, Naim Dilmener, Naz Erayda, Nazlı Alatlı, Necmiye Alpay, Nedim Saban, Neslihan Acu, Neslihan Akbulut, Neslihan Demir, Neşe Ozan, Neşe Yaşın, Nihal Bengisu Karaca, Nihal G. Koldaş, Nihal Yeğinobalı, Nihat Behram, Nihat Ziyalan, Nil Demirkazık, Nil Mutluer, Nilüfer Açıkalın, Nilüfer Kuyaş, Nimet Tanrıkulu, Nurgül Cangüleç, Ohannes Şaşkal, Okan Arslan, Onur Caymaz, Onur Günay, Oral Çalışlar, Orhan Miroğlu, Oruç Aruoba, Osman Kavala, Oya Baydar, Ömer Madra, Ömer Yıldırmaz, Övül Durmuşoğlu, Özcan Yurdalan, Özkan Küçük, Özlem Dalkıran, Pelin Batu, Pınar Ecevitoğlu, Pınar Kür, Pınar Selek, R.İhsan Eliaçık, Rabia Özgökçe, Ragıp Duran, Ragıp Zarakolu, Recep Maraşlı, Sadık Yalsızuçanlar, Salih Yıldız, Sanem Öge, Selahattin Özpalabıyıklar, Selami İnce, Selda Tuncer, Semih Kaplanoğlu, Semra Somersan, Sennur Sezer, Seray Gözler, Serdar Aydoğdu, Serdar M. Degirmencioglu, Serdar Şengün, Serra Bucak, Serra Müderrisoğlu, Serra Yılmaz, Sevim Soylu, Sevin Okyay, Sevinç İldan, Seyfettin Gürsel, Seza Mis Horuz, Sezai Sarıoğlu, Sibel Eraslan, Sibel Köse, Sibel Özbudun, Sibel Yarız, Songül Beydilli, Stella Ovadia, Suna Coşkun, Şahika Yüksel, Şanar Yurdatapan, Şakir Sağlam, Şebnem Korur Fincancı, Şeyhmus Diken, Şule Perinçek, Taha Parla, Tahir Elçi, Taner Koçak, Tannur Arat, Tarık Günersel, Tayfun Mater, Tayfun Pirselimoğlu, Temel Demirer, Tevfik Taş, Tolga Taşar, Tilbe Saran, Tuncer Cücenoğlu, Tülin Karabeyoğlu, Ümit Kardaş, Üstün Akmen, Vedat Yıldırım, Viki Ciprut, Yalçın Ergündoğan, Yaman Tüzcet, Yankı Yazgan, Yaprak Zihnioğlu, Yasemin Göksu, Yasin Aktay, Yeşim Dorman, Yeşim Özsoy Gülan, Yıldıray Oğur, Yıldız Ramazanoğlu, Yücel Tunca, Zafer Gökdemir, Zeki Korkut, Zelal Dağ, Zeyneb Taşcı, Zeynep Gambetti, Zeynep Kaya, Zeynep Oral, Zeynep Tanbay
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:46 0 yorum
Etiketler: Hüseyin Hilmi Bulunmaz Coşkun Büktel
TİYATRO
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TİYATRO FESTİVALİ
Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü 13 yıllık geçmişi boyunca biriktirdiği hayalleri gerçeğe dönüştürmekten YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TİYATRO FESTİVALİ'ne ev sahipliği yapmaktan son derece mutluluk ve onur duyar.27 Nisan - 12 Mayıs Tarihleri arasında oyunlar mı dersiniz, söyleşiler mi, workshoplar mı...İlk göz ağrımız...bizim için çok kıymetli bir organizasyon...Sizler için de sanat dolu...keyif dolu...dolu dolu bir organizasyon olacak...27 Nisan 2009PAZARTESİ Söyleşi - Sinan Bengier ( Tiyatro Oyuncusu )ve Kaktüs Kabare Tiyatrosu saat 12:00 Üzeyir Garih Salonu28 Nisan 2009SALI - Sabancı Üniversitesi / Oyunlarla Yaşayanlar Yazan: Oğuz Atay saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu29 Nisan 2009 ÇARŞAMBA - Koç Üniversitesi / Romeolar ve Julietler Yazan: Shakespeare saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu5 Mayıs 2009SALI - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Sıradan Bir Gün ve Diğer Komediler Yazan: Dario Fo Yönetmen: Mevra Ustaoğlu saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu6 Mayıs 2009ÇARŞAMBA - Söyleşi - Emre Kınay ( Duru Tiyatro) saat 14:00 - 16:00 Yeşil Salon & Oyun:Duru Tiyatro / Şah Mat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu7 Mayıs 2009PERŞEMBE - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Kadınlık Bizde Kalsın Yazan: Yılmaz Erdoğan Yönetmen:Barış Kıralioğlu saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu11 Mayıs 2009PAZARTESİ - Söyleşi - Yetkin Dikinciler ( Devlet Tiyatrosu Oyuncusu, Babam ve Oğlum, Mavi Gözlü Dev, Ulak Filmleri ve Eşref Saati Dizisi oyuncusu ) saat:12:00 - 14:00 Üzeyir Garih Salonu12 Mayıs 2009SALI - Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü / Oyun Nasıl Oynanmalı ? Yazan: Vasıf Öngören Yönetmen: Arda Öztürk saat 19:30 İnan Kıraç Konferans Salonu-- *Üniversitelerin sahneleyeceği oyunlar ücretsizdir.**Oyunların hepsi 1200 kişilik İnan Kıraç Konferans Salonu'nda sahne alacaktır.Şimdiden Keyifli SeyirlerYeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübüwww.yeditepetiyatro.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:53 0 yorum
Tiyatroevi İzmir Hikaye-i Mahmud Bedreddin ile 4 mayıs'ta sahne alıyor. Mehmet Akan'ın yazdığı ve Hamit Demir'in yönettiği oyun 4 mayıs'ta İzmir Fuar İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde sahnelenecek. Tarih: 4 Mayıs 2009 PazartesiSaat: 20:00Yer: Fuar İsmet İnönü Kültür Merkezi Davetiyeler:1- Tüyap Kitap Fuarı'nda TİYATROEVİ standından temin edilebilir.2- Telefonla rezervasyon yapılabilir.3- E-posta yoluyla rezervasyon yapılabilir.Davetiye ücreti: 5 TL.- İletişim: 0232 329 31 200537 725 81 82iletisim@iyatroevi.comwww.tiyatroevi.com-- Hamit DemirGölge Tiyatro DergisiGenel Yayın Yönetmeni
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:14 0 yorum
GALA BU AKŞAM...
“KENTSEL BÖLÜŞÜM KAR HANESİ”
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!
Tiyatro Z’nin onuncu projesi olan “Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi” oyunu, Devletin çatırdayan çekirdeği olan aile kurumunu masaya yatırırken Avrupa Birliğine sunulacak bir “Büyük Proje” çılgınlığı ekseninde geçiyor.
Ülkenin her santimetrekaresine sirayet etmiş bir yalanı, farklı saflardan aynı coşkuyla besleyen, duyarlılıklarına, imanlarına, ideolojilerine had safhada bağlı insanlar düşünün... Ayrı saflarda olmalarına rağmen bir büyük projede; Bir büyük yalanın içinde yan yana kavgaya duruşlarına bakın.
Her şey barış, kardeşlik ve istikrar dolu global bir dünya anlayışı için!!!
Proje, dosya, konsept, vs… Son günlerin en çok telaffuz edilen sözcükleri. “Proje” öyle büyülü bir sözcük ki; yurdumuzun asla bir araya gelemeyecek iki kesimini; kent soylu küçük burjuva ile yükselen taşra burjuvasını bir araya getirebiliyor, ortak hedeflere yöneltebiliyor.
Burası Türkiye, Beyoğlu, Cihangir Semti…
Toplumun 6 ayrı kesiminden gelen, farklı kültürler, inanışlar ve sosyo- ekonomik yapılardaki altı insan Cihangirde, aydın görünümlü bir köşe yazarının evinde nasıl buluşur? Ilımlı Müslümanından seks işçisine, öğrencisinden Kürt mafyasına kadar Türkiyenin tüm renklerini görmek için büyük fırsat.
Bir Dolap Komedisi hiç bu kadar İdeolojik olmamıştı!!!
Nebil Sayın’ın yazdığı Kentsel Bölüşüm Kar Hanesi, %47’lik çoğunluğa karşı “amansız savaş” veren bir köşe yazarının nazik başlayan ama günün ilerleyen saatlerinde çatışmaya dönüşen hikayesini anlatır. Dünyaya farklı yerlerden bakan iki “dava adamının” karşılaşması, ortak paydada bir eylem birliğine girişmeleri, inanılmaz ama son derece gerçektir. Evin içindeki çatışma bir kadın satıcısının hakemliğinde gelişirken, işin içine Ukraynalı bir seks işçisi girer. Ve, yaşadığımız ülkenin garip fotoğrafı gözler önüne serilir.
Politik vodvil tadında yazılan oyun Tiyatro Z nin kafe bölümünde izlenebilir.
Yazan : Nebil Sayın
Yöneten : Üveys Akıncı
Yönetmen Yardımcısı: Eren Azak
Yapım Asistanları: Eylül Başoğlu, Nezih Tüzel
Oyuncular : Tarkan Çeper, Sena Işıldar, Haluk Yüksel, Senem Begisi, Hilal Özbay ve Nebil Sayın
Grafik Tasarımı: Togay Kılıçoğlu
Biletler Biletix’ten ve Tiyatronun gişesinden temin edilebilir.
TİYATRO Z
ADRES: Hacı Mimi Mah. Dibek Sok. no 17
Kuledibi/Beyoğlu/İstanbul
Tel: 0212 2491665
www.tiyatro-z.com
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:11 0 yorum
YUĞ Devlet Tiyatrosu ve Azerbaycan OYUN Çocuk Tiyatrosu 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI
Azerbaycan YUĞ Devlet Tiyatrosunun bünyesindekiÇOCUK TİYATROSU LABORATUARI ve AZERBAYCAN OYUN ÇOCUK TİYATROSU’NUN23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASIİrade gücüyle kurulan Cumhuriyetimiz, genç nesillere emanet edilmiş, şanlı bir tarih yazılarak başarılı bir demokrasi sınavı verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı 23 Nisan 1923 tarihinde, Dünyanın ilk ve tek çocuk bayramını, Türkiye’de bizimle birlikte kutlamak için yıllardır ülkemize gelen ve bizlerin misafiri olan, farklı coğrafyaların ve dillerin bir araya geldiği gün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bu nedenle sevincimiz bir kat daha artmaktadır. “Çocuklarına yatırım yapan toplumlar, güçlenir.” Dünya geleceğinin en önemli hazinesi, insanlığın ortak umudu çocuklar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, tüm çocuklarımıza ve yurttaşlarımıza Azerbaycan’dan esenlikler diliyoruz.Bugün Azerbaycan’daki çocuklara, Bir Millet iki devlet Olmanın sevincini, milli liderlerimizden aldığımız ruhla, bayramlarını kutlamak üzere, Kimsesiz Çocuklar Evi’nde 5, 6 yaşındaki küçük kardeşlerimize ve 7, 8 yaşlı ilköğretim öğrencisi kardeşlerimize yönelik hazırladığımız iki çocuk oyunumuzu hediye edeceğiz. Ayrıca oyun sonunda çocuklarımıza değişik kitap hediyeleri vererek okuma sevinci de kazandırmak istiyoruz. Azerbaycan YUĞ Devlet Tiyatrosunun bünyesindekiÇOCUK TİYATROSU LABORATUARI oyuncularından oluşan ekiple yapacağımız daha birçok önemli adımdan sadece biri 23 Nisan Çocuk Bayramı oyunlarımız... Biz deniz kenarında, plajda, güneşin altında kurumak üzere olan denizyıldızlarından birini de kurtarmak aşkı ile elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz her çocuk bayramında.ÇOCUK TİYATROSU LABARATUARI ve Azerbaycan OYUN Çocuk Tiyatrosu adına Supervizör Prof. Dr. Vagif İbrahimoğlu, Pedagog rejisör Dr. Rasim Aşın, Rejisor Ayten Memmedova, Reji asistanı İsa Karslı, Tiyatro Kuramcısı ve Eleştirmeni Dr. Feride Celilova, Tiyatro eleştirmeni Sevda Ağayeva, Oyun Yazarı Vüsale Ağayeva, müzikolog Ali Halilov, Dekor tasarım Mücahid Can, Çocuk Psikologu Sevda Memmedova, Gazeteci Samire Behbudgızı, Ruqiyye Yaşar, Elnare Deniz, Şebnem Mutellimzade, EL-Togrul, Elvin Adıgözelov, Savaş Işık, Orhan Şekili,isa karslı"Tiyatro bir memleketin kültür seviyesinin aynasıdır" Mustafa Kemal Atatürk
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:10 0 yorum
Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivaline Başvurular Başladı
BASIN BÜLTENİ
Fatih Üniversitesi Tiyatrosu “Tiyatro Fatih daha önce ulusal boyutta düzenlediği Tiyatro Festivalini bu yıl uluslararası boyuta taşıyor. 27 Nisan -3 Mayıs 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivaline”, yurt içi ve yurt dışından çeşitli tiyatro grupları katılıyor. Festivalde çeşitli dillerde tiyatro oyunlarının sahnelenmesi, tiyatro sanatçıları ile söyleşiler, atölye çalışmaları, müzik dinletileri ve çeşitli açık hava gösterileri gerçekleştirilecek. Festivalin galası ise 27 Nisan Pazartesi günü İstanbul Devlet Tiyatroları Şişli Cevahir Sahnesinde yapılacak. Galada emektar tiyatro sanatçılarına çeşitli hediyeler ve plaketler sunulacak ve Tiyatro Fatih’in yeni oyunu tiyatroseverlerin beğenisine sunulacak. Ayrıntılı Bilgi için www.tiyatrofatih.com TEL:0212 866 33 00/4042.
Fatih Üniversitesi Uluslararası V. Tiyatro Festivali Gala Gecesi
Tarih:27 Nisan Pazartesi
Saat:20:30
Yer: İstanbul Devlet Tiyatroları Şişli Cevahir Sahnesi Cevahir AVM içi
– PROGRAM AÇILIŞI SUNUCU KONUŞMASI
– TİYATRO FATİH VTR’Sİ
– TİYATRO FATİH MONOLOG
– FATİH ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NÜN KONUŞMASI
– TİYATRO FATİH SAHNE BAŞARI ÖDÜLÜ TAKDİMİ- KONUŞMALAR
– TİYATRO ONUR ÖDÜLÜ TAKDİMİ- SANATÇI VTR’Sİ -KISA KONUŞMALAR
– TİYATRO FATİH OYUNU GALASI
Not:Program öncesi enstrümantel müzik dinletisi yapılacaktır.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 06:04 0 yorum
DestAR-Theatre “Reşê Şevê” ile Ankara Turnesinde
DestAR-Theatre “Reşê Şevê” ile Ankara Turnesinde.
Kürt tiyatro gruplarının ve Kürtçe oyunların giderek arttığı bu günlerde “Reşê Şevê” (Karabasan) adlı oyunla iyi bir çıkış yapan DestAR-Theatre Ankara turnesine çıkıyor. Oyunun Nisan ayının başında İstanbul Su Gösteri Sanatları Sahnesinde galası gerçekleşmiş ve ardından Bilgi Üniversitesinde gösterilmişti. Oyun biçimi ve oyunculuk performansıyla ilgi uyandırmıştı.
Oyun ilk olarak 28 Nisan Salı günü saat 19.30 da Ankara Ekin Sanat Tiyatrosunda gösterilecek ve ardından da 1966’dan beri sürdürülen ve tiyatro gruplarının önemli buluşma platformlarından biri olan ODTÜ Tiyatro Şenliği’nde 30 Nisan Perşembe günü saat 13.00 da seyirci karşısına çıkacak. Bu yıl, ODTÜ Oyuncuları'nın ev sahipliğini üstlendiği şenlik 24 Nisan - 3 Mayıs 2009 tarihleri arasında “ŞENLİK '09” adıyla ODTÜ Mimarlık Amfisi'nde düzenlenecek.
Berfin Zenderlioğlu ve Mirza Metin’in kaleme aldığı oyun, “eril bir kurgu” üzerine kurulmuş “dişil bir hikâye”dir. Eril dünyanın kaosuna kapılmış bir kadının geçmişine dair yaşadığı sanrılar, onun, hayatındaki erkeklerle hesaplaşmasına dönüşür. Oyunda kadının sokaktan kâğıt toplayarak yaşamını sürdürmesi bir sonuçtur ve “şimdi”dir. Keskin geçişlerle yaşadığı sanrılar ise “geçmiş”tir. Ancak oyunun başından sonuna kadar sahnede olan ve finalde kendini “erkeğin kaosu” olarak tanıtan “eril gölge” ise “geniş zaman”dır. “Gelecek” ise yaşama bırakılmış bir muammadır.
“Mêrê Şevê”(Gecenin erkeği) ya da “Reşikê Şevê” olarak da bilinen Anadolu ve Ortadoğu’da daha birçok ismi ve versiyonu olan “Reşê Şevê”(Gecenin karası), dev gölgeler ve siluetler biçiminde görünen cinler ve yaratıklar gibi ruhani varlıklar olarak bilinir. Ve bu varlıklar çocukluktan başlayarak insanlarda psikolojik bir korku ve baskı aracına dönüşmüştür. Halen de onlara dair hikâyeler anlatıldığında insanlar ürperirler. “Reşê Şevê” ve üretilmiş diğer bütün isimler Kürtçe gramer olarak “eril”dir.
Yönetmenliğini Mirza Metin’in yaptığı oyunun müzikleri ise Mehmet Atlı ve Murat Öztürk imzası taşıyor. Oyunun Dekor tasarımı Metin Çelik’e, Işık Tasarımı Alev Topal’a ve Kostüm-Aksesuar tasarımı ise Sevgi Turan ve Zozan Eres’e ait.
DestAR-Theatre 2008 yılının Ekim ayında Kürt Tiyatrocuları Mirza Metin ve Berfin Zenderlioğlu öncülüğünde kurulan ve Kürt tiyatrosuna özgün eserler ve modern tekstler kazandırmayı hedefleyen yeni bir gruptur.
İletişim:
www.destartiyatro.com
destar-t@hotmail.com
0555 996 10 43
İstanbul
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:05 0 yorum
Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında
Cihan Demirci'nin görsel sunumlu söyleşisi:"Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında" 30 Nisan Perşembe günüBeyoğlu'nda Attila İlhan Kültür Merkezinde... Mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci’nin uzun yılların emeğiyle hazırladığı "Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında" başlıklı görsel sunumlu söyleşi30 Nisan Perşembe günü, saat:15-00-17 00 arasında Beyoğlu'ndaki Attila İlhan Kültür Merkezinde gerçekleşecek. Attila İlhan Kültür Merkezi adresi: Meşrutiyet Cad. No: 3 Kat:2 Galatasaray-Beyoğlu http://www.attilailhankulturmerkezi.com/ adresinden de bilgi alınabilir. Cihan Demirci, bu söyleşide; 1869'da ilk mizah dergisinin bu topraklarda yayınlanmasından 2009'a kadar geçen 140 yıllık süredeki mizah yayıncılığı serüvenini görsel sunum eşliğinde anlatıyor ve izleyenleri 140 yıllık bir mizah yolculuğuna çıkarıyor...
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:02 0 yorum
1990’larda Alman Haber Fotoğrafçılığı
“Bir Bütün Olarak Dünya”
· Milli Reasürans Sanat Galerisi, 1990’lar Alman Haber Fotoğrafçılığının farklı uslüplarından oluşan bir kesitini ‘Bir Bütün Olarak Dünya’ adlı sergiyle sunuyor.
· Sergi ifa, Goethe-Institut Istanbul ve Milli Reasürans Sanat Galerisi işbirliği ile gerçekleşiyor.
· Sergi küratörü Ulf Erdmann Ziegler serginin açılışında bulunacaktır.
· Sergi 28 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.
“Bir Bütün Olarak Dünya” başlıklı sergi, Demir Perde’nin kalkması ve Almanya’nın yeniden birleşmesiyle uzun bir aradan sonra Doğu ile Batı’yı yeniden bir bütün olarak görmemizi sağlayan geçen yüzyılın son on yılını kapsıyor. Sergide yer alan fotoğraflar, 1990’lardaki bu tarihsel durumun toplumsal, siyasal ve kültürel sonuçlarına dikkat çekiyor.
Haber fotoğrafçılarını, kamerasını ve donanımını yüklenmiş sansasyon peşinde bir ülkeden diğerine, bir felaketten ötekine koşturan gözü kara serüvenciler olarak düşünürüz. Oysa sergiye katılan fotoğrafçılar için durum biraz farklıydı. Temelde rahatsız edici, hatta şok edici sansasyonel fotoğraflar peşinde olmaktan ziyade duyarlı görsel haberlerdi ilgi alanları. Bu yaklaşım, genç kuşaktan kimi fotoğrafçının bağımsız bir görsel biçem geliştirmesine yol açtı. Yapıtlarındaki görsel imgelerin estetik ve psikolojik etkisini artırmak için büyük bir çaba gösterdiler.
Ancak, fotoğraflarının sanatsal bir amaca ve yüksek bir estetiğe sahip olması, haber fotoğrafçılığının ötesine geçtiğini gösteriyor. Sanatçıların ortak çabasının, güncel olayları haberleştirmenin çok ötesine geçmeyi hedefleyen yenilikçi bir ifade biçimine ulaşmak olduğu söylenebilir. Hepsi, dar anlamda kendilerinden istenilen işleri yapan fotoğrafçılar değil, tıpkı bir yazar gibi kendi bireysel görsellikleriyle bir habere kendi damgasını vuran, belirli bir konuda ve özel bir görsel dilde uzmanlaşmış insanlar.
Sergi, kendi işleriyle başkaları için çektikleri fotoğraflar arasında ayrım yapmayan, dünyayı verilen işin ötesinde bir bütün olarak, olduğu gibi ve gerçekliğe açık bir biçimde gösteren, kişisel duruşlarıyla şoke etmekten çok düşünmeye çağıran ve fotoğrafladıkları kişileri teşhir etmekten çok, hem sözde hem de özde onların onuruna saygı duyan sanatçıların yapıtlarından oluşuyor.
Sergide çoğu serbest fotoğrafçı olarak çalışan, Almanya’da 1950 sonrası sanatçıları arasında yer alan Wolfgang Bellwinkel, Axel Boesten, Fred Dott, Stephan Erfurt, Nikolaus Geyer, Martin Fengel, Jitka Hanzlová, Peter Hendricks, Kai-Olaf Hesse, Enno Kapitza, Eva Leitolf, Barbara Müller, Frank Müller, Karin Apollonia Müller, Ulrike Myrzik ve Manfred Jarisch, Julia Sörgel, Ingo Taubhorn, Corinna Wichmann’ın yapıtları özgün olarak ve basında yayımlanan biçimleriyle sunuluyor.
Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen bu sergi 28 Nisan – 30 Mayıs 2009 tarihleri arasında izlenebilir.
Gönderen Özgür Sanat zaman: 05:00 0 yorum
Konak Belediyesinden Mayıs Etkinlikleri
2 MAYIS CUMARTESİ
IV. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali
2 – 7 Mayıs 2009
Düzenleyen: Konak Belediyesi, Halkevleri
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi – Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
2 MAYIS CUMARTESİ 2009 Saat:19.00
Açılış Filmi Gala “100 Bin Kişiydiler” 2009 72’
Yönetmen: Metin KAYA
Konser Melike DEMİRAĞ
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
3 MAYIS PAZAR 2009
15.20 Karanlığın Gözleri 29’
16.00 Süt ve Çikolata 20’
16.30 Guantanamo Diye Bir Yer 45’
17.20 İplik Hayatlar 27’
17.55 Bozuk Bando 107’
20.05 Hasta 123’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
4 MAYIS PAZARTESİ 2009
15.00 Lilith Kızkardeşleri 41’
15.45 Küresel Karmaşa 80’
17.15 Merdiven Altı Nobel 24’
17.45 Dünyayı Özelleştirmek 62’
18.55 Sevgili Mandela 6’
19.05 Portakal Hasadı 17’
19.30 Silikozis 30’
20.10 Sonbahar 99’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
15.30 Çalışan Çocuklar Üzerine 9’
15.50 Nene’nin Öyküsü 110’
18.00 Herkes İçin Dünya Ayarında Öyküler 40’
18.55 Adana-Paris: Yılmaz Güney 74’
20.10 İsyan 112’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
5 MAYIS SALI 2009
15.00 Porto Marhera 52’
16.00 Kedinin İçindeki Fare 10’
16.15 Emek Emperyalizmi 56’
17.15 Sınırdışı 22’
17.45 Demiryol 85’
19.20 Dönüş 18’
19.50 Sarhoş Atlar Zamanı 75’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
16.05 Eğitim Tarihinin Sessiz Kahramanları 50’
17.05 Bitmeyen Yol 105’
19.00 Güvencesiz İşçiler Üzerine Direniş Öyküleri 120’
21.00 Arna’nın Çocukları 84’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
6 MAYIS ÇARŞAMBA 2009
15.30 Silikozis 30’
16.10 Kırlangıcın Yuvası 21’
16.40 Tüm İnsanlar Eşit ve Özgürdür 100’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Göç 21’
15.55 Nazım’ın Küba Seyahati 68’
17.10 Mandolinli Kız 19’
17.35 San Francisco 68 Grevi 56’
18.40 Ariel 72’
19.25 Portakal Hasadı 17’
20.00 Söyleşi İshak IŞITAN
21.00 Özel Gösterim: Brukmanlı Kadınlar
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
7 MAYIS PERŞEMBE 2009
15.30 Sevgili Mandela 6’
15.40 Şehir Sakin 132’
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
15.30 Cocalaro 94’
17.10 Tolya 9’
17.25 Ekmek Parası 17’
17.50 Toprağın Tuzu 94’
19.35 Kırlangıcın Yuvası 21’
20.00 İşte Özgür Dünya 96’
Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat Benal Nevzat Salonu
(*)Saat:20.00
Tiyatro
“Dünya’nın Başkenti’nin Mimari”
Yazan: Esther VİLAR, Yöneten: Baran KAYA
İzmir Sahne Tiyatro Oyuncuları
Düzenleyen: İzmir Sahne Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
İletişim: Osman AKIN - 506 417 04 70
4 MAYIS PAZARTESİ
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 4 -14 MAYIS 2009
Su Grubu “Görsel Dokunuşlar” Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
5 MAYIS SALI
Saat:11.00
“ Şiirin, Bireysel Zeka ve Kültürü Geliştirici Etkisiyle Bilimsel Düşüncenin Yaygınlaşması ve Toplumsal Gelişime Katkısı”
Sunum: Babür ÇAĞATAY, Parodide Şiir
Yöneten: Emine CİN
Yorumlayıcı: Dr. Mustafa YULUĞ
Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Koristi Bedri BULUT katkı yapacaktır.
Düzenleyen: Şiir Tiyatrosu Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
4/ B Salonu
Saat: 18.00
Sergi Açılışı / 5 – 20 MAYIS 2009
Azime Akbaş YAZICI “Nefes Ten Köprü 2”Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
6.Kat Sanat Galerisi
6 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat:19.00
Çarşamba Toplantıları
“Çocuk Edebiyatının Önemi, Sorunları ve Çözüm Önerileri”
Yöneten: Nevzat SÜER SEZGİN
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat:20.00
Tiyatro Oyunu
“Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı”
Yazan: Aziz NESİN
Yöneten: Burcu AKSAKAL
Konak Belediyesi Tiyatro Kursiyerleri
Oynayanlar: Sacide YILMAZ, Aysel GÜNTÜRKÜN, Nur KÖROĞLU, Reyhan TAŞKINLAR, Mutlu AYGÜN, Gülten CAN, Korhan ÇAMLIBEL, Esra ÖZBAY, Udkan KARGACI, İsmail ÖNEN, Pelin PARLAK, Elif AYDINKAYA, Gülşah SETER, Melike FUTTU, Sera Sevgi ZOR, Elmas Damla BİÇER, Vehbi TETİK, Onur COŞKUN
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
7 MAYIS PERŞEMBE
Saat:14.00
Film Gösterimi - Söyleşi
“Özgürlük ve Bağımsızlık” Yönetmen: Carolin DASSEL 70’
Sahaja Yoga’nın Kurucusu Shri MATAJİ Biyografisi
Düzenleyen: Sağlıklı Yaşam Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat:14.30
“Mastektomi Sonrası Yaşam”
Konuşmacı: Araş. Göv. Züleyha SEKİ
(Ege Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu - Memekander Sekreteri)
Düzenleyen: Meme Kanseri ile Savaşım Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat:20.30
Udi Bestekârlar Türk Sanat Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Kadri Kudret GÜNER
Konak Belediyesi Çağdaş Emekliler Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
Saat: 20.30
Türk Sanat Müziği Bahar Konseri
Şef: Haydar ENGİN
Güzelyalı - Göztepe İyileştirme Platformu Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı - Göztepe İyileştirme Platformu (GİP)
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
8 MAYIS CUMA
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 8 – 20 MAYIS 2009
S. O. S “Sevgi Olsun Sanat” Karma Sergi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Sanat Galerisi
(*)Saat:20.00
“Dışarıda Kapının Önünde”
Yazan: Wolfgang Borchert
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat:20.00
Yıl Sonu Dinletisi
Düzenleyen: Özel Nilgün DERE Müzik Kursu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
9 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 14.00
Söyleşi
"Yönetim ve Yönetenlerin Dili"Konuşmacı: Ramazan URGANCIOĞLU
Düzenleyen: Dil Derneği İzmir Temsilciliği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
4/B Salonu
Saat: 14.00
Panel
“Yazar Gelişiminde Edebiyat Örgütlerinin İşlevi”
Katılımcılar: Sevim Korkmaz DİNÇ, Hayri K. YETİK,
Namık KUYUMCU, Hasan ÖZKILIÇ
Düzenleyen: Kadın Yazarlar Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 19.00
Arkadaş Z. ÖZGER 2009 Ödül Töreni
“Arkadaş Z. ÖZGER Şiir Ödülü 2009” Nurullah KUZU “Dağınık Kara”
“Mehmet H. DOĞAN Jüri Özel Ödülü” Nur İpek ÖNDER “Kan Rüyayı Bozar”
“İlk Kitap Özel Ödülü” Burak ACAR “Ateş Akvaryumu” Pan/Heves Kitaplığı Yayınları
Düzenleyen: Mayıs Yayınları
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
(*)Saat:20.00
“Güneşli Bataklık”
Senaryo: Vedat TÜRKALİ
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat: 20.00
Türk Müziği Bahar Konseri
Şef: Türker BEKAT
Düzenleyen: Türker BEKAT Türk Müziği Korosu
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
11 MAYIS PAZARTESİ
(*) Saat: 19.00
Osmanlı Tarihi Seminerleri
“Osmanlı’dan Cumhuriyete Geçiş…”
Osmanlı Tarihi Çalışmaları
Konuşmacı: Yrd. Doç. Dr. Fikret YILMAZ
Düzenleyen: Ebruli Turizm
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
İletişim: 464 07 18 – 463 60 43
12 MAYIS SALI
(*)Saat:10.00–11.00–13.45–14.45
Çocuk Oyunu
“Yonca Mutluluk Adasında”
Yazan-Yöneten: Erçin SICAKKAN
Düzenleyen: Sıcakkan Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 381 36 57
Saat: 18.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Av. Sanih ÇINAR
Çağdaş Yorumcular Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Çağdaş Yorumcular Korosu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 20.00
Dans Gösterisi
Ada Dans Topluluğu
Düzenleyen: Ada Kültür Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
13 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat: 13.00
(*)Çocuk Oyunu Opera
“Kurbağa Prens”
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir Devlet Opera ve Balesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 484 64 45
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 13 MAYIS – 1 HAZİRAN 2009
Adil SALİH Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Sanat Galerisi
Saat:19.00
Çarşamba Toplantıları
“Psikodrama Günleri”
Yöneten: Doç. Dr. İnci DOĞANER
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir İzmir Kent Kültürü ve Sanat Dergisi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 4/B Salonu
Saat: 19.00
Dia Gösterisi
Vildan BOZACI
Düzenleyen: İZDOF ( İzmir Doğa Fotoğrafçıları Derneği )
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.00
Tiyatro Oyunu
“Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı”
Yazan: Aziz NESİN
Yöneten: Burcu AKSAKAL
Konak Belediyesi Tiyatro Kursiyerleri
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
14 MAYIS PERŞEMBE
Saat: 18.00
Konferans
“Şifalı Bitkiler ve Sağlığımız”
Katılımcı: Dr. Cenk Durmuşkaya
Düzenleyen: Anatolica Doğal ve Organik Ürünler
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
15 MAYIS CUMA
Saat: 13.00 /15.00
(*)Çocuk Oyunu Opera
“Kurbağa Prens”
Düzenleyen: Konak Belediyesi, İzmir Devlet Opera ve Balesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 484 64 45
Saat: 14.00
Panel
“İşgal Yıllarında İzmir”
Katılımcılar: Doç. Dr. Mevlüt ÇELEBİ, Yard. Doç. Dr. Ünal ŞENEL,
Yrd. Doç. Dr. Hasan MERT, Araştırma Görevlisi Bülent AKYAY
Düzenleyen: Türk Kültür ve Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 15 – 24 MAYIS 2009
Uyum Grubu Karma Sergi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
Saat:18.00
Söyleşi ve Sunum
“Kentiçi Ulaşımda Bisiklet Kullanımı”
Gürkan YILMAZ
Düzenleyen: İzmir Bisiklet Derneği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Mülkiyeliler Birliği 150. Yıl Etkinlikleri
Kemeraltı Esnaf Derneği Yararına
Şef: Udi Gürkan ÖZTÜRK
Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Nikâh Salonu
16 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 15.00
Edebiyatımızda Fethi SAVAŞÇI
Yöneten: Recai ATALAY (Şair - Yazar)
Konuşmacılar: Asım ÖZTÜRK (Şair - Yazar)
S. Sıtkı GÖR( Şair), Hasan Devrim ( Yazar)
Düzenleyen: BESAM İzmir Temsilciliği
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:18.30
Foto Söyleşi
“ Buzullarından Denizine Fotoğraflarla Doğu Karadeniz”
Katılımcılar: Metin ERTEN, Ertuğrul BARKA, Erdoğan GÜLER
Düzenleyen: İzmir Doğu Karadeniz Derelerini Koruma Platformu, EGEÇEP
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Mustafa KIRIŞMAN
Güzelyalı Kültür Sanat Derneği Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı Kültür Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
20 MAYIS ÇARŞAMBA
Saat: 19.00
Dia Gösterisi
Tamer ZEYBEK
Düzenleyen: İZDOF ( İzmir Doğa Fotoğrafçıları Derneği )
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
21 MAYIS PERŞEMBE
(*)Saat:10.00–11.00–13.45–14.45
Çocuk Oyunu
“Yonca Mutluluk Adasında”
Yazan-Yöneten: Erçin SICAKKAN
Düzenleyen: Sıcakkan Sanat Merkezi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: 381 36 57
Saat: 19.30
Konser
Piyano ve Keman Dinletisi
Hazan BARAK ve Öğrencileri
Düzenleyen: Hazan BARAK
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat:20.30
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Hayrettin EGE
Düzenleyen: Özel Nilgün DERE Müzik Kursu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
22 MAYIS CUMA
Saat: 18.30
Söyleşi
Mülkiyeliler Birliği 150. Yıl Etkinlikleri
“ II. Dünya Savaşında Türkiye’ye Gelen Yunanların Öyküsü”
Asya MİNÖR Yeniden Belgesel Gösterimi
( TRT Belgesel Film Yarışması İkincilik Ödülü 2008)
Rembetiko Dinletisi
Düzenleyen: Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
23 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 14.00
Kitap Tanıtımı
Sevim AY TÜMAY “Geçmiş Mazi Olmadı”
Düzenleyen: Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı ( TÜSTAV)
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Benal Nevzat Salonu
Saat: 19.00
Konak Belediyesi Gitar Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Ender Hulisi BİLGE
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
25 MAYIS PAZARTESİ
Saat: 18.00
Sergi Açılışı 25 MAYIS – 6 HAZİRAN 2009
Hale OZANSOY Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat Sanat Galerisi
Saat: 19.30
Konak Belediyesi Keman Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Gamze ALTAY
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat: 20.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Yaşar CEYLAN
Düzenleyen: Amatör Besteci ve Söz Yazarları Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
Saat: 20.00
Fotoğraf Sunumu
Hakan KUYUMCU “Düş Bakışı”
Düzenleyen: İzmir Amatör Fotoğrafçıları Derneği (İZAFOD)
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi Önü
26 MAYIS SALI
Saat: 19.30
Konak Belediyesi Gitar Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Atilla IRGIZ
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
27 MAYIS ÇARŞAMBA
27–28–29 Mayıs 2009
8. Alsancak Şenliği
Konserler – Sergiler –
Tiyatro ve Dans Sokak Gösterimleri
Düzenleyen: Konak Belediyesi, Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği
Saat: 20.30
Türk Halk Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Hakan AKMAZ
Konak Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
28 MAYIS PERŞEMBE
Saat:13.00
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Bilsen EZENCİ
Güzelyalı Kültür Sanat Derneği Türk Sanat Müziği Korosu
Düzenleyen: Güzelyalı Kültür Sanat Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Saat:19.00
Müziğin, Dansın ve Tiyatronun Diliyle:
Sevgi, Barış, Emek ve Direniş Şiirleri Gösterisi ve Oratoryosu
Uyarlayan ve Yöneten: Şevki ÖZDEMİR
Yönlendirici: Emine CİN
Şiir Tiyatrosu Topluluğu Gösteri Grubu
Aydın YAVUZER, Aytekin ULUSOY, Bedri BULUT, Eftelya ÖZDEMİR, Elan KARAKURT, Emel KAYALI, Emine CİN, Fatma AYDIN, Fevzi OKUMUŞ, Gerçek DELİKAN, Gonca DELİKAN, Güneş ATAALP, İbrahim GÜLEÇ, Mustafa YULUĞ, Raziye TÜRK, Salih KAPLAN, Selman CAN, Şevki ÖZDEMİR
Düzenleyen: Şiir Tiyatrosu Topluluğu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi
7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
Saat: 20.30
Türk Sanat Müziği Konseri
Şef: Ömer KURBANOĞLU
Türk Ticaret Bankası Emeklileri Korosu
Düzenleyen: Türk Ticaret Bankası Emeklileri Derneği
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
29 MAYIS CUMA
Saat:20.30
Türk Halk Müziği Yıl Sonu Konseri
Şef: Hakan AKMAZ
Konak Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
Saat: 20.00
Konak Belediyesi Piyano Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Muzaffer YİĞİT
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
30 MAYIS CUMARTESİ
Saat: 13.30
Panel - Söyleşi
Muzaffer İZGÜ Etkinliği
Sunum: Esma Zafer ERTAN
“Muzaffer İZGÜ’ nün Yaşam Öyküsü” Gülseren ENGİN
“Çocuk Yazınında Muzaffer İZGÜ”
Katılımcılar: Zübeyde Seven TURAN, Hünsan ŞEKER, Sevgi Arkılıç SONGÖREN
Gürol TOMBUL ve Soyer Kültür Sanat Fabrikası Oyuncuları
“Bir Öyküsünün Canlandırılması”
“Muzaffer İZGÜ’ nün Romanları”
Katılımcılar: Vicdan EFE, İncila ÇALIŞKAN, Hülya SOYŞEKERÇİ
“Anılarda Muzaffer İZGÜ”
Hidayet KARAKAŞ, Hüseyin YURTTAŞ, Zehra ÜNÜVAR
Söz Muzaffer İZGÜ’ de
Düzenleyen: Egeli Kadın Yazarlar Platformu
Yer: Konak Belediyesi Alsancak Kültür Merkezi 7.Kat “Benal Nevzat” Salonu
(*)Saat:20.00
“Güneşli Bataklık”
Senaryo: Vedat TÜRKALİ
Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Duvara Karşı Tiyatro
Düzenleyen: Duvara Karşı Tiyatrosu
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi
Avni Anıl Sahnesi
İletişim: Melda KÖSE 535 842 09 45
Saat: 19.00
Konak Belediyesi Çocuk Korosu Kursiyerleri Yıl Sonu Konseri
Eğitmen: Emel AKSAYLI - Aslıhan Çiftçi AKSOY
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi
Nazım Hikmet Sahnesi
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:57 0 yorum
İBB Şehir Tiyatroları Ailesine Açık Mektup,
Gerek Genel Sanat Yönetmeni Sayın Orhan Alkaya ve gerekse Yönetim Kurulu üyelerimiz tarafından konuyla ilgili resmi toplantı ve özel sohbetlerde yıllardır kullanılamadığı için biriken münhal A kadrolarımızın Maliye Bakanlığı tarafından stajyer kadroya çevrildiği, yıllardır kadro bekleyen bizlerin ancak stajyer kadroya alınabileceği bildirildi, söylendi.
Bir kısmımıza da birkaç ay önce stajyerlik sınavına girdiğimize dair belgeler imzalatıldı. Ben Musahipzade Celal Sahnesi’nde bizzat Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Sayın Süha Volkan Sağırosmanoğlu eşliğindeki “imza törenim” sırasında, “21 sene sonunda gerçekten stajyer kadrosuna mı alınacağımı” sorarken, “A kadrosuna alınan olup olmadığını da” imza atmadan önce bilmek istediğimi ayrı bir soru olarak yönelttim.
Kendisi bana sadece hepimizin bildiği gibi “Osman Gidişoğlu”nun alındığını ama bu konuda kendilerinin bir dahli olmadığını, söyledi. Art niyetsiz, güven duygusu gelişmiş bir yapım olduğu ve bana bunu söyleyen kişinin, 21 yıldır tanıdığı bana doğruyu söyleyeceğine inancım sonsuz olduğu için “inanmış” olarak ayrıldım...
22.04.2009 günü Sahne Direktörlüğümüz tarafından telefon edilerek; kadrolarımızın geldiği gerekli belgelerin 5 gün içinde tamamlanması gerektiği bildirildi.
Ancak bugün öğrendim ki; hal bize aktarıldığı gibi değilmiş.
5 adet A Kadro yerleştirilmesi yapılmış!
Osman Gidişoğlu
Jülide Kural
Şahika Tekand
Hüseyin Avni Danyal
Ali Mert Yavuzcan (birkaç ay önce oyun bırakıp -Üç Kız Kardeş-, tazminat alarak ayrılan arkadaşımız)
Ayrıca;
Stajyer kadrosuna giren herkes stajyerlik süresi sonunda tekrar sınava tabii tutulacaktır.
Bu usulsüz kadro yerleştirmelerinden dolayı “hak gaspına” uğradığımı(zı) düşünüyor, benim durumuma düşen arkadaşlarımı, yıllardır verdikleri emek hiçe sayılarak “mektepsiz” denilerek kadro dışı bırakılan arkadaşlarımı da bilgilendirmeyi görev biliyor, kurumum içinde bulamadığım hakkımı aramak için üzülerek hukuk yoluna başvuracağımı tarafınıza bildiriyorum...
Saygı ve sevgilerimle...
Ümran İnceoğlu
24 Nisan 2009
Gönderen Özgür Sanat zaman: 04:50 0 yorum
18 MAYIS'A ÇAĞRI
Sanırım her şey, benden önceki kuşakların köy enstitülerinin, halk evlerinin kapanmalarına sessiz kalmalarıyla başladı. Belki de o gün, bizi milletlikten ümmetliğe döndürmeye çalışanların bayramıydı.
Garip bir toplumuz. Sahip olduğumuz değerleri korumak için bile parmağımızın ucunu kıpırdatmak istemiyoruz. Ve bu rehavet içinde bir gün bir de bakmışız, “ılımlı İslam” yaftası yapıştırılmak isteniyor üstümüze. Şöyle biraz kıpırdanıyoruz. Ama “Hadi canım öyle şey olur mu” filan diye geçiştiriyor, kendimizi kandırıyoruz.
Bugün cumhuriyetimizin büyük bir sınavdan geçtiğini düşünüyorum. ABD’de Bush yönetimi çok yıpranmıştı. Aynı dönemde, bizler de sonunda cumhuriyet mitinglerinde bir araya gelebilmeyi düşünebilmiştik. Ne darbe istiyorduk ne şeriat. Sadece cumhuriyetin bize kazandırdıklarını geri vermek istemiyorduk. Çağdaş bir eğitim istiyorduk. Aydınlık Türkiye’yi yaratacak bir eğitim istiyorduk.
Ben de bu nedenle o mitinglerde, değerli hocamız Türkan Saylan’ın arkasında saf tutuyordum. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin saygın, özveriyle kendilerini doğru eğitime adamış üyeleri arasında…
Bugün inanıyorum ki, o cumhuriyet mitinglerinde yüz binler bir araya gelip laiklik adına seslerini duyurmasalardı, ABD’nin yeni başkanı sayın Barack Obama ayağının tozuyla Anıtkabir’e gidip o sözleri yazmaz, Türkiye’nin laik bir devlet olduğunun altını birkaç kere çizmezdi.
Şimdi gelelim Ergenekon’un 12. dalgasının yarattığı kargaşaya…
Bir kere bugün bu operasyonun gidişatını, adaletsiz tutumlarını eleştirmek, darbeyi desteklemek değildir, unutmayalım. Ve gene bugün saygın ordumuzun adını anmak, bazı insanlara neden hemen darbeyi hatırlatıyor? Bu ülkede artık asker de dahil, kimse darbe istemiyor. Şeriat da istemiyor. Herkes toplumun her kesimi için adalet, eşitlik, demokrasi istiyor.
Git gide yargının herkese aynı mesafede durmadığını görüyoruz. Bu operasyon, Mehmet Haberal gibi bazı değerli akademisyenlere, eğitim gönüllerine verdiği kişisel zararın yanı sıra hukuka, yargıya olan inancımızı da zedeliyor.
Türkan Saylan’a geçmiş olsun ziyaretinden sonra televizyon kameralarına konuşurken söze “Türkan Hanım’ın yaşarken heykelini dikmek gerekir” diye başlamıştım. Şimdi manen, insanların desteğiyle her gün heykeli dikiliyor, Türkan Hanım her gün biraz daha ölümsüzleşiyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kapatmaya çalışanlar, vaktiyle köy enstitülerini kapatanların torunları olabilirler mi acaba?
Ben ülkemizde eğitimsiz çocuğun kalmadığı gün düze çıkacağımıza inanıyorum.
Bir noktaya daha değinmek isterim. Gündem Ergenekon’un 12. dalgasıyla meşgulken TBMM’den hangi yasa tasarıları geçiyor, bunun farkında mıyız acaba? Dikkat!
Sözlerimi çok yakında keybettiğimiz sevgili Türkel Minibaş’ın hala telefonumdan silmediğim, 2007 tarihli meajıyla bitirmek istiyorum: “30 Ağustos Zafer Bayramın kutlu olsun. Unutma ki gecenin en karanlık anı, gündüze en yakın olan anıdır. Sevgilerimle, Türkel Minibaş”.
Ayrıca benim gibi düşünen, laik Türkiye’nin laik sanatçılarını Galatasaray’dan Taksim’e kadar el ele yürümeye davet ediyorum. Bu davet benim.
Değerli meslektaşlarım,
Bu davet küçük camiamızda ilgi gördü. Ve bu yürüyüşü gerçekleştirmeye karar verdik. Diyoruz ki, Galatasaray veya Tünel’den yürüyüp Taksim Anıtı’na çiçek koyup saygı duruşunda bulunalım ve dağılalım. Her kafadan bir ses çıkmadan. Yalnız tiyatrocular ve tiyatroyla bire bir ilişkili çalışanlar.
Birlikte bir slogan bulalım. Benim kaleme aldığım konuşmadan olabilir, sizlerin daha başka, daha farklı önerleriniz olabilir. En doğrusunu seçelim.
Tarih 18 Mayıs. Saati henüz saptanmadı. Herkes çalışıyor, katılmanız zor. Tiyatrocular el ele veremez diyenler var. Mesleğimiz için el ele veremedik, ellerimiz ülkemiz için buluşsun. Bunu yapmak, varlığımızın gücünü göstermek çok önemli. Gücümüzün farkında olalım, fark ettirelim.
Giyimli, saygılı bir yürüyüş. Konuşmadan, ama yüzümüzü de asmadan... Tavrımızı koymanın zamanı gelmedi mi?
Bu davet bizim.
(Kaynak: 3. Abdülhamid)